İçeriğe atla

Lemurya

Mistik Tamil milliyetçisi kaynaklara göre Lemurya.

Lemurya, eskiden Hint ve Pasifik okyanusları arasında yer aldığına inanılmış, ancak günümüzde bilimsel olarak kabul görmeyen ve sözdebilim olarak sınıflandırılan efsanevi bir kıtadır. Lemurya kıtası, bilimsel çevreler tarafından tektonik levha gibi kavramlar yaygınca kabul görmeye başlandığı zaman aldığı desteği kaybetmiştir.

Tamil edebiyatında ve kültüründe Lemurya, bu kültürde önemli bir yeri olan efsanevi Kumari Kandam bölgesi ile bağdaşlaştırılmıştır. Bir zamanlar Hindistan, Sri Lanka ve Madagaskar bir bütün oluşturmuş olmalarına rağmen, ayrılmaları iddia edilenin aksine batan bir kıta ile değil, tektonik hareketlerin Gondwana'yı parçalaması vasıtası ile gerçekleşmiştir. Bu olay ise milyonlarca yıl önce, dünya üzerinde herhangi bir medeniyet veya insan yaşamı yok iken olmuştur.

Kaynakça

İngilizce Vikipedi'deki Lemuria maddesi

İlgili Araştırma Makaleleri

Jeoloji ya da yer bilimi, geniş anlamda Yerküreyi, dar anlamda yerkabuğunu oluşum, bileşim, yapı, hareket, değişiklikler ve değişiklikleri yaratan nedenler ve tarihsel evrim açısından inceleyen, yeraltı zenginliklerinin bulunması, doğal afetlerle savaşımda katkı sunulması gibi amaçları olan bir bilimdir. Jeolojinin temel konusu Dünya olmakla birlikte yer benzeri gezegenler ve doğal uyduların incelenmesini de içerir. Yer bilimleri bünyesinde ele alınır.

<span class="mw-page-title-main">Ada</span> çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçası

Ada, çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçasına verilen addır. Yeryüzündeki adaların bütünü on milyon kilometrekarelik bir yer kaplar. Adalar, tek tek olabileceği gibi, gruplar halinde de olabilir. Bu şekildeki adalara “takımada” adı verilir. Yarımada ise suyla çevrili, ancak bir tarafından ana kara parçasına bağlı bulunan coğrafi şekildir. Yer bilimi açısından adalar, kıtasal adalar ve okyanus adaları olmak üzere temelde ikiye ayrılır. Yüzen adalar ise yeni bir yer bilimi konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Asya</span> kıta

Asya veya Asya Kıtası, Avrupa'nın doğusunda, Büyük Okyanus'un batısında, Okyanusya'nın kuzeyinde ve Arktik Okyanus'un güneyinde bulunan kıta, yüz ölçümü olarak Dünya'nın en büyük kıtası, aynı zamanda nüfus açısından en kalabalık kıtasıdır. Sınırları değişkenlik gösterse de Avrupa ve Afrika kıtaları ile kara sınırı vardır. Avrupa ile birlikle Avrasya'yı, Avrupa ve Afrika kıtalarıyla birlikte Eski Dünya'yı oluşturur. İnsanlığın Afrika'dan çıktıktan sonra ayak bastığı ilk kıta olan Asya, aynı zamanda Dünya üzerindeki birçok dinin çıkış bölgesidir. Ortadoğu kökenli İslam, Hristiyanlık gibi İbrani dinler ile Hint Yarımadası kökenli Budizm ve Hinduizm gibi Dharmatik dinler buna örnektir. Kuzey Kutup Dairesi'nden Ekvator'a kadar uzanan Asya Kıtası, yeryüzünün en alçak noktası olan Lut Gölü ve en yüksek noktası olan Everest gibi çok farklı yeryüzü şekillerini içinde barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Levha tektoniği</span> Litosferin yapısını inceleyen jeoloji dalı

Levha tektoniği } Dünya'nın litosfer'inin yaklaşık 3,4 milyar yıl öncesinden beri yavaş hareket eden birçok büyük tektonik levha içerdiği düşünülen genel kabul görmüş bilimsel bir teoridir.

<span class="mw-page-title-main">İmhotep</span>

İmhotep, Antik Mısır'da mimar, yazar, hekim, mucit, mühendis, heykeltıraş, astronom ve firavun Zoser'in veziri olan efsanevi kişi.

