İçeriğe atla

Legalizm

Legalism şu anlamlarda kullanılabilir:

Felsefede:

  • Legalizm (Batı felsefesi), Batılı hukukta bir kavramdır.
  • Legalizm (Çin felsefesi), Savaşan Devletler Dönemi'nde Çin'de yaygın olan dört ana felsefî okuldan biri.
  • Legalizm (Kore felsefesi), Kore hukuk felsefesinin bir parçası olup Kore'nin Coseon Hânedanlığı zamanında ortaya çıkıp Çin felsefesi geleneğinde olan legalizm

Teolojide:

  • Legalizm (teoloji), bazen aşağılayıcı bir terim olup Hristiyan teoloji geleneğinde olan birkaç kavramı kapsar.

İlgili Araştırma Makaleleri

Metafizik ya da doğa ötesi, felsefenin bir dalıdır. İlk felsefeciler tarafından, "fizik bilimlerinin ötesinde olan" anlamına gelen "metafizik" sözcüğü ile felsefeye kazandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hukuk felsefesi</span> felsefe alanı

Hukuk felsefesi, hukukun doğasını ve hukukun diğer norm sistemleriyle, özellikle etik ve siyaset felsefesiyle ilişkisini inceleyen bir felsefe dalıdır. Felsefenin temel dallarından biri olan aksiyoloji içindeki etik başlığına bağlanır. Hukuk felsefesi ve içtihat sıklıkla birbirinin yerine kullanılır, ancak içtihat ekonomiye veya sosyolojiye uyan muhakeme biçimlerini kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe tarihi</span>

Felsefe tarihi, felsefenin mantık, epistemoloji, ontoloji, etik, estetik gibi alt bölümlerinden birisidir. Genel olarak felsefe derslerinin başlangıcında verilir. Bunun temel nedeni, felsefe tarihinin içeriğiyle ilintilidir. Felsefe tarihi, felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından, çeşitli felsefe ögretilerinin tarihsel yerlerinin ve öğretisel ayrımlarının belirlenmesine ve bu öğretilerin felsefenin alt bölümleri açısından değerlendirilip ortaya konulmasına kadar çok yönlü ve çok boyutlu bir içeriğe sahiptir. Felsefe tarihi bu anlamda sadece bir mevcut felsefelerin ansiklopedik bir araya getirilmesi meselesi değildir; felsefenin ne olduğunun tanımlanmasından neyin felsefe-içi neyin felsefe-dışı sayılacağına değin bir dizi kuramsal/felsefi sorunla yüz yüzedir. Bu anlamda, felsefenin bir altbölümü olarak felsefe tarihi, hem felsefi çalışmanın başlangıcı hem de en önemli alanıdır. Genelde felsefe tarihi kitapları, bu bakımdan öğretilerin ve bunların felsefi sorunları çözme denemelerinin art arda etkileşimlerle gelişen tarihini ele alır. Bu tarihin hazırlanmasında hem düşünürlerin metinleri hem de bu metinlerin tarihsel toplumsal koşulları iç bağlantıları açısından değerlendirilir, öğretilerin birbirine etkileri ve karşıtlıkları, benzerlikleri ve ayrımları serimlenir. Dolayısıyla, genel anlamda felsefe tarihinin varlık, bilgi ve değerlerle ilgili soruları ve sorunları belirli özgül yöntemlerle değerlendiren ya da inceleyen ve bu incelemeyi sonuçları bakımından da sistemaktikleştirilmesine yönelik çalışan bütün düşünce girişimlerini ortaya koymayı hedeflediği söylenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Analitik felsefe</span> felsefenin ana işlevinin analiz olması gerektiğini öne süren felsefe geleneği

Analitik felsefe, felsefenin ana işlevinin analiz olması gerektiğini öne süren felsefe geleneğidir. Ezici çoğunlukla Anglosfer ve İskandinav dünyasında yaygındır. Kıta felsefesi ile birlikte, çağdaş felsefede ön planda olan iki gelenekten biridir. Nadir bir kullanım olsa da, çözümleyici felsefe ismiyle de bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Doğu felsefesi</span>

