İçeriğe atla

Leslie Davis

Leslie Davis

Leslie A. Davis (1876–1960) Amerikalı diplomat ve 1914 - 1917 arası ABD'nin Harput konsolosu. Ermeni Soykırımı konusundaki çalışmaları ile tanınır. New York'ta avukat olarak başladığı kariyerine diplomat olarak devam etmiştir. Batum, Özbekistan, Kafkasya elçiliklerinden sonra Osmanlı Devleti'nin Harput elçisi olarak görevlendirilmiştir. Ermeni Kırımı sırasında Hazar Gölü ve civarında Ermenilerin, Türk hükûmetinin desteklediği Kürt çeteler tarafından toplu katliama tabi tutulduğunu iddia etmiştir.[1] Ayrıca 1 milyon Ermeni'nin soykırıma uğradığını ilk ortaya atan kişidir.[2]

Kitapları

Davis L. A., The Slaughterhouse Province. An American Diplomat's Report on the Armenian Genocide, 1915–1917, ed. by Susan X. Bleair, N.Y., 1989

Kaynakça

  1. ^ Bartov/Mack, Omer/Phyllis (2001). In God's Name: Genocide and Religion in the Twentieth Century. Berghahn Books. p. 214
  2. ^ "Bugün Gazetesi, Ermeniler'in zorunlu göçünün hikayesi, 01.06.2014". 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2015. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Soykırım</span> bir insan topluluğunu ulusal, dinsel ve benzeri sebeplerle yok etme

Soykırım, jenosit veya genosit ; ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum veya başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, çıkâr amacıyla, bir plan çerçevesinde ve yok edilmeleri niyetiyle girişilen eylem ve sonuçlar bütünüdür. Tam tanımı, soykırım üzerinde çalışan akademisyenler arasında değişiklik gösterse de 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nde (SSECS) hukuksal bir tanımı bulunmaktadır. Sözleşmenin 2. maddesi, soykırımı şu şekilde tanımlamaktadır: "Ulusal, etnik, ırksal ve dinsel bir grubun bütününün ya da bir bölümünün yok edilmesi niyetiyle girişilen şu hareketlerden herhangi biridir: Topluluğun üyelerinin öldürülmesi, topluluğun üyelerine ciddi bedensel ya da zihinsel hasar verilmesi, topluluğun yaşam koşullarının topluluğun bütününe ya da bir kısmına getireceği fiziksel yıkım hesaplanarak kasıtlı olarak bozulması, topluluk içinde yeni doğumları engelleyecek yöntemlerin uygulanması, topluluktaki çocukların zorla bir gruptan alınıp bir diğerine verilmesi."

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

Kültürel soykırım ya da etnosit, kültürel, ekonomik, askeri vb. diğer alanlarda, diğerlerine göre daha güçlü olan bir kültürün, bünyesinde yaşadığı insanların kültürlerinin unutulmasına yönelik yaptığı soykırım çalışmalarına verilen sıfattır. Diğer etnik dillerin yokedilmeye çalışılması, diğer etnik gruplara ait tarihi kalıntıların tahribatı, psikolojik olarak aşağılık kompleksini aşılama, tarihi saptırma gibi faaliyetler kültürel soykırımın işlevleri olarak görülebilir. Kültürel soykırımda amaç, bir milletin milli duygularını yıkmak, onları aşşağılık kompleksine sokmak, tarihi, kültürel ve sosyal iç dinamiklerini bozmak, bu doğrultuda kendi etnik grubuna katılmasını sağlamaktır. Tarihin birçok döneminde kültürel soykırım uygulamaları ile karşılaşılmıştır. Tarih sahnesinden silinen birçok etnik grubun bu tür uygulamalara maruz kaldığı düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın tanınması</span> Hükûmetlerin Ermeni Soykırımını tanıması

Ermeni Soykırımı'nın tanınması, Osmanlı İmparatorluğu'nda, çoğunlukla 1915'te olmak üzere devletin son dönemlerinde Ermeni tebaaya yönelik sistematik olarak gerçekleşen katliam ve zorunlu göçlerin bazı ülkelerce, soykırım olarak siyaseten kabulüdür. Holokost ve soykırım üzerine çalışan birçok tarihçi ve akademik kuruluş, olayların Ermeni Soykırımı şeklinde adlandırılmasında fikir birliğine varmışlardır. Hükûmetlerin katliamları soykırım olarak tanımasında tarihçilerin görüşleri kadar, ülkelerinde yaşayan Ermeni toplulukların lobicilik faaliyetleri de etkili olmaktadır. Yaşanan olayların soykırım olduğu görüşünü doğrudan reddeden ülkeler Türkiye ve yakın ilişkiler sürdürdüğü Azerbaycan ile Pakistan'dır; Türkiye ile Azerbaycan yaşanan olayların soykırım olarak herhangi bir ülke tarafından tanınması durumunda açıkça o ülkeleri ekonomik ve diplomatik yaptırımlarla tehdit etmektedir. Aynı şekilde Türkiye ile siyasi ilişkileri kötü gitmekte olan veya ihtilafa düşmüş bazı ülke ve kuruluşlar siyasi misilleme olarak kimi zaman yaşanan olayları soykırım olarak tanımayı bir koz olarak öne sürmekte veya soykırım olarak doğrudan tanımaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Tsitsernakaberd</span>

Tsitsernakaberd veya Ermeni Soykırımı Anıt Kompleksi, Ermenistan'ın Erivan'daki Tsitsernakaberd tepesine 1967'de inşa edilen ve Ermeni Kırımı kurbanlarına ithaf edilen anıttır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü</span> Ermenistanda millî gün

Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü, her yıl 24 Nisan tarihinde başta Ermenistan olmak üzere Kanada, Fransa ve Ermeni diasporası'nın yoğun olarak yaşadığı bölgelerde Ermeni Kırımı'nda ölen kurbanları anmak için düzenlenen ulusal törenler. Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yüz binlerce insan Tsitsernakabert Soykırım Anıtı'na yürüyerek ziyaret eder ve ebedî aleve çiçekler koyar.

