Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

Mekanik, fiziğin fiziksel nesnelerin hareketleriyle, özellikle kuvvet, madde ve hareket arasındaki ilişkilerle ilgili alanıdır. Nesnelere uygulanan kuvvetler yer değiştirmeler veya bir nesnenin çevresine göre konumunda değişikliklerle sonuçlanır. Fizik'in bu dalının kökenleri Antik Yunanistan'da Aristoteles ve Arşimet'in yazılarında bulunur.. Erken modern dönem sırasında, Galileo, Kepler ve Newton gibi bilim adamları şimdiki klasik mekaniğin temellerini attılar. Klasik mekanik, duran veya ışık hızından çok daha düşük hızlarla hareket eden cisimlerle ilgili klasik fizikin bir dalıdır. Kuantum aleminde olmayan cisimlerin hareketini ve üzerindeki kuvvetleri inceleyen bilim dalı olarak da tanımlanabilir. Alan bugün kuantum teorisi açısından daha az anlaşılmıştır.

Bologna Üniversitesi İtalya'nın Bologna şehrinde bulunan bir araştırma üniversitesidir. 1088 yılında organize bir öğrenci loncası tarafından kurulan, dünyada sürekli faaliyet gösteren en eski üniversitedir. Universitas kelimesinin kullanıldığı, temelinde yükseköğrenim ve derece veren bir enstitü olmak amacıyla kurulan ilk kurumdur.

Luigi Galvani, kas ve sinir hücrelerinin elektrik ürettiğini keşfeden İtalyan fizikçi ve biyolog.

Alessandro Giuseppe Antonio Anastasio Volta elektriğin ve gücün öncüsü, pilin mucidi ve metan gazını keşfiyle tanınan İtalyan fizikçi ve kimyager.

Fizik felsefesi, klasik ve modern fiziğin içerisindeki teori ve yorumları inceleyen bir bilim felsefesi dalıdır. Fizik teorileri ve yorumlarından yola çıkarak sorduğu sorularla çeşitli cevaplara ulaşmayı amaçlamaktadır. Uzay ve zaman felsefesi, kuantum mekaniği felsefesi, termal ve istatistiksel felsefe gibi alt dallara ayrılmaktadır.

Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.

Fizikte mekanik enerji, mekanik bir sistemin bileşenlerinde yer alan potansiyel ve kinetik enerjinin toplamı olarak ifade edilir. Bu enerji cismin hareketi ve konumu ile ilişkilidir. İdeal bir ortamda eğer bir cisim, yalnızca yer çekimi kuvveti gibi konservatif bir kuvvete tabi ise enerjinin korunumu yasası mekanik enerjinin sabit olduğunu söyler. Bir cisim konservatif net kuvvetin tersi yönünde hareket ederse potansiyel enerji artacak ve eğer sürati de değiştiyse kinetik enerjisi de değişecektir. Tüm gerçek sistemlerde sürtünme kuvveti gibi konservatif olmayan kuvvetler bulunacaktır, fakat bu değerler çoğu zaman ihmal edilebilir ve mekanik enerjinin yine de sabit olduğu söylenebilir. Esnek çarpışmalarda mekanik enerji korunurken esnek olmayan çarpışmalarda bir kısmı ısıya dönüşür. Kayıp mekanik enerji ile sıcaklıktaki artış arasındaki ilişkiyi James Prescott Joule keşfetmiştir.

George Alfred Leon Sarton Belçika doğumlu Amerikalı kimyager ve tarihçiydi. Bağımsız bir çalışma alanı olarak bilim tarihi disiplininin kurucusu olarak kabul edilir. En etkili çalışmaları, üç cilt ve 4.296 sayfadan oluşan Introduction to the History of Science ve Isis dergisiydi. Sarton, nihayetinde, bilimler ve beşeri bilimler arasında bir bağlantı sağlayan ve "yeni hümanizm" olarak adlandırdığı bütünleşik bir bilim felsefesi elde etmeyi amaçladı. Ona göre bilim bize düşüncemizi sorgulamayı, kendini beğenmişlikten kurtulmayı, boş umutlara kapılmamayı ve başarı yolunda uğraş vererek sessizce ilerlemeyi öğretir.