Doğu felsefesi denildiğinde genel olarak Hindistan ve Çin'de başlayan felsefe geleneği kastedilmektedir. Ancak buna Afrika felsefesi, Japon felsefesi, İslam felsefesi, İran felsefesi gibi gelenekleri de eklemek gerekir. Oryantalist düşünceyle Batı felsefesi, kendi tarihini Antik Yunan felsefesi dönemiyle birlikte başlatmakta, rasyonel ve sistematik düşünce geleneğini kendisine ait kılarak kendisini bu eksende tanımlamaktadır. Bu anlamda doğu felsefesi, batı felsefe tarihinin dışında kalan felsefe geleneklerini adlandırmaktadır. Doğu düşüncesi bu anlamda felsefe-dışı olarak görülmektedir. Doğu felsefesi mitolojik ve mistik ya da gizemci ve simgesel yanları olan bir felsefe geleneği olarak değerlendirilir. Bu etki ve köken söz konusu olmakla birlikte, doğu felsefesinin felsefe-dışı sayılması ancak felsefenin belirli bir şekilde anlaşılması ve kategorize edilmesiyle olanaklı olmaktadır. Bu anlayış ve kategorizasyon ise Batı düşüncesinin kendini tanımlamasıyla bağlantılıdır. Oysa Doğu ve Batı felsefeleri olarak adlandırılan felsefe gelenekleri, farklılıklarıyla birlikte, karşılıklı etkileşim ve süreklilik halinde gelişim göstermiş felsefelerdir. "Doğu" bu anlamda, hem daha Batı felsefesi mevcut değilken felsefi içerimli zengin bir düşünce tarihine sahiptir, hem de örneğin Orta Çağ döneminde Batı felsefesi denilen felsefenin taşınması ve geliştirilmesi doğu sayesinde gerçekleştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Batı felsefesi</span>

Batı felsefesi, Antik Yunan'dan başlayıp günümüze kadar gelen Batılı felsefe tarihi anlayışı. Özellikle Avrupa'nın ve batı olarak adlandırılan dünyanın 19. yüzyıl'da felsefe tarihini yazarken kategorize ettikleri düşünce geleneği Batı felsefesi olarak adlandrılır. Platon'dan başlayıp modern zamanlara uzanan belirli bir felsefe yapma tarzı batı felsefesinin ayırıcı özelliği, daha ayrıcalıklı özelliği olarak anlaşılır. Bu eğilim genel bir yaklaşımla "Doğu'da felsefe yoktur" savını ileri sürer. Antik Mısır, Mezopotamya, İran, Çin ve Hint kültürleri tarih olarak çok daha eski olmalarına ve buralarda yaşayan insanların belirli düşünce geleneklerine sahip olmalarına rağmen, Batı felsefesi Antik Yunan dönemiyle birlikte başlatılır ve bunlar dışta bırakılır. Doğu felsefesi, Hint ve Çin felsefeleri dahil olmak üzere çok önceleri başlamıştır, bu gelenekler etkileşimlerle sürekli varlıklarını devam ettirmişlerdir, ancak Batı felsefesi bu gelenekleri felsefe-dışı sayma yönelimindedir. Felsefe tarihi kitapları, genel bir eğilim olarak, MÖ 500'lerden başlayarak bugüne kadar, batı olarak addedilen bölgelerde ve batılı düşürlerce ortaya konulan felsefe yapma geleneği Batı felsefesi olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">Antik Çağ felsefesi</span>

Antik Çağ felsefesi ya da Antik Çağ Yunan felsefesi, MÖ 700'lü yıllardan başlayıp M.S. 500'lü yıllara, yani Orta Çağ'a kadar uzanan tarihsel dönemdeki felsefe tarihini kapsar. Antik Yunan ve Roma kültürlerinde süregelen felsefe eğilimleri ve öğretilerinden oluşur. Klasik İlkçağ felsefesi olarak adlandırılması da söz konusudur. Bu dönem İlk Çağ felsefesinden, Yunan ve Roma kültürlerine bağlı olmalarıyla ayrıştırılır. Böylece bilgi için bilgi gibi bir felsefe geleneğine geçilmiş olduğu varsayılır; bilgi burada gündelik yaşamdaki kullanılabilirliğinin ötesinde kendi başına bir değer ya da sorundur. Bu nedenle Batı felsefesi olarak adlandırılan felsefe geleneği kendisini Antik Çağ felsefesine dayandırır. Çağdaş ya da modern denilen düşünce biçiminin ve felsefe tarzının embriyon halinde bu dönem felsefe geleneğinde ortaya konulduğu varsayılmaktadır. Antik Çağ filozofları, bilginin anlamını, doğruluğun ne olduğunu, erdemin ne anlama geldiğini, evrenin ve yaşamın anlamını sorgulamışlar ve felsefi soruları şekillendirmişlerdir.

