Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist ya da yıldırıcı denilmektedir. Bununla birlikte bu ifade oldukça tartışmalı bir kavram olup üzerinde akademik ya da uluslararası fikir birliği yoktur. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Buna benzer olarak; devlet organlarını direkt olarak kullanmayıp, iktidarlardaki grubun veya partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm sonucu da benzer yargılamalar olabilmektedir. Birçok akademisyen çeşitli hükûmetlerin eylemlerinin de "terörizm" olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler gerçekleşen bir direniş hareketini "terörizm" ile etiketleyebilir.
Boylam, başlangıç meridyeninin doğusundaki veya batısındaki herhangi bir noktanın açısal mesafesi. Boylam anlamında tul derecesi, tul dairesi ve uzunluk dairesi sözleri de kayıtlıdır. Boylamlar, doğu ve batı boylamları olmak üzere ikiye ayrılır; derece, dakika ve saniye cinsinden ifade edilir. Dünya üzerindeki aynı boylama sahip noktaların birleşmesi ile oluşan yarım daire şeklindeki varsayımsal yaylara ise meridyen denir. Meridyenler bir kutuptan diğerine uzanır ve Dünya'yı portakal dilimi gibi dilimlere ayırır.
Bayan, kadınların ad veya soyadlarının önüne gelen hitap ve saygı sözcüğüdür. 26 Kasım 1934'te Lâkap ve Unvanların Kaldırılması Hakkındaki Kanunun kabulü sırasında erkekler için kullanılan bay sözcüğünden türetilerek kullanımı sunulmuştur. 5 Aralık 1934'te kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması sonrası Türk Kadınlar Birliği tarafından Ankara Halkevi ve Beyazıt Meydanında gerçekleştirilen kutlamalarla sözcüğün kullanımı yaygınlaştırılmıştır. Ancak daha yaygın olarak, addan sonra kullanılan hanım sözcüğü nedeniyle günümüzde kullanımı arka planda kalmıştır.
Kauçuk, bazı tropikal bitkilerin öz suyundan (lateks) ya da petrol ve doğalgazdan imal edilen esnek bir madde. Ağaçların öz suyundan üretilene doğal kauçuk, petrol ürünlerinden üretilene sentetik kauçuk denir. Her iki tür de çok yönlü maddelerdir. Kauçuktan yapılan eşyalar genellikle lastik olarak adlandırılır.
Cunta, yönetime kuvvet kullanarak el koyan askerî ya da siyasi grup.
Yunan mitolojisinde, Kadmos ya da Cadmus( ')' efsanevi Boeotia'daki Thebai şehrinin kurucusudur ve Fenikelidir. Perseus ve Bellerophon'la birlikte ilk Yunan kahramanıydı ve Herakles'ten önceki en büyük kahraman ve canavar avcısıydı. Yaygın olarak Fenike prensi olduğu belirtilir, kral Agenor'un ve kraliçe Tire'li Telephassa'nın oğluydu, kardeşi Phoenix, Cilix ve Europa idi. Kadmos'un soyağacı Zeus'a dayanmaktadır. Başlangıçta, Zeus tarafından Fenike kıyılarından kaçırılan kız kardeşi Europa'yı bulup Tire'ye geri götürmek için kraliyet ailesi tarafından yolculuğa gönderildi. İlk anlatımlarda, Kadmos ve Europa, Phoenix'in çocuklarıydı. Kadmos, aslen onun onuruna Cadmeia akropolisi olarak adlandırılan Yunan şehri Thebai'yi kurmuştur.
Muslin düz dokuma bir pamuklu kumaş tipi. Çok şeffaf ince dokumalardan kaba dokumalara kadar birçok farklı kalınlıkta üretilirler. Genelde düz renktir. Adını ilk üretildiği yer olan Irak'taki Musul şehrinden alır. Arapçada Musullu/Musul işi anlamına gelen musuli sözcüğü köken olarak gösterilebilir. Erken dönem muslinler, özellikle Dakka'da, olağanın dışında narinlikte elde eğirilmiş ipliklerle dokunuyordu. 17 ve 18. yüzyıllar boyunca Avrupa'ya sıklıkla bu bölgelerden muslin ihraç edilmekteydi.
Milat, tarih hesaplamalarında İsa'nın doğduğu kabul edilen gün. İsa'nın doğum tarihine dair net bir bilgi olmamakla birlikte, miladi takvime göre oluşturulmuş zaman çizelgesinde başlangıç noktası yani 1 Ocak 1 tarihi olarak kabul edilir. Bu takvimde 0 yılı tanımlanmamıştır. Bu tarihten önceki tarihler milattan önce (MÖ), bu tarihten sonraki tarihler milattan sonra (MS) olarak tanımlanır. Ayrıca İsa'dan önce (İÖ) ve İsa'dan sonra (İS) terimleri de aynı anlamda kullanılır.
