Lazika
Lazika Lazona Lazika Krallığı | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
MS 2. yüzyıl-MS 7. yüzyıl | |||||||||
Arma | |||||||||
Lazika Krallığı (Egrisi) MS 4. yy. - MS 5. yy. | |||||||||
Başkent | Goci (Arkeopolis) | ||||||||
Yaygın dil(ler) | Tzan Dili (Eski Lazca)[1] | ||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||
Mapa | |||||||||
| |||||||||
Tarihçe | |||||||||
| |||||||||
| |||||||||
Günümüzdeki durumu | Gürcistan Türkiye Rusya |
Makale serilerinden |
Lazlar |
---|
Lazika ya da Egrisi (Lazca: Laziǩa, Gürcüce: ეგრისი Egrisi, Yunanca: Λαζική Laziki, Farsça: لازستان Lazistan, Ermenice: Եգեր Yeger), ayrıca Laz İmparatorluğu olarak da bilinir,[2] Karadeniz'in güneydoğu kıyısında tarihsel bölge. Latince'de 'Lazika'; "Lazların ülkesi" anlamına gelmektedir. Aynı dönem devleti Perslerin resmi literatüründe ise "Lazistan" olarak yer almıştır.[3] Bugün Türkiye, Rusya ve Gürcistan sınırları içinde yer alır. Bu bölgeden “Lazika” adıyla ilk kez 7. yüzyılda yazarı bilinmeyen, Ermenice "Coğrafya” adlı kitapta bahsedilmiştir.[4] Lazika Krallığı'nın sınırları 4. yüzyılın ikinci yarısında batıda Trabzon kuzeyde Kafkas Sıradağları ve doğuda Lihi Dağları'na kadar uzanıyordu.[5][6]
Tarih
MS 1. yüzyıldan itibaren Kolhisliler yerine "Laz" veya "Megrel" olarak anılan Megrel-Lazlar, önce Polemon egemenliğine daha sonra da Roma İmparatorluğu'na karşı bağımsızlık savaşı başlatmışlardır. 69-79 yıllarında Laz bir amiral olan Aniket, halkını Romalılara karşı ayaklandırmıştır. Stratejik bir bölge olan Lazika'yı bırakmak istemeyen Romalılar, Lazların özgürlük mücadelesi karşısında Lazika'yı terk etmek zorunda kaldılar. Samsatlı Lukianos, MS 163 yılında yazdığı "Toxaris" isimli kitabında "Tigrapat" adındaki Laz prensten bahseder. Bu durum o tarihlerde yarı bağımsız bir Laz devleti olduğunu göstermekle beraber, bu prensin gerçekten yaşadığına ilişkin bir kanıt yoktur.[7]
Lazika'nın güçlenmesi, Laz akınlarının Çoruh'u aşarak Güneydoğu Karadeniz Bölgesi'ne de yönelmesi ve Lazların bu bölgeye kitlesel göçleri, Roma vasalı 2. Polemon'u tedirgin etti. Krallığını Lazlardan koruyabilmek amacıyla hükûmetini Romalılara teslim etti. Roma İmparatorluğu'nun bir eyaleti hâline gelmiş, bu eyalete de "Pontus Polemonyakos" adı verilmiştir. Trabzon'un doğusundan Çoruh yatağına kadar olan bölge Lazların eskiden beri yoğun olarak yaşadığı bir bölge olmasına rağmen, Lazika Krallığı'nın yönetimi dışında kalmıştır.[8]
2. yüzyıldan itibaren, Lazika Krallığı güçlenmiş, 4. yüzyılda yönetim alanını Trabzon'a kadar genişletemediyse de etki alanı içine almıştır. 395'te Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılması, Lazika Krallığı'nın güçlenip genişlemesine imkân sağlamış, bugün Batı Gürcistan olarak bilinen Fasis'i iktisâdî, siyâsî ve askerî açılardan birleştirmiştir. Lazika Krallığı, bir Bizans vasalı olmasına rağmen, kendisine bağlı vasalları da vardı.[8]
