İçeriğe atla

Lem'alar

Lem'alar
YazarSaid Nursi
TürlerTefsir (Ayet,Hadis)
YayımcıEnvar Neşriyat
Sözler Neşriyat
RNK Neşriyat
Yeni Asya Neşriyat
Tenvir Neşriyat
Zehra Yayıncılık
İhlas Nur Neşriyat
Hayrat Neşriyat
Söz Basım Yayın
Mutlu Yayıncılık
Şahdamar Yayınları
ISBN978-605-9846-38-7
'Risale-i Nur' serisi

Lem'alar (Osmanlıcaلمعه‌لر), İslam alimi Said Nursî tarafından telif edilen tefsir kitabı. Risale-i Nur külliyatını oluşturan önemli eserlerden biridir.[] Lem'a adı verilen 33 başlık ve münacaattan oluşmaktadır.

Konusu

Harici video
Fehmi İlkay Çeçen Gizli tutulan 18. Lem'a içeriği ile ilgili konuşuyor. İlkay Çeçen'e göre Said Nursi 18. Lem'ada Gulat-ı Şia'nın iddia ve inançlarını paylaşmaktadır.

Birinci Lem'a

İslam peygamberi Yunus'un kıssası anlatılır. Yunus peygamberin başına gelen musibetler ile insanoğlunun nefsin kötü arzu ve isteklerine uyması halinde başına gelebilecek musibetler arasında kıyas yapılmaktadır. Yunus peygamberin karşı karşıya kaldığı musibetin etki derecesinin dünya hayatı ile sınırlı olduğunu ifade eden yazar, insanın nefsin kötü arzularına uymasıyla ahiret hayatına zarar verebilecek daha büyük sonuçlarla karşı karşıya kalabileceği anlatılmaktadır. Yunus peygamberin çaresiz olduğu bir anda yaptığı münacatın kurtuluşuna vesile olduğu anlatılır. İnsanın dünya ve ahiret hayatı için nefsiyle karşı karşıya kaldığı mücadeleyi anlatır.[1]

İkinci Lem'a

İkinci Lem'a Başlık Şeması
  • İkinci Lem'a
    • Birinci Nükte
    • İkinci Nükte
      • Birinci Vecih
      • İkinci Vecih
      • Üçüncü Vecih
    • Üçüncü Nükte
    • Dördüncü Nükte
    • Beşinci Nükte
      • Birinci Mesele
      • İkinci Mesele
      • Üçüncü Mesele

İslam peygamberi Eyyûb'un duasını anlatan âyet'in bir tefsiridir. Musibet ve hastalıklara karşı sabrın önemine vurgu yapar ve asıl musibetin imansızlık olduğu anlatılır. Bu Lem'a 5 alt başlıktan oluşmaktadır. Her alt başlık 'Nükte' ismiyle adlandırılmıştır. İkinci Nükte kendi içinde üç alt başlığa ayrılmış her alt başlık 'Vecih' ismiyle adlandırılmıştır. Beşinci Nükte 3 alt başlığa ayrılarak 'Mesele' ismiyle adlandırılmıştır.[2]

