İçeriğe atla

Leh milliyetçiliği

Polonya bayrağı
Polonya bayrağı, 2010 yılında Polonya Cumhurbaşkanı Lech Kaczyński'nin devlet cenazesi sırasında sergilendi.
Varşova Kalesi Meydanı ve Kraliyet Kalesi ve Sigismund Sütunu, Polonya-Litvanya Birliği'nin İsveç doğumlu Kralı III. Zygmunt Waza'nın anısına dikilen anıt.

Leh milliyetçiliği veya Polonya milliyetçiliği, Polonyalıların bir ulus olduğunu iddia eden ve Polonyalıların kültürel birliğini destekleyen bir milliyetçilik biçimidir. Norman Davies, Polonya milliyetçiliği bağlamında, milliyetçiliği genel olarak "insanların milliyetlerine ilişkin farkındalıklarını uyandırarak bir ulus yaratmak ve duygularını siyasi eylem için bir araç haline getirmek için bir doktrin" olarak tanımladı.[1]

Polonya-Litvanya Birliği'nin nüfusunun Polonya-Litvanya kimliğine dayanan eski Polonya proto-milliyetçiliği çok etnikli ve çok dinliydi, ancak etnik Polonyalılar hala nüfusun çoğunluğunu oluşturuyordu ve Roma Katolikliği hala en baskın din idi. Bölünmelerden kısa süre sonra gelişen milliyetçi ideoloji, başlangıçta her türlü "etnik milliyetçilik" ten azadeydi.[2] Milliyetçilik, Polonya egemen devletinin restorasyonunu arayan romantik bir hareketti. Polonya romantik milliyetçiliği Maurycy Mochnacki tarafından artık sınırlarla değil, geçmişten gelen fikirler, duygular ve düşüncelerle tanımlanan "ulusun özü" olarak tanımlandı.[2] Modern milliyetçiliğin yabancı egemenliği altında doğuşu, 1830 Kasım Ayaklanması ve ardından gelen Milletler Baharı ile aynı zamana denk geldi. Bununla birlikte, Polonyalıların uğradığı yenilgi, Polonya devrimci ruhunu da kırdı. Pek çok entelektüel, mülklerin kaybı, kitlesel yıkımın ve nihayetinde ulusun kaybının sebebi olarak Romantik felsefeyi suçlayarak Herbert Spencer'ın sosyal Darwinizmine döndü. 1860 ve 1890 arasında pozitivizmin ortaya çıkmasıyla Polonya milliyetçiliği elitist bir dava haline geldi. Çünkü bölücü güçler kendilerini Polonya ulusuyla özdeşleştiremedikleri için, ideoloji etnik köken ve din açısından daha kısıtlayıcı hale geldi.[3]

Kaynakça

  1. ^ Norman Davies (24 Şubat 2005). God's Playground A History of Poland: Volume II: 1795 to the Present. Oxford University Press. s. 8. ISBN 978-0-19-925340-1. 18 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2013. 
  2. ^ a b Nolan Kinney (Bahar 2009). "The Positive Reawakening Of Polish Nationalism" (PDF). Western Oregon University Department of History. 16 Aralık 2013 tarihinde kaynağından (PDF file, direct download 69.8 KB) arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Aralık 2013. 
  3. ^ Thomas K. Nakayama; Rona Tamiko Halualani (21 Mart 2011). The Handbook of Critical Intercultural Communication. John Wiley & Sons. s. 296. ISBN 978-1-4443-9067-4. 19 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Eylül 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Milliyetçilik</span> siyasi akım

Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.

Ulus ya da Millet çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluk. Milleti etnik gruptan ayıran şey, daha politik olmasıdır. Etnik milliyetçiler milleti etnisite ile aynı anlamda kullanırlarken, sivil milliyetçiler ise milleti anayasal bir şekilde kullanırlar, kültürel milliyetçiler ise milletin tanımını gelenek ve görenekle belirlerler.