Lazika bazı ayrıcalıklara sahip olmasıyla sıradan bir vasal devlet değildi. Prokopius, Lazika krallarının Roma imparatorunun emirlerini yerine getirmediğini, haraç ödemediğini ve imparator askeri sefere çıktığında ona askeri destek sağlamadıklarını aktarmaktadır. İç siyasette de büyük bağımsızlıkları vardı. Laz kralı öldüğünde, Lazlar krallarını seçerken, imparator yeni krala sadece kraliyet otoritesinin işaretlerini gönderir ve "Romalılar" Lazların kararına müdahale etmezdi. Önemli stratejik konumu (Hunlar başta olmak üzere göçebe kavimlere karşı bir siper)[9] ve diğer süper güçlerin (Persler) Lazika'nın ne kadar önemli olduğunu bildiğinin farkındalığı nedeniyle imparatorluk, bölgedeki sınır savunması krallığa bağlı olduğu için Lazika'ya dosttu. Bu nedenle Lazika, imparatorluktan para ve askerî güç şeklinde yardım aldı. Ancak geçidi göçebelerden korumak için onlara para ve bir ordu gönderilmişti. Persler bunu biliyordu ve Lazika'ya hakim olmak ya da en azından Lazika ile savaştan kaçınmak istemekteydiler.[10]
Kafkasya'da yaşayan barbarlara karşı tek kale Lazikadır. Kayseryalı Prokopius[11]
4. yüzyılın başlarında, Lazika'da Pitsunda Hristiyan Piskoposluğu (doğu piskoposluğu) kuruldu ve komşu İberya'da olduğu gibi Hristiyanlık MS 319'da krallığın resmi dini ilan edildi.[12][13] Lazika ilk başta kilise olarak Konstantinopolis Patriği'ne bağlıydı. Pitsunda Piskoposu Stratophilus 325'te Birinci İznik Konsili'nin katılımcıları arasında yer aldı. 6. yüzyılın başlarında veya belki de 5. yüzyılın sonlarında, Lazların Kudüs çölünde daha sonra Jüstinyen tarafından restore edilen bir manastırı vardı.[10] 6.-9. yüzyıllar arasında Lazika Krallığı'nın kendi metropolitleri bulunuyordu. Lazika Metropolitliği'nin merkezi - Fasis idi ve bu merkeze Petra (Tsihisdziri), Ziganev (Gudava),[14] Tsaişi[15] ve Rhodopolis (Vartsihe)[16] piskoposları tabii idi.
5. yüzyılın ortalarında, Kral I. Gubaz, krallığının Bizans'a olan bağımlılığını tamamen sonlandırmak ve yardımcı yönetici olarak tahta oğlunu çıkarmak istiyordu. Bunun üzerine Bizans imparatoru Marcianus Lazika'ya karşı sefer düzenledi ve bozguna uğradı. Bizanslılar bu başarısızlık sonrası yeni bir sefere hazırlanmaya başladı. Gubaz, İran Şahı II. Yezdicerd ile ittifak kurmaya çalışsa da Sasaniler Hunlarla olan savaş ile meşguldü ve ittifakı reddetti. Sonunda, Bizans imparatorunun isteği üzerine Gubaz tahttan feragat etmek zorunda kaldı ve tahtı oğluna devretti. Svanlar ve Sanigler, Bizans ile olan çatışmadan yararlanarak 470'lerde bağımsızlıklarını ilan ettiler. 6. yüzyılın başlarında, Lazika Krallığı geçici olarak Sasani etkisine girdi. 523 yılında Lazika Kralı I. Tsate, Bizans İmparatoru tarafından tahta çıkarıldı. 6. yüzyılda Lazika Krallığı, Pers-Roma savaşlarına sahne oldu. Bu döneme ait ayrıntılı bilgiler 6. yüzyıl Bizans tarihçisi Prokopius’un “Savaşlar” isimli eserinde anlatılmaktadır.
