Jüpiter'in kalın ve karmaşık bir atmosfer tabakası bulunmaktadır. Bu atmosferi oluşturan gazların bileşim açısından Güneş Sistemi'nin kökenini oluşturan Güneş Bulutsusu'nun varsayılan yapısına yakın olduğu ve aynı şekilde güneş sisteminin ilkel bulutsudan en az farklılaşmış gezegeni olduğu tahmin edilen Jüpiter'in iç yapısını da kabaca yansıttığı düşünülür. Atmosferin iki temel bileşeni moleküler hidrojen (H2) ve helyum (He)'dur. Bu gazların moleküler dağılımı %88 - %12 civarındadır. Bunları %0.1 oranla su buharı (H2O) ve metan (CH4) ve %0.02 oranla amonyak (NH3) izler. Azot, hidrojen, karbon, oksijen, kükürt, fosfor ve diğer elementleri içeren çeşitli bileşiklere milyonda bir düzeyini geçmeyen oranlarda rastlanmıştır.

Dünya'nın iç yapısı: bir dış silikat katı kabuk, oldukça viskoz bir astenosfer ve manto, mantodan çok daha az viskoz olan sıvı bir dış çekirdek ve katı bir iç çekirdek olmak üzere küresel kabuklarda katmanlıdır. Dünya'nın iç yapısının bilimsel olarak anlaşılması, topografya ve batimetri gözlemlerine, dışa doğru kaya gözlemlerine, volkanlar veya volkanik aktiviteyle yüzeye getirilen örneklere, Dünya'dan geçen sismik dalgaların analizine, Dünya'nın yerçekimi ve manyetik alanlarına, Dünya'nın derin iç kısmının karakteristiği basınç ve sıcaklıklardaki kristal katılarla deneyler.

Yer kabuğu, taş küre veya litosfer, Yerküre'nin en dış kısmında bulunan yapıdır.
Manto, yer kabuğu ile çekirdek arasında yer alan, derinliğe göre değişen ısıya sahip bir yer katmanıdır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastikimsi özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Kalınlığı 2.860 kilometreye yakındır. Ultra bazik kayaç veya ultramafik kayaçlardan oluşur. Dünya'nın en kalın katmanıdır. Ağır olup yoğunluğu 3,5–6 g/cm³ arasında bulunur. Bazı gezegenler, bazı asteroitler ve bazı gezegen uyduları mantoya sahiptir. Sıcaklığı 1900-3700 °C arasında değişir. Yapısında silisyum, magnezyum, nikel ve demir bulunmaktadır. Okyanus ortası sırtlarında oluşan kısmi manto erimesi okyanusal kabuğu, Yitim zonlarında meydana gelen kısmi manto erimeleri ise kıtasal kabuğu oluşturmaktadır.
Yer çekirdeği, Dünya'nın en iç kısmını oluşturur. En kalın yer katmanıdır (geosfer).

Atmosfer, gaz yuvarı veya hava yuvarı herhangi bir gök cisminin etrafını saran ve gaz ile buhardan oluşan tabaka.

Dünya veya Yerküre, Güneş Sistemi'nde Güneş'e en yakın üçüncü gezegen olup şu an için üzerinde yaşam ve sıvı su barındırdığı kesin olarak bilinen tek astronomik cisimdir. Radyometrik tarihleme ve diğer kanıtlara göre 4,55 milyar yıldan fazla bir süre önce oluşmuştur. Dünya'nın yer çekimi, uzaydaki diğer nesnelerle, özellikle Güneş'le ve tek doğal uydusu Ay'la etkileşime girer. Dünya'nın Güneş'in etrafındaki yörüngesi, 365,256 güneş günü, yani bir yıldız yılı sürer. Bu süre içerisinde Dünya, kendi ekseni etrafında 366,265 kez döner.