Alman felsefesi, 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarından itibaren belirgin bir ağırlık kazanan, bir bakıma felsefenin yurdu hâline gelen Alman felsefe geleneğini ya da başka bir açıdan farklı felsefi eğilimlere sahip olan Alman felsefecilerinin bütünlüğünü ifade etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">19. yüzyıl felsefesi</span>

19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.

<span class="mw-page-title-main">20. yüzyıl felsefesi</span>

20. yüzyıl felsefesi, 19. yüzyıl sonlarından başlayıp günümüze kadar gelen ve devam eden düşünce geleneklerini ve felsefi akımları kapsar. Her çağın felsefesinin kendi toplumsal, kültürel ve siyasal koşullarıyla etkileşimli olduğu gibi, 20. yüzyıl felsefesi de kendi siyasal ve toplumsal gelişmelerinden etkilenmiştir. Çağın siyasal olayları, kültürel ve teknolojik gelişmeler, bilimsel alandaki yeni sonuçlar, ortaya çıkan yeni düşünce eğilimlerinin hepsi 20. yüzyıl felsefesinde görülen bilime yönelik sorgulayıcı yaklaşımların, aklın sorgulanması girişimlerinin, dile yönelik ilginin, özne kavramı üzerinde yürütülen tartışmaların, zihin problemlerinin, yeni bir boyut kazanan bilgi sorununun, cinsellik soruşturmasının, yabancılaşma ve iktidar sorunsalının arka planını oluşturmaktadır. Bu çağın düşünürlerinin çoğunluğu bir şekilde çalışmalarında çağın kuramsal sorunlarını dillendirmiş ve yanıt arayışında olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ felsefesi</span>

Orta Çağ felsefesi tarihsel dönem itibarıyla ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin başlangıcına kadar olan dönemi kapsar. M.S. 2. yüzyıldan 15. yüzyıl sonlarına-16. yüzyıl başlarına, rönesansa kadar olan dönem olarak ele alınır. Bu dönemin felsefe tarihi açısından kendine özgü özellikleri vardır. Birçok felsefe tarihi kitabında Orta Çağ'da felsefe yok sayılır ya da Orta Çağ'ın karanlık bir çağ olduğu değerlendirmesine bağlı olarak felsefenin de karanlığa gömüldüğü öne sürülür. Bunun yanı sıra Orta Çağ'da felsefenin varlığını kabul eden ve bu felsefenin özgül niteliklerini açıklayan felsefe tarihi çalışmaları da söz konusudur.

<span class="mw-page-title-main">Skolastik felsefe</span>

Skolastik felsefe/düşünce, Latince kökenli schola (okul) kelimesinden türetilen scholasticus teriminden gelmektedir ve kelime anlamı olarak okul felsefesi demektir. Bu anlam önemlidir, zira skolastik felsefe, Orta Çağ düşüncesinde doğrunun zaten mevcut olduğu düşüncesine ve felsefenin okullarda okutularak öğretilmesine dayanan bir yaklaşım sergiler. Bu felsefenin temeli teolojidir, ona dayanır ve onu desteklemeye çalışır.

<span class="mw-page-title-main">Savaş felsefesi</span>

Savaş felsefesi, savaşları sıradan silah ve strateji konularının dışında inceleyen, savaşın anlamı ve kökeni, savaşın insanlık için anlamı ve savaş etiği felsefesidir.

Çin felsefesinde Legalizm, bir politik sistemin temellerini içeren felsefedir. İlkbahar ve Sonbahar Dönemi'yle Savaşan Beylikler Dönemi'nde yaygın olan dört felsefe okulundan biriydi. MÖ 770-MÖ 221 yıllarını içine alan bu dönem, Çin'de büyük kültürel mayalanmanın olduğu ve yeni düşünce tarzlarının ortaya çıktığı dönemdir.