  • Birinci Nükte: Yazar, günahları insanın ahiret hayatına tesir eden manevi yaralar olarak tarif etmektedir. İslam peygamberi Eyyüb'un hastalıkları ile insanın ahiret hayatını etkileyen hastalıkların karşılaştırılması yapılmaktadır. İnsanların işlediği günahların ve o günahlardan gelen vesvese ve şüphelerin insanın kalp ve ruhunda derin yaralar açtığını ve bu hastalıkların dünyevi hastalıklardan daha tehlikeli olduğu anlatılmaktadır.
  • İkinci Nükte: Musibet ve hastalıklardan insanların şikayete hakkı olmadığını ifade eden yazar, 3 alt başlıkta konuyu izah etmektedir.
  • Üçüncü Nükte: İnsanın başına gelen musibetlerin son bulmasıyla yaratılışının bir gereği olarak şükrettiğini ifade eden yazar, bu musibetlerin uzun bir ömür gibi uhrevi neticeler verdiğini söylemektedir.
  • Dördüncü Nükte: Sabır kuvvetinin her musibete yetebildiği anlatılmaktadır. Her insana Allah tarafından sabır kuvveti verildiği ifade edilir. İnsan bu sabır kuvvetini evham yolunda gaflete girerek, fani hayatı baki zannederek sabır kuvvetini geçmiş geleceğe dağıtırsa halihazırdaki musibete karşı kafi gelmeyeceği izah edilmektedir.
  • Beşinci Nükte: Mesele adında üç alt başlıktan ibarettir. Musibet konusu işlenmektedir.
  1. Birinci Mesele: Dini olmayan musibetlerin hakikat noktasında musibet olmadığı ifade edilmektedir. İnsanın başına gelen asıl musibetin dine gelen musibet olduğu ifade edilir. Yazar, bir kısım musibetleri ise İlahi bir ihtar ve ikaz olarak görmektedir.

Üçüncü Lem'a

Bu Lem'ada insanın beka için yaratıldığını ve insan ruhunun bekaya aşık olduğu anlatılmaktadır. Allah'a karşı hakiki görevini bilmekle hem dünyada hem ahirette huzur ve saadete kavuşulabileceği anlatılır.[3]

Dördüncü Lem'a

Sünniler ile Şii Alevîler arasındaki meseleleri açıklar.[4]

Yedinci Lem'a

Fetih suresinin son üç ayeti olan 27, 28 ve 29. ayetlerin bir tefsiridir. Ayetlerin gelecekten haber verdiğini ve bunların Kuran'ın bir mucizesi olduğu ifade edilmektedir.

Onuncu Lem'a

Şefkat Tokatları Risalesi olarak geçen bu Lem'a, Kur'an hizmetinde gevşeklik gösteren kişilerin başına gelen musibetleri konu edinmiştir.

Onbirinci Lem'a

Peygamberin sünnetine ve ona uymanın önemine vurgu yapan bir Lem'adır. Toplam onbir "Nükte"den oluşur.

  • Birinci Nükte: "Fesâd-ı ümmetim zamanında kim benim sünnetime temessük etse, yüz şehidin ecrini, sevabını kazanabilir." hadisini tefsir eder.
  • İkinci Nükte: İmamı Rabbani'nin sünnetin önemine vurgu yapan sözüne yer vermektedir.
  • Üçüncü Nükte: Said Nursi, sünnetin kendi hayatındaki etkisini ve önemini anlatır.
  • Dördüncü Nükte: Yazarın rabıta-i mevt(ölümü ve dünyanın fani olduğunu düşünerek nefsin aldatmacalarından kurtulma yöntemi) ile alakalı tefekkürü yer almaktadır.
  • Beşinci Nükte: Allah'a olan sevgi ve muhabbetin bir şartının peygambere tâbi olmak olduğu anlatılmaktadır.
  • Altıncı Nükte: Sünnetin farklı mertebeleri olduğu ifade edilmektedir. Bunlar vacip, nafile, ibadete tabi olanlar, adab ve İslamiyet alameti olan sünnetler olarak sınıflandırılmıştır.
  • Yedinci Nükte: Edep ile sünnet arasındaki ilgiyi inceler. "Rabbim bana edebi güzel bir surette ihsan etmiş, edeplendirmiş." hadisini tefsir edilir.
  • Sekizinci Nükte: Sünnetin maddi ve manevi faydaları olduğu anlatılmaktadır.
  • On birinci Nükte: Üç meseledir.
  1. Birinci Mesele: İnsanın yaratılışındaki muhabbet ve bu muhabbetin gayesi işlenmiştir.
  2. İkinci Mesele: Allah'a olan muhabbetin gereği olarak peygamberin sünnetine uymanın gerekli olduğu anlatılır.
  3. Üçüncü Mesele: Peygamberin kişiliği konu edilmiştir. Peygamberin sözlerinde, fiillerinde, hal ve hareketlerinde istikamet üzere olduğu anlatılır.