6. yüzyıl Bizans tarihçisi Prokopius Savaşlar adlı eserinde şunları belirtmektedir :
Lazlar bir federasyondu, Justin ve Justinian’a bağlıydılar. Sınırları korumakla görevlendirilmişlerdi ve büyük ödenekler alıyorlardı. Bir Laz yönetici bir seferinde kraliyet asasını Perslerden almıştı: Laz kralları Tsate ve Gubaz’a Bizanslı eşler ve hatırı sayılır Bizans unvanları önerilmişti; Bizans sarayında eğitildiler, vaftiz edildiler ve beyaz kaftanlarla donatıldılar. Fakat Lazlar İmparatorluğa hiçbir zaman başarılı bir şekilde entegre olmadılar.[17]
Persler, Doğu Kafkasya'da (İberya, Albanya ve Ermenistan'ın bir bölümünde) güçlü bir konum sağladıktan sonra, Lazika Krallığı'na özel bir stratejik önem verdiler. 528 yılında Persler, Lazika'nın Şorapani ve Skande kale kasabalarını işgal etti. Bizans yardımcı birlikleri Lazika kralına yardıma geldi ve Persler yenilgiye uğratıldı. Savaş öncesi durumu yeniden sağlamak için 532 yılında "Sürekli Barış" antlaşması yapıldı. İmparator I. Justinianus Lazika'daki otoritesini güçlendirdi (Petra kale şehrini inşa etti, bir ticaret tekeli kurdu ve ordusunu Lazika'nın kale şehirlerine yerleştirdi). Bu, 541 yılında II. Gubaz liderliğindeki bir ayaklanmaya (Lazika Ayaklanması) yol açtı.
Bizans hegemonyasından rahatsız olan Lazlar Pers şahından yardım istediler. 542 yılında I. Hüsrev büyük bir orduyla bu sırada Pers hegemonyası altında bulunan komşu İberya'ya ulaştı. Şah, Hunlara karşı bir sefere hazırlandığı söylentisini yayıyordu. Pers ordusu hızla İberya'yı geçti. Persler sınırda II. Gubaz'ın rehberleri tarafından karşılanarak Lazika'ya götürüldü. Persler ve Lazların birleşik ordusu, Bizanslıların ana kalesi olan Petra'yı aldı. Bu sırada Şah, Belisarius komutasındaki büyük bir Bizans ordusunun İran'ı işgal ettiğini öğrendi. Hüsrev İran'a döndü ve garnizonunu Petra Kalesi'nde bıraktı. Bu sırada Bizans'ın batıdaki durumu karışıktı. Bu yüzden İran'a ateşkes teklif etti. 545'te İran ile Bizans arasında beş yıllık bir ateşkes imzalandı. İran Şahı Lazika'da gizli planını uygulamaya başladı. Lazika Krallığı halkının yerine Persleri yerleştirmeyi planlıyordu. Bu planın uygulanması için Kral Gubaz'ı öldürmeleri gerekliydi. İranlılar Kral Gubaz'a suikast düzenletmek için Laz soylularından Parsansi'yi seçmeyi düşündüler. Parsansi, Gubaz ile olan kişisel çatışmasını unutup her şeyi krala bildirdi. Bütün halk Perslerin egemenliğinden rahatsız oldu. İranlılar Bizanslılardan daha iyi değildi. Gubaz, İranlılara karşı bir savaş başlatmaya karar verdi ve yardım için Bizans'a yöneldi. Bu zamana kadar Jüstinyen, batıdaki sorunlarını çözmüştü.
549'da Dagisthaios komutasındaki Bizans ordusu Petra Kalesi'ne ulaştı. Hüsrev, Petra garnizonuna yardım etmesi için Mihr-Mihroe komutasında büyük bir ordu gönderdi. Dagisthaios bir hata yaptı ve Lazika sınırındaki Lihi Geçidi'ni savunmak için çok küçük bir müfreze gönderdi. Bunun üzerine Pers ordusu hiçbir direnişle karşılaşmadan Lazika'ya girmeyi başardı. Bizanslılar Petra'yı terk edip geri çekildiler. Persler Petra'yı daha da güçlendirdiler ve Lazika'nın iç kesimlerine ilerlemeye başladılar. Gubaz liderliğindeki Lazlar, Perslere karşı büyük bir direniş gösterdi. Persler Lazika'dan ayrılarak İberya'ya geri çekildiler. 550'de Şah Lazika'ya yeni bir ordu gönderdi. Savaş sırasında Pers komutanı Huriane ölümcül şekilde yaralandı. Pers ordusunda karışıklık baş gösterdi, Lazların saldırılarına dayanamadı ve yenildiler. Bizanslılar daha sonra Petra'yı alabildiler ancak kaleyi kontrol etmek yerine yıktılar.