<span class="mw-page-title-main">Polonya tarihi</span>

Polonya tarihi ya da Lehistan tarihi bugünkü Polonya Cumhuriyeti topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Litvanya Büyük Dükalığı</span> 1236dan 1795e kadar var olmuş bir Avrupa devleti

Litvanya Büyük Düklüğü, Avrupa'da 13. yüzyıl ile 1795 arasında varlığını sürdürmüş bir devlettir. Aukštaitija bölgesindeki çok tanrılı Baltık kabilelerinden biri olan Litvanlar tarafından kuruldu. Daha sonra Kiev Knezliği'nin büyük bir kısmını ve diğer Slav topraklarını ele geçirdi. Böylece bugünkü Belarus, Letonya, Litvanya'nın tamamı ile Moldova, Polonya, Rusya ve Ukrayna'nın bir kısmını kapsar hâle gelmişti. 15. yüzyılda en geniş sınırlara ulaştığında Avrupa'daki en geniş sınırlara sahip ülke konumundaydı. Etnisite ve din açısından çeşitliliğin var olduğu ülkede, kültür unsurları oldukça geniş bir yelpaze oluşturuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Volhinya</span>

Volhinya, Volinya ya da Volin, Ukrayna'nın batısında, Galiçya ve Podolya'nın kuzeyinde, Pripyat ve Batı Bug ırmakları arasında yer alan tarihi bölge. Avrupa'nın en eski Slav yerleşim alanlarından biri olan bölge günümüzde Ukrayna sınırları içinde yer alan Volin, Rivne, Jitomir ve Ternopil illeri ile Polonya'nın Chelm kentini içine almaktadır. Lutsk, Kovel, Kremenets, Volodymyr-Volynskyi ve Starokostiantyniv kentleri de bölge sınırları içinde bulunmuştur. Trochenbrod ve Lozisht gibi birçok Musevi köyü de bölgenin temelini oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Zaporojya Kazakları</span> Dinyeper Nehrinin çağlayanlarının ötesindeki Zaporijya bölgesinde yaşayan Kazaklar

Zaporojya Kazakları veya kısaca Zaporojyalılar, Dinyeper Nehri'nin çağlayanlarının ötesindeki Zaporijya bölgesinde yaşayan Kazaklardı. Günümüzde Orta Ukrayna'da "Büyük Çayır" olarak bilinen bu bölge, Sovyet döneminde Kakhovka Reservuarı'nın suları altinda kalmıştır. Zaporijya Siçi 15. yüzyılda Lehistan-Litvanya Birliği'nden kaçan serfler ile hızla büyümüştü. Parlamenter sistemi olan, saygın bir siyasi varlık haline gelmişti.

<span class="mw-page-title-main">II. Kuzey Savaşı</span>

İkinci Kuzey Savaşı ; İsveç ve düşmanları Polonya-Litvanya Birliği (1655-60), Rusya (1656–58), Brandenburg-Prusya (1657–1660), Habsburg Monarşisi (1657–60) ve Danimarka-Norveç ülkeleri arasında yapılan savaştır. Ayrıca Birleşik Hollanda Cumhuriyeti de sık sık İsveç karşıtı müdahalelerde bulunmuştur.

Sivil milliyetçilik, demokratik milliyetçilik veya liberal milliyetçilik, özgürlük, hoşgörü, eşitlik, bireysel haklar gibi geleneksel liberal değerlere bağlı olan bir milliyetçilik biçimidir ve etnosentrizme dayanmaz. Sivil milliyetçiler genellikle ulusal kimliğin değerini savunarak, bireylerin anlamlı ve otonom bir yaşam sürdürebilmeleri için onu kısmi bir paylaşılan kimlik yönü olarak ihtiyaç duyduklarını ve demokratik siyasetlerin düzgün işleyebilmesi için ulusal kimliğe gereksinim duyduğunu söyler.