On ikinci Lem'a

Said Nursi, bu Lem'ada Refet Barutçu'nun sorduğu soruları cevaplandırmaktadır. Rızık, semavat ve arz konusu işlenmektedir.

On Üçüncü Lem'a

Şeytana karşı Allah'a sığınmanın önemine vurgu yapılır. Yazar, bu Lem'ada şeytanların ve çirkinliklerin kainatta yaratılmasının hikmetini sorgulamaktadır. On üç alt başlık olan on üç İşaretten oluşur.

On üçüncü Lem'ada tefsir edilen ayetler
Sure Ayet numarası Ayet
Mü'minûn 97 وَقُلْ رَبِّ اَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاط۪ينِۙ
Mü'minûn 98 وَاَعُوذُ بِكَ رَبِّ اَنْ يَحْضُرُونِ

On Dördüncü Lem'a

İki Makam olan iki alt başlıktan oluşmaktadır.

  • Birinci Makam: عَلَى الثَّوْرِ وَالْحُوتِ hadisine dair sorulan sorunun izahı yapılmaktadır. Üç Esas ve üç Vecihten oluşur.
  • İkinci Makam: Bismillahirrahmanirrahim'in pek çok sırrı olduğunu ifade eden yazar, bunlardan altı tanesini altı başlık altında izah etmektedir.

On Altıncı Lem'a

Büyük İskender'i başındaki Amon boynuzlarıyla Mısır fatihi olarak tasvir eden para, İskender Mısır'da Koçbaşlı Tanrı Amon'un oğlu ve bir tanrı kabul edilir.

Bu Lem'ada yazara iletilen birçok sorunun cevapları yer almaktadır.

  • Siyasetle alakalı uzunca bir soruya cevap verir.
  • 2. Dünya Savaşının aleyhinde bulunmasına dair sorulan soruya cevap verir.
  • Risale-i Nur hizmetinde neden ihtiyatlı davranılması gerektiğine dair sorulan bir soruya cevap verir.
  • حَتّٰۤى اِذَا بَلَغَ مَغْرِبَ الشَّمْسِ وَجَدَهَا تَغْرُبُ فِى عَيْنٍ حَمِئَةٍ ayetini tefsir eder.
  • Sedd-i Zülkarneyn nerededir? Ye'cüc ve Me'cüc kimlerdir? soruları cevaplandırılır. Said Nursi islam alimlerinin çoğunluğunun İskenderi Zülkarneyn olarak kabul ettiğini belirtir.
  • Âhirzamanda İsâ peygamberin geleceğine dair sorulan soruyu cevaplandırılır.
  • "Letâif-i Aşere" olarak tabir edilen İnsandaki "on duygu" hakkında sorulan soru cevaplandırılır.
  • Mugayyebât-ı Hamse'ye (Beş bilinmeyen) dair sorulan soru cevaplandırılmaktadır.

On Yedinci Lem'a

Nota'lar suretinde yazılan bu eser toplam on beş Nota'dan oluşmaktadır. Mesnevi-i Nuriyede yer alan Zühre, Şule, Habbe, Şemme, Zerre, Katre risaleleriyle benzerlik göstermektedir.

On Dokuzuncu Lem'a

İktisat ve kanaatin önemine vurgu yapan yazar, israfın maddi ve manevi zararlarına dikkat çekmektedir. Yedi Nükte'den oluşur.