<span class="mw-page-title-main">Mu</span> 14 bin yıl önce batarak yok olduğu söylenen efsanevi kıta

Mu kıtası veya kısaca Mu, ilk olarak 19. yüzyılda yaşamış yazar ve gezgin Augustus Le Plongeon tarafından Büyük Okyanus'ta yer aldığı ve 14 bin yıl önce batarak yok olduğu ileri sürülmüş, günümüzde bilim çevrelerinde sözdebilimsel bir iddia olduğu kabul gören efsanevi kıtadır. Le Plongeon, kıtada Antik Mısır ve Mezoamerika toplumlarının atalarının yaşadığını iddia etmiştir. Kavram daha sonra, kıtanın bir zamanlar Pasifik Okyanus'unda var olmuş olduğunu iddia etmiş James Churchward tarafından popülarize edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ejderha</span> efsanevi canavar

Ejderha, yarasa kanatlı, dikenli kuyruklu, derisi pullu, ağzından ateş saçan dev kertenkele ya da yılan biçimindeki efsanevi canavardır. Tarih öncesinin ejderhayı andıran dev sürüngenleri hakkında hiç bilgi yokken bile bu yaratıkların varlığına inanılırdı. Yunancadaki δράκων (drákōn) sözcüğü başlangıçta her türlü büyük yılan için kullanılırdı.

<span class="mw-page-title-main">Kıta sahanlığı</span>

Kıta sahanlığı, jeolojik olarak ülkeyi oluşturan kara parçasının deniz altındaki uzantısıdır ve kıtanın bitip okyanusun başladığı kıtasal çizgiye kadardır. Kıta sahanlığı, kara platformu olarak da bilinir, bir kıtayı ya da kara parçasını çevreleyen görece sığ ve eğimli deniz tabanına verilen addır.

<span class="mw-page-title-main">Göl</span> büyük ve nispeten durgun su kütlesi

Göl, karalar üzerindeki çanakları doldurmuş tatlı veya tuzlu su kütlesidir. Göller, kapalı havzaları dolduran geniş, durgun su kütlesi olarak da tanımlanır. Gölsel ortamlar, oldukça belirgin çökel türü ve çökel yapılarına sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Fiziki coğrafya</span> coğrafyanın iki önemli alt alanından biri

Fiziki coğrafya coğrafyanın büyük alanlarından biridir. Fiziki coğrafya; insan coğrafyasının alanı olan kültürel çevre aksine, atmosfer, hidrosfer, biyosfer ve jeosfer gibi doğal çevrelerin süreç ve değişimlerini inceleyen doğa bilimi dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Orojenez</span> sıradağların oluşumunu açıklayan yerbilimsel terim

Orojenez, İç kuvvetlerin ortaya çıkma şekillerinden birini ifade eden orojenez terimi dağ oluşumu anlamına gelir.

Efsane ya da söylence, hem anlatıcı hem de dinleyiciler tarafından insanlık tarihinde yer aldığına inanılan veya öyleymiş gibi algılanan insan eylemlerinin yer aldığı bir anlatıdan oluşan bir folklor türüdür. Efsanelerde anlatılan olaylar bazen doğaüstü olabilir ama çoğunlukla gerçek olaylara ve gerçekten yaşamış kişilere dayanır. Bu öykülerin çoğu kahramanca işler yapmış kişilerle ilgilidir. Eski alcıklarlı şair Gizem tanrıçası, ecem Eski Yunan ve Odysseia adlı destanlarında krallara ve kahramanlara ilişkin söylencelerden yararlanmıştır. Kral Arthur ve şövalyeleri ile ilgili birçok öykünün kaynağı söylencelerdir. Efsaneler nesilden nesile aktarılır. Efsaneler belirsizdir, katılımcılar tarafından asla tamamen inanılmaz, aynı zamanda kararlı bir şekilde şüphe edilmez.