Ekvator ya da eşlek, kuzey ve güney yarımküreleri birbirinden ayıran hayalî dairesel hattır. Kuzey ve güney kutup noktalarına eşit uzaklıkta olan noktaların birleştirilmesiyle elde edilen çizgidir. Ekvatorun enlemi tanım gereği 0°dir. Yerkürenin Ekvator uzunluğu 40.076,4 km'dir.
- Paralel (enlem) dairelerinin başlangıcıdır. 0° paraleli dünyayı kuzey ve güney olmak üzere iki yarım küreye ayırır.
- Çizgisel hızın en fazla, yerçekiminin en az olduğu yerdir.
- Ekvator üzerinde meridyenlerin (boylamların) birbirlerine uzaklığı eşit ve 111 km'dir.
- Gine Körfezi'ndeki Greenwich meridyeni ile kesişiyor.
- Ekvatorun kuzeyinde bulunan 23°27' Kuzey enlemi olan Yengeç Dönencesi ve güneyinde bulunan 23°27' Güney enlemi olan Oğlak Dönencesi arası ekvatoral bölgedir.
- 21 Haziran günü 23°27' kuzey enlemi güneş ışınlarını tam dik açı ile alır. Yerin eksen eğikliğine ve yıllık hareketine bağlı olarak güneşin tam dik açıyla geldiği alan güneye doğru kaymaya başlar. 23 Eylül günü 0° enlemi olan ekvatora dik gelir ve güneye doğru kaymaya devam eder. 21 Aralık'ta ise 23°27' güney enlemine dik açı ile gelir. Bu tarihten sonra ise kuzeye kaymaya başlar. 21 Mart günü ise tekrar Ekvatora dik gelir.
- Ekvator enlemi güneş ışınlarını yılda iki kez tam dik açı ile alır. Diğer günlerde ise dike yakın açı ile alır. Buna rağmen üzerinde gece ve gündüz süreleri her gün eşittir. Çünkü aydınlanma dairesi her zaman ekvator çizgisini iki eşit parçaya böler.
- Tropikal alçak basınç alanıdır, 30° kuzey ve 30° güney enlemlerinde hâkim olan subtropikal yüksek basınç alanlarından Ekvatora doğru sürekli rüzgarlar olan alizeler eser.
- Ekvatoral iklimde sıcaklık bütün yıl boyunca 20 dereceden aşağı düşmez. Yıl içinde sıcaklık oynamaları sadece birkaç derecedir. Her mevsimi yağmurludur. Güneşin baş ucundan geçtiği iki defaya uyan iki bol yağmurlu zaman vardır. Bunlar arasındaki zamanlarda da yağmur yağar fakat biraz azalmış bulunur. Bununla ilgili olarak buralarda yerleşmiş olan Avrupalılar bol yağmurlu zamana kış mevsimi anlamına gelen "invierno" (İspanyolca) ve "hivernage" (Fransızca) adını vermiş, az yağmurlu zamanlara da yaz mevsimi anlamına gelen "verano" (Portekizce) demişlerdir. Gerçekte ise burada kış ve yaz mevsimleri, öbür ülkelerde bilinen biçimiyle yoktur.
- Ekvator çizgisi, dünyanın şeklinden dolayı gökyüzüne en yakın noktadır. Aynı zamanda deniz seviyesinin, dünyanın çekirdeğinden en uzak noktası yine Ekvator çizgisidir.
- Ekvatorun üzerinden geçtiği ülkeler:
- Afrika kıtasında Gabon, Kongo Cumhuriyeti, Kongo DC, Uganda, Kenya, Somali.
- Asya kıtasında Maldivler, Endonezya.
- Güney Amerika kıtasında Ekvador, Kolombiya, Brezilya.
Hücre bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre kelimesi, ; Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir. Hücrenin içerisinde "Solunum, Boşaltım, Beslenme, Sindirim" gibi yaşamsal faaliyetler gerçekleşir.

Mohorovičić süreksizliği genellikle Moho olarak adlandırılır, Dünya'nın kabuğu ve manto arasındaki sınırdır. Değişen kaya yoğunluklarından geçerken sismolojik dalgaların hızındaki belirgin değişiklikle tanımlanır.

Ökaryotlar, hücrelerinde bir çekirdek ve –genellikle– organeller içeren bir canlılar grubu olup, bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.

Jeolojideki anlamıyla yer ısısı gezegenin içindeki ısı kaynaklarına değinir. Dünya'nın iç kısmında artan derinliğe göre sıcaklıktaki değişim oranıdır. Genel bir kural olarak, çok daha sıcak olan mantodan gelen ısı akışı nedeniyle kabuk sıcaklığı derinlikle birlikte artar; tektonik plaka sınırlarından uzakta, kıtasal kabukta yüzeye yakın derinlikte sıcaklık yaklaşık 25-30 °C/km (72-87 °F/mi) artar.