  • Birinci Nükte: Allah'ın insanlara verdiği nimetler mukabilinde şükür istediğini ifade eden yazar, iktisat ve kanaatin nimete karşı saygının göstergesi olduğunu anlatır. İsrafı ise nimeti hafife almak olarak görür.
  • İkinci Nükte: İktisatlı ve kanaatkar olmayı Allah'ın hikmetine uygun bir davranış olduğu ifade edilir.
  • Dördüncü Nükte: "İktisat eden, maişetçe aile belâsını çekmez" meâlindeki hadisi tefsir eder. İktisat etmeyen kişiyi zillete ve mânen dilenciliğe ve sefalete düşmeye aday bir insan olarak tarif eder. İnsanın rızkını zaruri ve zaruri olmayan olarak ikiye ayırır. Birincisi olan zaruri kısmının Allah'ın taahhüdü altında olduğu ifade edilir. İkinci kısmı olan zaruri olmayan kısmının ise taahhüt altında olmadığı ifade edilir.
  • Beşinci Nükte İktisat ve cimriliğin farklı anlamlarda olan kavramlar olduğuna dikkat çekilir
  • Altıncı Nükte: İktisat ve cimriliğin görünürde benzer olduğunu fakat hakikatinde çok farklı manaları ifade ettiğine dikkat çekilir. İktisat ve cimriliğin farkını anlatmak için örnek olarak İslam halifesi Ömer'in kıssası anlatılır.

Yirmi Üçüncü Lem'a

Tabiat Risalesi olarak da geçer. Said Nursi'nin bu risalesindeki temel gayesi insanı şirke götüren yolları kapatmaktır.[5] Müslümanların imanını şüpheye sokacak her türlü fikir ve akımlara karşı bir cevap olması gayesiyle yazılmıştır.[6] Bu Lem'ada her şeyin Allah tarafından yaratıldığı anlatılmaya çalışılmaktadır. İnsanların şuursuzca farkında olmadan dinsizliği ima eden kelimeler telaffuz ettiğinden bahseden yazar, bu kelimelerin mevcudattaki varlıkların var olma sebebi olarak gösterilmesinin yanlış olduğuna dikkat çeker. Batıl olarak tarif ettiği sözlerin muhal olduğunu anlatarak Allah tarafından yaratıldığını ispat etmeye çalışır.

Kaynakça

Çiftçi, Hasan (2019), Said Nursi'nin Materyalizm Eleştirisi, Ulusal Tez Merkezi 

Kaynak Notları

  1. ^ Said Nursî. "Birinci Lem'a". Lem'alar. 
  2. ^ Said Nursî. "İkinci Lem'a". Lem'alar. 
  3. ^ Said Nursi. "Üçüncü Lem'a". Lem'alar. 
  4. ^ Said Nursî. "Dördüncü Lem'a". Lem'alar. 
  5. ^ Çiftçi 2019, s. 50
  6. ^ Çiftçi 2019, s. 52

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Said Nursî</span> Kürt asıllı Türk İslam âlimi

Sait Okur, bilinen adıyla Said Nursî, Kürt İslam âlimi, müfessir ve yazar. Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiye azalığı, Birinci Dünya Savaşı'nın Kafkasya Cephesi'nde milis alay kumandanlığı yapmıştır. İslam üzerine yazılmış ve 300 kadar ayeti tefsir eden Risale-i Nur isimli 50'den fazla dile çevrilen külliyatın yazarıdır.

Ahiret veya ahret, İslâm termonolojisinde ölümden sonra gidilecek yere verilen bir isim. Ahiret, Kur'an'ın İslâmî eskatolojinin önemli bir parçası olan Ahiret Hesaplaşması ile ilgili bölümlerinde defalarca bahsedilmektedir. Geleneksel olarak, Müslümanların altı temel inanç esaslarından biridir.