<span class="mw-page-title-main">Süryani Katliamı</span> Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen sürgün

Süryani Soykırımı veya Arami Katliamı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ordusunun güneydoğu Anadolu ve İran'ın tarihi Azerbaycan bölgesinde, bazı Kürt aşiretlerinin yardımıyla Süryani Hristiyan azınlıklara karşı işlediği, tüm Süryani ve Süryani-i Kadim nüfusu 1914'de 58.983 iken bu sayının yaklaşık 5 katı olan 270 bin ila 300 bin arasında Süryani'nin öldüğü iddia edilen, sürgün etme ve katliamdır. Lakin daha sonra, alttaki Görüntüler kısmında bulunan resimden de görüldüğü üzere Rosie Malek-Yonan, Los Angeles, California'da bulunan Süryani Soykırım Anıtı'na bu sayıları 3 katına çıkarıp, 500 bin daha arttırarak 750 bin Süryani'nin soykırıma uğratıldığını belirten plakayı koydurmuştur ki bu da aslen 1914'te yaşayan tüm Süryani sayısının 12.7 katıdır.

<span class="mw-page-title-main">Vahakn Dadrian</span> Amerikalı akademisyen (1926 – 2019)

Vahakn N. Dadrian, Ermeni asıllı Amerikalı sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">Rum Kırımı</span> Pontus Rumlarının tarihsel anayurtlarından sistematik olarak sürgün edilmesi

Rum Kırımı, Rum Soykırımı veya Pontus Soykırımı, I. Dünya Savaşı esnası ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu topraklarında yaşanan, hükûmetin ülkedeki Rum nüfusa karşı uyguladığı politikayla başlayan etnik temizliktir. Bu politika çerçevesinde çeşitli katliamlar, sürgünler ve hak ihlalleri gerçekleştirildi. Pontus olarak bilinen Karadeniz bölgesindeki Rumların bir kısmı kırım sonucunda Rusya'ya kaçtı. 1923 yılında, kırım sonrasında Türk Kurtuluş Savaşı sonucu Türkiye ve Yunanistan arasında yapılan mübadeleyle Anadolu Rumları Yunanistan'a gönderildi. Kırımın soykırım niteliği taşıyıp taşımadığı konusunda uluslararası akademik camiada fikir birliği yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Hamidiye Katliamları</span> 1890ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğunda Ermenileri hedef alan katliamlar

Hamidiye Katliamları veya bazı Türkçe olmayan kaynaklarda geçen adlarıyla 1894-1896 Ermeni katliamları ve Büyük Katliamlar, 1890'ların ortalarında Osmanlı İmparatorluğu hükûmeti tarafından ülkede yaşayan Ermenilere yapıldığı iddia olunan katliamlardır. Katliamlar sonucu ölenlerin sayısı 80.000 ile 300.000 arasında gösterilmekte, dönemin gazete haberlerine göre 50.000 çocuğun ise yetim kaldığı belirtilmektedir. Kırım, The New York Times 'ın Eylül 1895 tarihli makalesindeki başlıkta Ermeni Holokost olarak geçiyordu. Buna karşın Osmanlı kaynakları ise aksi iddia olarak böyle bir sayıda Ermeninin öldürülmediği Müslümanların katledildiği Ermeni Çetelere karşı operasyon yapılıp bu çetelerin ve isyanların bastırıldığı iddiasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Deyrizor Kampları</span>

Deyrizor Kampları, Ermeni Kırımı sırasında binlerce Ermeni'nin ölüm yürüyüşü sonrası son durağı olarak belirlenen toplama kamplarıdır. İskenderun'daki Amerikan konsolosu Jesse B. Jackson, 300.000 Ermeni'nin Deyrizor'a sürüldüğünü belirtmiştir.

Ermeni Soykırımı anıtları listesi, Ermeni Kırımı sırasında hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış anıtlar.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı terminolojisi</span>

Ermeni Kırımı terminolojisi İngilizce, Türkçe ve Ermenicede farklıdır ve Ermeni Soykırımı'nın reddi ve Ermeni Soykırımı'nın tanınması sorunları çerçevesinde siyasi tartışmalara yol açmıştır. Çalışmalarını İngilizce dilinde yapan tarihçilerin çoğu olayları tanımlamak için "soykırım" sözcüğünü kullansa da başka terimler de vardır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Hovhannes Bucikanyan</span>

Hovhannes Bucikanyan Osmanlı'da Ermeni akademik, profesör ve öğretmen. Osmanlı İmparatorluğu içinde İkinci Meşrutiyeti'nin savunucusuydu ve ünlü Fırat Koleji'nde etkili bir memurdu. Ermeni Soykırımı kurbanlarındandır.

Donabed Lüleciyan Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni editör ve öğretmen.

<span class="mw-page-title-main">1919-1920 İstanbul yargılamaları</span>

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi. Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.