<span class="mw-page-title-main">Polonya-Ukrayna Savaşı</span>

Polonya-Ukrayna Savaşı 1918 ve 1919 yıllarında, Avusturya-Macaristan'ın dağılmasından sonra İkinci Polonya Cumhuriyeti ve Batı Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin Doğu Galiçya üzerindeki kontrolü için çıkan bir çatışmaydı. Doğu Galiçya, Avrupa'da en büyük petrol rezervine sahipti.

Dini milliyetçilik, milliyetçiliğin belli bir dini inanç veya dogma ile olan ilişkisidir. Bu ilişki iki yöne ayrılabilir: din siyaseti ve dinin siyaset üzerindeki etkisi. Paylaşılan bir din, ulus vatandaşları arasında ortak bir bağ olan birlik duygusuna katkıda bulunur. Dinin diğer bir siyasi yanı, paylaşılan etnisite, dil veya kültür gibi ulusal bir kimliğin desteklenmesidir. Dinin siyasette etkisi, dini fikirlerin günümüzde yorumlanmasının siyasi aktivizme ve harekete ilham veren daha ideolojik; Örneğin, daha katı dini bağlılığın sağlanması amacıyla kanunlar çıkarılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sovyet-Polonya Savaşı</span> Polonya ve SSCB arasında 20. yüzyılda yaşanmış savaş

Sovyet-Polonya Savaşı İkinci Polonya Cumhuriyeti, Ukrayna Halk Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği arasında, Batı Ukrayna ve Belarus'un bazı bölümlerinin kontrolünü elde etmek için yapılmış bir savaştır. Sovyet Rusya ve Ukrayna Sovyeti aynı komünist liderlik altında birleşmiş olsa da, teoride bağımsızlardı. Pratikte, 1918 yılına kadar Sovyetler Birliği'ne bağlı kaldılar. Birlik, 1922 yılında yasallaştırıldı.

<span class="mw-page-title-main">Stephen Báthory</span> Polonya kralı ve Litvanya Büyük Dükü

Stephen Báthory, Erdel (Transilvanya) prensi (1571-76) ve Polonya kralı (1575-86). Habsburgların Polonya tahtını ele geçirme girişimini engellemiş, Baltık Denizi'nin doğusundaki Polonya topraklarını Rus saldırılarına karşı korumuş, Polonya, Moskova Büyük Prensliği ve Erdel'i birleştirerek büyük bir devlet oluşturmayı amaçlamıştır. Polonya tarihinin en güçlü ve en hırslı hükümdarlarından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Rövanşizm</span>

Rövanşizm, genellikle bir savaş veya toplumsal hareketin ardından bir ülkenin uğradığı toprak kayıplarını tersine çevirme iradesinin siyasi tezahürüdür. Bir terim olarak, rövanşizm, Fransa-Prusya Savaşı'ndaki Fransız yenilgisinin intikamını almak ve kaybedilen Alsas-Loren'ni geri almak isteyen Fransa'daki Fransız milliyetçiler tarafından ortaya atıldı.

<span class="mw-page-title-main">Ukrayna milliyetçiliği</span>

Ukrayna milliyetçiliği, Ukraynalıları tek bir ulus devlet çatısı altında toplamayı amaçlayan bir ideolojidir. Halihazırdaki Ukrayna devletinin çok köklü bir geçmişi olmasa da kimi tarihçiler Kiev Knezliği'ni Ukrayna'nın ilk nüvesi kabul eder. Ukrayna milliyetçiliğinin kökeni ise Bohdan Hmelnitski önderliğinde Polonya-Litvanya Birliği'ne karşı gerçekleşen isyana dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Polonya tarihi (1795-1918)</span>

1795-1918 yılları arasındaki Polonya Tarihi, Polonya'nın bağımsızlığını tamamen kaybettiği ve Prusya, Avusturya İmparatorluğu ve Rusya arasında bölündüğü dönemdir. 1795'te, Polonya, 18. yüzyılda gerçekleşen üç bölünmenin üçüncüsü ve sonuncusu gerçekleşti ve Polonya-Litvanya Birliği tamamen ortadan kalktı. Bununla birlikte, hem Polonya'da hem de Polonya'nın dışında yaşanan olaylar, 19. yüzyıl boyunca Polonya bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi umutlarını canlı tuttu.