Cebriyye, kader ve irade konusunda Kaderiyye fırkasının tam aksi görüşler ileri sürmüştür. İslâm âleminde kader konusunu tartışma gündemine getiren ilk şahsın Ma'bed bin Hâlid el-Cühenî olduğu nakledilir. Onu Geylân el-Dimaşkî takip etmiş ve kaderle ilgili görüşlerini daha da geliştirmiştir. Ma'bed, Allah tarafından önceden tayin edilmiş bir kaderin bulunmadığını, insanın fiil ve tavırlarında tamamen serbest olduğunu savunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Fatiha Suresi</span> Kuranın ilk suresi

Fatiha Suresi, Kur'an'ın ilk suresidir. Sure, 7 ayetten oluşur.

<span class="mw-page-title-main">İnşirah Suresi</span> Kuranın 94. suresi

İnşirah Suresi, Kur'an'ın 94. suresidir. Sure, 8 ayetten oluşur.

<i>Risale-i Nur</i> tefsir külliyatı

Risale-i Nur, konu sırası takip etmeyen, güncel, İslami ve imani konularda Said Nursi tarafından 1925 yılında yazılmaya başlanmış, 24 yılda tamamlanmış kitap ve kitapçıklardan oluşan bir külliyattır.

<span class="mw-page-title-main">Cennet</span> Dini Mekan

Cennet, dinî kozmoloji veya transandental felsefede gök, yedi gök, uçmak, behişt gibi adlarla da anılan ilah, melek, cin, aziz, yeniden dirilmiş atalar gibi varlıkların yaşadığı, köken aldığı veya hüküm sürdüğüne inanılan yer. Bazı dinî inanışlara göre cennet yaratıkları yeryüzüne inebilir (reenkarnasyon) ve yerde yaşayanlar ölümlerinden sonra, bazı özel durumlarda yaşamakta oldukları hayat devam ederken cennete gidebilirler.

Sözler, İslam alimi Said Nursî tarafından 1925-1931 yılları arasında yazılan bir kitaptır. Risale-i Nur külliyatının en geniş hacimli kitabıdır.

<i>Mektûbat</i> (Said Nursî)

Mektubat, İslam alimi Said Nursî'ye ait kitap. 1928 ve 1935 yılları arasında kısım kısım yazılmış olan eser aynı zamanda Risale-i Nur Külliyatının bir parçasıdır. Eserdeki soruların ise talebesi Hulusi Yahyagile ait olduğu ifade edilmektedir.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

Mâtüridîlik, Matüridî'nin kurduğu, Hanefî Mezhebi'nin kurucusu İmam-ı A'zam'ın düşüncesini tâkip eden, akla önemli bir yer veren İslam dini itikad mezhebidir. Türkiye, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya ülkelerinde yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Secde Suresi</span> Kuranın 32. suresi

Secde Suresi, Kur'an'ın 32. suresidir. Sure 30 ayetten oluşur. Sure adını, mü’minlerin Allah’a secde etmelerinden bahseden 15. ayetten almıştır. Mekke döneminin son yıllarında Mü'minun Suresi'nden sonra indirildiğine inanılmaktadır.

Nur Cemaati, Nurcular veya Risale-i Nur hareketi, Said Nursi tarafından telif edilen Risale-i Nur adlı eserlerin bilgileri istikametinde teşekkül eden, 20. yüzyıl başlarında doğan İslâmî harekettir. İtikadi ve fıkhi bakımdan Sünni İslam'a bağlıdırlar. Müslümanların birliği dedikleri ittihad-ı İslam'ı ve halifeliğin geri getirilmesini savunurlar. Cemaatin temel faaliyeti Risale-i Nurların okunması, yazılması, anlaşılmaya çalışılması ve insanlara ulaştırılmasıdır. Bu faaliyet Cemaat mensupları tarafından "Hizmet-i imaniye ve Kur'aniye" veya kısaca ''Risale-i Nur Hizmeti'' diye tabir edilen kavramlarla ifade edilir.