<span class="mw-page-title-main">Tektonik</span>

Tektonik, yer kabuğunun yapısını, özelliklerini ve zaman içindeki gelişimini kontrol eden süreçtir. Özellikle, dağ inşası süreçlerini, kratonlar olarak bilinen kıtaların güçlü, eski çekirdeklerinin büyümesini, davranışını ve Dünya'nın dış kabuğunu oluşturan nispeten sert plakaların birbirleriyle etkileşme yollarını açıklar. Tektonik ayrıca küresel nüfusu doğrudan etkileyen deprem ve volkanik kuşakları anlamak için bir çevre sunmaktadır. Tektonik çalışmalar, fosil yakıtları ve metalik ve metalik olmayan kaynakların maden yataklarını arayan ekonomik jeologlar için kılavuz olarak önemlidir. Erozyon kalıplarını ve diğer Dünya yüzey özelliklerini açıklamak için jeomorfologlar için tektonik prensiplerin anlaşılması şarttır.

<span class="mw-page-title-main">Falez</span>

Falez, kayaların aşınması ile oluşan yüksek eğimli kıyıdır. Fransızca falaise dik kayalık sahil anlamına gelmektedir. Türkçe coğrafya literatüründe yalıyar da kullanılmaktadır.

Sınır-bilim, yerleşmiş bir disiplinde, ana-arter veya geleneksel olarak kabul edilegelmiş teorilerden ciddi biçimde ayrılan bilimsel araştırmalardır. Bunlar, güvenilir olağan akademik disiplinlerin "sınırları" olarak sınıflandırılırlar. Sınır kavramlar genellikle yüksek oranda spekülatiftirler veya bilim adamlarının geneli tarafından zayıf bir şekilde tasdik edilirler. Sınır-bilim tabiri zaman zaman sözdebilim dallarını ve araştırma konularını kastetmekte kullanılır. Bununla birlikte, sınır-bilim ile sözdebilimin kategorisel sınırları tartışma konusudur ve tanımsal açıdan sınır-bilim ile sözdebilim farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Dalga kesme platformu</span>

Dalga kesme platformu, kıyı bankları, dalga kesme tezgahları veya kıyı platformu genellikle falez dibinde ya da dalgaların hareketi ile kontrol edilen göl, koy veya deniz kıyı şeridi boyunca bulunan dar düz bir alandır. Bu alan denizin sakin olduğu yaz dönemlerinde kum ile kaplı olabilir, böylece dar bir plaj oluşur. Kış dönemlerinde ise bu depolar kıyı gerisine taşınır ve platform açığa çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Armutlu Yarımadası</span> Türkiye de yarımada

Armutlu Yarımadası, Marmara Denizinin doğusunda, İzmit Körfezi ile Gemlik Körfezinin arasında uzanır. Yarımadanın doğu sınırı tartışmalı olsa da Yalova-Orhangazi-Gemlik yolu genel kabul görmektedir. Yarımadanın uzunluğu 32 km, en geniş yeri Kapaklı burnu ile Kalem burnu arasında 21 km'dir.

<span class="mw-page-title-main">Kıyı morfodinamikleri</span>

Kıyı morfodinamikleri kıyılar,zamana ve yere bağlı olarak daima değişime uğrar. Mesela alçak ve yüksek med ve cezir arasındaki farklara,yerküre,ay ve güneşin su üzerindeki etkisine bağlı olarak sürekli değişir. Kıyıdaki küçük değişimler yer kabuğunun hareketi sonucu meydana gelir. Yerin hareketleri emersiyon ve submersiyon olarak tanımlanır. Emersiyon arazide kıyı düzleşme eğilimi gösterir. Submersiyonda ise kıyı girintili çıkıntılı ve düzensizdir. Nehirlerin çok olduğu bölgede meydana gelen submersiyon nehir ağızlarını genişletir ve koy meydana gelir. Akıntı ve dalgaların, kıyıyı yavaş yavaş yemesi neticesinde tortu ve yumuşak kayalıklarda küçük koylar meydana gelir. Daha dayanıklı kayalar burun,yarımada olarak kalır. Tam tersine akıntı ve dalgaların meydana getirdiği tabakalar yarımada ve sahiller meydana getirir.

<span class="mw-page-title-main">Terk edilmiş kuramlar</span>

Terk edilmiş kuramlar, bir zamanlar yaygın olarak kabul edilmesine karşın geçerliliğini yitirmesi nedeniyle bilim camiasını sahiplenmekten vazgeçtiği bilimsel teorilerdir. İfade, henüz bilimsel konsensüsün oluşmadığı kuramlar için kullanılamadığı gibi Lisenkoizm gibi hiçbir zaman geniş çapta kabul görmemiş kuramlar için de kullanılamaz.