Subrahmanyan Chandrasekhar, Hint asıllı Amerikalı astrofizikçi. A. Fowler ile birlikte 1983'te kara deliklerin yüksek kütleli yıldızların evrimlerinin son aşamalarından biri olduğunu matematiksel teori haline getirdiklerinden dolayı Nobel Fizik Ödülünü kazanmıştır. 1930 Nobel Fizik Ödülü sahibi Chandrasekhara Venkata Raman'ın yeğenidir. Chandrasekhar limiti olarak bilinen astrofizik kavramını ortaya atmıştır.

Aleksandr Mihayloviç Prohorov, Sovyet fizikçi. Lazerler ve maserlerle ilgili öncü araştırmaları ile tanınır. Bu konulardaki çalışmalarıyla 1964 yılında Charles Hard Townes ve Nikolay Basov ile birlikte Nobel Fizik Ödülü kazanmıştır.

Klasik fizik tamamlanmış veya uygulanabilir olan fiziğin, eski tarihlerde düşünülmüş modern teorilerle ilgilenir. Şu an kabul edilmiş bir teori modern sayılıyorsa ve o teorinin giriş cümlelerinde başlıca paradigma değişiminden bahsediliyorsa, eski teorilere genellikle “klasik” denilir. Bir klasik teorinin tanımı aslında içeriğine bağlıdır. Klasik fizik kavramı, modern fizik için fazlasıyla karmaşık olan belirli durumlarda kullanılır.
Deneysel fizik, evren hakkında bilgi toplamak için fiziksel olguları gözlemleyen fizik disiplinleri ve alt disiplinleridir. Yöntemleri, Cavendish deneyi gibi basit deney ve gözlemlerden, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi komplike deneylere kadar disiplinleri arasında farklılıklar gösterir.
Orta Çağ İslam dünyasında fizik, İslam'ın Altın Çağı, Antik Yunan yeniliklerine ek olarak doğa bilimlerinde birçok gelişmeler görüldü. Bu zaman aralığında İslam Teolojisi bilgiye ulaşmaya çalışan düşünürleri cesaretlendirirken, bilim etkisinin ya da gücünün dini inanç adına herhangi bir çelişkinin ya da sakıncanın olmadığı yargısına sahipti. Bu dönemde sayabileceğimiz düşünürler arasında Farabi, Kindî, İbn-i Sina, İbn-i Heysem ve İbn Bacce yer alır. Bu düşünürlerin önemli çalışmaları Orta Çağ Döneminin bilimsel kaynaklarıydı ve Lingua franca olarak kabul edilen Arapça esas alınarak yazılmıştı.
Bu maddede klasik mekanik tarihi anlatılmaktadır.

İslam astronomisi, özellikle İslam'ın Altın Çağı sırasında, İslam dünyasında yapılan astronomik gelişmeleri kapsar ve çoğunlukla Arapça yazılmış eserlerden oluşur. Bu gelişmeler özellikle Uzak Doğu ve Hindistan'da daha sonra Orta Doğu, Orta Asya, Endülüs ve Kuzey Afrika'da gerçekleşti. Orta Çağ İslam astronomisi, yabancı dildeki kaynakların özümsenmesi ve bu kaynakların birbiriyle benzeşmeyen unsurlarının İslami özelliklere sahip bir bilim yaratmak için birleştirilmesi gibi yönleri nedeniyle diğer İslami bilimlerin doğuşuyla paralellik gösterir. Bu kaynaklar özellikle Arapça diline tercüme edilmiş ve üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiş Yunan, Sasani ve Hint eserlerinden oluşuyordu.

Lucia Galeazzi Galvani İtalyan bilim insanı.
Colubrano'nun prensesi Faustina Pignatelli Carafa, Napoli'li İtalyan matematikçi ve bilim insanıydı. 1732'de Bologna Bilimler Akademisi'ne seçilen ikinci kadın oldu.
Bu makale fizik alanına önemli katkılarda bulunan kadınları tartışmaktadır.

Agostino Bassi, bazen de Lodi olarak da anılır, İtalyan bir böcek bilimciydi. Louis Pasteur'den önce mikroorganizmaların hastalığa neden olabileceğini keşfetmiştir. İpek böceklerindeki muskardin hastalığının yaşayan, çok küçük, parazit bir organizmadan, daha sonra onun onuruna Beauveria bassiana adını alacak bir mantardan kaynaklandığını keşfetti. 1844 yılında sadece hayvan (böcek) değil, insan hastalıklarının da diğer canlı mikroorganizmalardan kaynaklandığı düşüncesini ortaya attı, örneğin kızamık, frengi ve veba.