<span class="mw-page-title-main">Rus milliyetçiliği</span>

Rus milliyetçiliği, Rus kültürel kimliğini ve birliğini destekleyen bir milliyetçilik biçimidir. Rus milliyetçiliği ilk olarak 19. yüzyılın başlarında öne çıktı ve ortaya çıktığı Rus İmparatorluğu döneminden Sovyetler Birliği'ne ve sonraki süreçte pan-Slavizm ile yakından ilişkili hale geldi. Bununla birlikte, çağdaş tartışmada Rus milliyetçiliği ya bir etnik milliyetçilik biçimi ya da çok ırklı milliyetçilik olarak görülüyor.

Milliyetçilik, resmi devlet ideolojisinin bir parçası olarak veya popüler bir devlet dışı hareket olarak kendini gösterebilir ve sivil, etnik, kültürel, dil, dini veya ideolojik çizgilerde ifade edilebilir. Ulusun bu öz tanımları milliyetçilik türlerini sınıflandırmak için kullanılır. Ancak, bu tür kategoriler birbirini dışlamaz ve birçok milliyetçi hareket bu unsurların bir kısmını veya tamamını değişen derecelerde birleştirir.

<span class="mw-page-title-main">Gürcü milliyetçiliği</span>

Gürcü milliyetçiliği, Gürcistan'ın Rus İmparatorluğu'na bağlı olduğu 19. yüzyılın ortalarında gelişmeye başlayan bir milliyetçilik akımıdır. Rus İmparatorluğu ve Sovyetler Birliği dönemlerinde kültür milliyetçiliği formunda olan Gürcü milliyetçiliği, 1980'lerin sonlarında ve Gürcistan'ın bağımsızlığını ilan ettiği dönemde radikal etnik milliyetçiliğe dönüştü. 2000'lerin ortalarında vatandaşlık odaklı bir milliyetçilik formuna evrildi. Bununla birlikte, birçok Gürcü arasında etnik milliyetçiliğin izleri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa'da milliyetçiliğin yükselişi</span>

Avrupa'da milliyetçiliğin yükselişinde Fransız Devrimi ve Napolyon Savaşları etkili olmuştur. Amerikalı siyaset bilimi profesörü Leon Baradat'a göre milliyetçilik, insanları kendi ulusal gruplarının çıkarlarıyla özdeşleşmeye ve bu çıkarları korumak için bir ulus-devletin kurulmasını desteklemeye teşvik eder. Bu ideoloji Avrupa'nın dönüşümünde önemli bir rol oynamış, monarşilerin ve yabancı kontrolünün yerini kendi kaderini tayin etme ve ulusal hükûmetlerin kurulmasına yol açmıştır. Almanya ve İtalya gibi bazı ülkeler, ortak bir ulusal kimliğe sahip bölgesel devletlerin birleşmesiyle oluşmuştur. Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan ve Polonya gibi diğerleri ise Osmanlı veya Rus İmparatorluklarına karşı ayaklanmalarla kuruldu. Romanya, 1859'da Boğdan ve Eflak prensliklerinin birleşmesiyle oluşan ve daha sonra 1878'de Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazanan benzersiz bir örnektir.

<span class="mw-page-title-main">Sarmatizm</span>

Sarmatizm, Polonya-Litvanya Birliğindeki etno-kültürel bir ideolojiydi. Rönesans döneminden 18. yüzyıla kadar var olan soyluların egemen Barok kültürü ve ideolojisi olmuştur. "Altın Özgürlük" kavramıyla birlikte, Devletler Topluluğu'nun kültür ve toplumunun merkezinde yer alıyordu. Özünde, Polonya-Litvanya Birliği halkının antik çağda çağdaş Polonya topraklarının efsanevi fatihleri olan Sarmatların soyundan geldiğine dair birleştirici inanış bulunuyordu.