Hüsrev, Lazika'ya Mihr-Mihroe komutasında yeni bir ordu gönderdi. İranlıların bu sefer hedefi Arhaiopolis'i ele geçirmekti ancak başarılı olamadılar. Pers destekçisi bir Laz soylusu olan Teopobit Ukimerioni Kalesi'ni İranlılara devretti ve Takveri ve Svaneti'nin yolunu açtı. İranlılar Svaneti'yi işgal etti ve birliklerini oraya yerleştirdi. Bu sırada Bizanslılara karşı 550'de Abazg İsyanı ve 555'te Misimian İsyanı başladı. Bizans generalleri, kendilerinin başarısız eylemlerini imparatora bildirdiği için 554'te kral II. Gubaz'ı öldürdü. Gubaz'ın öldürülmesi Lazlar arasında şiddetli bir öfkeye yol açtı. Laz soylularının yaptığı müzakerede iki görüş ortaya çıktı. Bir grup Aieti liderliğindeki İran yöneliminin destekçileriydi. Diğer grup ise Partazi liderliğinde, Bizanslıları desteklemeyi sürdürmeye karar verdi. Sonunda, Gubaz'ın katillerinin cezalandırılması şartıyla Bizans yanlısı görüş galip geldi. Jüstinyen bu şartı yerine getirdi. Gubaz'ın kardeşi II. Tsate Lazika'nın yeni kralı oldu ve 562'de Lazika Savaşı sona erdi. Persler, Bizans'ın vasal krallığı olarak kalan Lazika'yı terk etti ancak Svaneti 570'lere kadar Pers etkisinde kaldı. 620'lerde Lazikalılar, Abazglar ile birlikte İmparator Herakleios'un Perslere karşı yaptığı seferlerde aktif rol aldı.
Lazika'nın, Rioni havzasının güney kesimi 5. ve 6. yüzyıllarda Pers-Roma savaşları nedeniyle Laz-Megrel nüfusunun tamamına yakınını yitirmiştir. Bu yüzden Arap istilalarından etkilenen Gürcüler Doğu Gürcistan'dan kitlesel olarak göç ederek süreç içinde bu bölgeye yerleşmişlerdir. Böylece günümüzde Müslümanları Laz, Hristiyanları Megrel olarak adlandırılan Laz-Megreller arasında, Gürcülerden oluşan ve Guria olarak bilinen tampon bölge oluşmuştur.[]
7. yüzyılın sonunda, Lazika Krallığı bir Bizans eyaleti haline geldi ve yöneticileri "Lazika Kralı" yerine "Patrici" unvanı ile anılmaya başladılar. Abazgia (Abhazya) bağımsız bir prenslik haline geldi ve doğrudan Bizans'a bağlandı. 697 yılında Lazika hükümdarı Sergius, Bizans'a karşı isyan etti ve egemenliğini Araplara devretti. Arapların Lazika'nın başkenti Arhaiopolis ve Kodor Vadisi'ndeki birkaç kalede garnizonları bulunuyordu. Lazika 697-702 yıllarında Halifelik hâkimiyetindeydi. Bizans 702 yılında Lazika'da direkt hakimiyetini kurdu. 707'de Muhammed İbn Mervan Kafkasya'ya sefer yaptı ve İberya, Lazika ve Abazgia Halifelik vasalı oldu ancak Arap etkisi uzun sürmedi. Bizanslılar bir sonraki yıl Alanlar, Ermeniler ve Lazikalı partizanların desteğiyle Abazgia'da yeniden hâkimiyet kurdular, Arhaiopolis'i kuşattılar ancak Patrici Sergius ve Arap müttefiklerinin başarılı savunması sonucunda Lazika'nın başkentini ele geçiremediler. 709'da Arap kontrolündeki Kafkasya'ya yapılan Hazar seferi sonucunda Bizans, Lazika ve İberya'da yeniden hakimiyetini kurdu. 709 yılından itibaren Lazika, bir İberya Prensliği hanedanı üyesi, İberya Prensi Şuşa'nın kardeşi Stratigos Theophylact Salibas (Şalva) tarafından Bizans'ın Armeniakon themasının bir parçası olarak yönetilmekteydi. 711 yılında İberya Prensi III. Stepanoz tahta çıktı. Stepanoz'un saltanatı istikrarlıydı ancak birkaç durumda Halifeliğin otoritesini tanımak zorunda kaldı. Buna rağmen Halifelik etkisi III. Stepanoz'un Hazarların desteğiyle Araplara karşı mücadele etmesiyle uzun sürmedi. İberya Prensi III. Stepanoz 717 yılında Bizans'dan Lazika'yı devraldı ve iki devlet birkaç on yıl boyunca birleşmiş oldu. III. Stepanoz ve oğlu Miriani'nin ölümünden sonra Abazgia da bu birliğe dahil oldu.[18]