Gine Körfezi Atlas Okyanusu'nun Afrika'nın güneybatısında kalan girintisidir. Ekvator Çizgisi ile başmeridyenin kesişim noktası körfez içinde yer alır.

Yerkürenin dış çekirdeği yaklaşık 2.260 km kalınlığında demir ve nikelden oluşmuş katı olan iç çekirdeğin üstünde ve mantonun altında yer alan bir tabakadır. Üst sınırı yeryüzünün yaklaşık 2890 km metre altında yer alırken, iç çekirdekle geçiş bölgesi ise yeryüzünün yaklaşık 5.150 km altındadır. Dış sınırı, Dünya yüzeyinin altında 2,890 km bulunur. İç çekirdek ve dış çekirdek arasındaki geçiş, Dünya yüzeyinin altında yaklaşık 5,150 km (3,200 mi) bulunur. İç çekirdeğin aksine, dış çekirdek sıvıdır.

Sismik dalga, Dünya veya başka gezegen gibi bir cisim içinden geçen akustik enerji dalga'sıdır. Deprem, volkanik patlama, magma hareketinden, büyük heyelan ve alçak frekanslı akustik enerji üreten büyük insan yapımı bir patlama'dan kaynaklanabilir.

Wiechert-Gutenberg süreksizliği yeryüzünden 2900 km derinlikte yer alan süreksizlik zonu. Bu zonda cisimlerin yoğunluğu artar, P- dalgalarının hızı düşer, S-dalgaları sınır bölgesini geçemez. Bu zon, çekirdek-manto sınırı olarak da bilinir.
- Kıtasal kabuk
- Okyanusal kabuk
- Üst manto
- Alt manto
- Dış çekirdek
- İç çekirdek
- A. Mohorovičić süreksizliği
- B. Wiechert-Gutenberg süreksizliği
- C. Lehmann süreksizliği

İç çekirdek, yoğunluk ve ağırlık bakımından en ağır elementlerin bulunduğu bölümdür. Dünya'nın en iç bölümünü oluşturan çekirdeğin, 5120–2890 km'ler arasındaki kısmına dış çekirdek, 6371–5150 km'ler arasındaki kısmına iç çekirdek denir. İç çekirdekte bulunan demir-nikel alaşımı çok yüksek basınç ve sıcaklık etkisiyle kristal haldedir. Dış çekirdekte ise bu karışım erimiş haldedir. Ama hala insanlar ağır kürede katı ya da katıya yakın maddeler olduğuna inanıyor. Ağır küredeki her şeyin yanıp kül olabileceği kanıtlanmıştır. Fakat hala ağır küredeki her şeyi keşfedememişlerdir.

Inge Lehmann, Danimarkalı sismolog ve jeofizikçi. Dünya'nın iç çekirdeğini ve P dalgasını keşfetmiştir. Dış çekirdek ile iç çekirdek arasında adını Inge Lehmann'dan alan Lehman süreksizliği vardır.
Dünya'nın iç yapısı küresel katmanlardan: bir dış (silikat) katı kabuk, son derece viskoz astenosfer ve üst manto, alt manto ve daha az viskoziteye sahip bir sıvı dış çekirdek ve katı bir iç çekirdekten oluşmaktadır. Dünya'nın iç yapısının bilimsel anlayışı topografya ve kaya gözlemleri, volkanlar veya volkanik aktivite tarafından daha büyük derinliklerden yüzeye getirilen örnekler, Dünya'nın içinden geçen sismik dalgaların analizi, Dünya'nın yerçekimi ve manyetik alanlarının ölçümleri ve basınç ve sıcaklıklarda değişiklik gibi deneyler Dünya'nın derin iç karakteristik özelliklerini oluşturmaktadır.
Manto, gezegen kütlelerinin çekirdekleri ve kabukları arasında yer alan jeolojik bir katmandır. Bu katman sıcak, yoğun, demir ve magnezyum bakımından zengin ve görece katı bir yapıdadır.