Doğu gizemciliği veya Doğu mistisizmi geniş bir kavramdır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe</span> soyut, genel ve temel birtakım probleme ilişkin yapılan sistematik çalışma

Felsefe veya düşünbilim; varlık, bilgi, değerler, gerçek, doğruluk, zihin ve dil gibi konularla ilgili soyut, genel ve temel problemlere ilişkin yapılan sistematik çalışmalardır. Felsefe ile uğraşan kişilere filozof denir.

<span class="mw-page-title-main">Kıta felsefesi</span>

Kıta felsefesi, Avrupa'daki 19. ve 20. yüzyıl felsefe geleneklerini tanımlamakta kullanılan terim. 20. yüzyılın ikinci yarısında anadili İngilizce olan filozoflar tarafından, analitik felsefenin dışında kalan görüş ve düşünceler için kullanılmaya başlanmıştır. Kıta felsefesi, şu akımları içinde barındırır: Alman idealizmi, fenomenoloji, varoluşçuluk, yorumsama, yapısalcılık, postyapısalcı felsefe, Fransız feminizmi, Frankfurt Okulu'nun eleştirel teorisi ve Batı Marksizmi ile psikoanalitik teorinin ilgili alanları.

<span class="mw-page-title-main">Hint felsefesi</span>

Hint (Hindu) Felsefesi Hindistan'ın eski çağlarında ortaya çıkmış, içinde felsefeleri, dünya görüşlerini, öğretileri barındıran kendilerinin ise Darşana dedikleri geniş bir yelpazeyi içine alır. Milattan önce 15. yüzyılda geç vedalar döneminde oluşturulan upanişadlar ilk yazılı ve hala önemsenen kaynaklardır. Radhakrishnan'a göre dünyanın en eski felsefi yapıtlarıdır. Modern yorumcular Hint Felsefesinde iki ana gelenek olduğunu öne sürerler. Veda'da söylenenleri kaynak olarak görüp kabul eden geleneğe Astika, Veda'lara mesafe koyan geleneklere de Nastika geleneği denir. Nastika akımından olan okullar arasında Budizm, Cainizm, Ajivika, Carvaka vs. bulunur. Hint felsefesinde Veda'ları kabul eden Astika akımında altı sistem bulunur. En eskisi Samkhya'dır ve ondan ortaya çıkan Yoga'dır. Diğer dördü Nyaya, Vaiseşika, Mimamsa, Vedanta'dır. Yoga adlı eserinde inançlar üzerine çalışan felsefeci Eliade'e göre Hindu düşünce sisteminin olmazsa olmaz dört temel kavramı karma, maya, nirvana ve yoga'dır. Karma, insanı kozmosa bağlayan evrensel nedensellik yasasıdır, "eden, ettiğini bulur" diye algılanır. Maya, kozmosu doğurur ve onun geri dönüşünü de yönetir. İnsanlar cehaletle körleştiği sürece bu kozmik yanılsamayı besler. Nirvana, Karma ve Maya'nın ötesinde konumlanmış asıl hakikat, koşullanmamış, aşkın bir hal, durumdur. Yoga ise varlığa erişmenin yollarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çin felsefesi</span> Çin kültüründeki felsefe

Çin felsefesi, İlkbahar ve Sonbahar Dönemi ile Savaşan Devletler Çağı'nda, düşünsel ve kültürel gelişmelerle karakterize edilen "Yüz Düşünce Okulu" olarak bilinen dönemde ortaya çıkmıştır. Çin felsefesinin birçok alanının Savaşan Devletler Çağı'nda başlamasına rağmen, Çin felsefesinin bazı unsurları binlerce seneden beri vardır; bunların bazıları, en az M.Ö. 672'ye dayanan Yi Çing isimli antik kehanet metninde bulunabilir. Savaşan Devletler Çağı, Sima Tan'ın Çin'in önde gelen okulları olarak nitelendirdiği felsefelerin yanı sıra sonradan az tanınmışlığa maruz kalan diğer felsefelerin ortaya çıktığı dönemdir.

<span class="mw-page-title-main">Kore felsefesi</span>

Kore felsefesi, dünya görüşünün bütünlüğüne odaklanan bir felsefe türüdür. Şamanizm, Budizm ve Neo-Konfüçyüsçülüğün bazı yönleri bu felsefeye entegre edilmiş hâldedir. Geleneksel Kore düşüncesi, yıllar boyunca bir dizi dinî ve felsefî düşünce sisteminden etkilenmiştir.