735'te Gürcü krallıklarına karşı Arap generali Mervan tarafından büyük bir sefer başlatıldı. Araplar 736 yılında Abhazya'ya çekilmiş Gürcü prenslerinin -Miriani ve Arçil kardeşler- peşindeydiler. Dizanteri ve seller gibi afetler ile birlikte Arkhon I. Leon ve İberyalı ve Lazikalı müttefiklerinin inatçı direnişi işgalcileri geri çekilmeye zorladı. Prens Miriani Anakopya Kalesi savunması sırasında ölümcül bir şekilde yaralanarak öldü. Kardeşi Arçil Bizans İmparatoru III. Leon'dan kraliyet tacını aldı. Arçil'in çoçuğu bulunmuyordu, kardeşi Miriani'nin vasiyeti üzerine yeğenlerini evlendirdi ve yeğenlerinden biri Abhaz Prensi I. Leon ile evlendi; Aynı zamanda, Leon bir vasal prens olarak Arçil'e bağlandı. Arçil Bizans'ın kardeşi Miriani'ye gönderdiği kraliyet tacını I. Leon'a hediye etti. Arçil, Abbasiler içerisindeki iç karışıklıktan yararlandı ve İberya'yı da kontrolü altına alarak kendisini Gürcistan kralı ilan etti. Bunun üzerine Bizans Kuropalatis unvanını Adarnasiani Hanedanı'ndan Adarnase'ye verdi. Ayrıca Araplar da bu durumdan endişeye kapıldı. Yazid ibn Asid ibn Zafir al-Sulami'nin 760-761 yılı seferi Halifelik zaferi ile sonuçlandı. Arçil, Sulami'nin karargahını ziyaret etmek ve sonraki saldırıların durdurulması için garanti almak zorunda kaldı ancak emir İslam'ı kabul etmesini şart koştu Arçil bunu reddetti ve işkence ile öldürüldü.[18]
Sulami Tiflis'te kontrol kurdu ancak ülkenin geri kalan kısmının çoğu Arçil'in varisleri İoane ve Cuanşer'in hâkimiyetindeydi.[18] Cuanşer Kaheti'de kalırken ağabeyi İoane Lazika'nın yönetimine geçti. İoane'in ölmesi ve kardeşi Cuanşer'in yaşlanması dolayısıyla hem Lazika hem de Abhaz hanedanının varisi II. Leon 770'li yıllarda hanedan birliği ile Lazika'yı devraldı. Yaklaşık 778 yılında II. Leon, "Abhazların Kralı" unvanını almak için Hazarların yardımıyla ülkeyi bağımsız hale getirdi ve ülkenin başkentini Anakopya'dan batı Gürcistan'daki Kutaisi kentine aktardı.
770'li yıllara gelindiğinde, Lazika Krallığı yerini; nüfusunu Abhazlar, Svanlar, Megrel-Lazlar ve bölgeye Kartli'den göç eden Gürcülerin oluşturduğu Abhazya Krallığı'na bırakmıştır. 780'lerde Abhazya Krallığı'nın sınırları kuzeybatıda Nikopsia (Tuapse), güneyde ise Çoruh yatağına kadar uzanıyordu.
Şehirler ve kaleler
Bizans tarihçilerinin eserlerinde Lazika şehirleri hakkında temel bilgiler korunmuştur.[19] Bizans kaynaklarında adı geçen şehirlerin listesi :
- Petra (modern Tsihisdziri)
- Arheopolis (Nokalakevi)
- Nesos (İsula)
- Telefis (Tolebi)
- Rodopolis (Vartsihe)
- Skande
- Sarapanis (Şorapani)
- Fasis (Poti)
- Kotaion (Kutaisi), Ukimerioni Kalesi ile birlikte.