Prens Sado, Joseon Kralı Yeongjo'nun ikinci oğludur. Biyolojik annesi Jeonui Yi klanından Kraliyet Soylu Eşi Yeong'du. Sado'nun büyük üvey kardeşi Veliaht Prens Hyojang'ın önceden ölmesi nedeniyle, yeni prens geleceğin muhtemel hükümdarıydı. Ancak 27 yaşındayken, yaz sıcağında babasının emriyle bir pirinç sandığına kapatıldıktan sonra büyük olasılıkla susuzluktan ve muhtemelen açlıktan öldü.
Eş anlamlı, anlamdaş, müteradif veya sinonim; yazılışları farklı olduğu hâlde anlamları aynı veya çok yakın olan sözcükler.
Üniforma; meslekî, kurumsal ya da sanatsal nedenlerle giyilen tek tip kıyafet. Bazen forma olarak kısaltılır ve özellikle sporcu ve öğrenci üniformalarını tanımlamakta kullanılır.
Litürji, özellikle Hristiyanlıkta, halka açık dinî ibadetlerin (ayinlerin) nasıl yapılacağını belirleyen formlar bütünü. Bu formlara uygun olarak düzenlenmiş ayinlere de litürji denir. Litürji sözcüğü özel isim olarak özellikle Ortodoks Kilisesindeki Efkaristiya anlamında kullanılır.
Piyes, temsil ya da oyun; okunmaktan ziyade genellikle sahnelenmek üzere yazılmış, karakterler arasındaki diyaloglardan ve tasvirlerden oluşan tiyatro eseri. Bu eserin sahnelenmiş hâline de aynı adlar verilir. Bernard Shaw gibi bazı drama yazarları eserlerini yazarken, okunması veya sahnelenmesi arasında pek fazla tercih yapmamışlardır; yani okuyucunun da izleyici kadar zevk alabileceği eserler yazmaya gayret etmişlerdir.
Dayı, annenin erkek kardeşi. Anneden yaşça küçük veya büyük olabilir. Bir kişi herhangi bir dayısının yeğenidir. Dayı sözcüğü, aynı zamanda, bazı yörelerde bir kimsenin akrabalık bağı olmayan, kendisinden yaşça oldukça büyük erkeklere hitap ederken kullandığı bir hitap ve saygı sözüdür.
Teyze, annenin kız kardeşi. Anneden yaşça küçük veya büyük olabilir. Bir kişi herhangi bir teyzesinin yeğenidir. Teyze sözcüğü bazı yörelerde bir kimsenin akrabalık bağı olmayan, kendisinden yaşça oldukça büyük kadınlara hitap ederken kullandığı bir hitap ve saygı sözüdür.
Yalancı eşdeğerler, farklı dillerde yazım veya söyleniş bakımından aynı olan ya da birbirine çok benzeyen; ancak anlamları tamamen veya kısmen farklı olan sözcüklerdir. Örneğin magazin sözcüğü Türkçede başlıca "sosyete haberleri" anlamında kullanılırken İngilizce magazine sözcüğü şarjör ve dergi anlamlarında kullanılır. Benzer şekilde İngilizce asparagus sözcüğü "kuşkonmaz" anlamına gelirken Türkçe asparagas sözcüğü "yalan, uydurma" anlamına gelir.
Yule, Jul veya Yul; Cermen, İskandinav ve Kelt halkları tarafından kutlanan antik bir pagan kış festivali. En uzun gecenin yaşandığı ve günlerin uzamaya başladığı gün olan kış gündönümünün kutlandığı bir bayramdır. Hristiyanlığın yayılması ile birlikte Yule adı 11. yüzyıldan sonra İngilizcede Noel anlamında da kullanılmaya başlanmıştır. Yule, günümüzde bazı neopagan gruplar tarafından kutlanmaya devam edilir.
Birleşik Krallık prensesi Birleşik Krallık hükümdarlarının kızlarına ya da kız torunlarına verilen kraliyet unvanıdır. Hükümdar tarafından letters patent yayınlanarak kullanılmasına izin verilir.
Prens William Frederick, Gloucester Dükü ve Edinburgh,, Kral II. George'un torununun çocuğu ve Birleşik Krallık Kralı III George’un damadıydı.