<span class="mw-page-title-main">Mesih</span> kurtarıcı olarak beklenen figür

İbrahimî dinlerde mesih, bir grup insanın kurtarıcısı veya özgürlüğe kavuşturucusudur. Geleneksel Yahudilikte maşiah, mesihçilik veya Mesih Çağı gibi kavramlar, kutsal mesh yağıyla meshedilmiş bir seçkine atıfta bulunan Tanah'la ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da İsa</span> İslam inancında İsa

İslam dininde İsa veya ʿÎsâ bin Meryem, İsrailoğulları'na gönderilen son peygamber ve aynı zamanda da Mesih'tir. İsrailoğullarına Tevrat'ı ilga etmeden, onun yanı sıra yeni bir vahiy olan İncil ile tebliğde bulunmuştur. İsa, hiç evlenmeden ve çocuğu olmadan yaşamış ve bu hâliyle göğe yükseltilmiştir. Kuran'da 93 âyette, "Meryem'in oğlu", "Allah'tan bir ruh" ya da "Allah'ın Kelimesi" unvanlarıyla veya özel ismiyle toplam 180 defa zikredilmektedir. Kuran'da İsa'nın babasız yaratıldığı, Adem Peygamberin durumuna benzetilerek vurgulanmaktadır. İsa'nın Allah'ın izniyle çeşitli mucizeler göstermiş olduğu kabul edilir.

<i>Gençlik Rehberi</i>

Gençlik Rehberi (Osmanlıca: گنچلك رهبرى, Said Nursî'nin eseri. Risale-i Nur koleksiyonunun müstakil kitaplarında geçen gençlik, iman ve ahiret konulu kitapçıklardan derlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Abbas</span>

Abdullah bin Abbas, Tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen ve çok sayıda hadis rivayet eden İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu olan sahabe.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Sirhindî</span> Hint İslam âlimi

İmâm-ı Rabbânî veya diğer adıyla Ahmed Sirhindî,, Hindistan'da yaşamış İslâm âlimi ve tasavvuf önderi.

<span class="mw-page-title-main">Gadîr-i Hum</span> Muhammedin 632 yılında damadı Ali lehine bir beyan içeren vaazı.

Gadîr-i Hum İslam peygamberi Muhammed'in 16 Mart 632 tarihinde vereceği vaaz için Müslümanların toplanmış olduğu tarihsel etkinliktir. Şiilerin ve Arap Alevilerinin inancına göre İslam peygamberi bu vaazinde, Ali bin Ebu Talib'i kendisinden sonra gelecek halef tayin etmiştir. Bu günün hicri yıldönümü Şiiler ve Arap Alevileri tarafından her yıl Gadir-i Hum Bayramı olarak kutlanır.

Said Nursî kendisinin skolastik bir medrese hocası gibi değerlendirilmemesini, Risale-i Nur'un Arş-ı Azam'dan indirilerek kendisine yazdırılan ve mehdiliği temsil eden Kur'an hakikatleri olduğunu, kendisinin sadece bir aracı ve elçi olduğunu ifade eder. Öyle ki Kur'an'ın yanında celcelutiye, mektubat, gibi asırlar önce yazılmış eserler ima ve işaretler yoluyla muhtelif yerlerde Risale-i Nur'a işaret eder, mücadelesini destekler, Risale-i Nur'un mahrem ve izni ilahi tarafından uygun görülmeyen kısımları yazdırılmaz ya da ilgili bölüm atlanılarak izin verilen kısımlar yazdırılmaya devam eder. Kendisinin mücadele alanı ise başta insanın sonsuz azap çekmesini gerektiren imansızlığın yanında imansızlığın en büyük kaynağı olarak gördüğü ve ahir zamanın büyük deccali olarak adlandırdığı bolşeviklik ve İslam deccali veya süfyan olarak nitelendirdiği Mustafa Kemal'den ve Cumhuriyet Devrimleri'nden başkası değildir. Cumhuriyete taraf olmakla birlikte, şeriatı yürürlükten kaldıran laikliğe şiddetle karşıdır ve şapka giyilmesini de küfür işareti olarak görür. Çünkü ona göre şeriat adalet-i mahza ve fazilettir.