- Onoguris
- Pitiunt (Pitsunda)
Lazika'nın en önemli verimli ve zengin bölgesi Laz şehirlerinin çoğunun bulunduğu Kolhis topraklarının yoğun nüfuslu bir parçası olan Rioni Nehri vadisindeki Muhurisi idi.[20][21] 4.-5. yüzyıllarda Lazika'da büyük şehirler ortaya çıktı: Arheopolis, Rodopolis ve Kotaion şehirlerindeki nüfusun yanı sıra kıyı nüfusu özellikle Fasis bölgesinde olmak üzere arttı.[22]
Karadeniz kıyılarından İran'a dek uzanan askeri ve ana ticaret yollarının kilit noktalarında bulunan Lazika kalelerinin mimarisi Bizans tahkimat sanatının etkisini göstermektedir.[19]
Toplum yapısı
Lazların yanı sıra Suani, Skvimni (Leçhumi), Abazglar, Apsiller ve Misimianlar Lazika Krallığı halkını oluşturuyordu.[23] doğrudan yönetilen Apsileti dışında diğer bölgeler özerkliğe sahipdi ve yöneticileri Lazika kralı tarafından atanıyordu.[22] Rize ve Apsaros arasındaki halkın (Çanlar[24]) rahiplerinin Lazika Piskoposu tarafından atanması dışında krallığın güney veya doğusundaki halklar hakkında hiçbir şey bilinmemektedir.[23]
Ekonomi
Merkezi Fasis limanında bulunan deniz ticareti ülke ekonomisinde önemli bir rol oynadı.[25] Bizanslı yazarlar Batı Gürcistan'a “Lazika Krallığı” diyorlardı. Bizanslı şair ve tarihçi Agathias (6. yüzyıl) Lazika'daki Telepis Kalesi'nden söz eder. Samtredia ilçesinde Tolebi köyündeki yıkıntıların bu kalenin kalıntıları olduğu sanılır. Kilden kap kacak ticareti yeri Kitropolia burada bulunuyormuş. Lazika Krallığı'nda çiftçilik, bağcılık ve hayvancılık gelişmişti, keten, balmumu ve gemi yapım keresteleri üretilmekteydi. Lazika'nın Batı ve Doğu ülkeleri (Bizans ve Anadolu vilayetleri, Pontus şehirleri, Ermenistan'la ve Ermenistan üzerinden İran ve Orta Asya) ile ticari ilişkileri vardı. Büyük ithal mallar (değerli çanak çömlek, cam eşyalar, lüks mallar ve mücevherler) ithal ediliyordu ve ticarette Bizans ve Doğu sikkeleri kullanılıyordu. 3. yüzyılda şehir hayatı gelişmeye başladı, sahil kasabaları (Fasis, Sebastopol, Biçvinta) büyük ticaret ve atölye merkezleri haline geldi, yeni kasabalar (Şorapani, Vartsihe, Mohirisi vb.) ortaya çıktı, eski şehirler (Kutaisi) canlandı, başkent Tsihegoci büyük ve gelişmişdi. Bizanslıların Lazika'da bir ticaret tekeli kurarak serbest ticareti engellemesi Lazika Savaşı'nın (541-562) sebepleri arasında yer aldığı düşünülmektedir.[26]
Kültür ve din
Hristiyanlık MS 1. yüzyılda Kolhis'de havariler Andreas ve Yurtsever Simun tarafından yayılmaya başlamıştır. İlk olarak kıyı kentlerinin Helen ve Helenleşmiş nüfusu arasında yayılmıştır. Ancak Hristiyanlığın Lazlar arasında yayılması ağırlıklı olarak kırsal yaşamın hakim olması sebebiyle daha yavaş olmuştur. 4. yüzyılın başlarında Pitsunda'da bir Hristiyan piskoposluğu kuruldu. Pitsunda Piskoposu Stratophilius İznik Konsili'nin (325) üyeleri arasında yer almıştır. Pitsunda ve Trabzon'daki Hristiyan toplulukları o dönemde büyük ün kazandılar. 6. yüzyılın ikinci yarısında Lazika'da kale kenti ve piskoposluk merkezi Petra (Çürüksu (Kobuleti) ilçesindeki bugünkü Tsihisdziri köyü) kurulmuştur. Lazika Krallığı kültürü, bir yandan kökeni antik Kolhis dünyasından gelen zengin yerel geleneklerini sürdürürken diğer yandan da Helenistik-Roma kültürü ile tanıştı. Yabancı kültürün etkisi, bu dönemde Batı Gürcistan'ın el işi, giyim eşyası ve dekorasyonlarında gözükmektedir. Ancak bu etki yüzeyseldi ve Batı Gürcistan nüfusunun kültürünün gelişimini belirlemedi. Lazika Krallığı'nın önemli bir kültürel yaşam merkezi Kolhis Akademisi (3.-4. yy.) olmuştur.
Kolhis Akademisi
Lazika'da felsefe ve retorik okulu bulunmaktaydı. Fasis şehrinde olduğu bilinen bu okulla ilgili bilinenler orada eğitim görmüş Yunan filozof Themistius'un söylediklerine dayanmaktadır. Eğitim dilinin Grekçe ve Antik Kolhis dili olduğu düşünülmektedir.
Hükümdarlar
Hükümdar/ Patricii | Saltanat | Notlar |
---|---|---|
1. Malasa | Flavius Arrianus tarafından 131'de bahsedilmiş | Roma İmparatoru Hadrianus'un vasali |
2. Pacorus | Antoninus Pius (r. 138-161) ile aynı dönemde yaşamış | ismi, kendi adına çıkardığı parada bulunmuştur |
3. Agros veya Akos | fl. c. 2. yüzyıl | |
4. Mirdat | c. 360 - c. 380 | |
5. Baraz-Bakur | c. 380 - c. 395 | |
6. I. Gubaz | onaylanmış c. 456 - 466 | Bağımsız Lazika Krallığı'nın tarihsel olarak ilk belgelenmiş kralı. |
7. Damnaze | ?-521/522 | |
8. I. Tsate | onaylanmış 521/522 - 527/528 | |
9. Opsite (kral olup olmadığı tartışmalı) | Saltanatın tarihi belli değil, büyük olasılıkla 541'den biraz önce | |
10. II. Gubaz | c. 541 - 555 | |
11. II. Tsate | 556-? | |
12. I. Barnuk | 591 - 640 | |
13. Lebarnicius | 640 - 663 ve 664 - 665 | "Lazika patricii" adlı eserde adı geçmiştir. Theodosius ve Gangra Theodore'sunun Hypomnensticumu. |
14. Grigor veya Grigol | 670 - c. 675 | |
15. II. Barnuk [27] | 675 - 691 | |
16. Sergius | c. 696/697 |
Kaynakça
- ^ ზანური ენა. უნივერსალური ენციკლოპედიური ლექსიკონი, საქართველოს პარლამენტის ეროვნული ბიბლიოთეკა.
- ^ Braund, David (2003). Georgia in Antiquity A History of Colchis and Transcaucasian Iberia, 550 BC-AD 562. ss. 274, 65.
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 13 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mart 2021.
- ^ Ashkharatsuyts, Long Recension, V, 19.
- ^ Kudryavtsev 1956, s. 774.
- ^ Canashia 1946, s. 102.
- ^ Zehiroğlu, Ahmet Mican. Antik Çağlarda Doğu Karadeniz. s. 73.
- ^ a b A. M. Zehiroğlu ; Antik Çağlarda Doğu Karadeniz 22 Aralık 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Fähnrich, 1993, S. 74 ff.
- ^ a b "Justin, Lazika i Iberija". 14 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Aralık 2021.
- ^ Ломоури 1982, s. 27.
- ^ E. Glenn Hinson, The Church Triumphant: A History of Christianity Up to 1300. p 223
- ^ George Hewitt, Georgian Reader. p. xii
- ^ Annuario Pontificio 2013, p. 1013
- ^ Annuario Pontificio 2013, p. 979
- ^ Annuario Pontificio 2013 (Libreria Editrice Vaticana, 2013, 978-88-209-9070-1), p. 959
- ^ "atinali web sitesi KADİM BİR KAVİM: LAZLAR -2- sayfası". 10 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Aralık 2021.
- ^ a b c Leri Tavadze ; GEORGİA IN THE EİGHT CENTURY A Political History 16 Aralık 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ a b Berdzenishvili 1958, s. 278.
- ^ М. Lortkipanadze, D. Muskhelishvili 1988, s. 71.
- ^ Berdzenishvili 1958, s. 246.
- ^ a b Braund 1994, s. 278.
- ^ a b Braund 1994, s. 279-280.
- ^ М. Lortkipanadze, D. Мuskhishvili 1988, s. 69.
- ^ Kudryavtsev 1956, s. 774-775.
- ^ Canashia 1946, s. 118.
- ^ Babası Grigor ile beraber.
Konuyla ilgili yayınlar
- David Braund: Georgia in Antiquity: A History of Colchis and Transcaucasian Iberia, 550 BC–AD 562. Oxford 1994.
- Heinz Fähnrich: Geschichte Georgiens von den Anfängen bis zur Mongolenherrschaft. Verlag Shaker, Aachen 1993.