İçeriğe atla

Landau kutbu

Landau Kutbu veya diğer adıyla Moskova Sıfırı olarak bilinen, kuantum (nicem) alan kuramının sonsuz olduğu bağlaşım sabitindeki momentum (devinim) ölçeğidir. Bu olasılık Lev Landau ve meslektaşları tarafından belirtilmiştir.[1] Bu bağlaşım sabiti, yeniden boylandırım grubun arkasında yatan temel fikirlerden olan momentum (devinim) ölçeğine dayanmaktadır.

Landau kutupları, kuantum elektrodinamik (QED) veya φ4 kuramı –dörtlenik sayısal alanla etkileşimi- gibi asimptotik kuramlarda görünür. Bu kuramlarda, yeniden boylandırım sabiti enerji ile büyür. Bir Landau kutbu, herhangi bir sonlu enerji ölçeğinde, bağlaşım sabiti sonsuz olduğunda ortaya çıkar. Bu durum kuramın tamamlanmış sayılabilmesinin önünde, matematiksel bir tutarsızlık olarak varsayılabilir. Muhtemel bir çözüm ise kesme (cut-off) kaldırıldığında yeniden boylandırım yükü sıfıra gidebilir. Bunun anlamı, yükün bütünüyle kuantum dalgalanması (vakum kutuplanması) ile taranmasıdır. Bu olay bir kuantum önemsizliğidir. Bunun anlamı, kuantum düzeltimleri kesmenin (cut-off) olmayışını tamamen bastırmaktadır.

Landau kutbu normalde bir ve iki döngülü pertübatif hesaplamalarla bulunur. Kutbun kuvvetli bağlaşımlarda pertübatif yaklaşıklığı bozması da olasıdır. Örgü alan kuramı, tedirginim kuramının da ötesinde kuantum alan kuramına cevaplar vermektedir. Bu çerçevede, sayısal hesaplamalar göstermiştir ki Landau’nun QED yükü sonsuz bir kesim (cut-off) için bütünüyle onaylanmaktadır.[2][3][4]

Kısa Tarihçesi

Landau, Abrikosov ve Khalatnikov'a göre,[5] olduğunda yeniden boylandırım kuramı için gözlenebilir gobs yükü ile “çıplak” g0 yükü arasındaki ilişki izleyen formülle açıklanabilir;

Bu formülde m parçacığın kütlesi ve Λ momentum (devinim) kesimidir. Sonlu g0 ve Λ → ∞ durumu için gözlemlenen gobs yükü sıfıra yakınsak olur ve kuram önemsiz görünür. Aslında, birinci denklemi ters çevirerek, g0 'ın gobs'un kesin bir değer olduğunu şu şekilde gösterebiliriz;

büyürken, çıplak yük da yeniden boylandırım noktasında ıraksanır. Bu durumu formulize edersek;

Bu aykırılık bir negatif artıklı Landau kutbudur. . Fakat aslında 'ın büyümesi, olduğu bölgede birinci ve ikinci denklemi geçersiz kılmaktadır. Çünkü bu denklemler 'ın birden çok küçük olduğu durumlarda elde edilmiştir. Dolayısıyla Landau kutbu'nun kesin gerçekliği kuşkuludur. yükünü, momentum(devinirlik) ölçeğinde bir işlev olarak kabul ettiğimizde, bu yük Gell-Mann-Low denklemiyle gösterilir.[6]

Eğer bu denklem tümleşik ise, , ve , şartları altında birinci ve ikinci denklemleri sağlamaktadır. 'un genel tutumu işlevinin görünümüne dayanır.

Standart sınıflandırmaya göre,[7] nitel olarak üç farklı durum söz konusudur:

(a) eğer 'nin sonlu değerinde bir sıfır varsa, 'nin büyümesi sature olmuştur (doygundur). Örnek olarak için  ;

(b) eğer dalgalı değil ise ve durumunda ise gibi davranıyorsa 'nun büyümesi sonsuza devam eder.

(c) durumunda, eğer (büyük g için) ise, sonlu bir μ0 değerinde ıraksak olur. Ayrıca gerçek Landau kutbu ile ilgili şu sonuca varılır; durumunda 'nun belirsizliğinden dolayı, kuram içten tutarsız olmaktadır.

Landau ve Pomeranchuk[8] c bendindeki olasılığı QED ve kuramında ispat etmeye çalıştı. Sonuçlarına göre birinci denklemdeki 'ın büyümesi, gözlenebilir yükünün sabit bir sınıra gittiğini göstermiştir ki bu durum 'a dayanmaktadır. Aynı davranış ikinci dereceden terimleri çıkartılmış fonksiyonel integral (işlevsel tümlev) ile de elde edilebilir.Eğer ikinci dereceden terimlerin yoksayılması, durumu için zaten geçerliyse, için kesinlikle geçerlidir. Bu bize rastgele bir için birinci denklemi kullanma nedenimizi göstermektedir. Nicel seviyede bu yaklaşımların geçerliliği -fonksiyonunun (işlevinin) ikinci dereceden olmadığı durumlar hariç tutularak yapılmıştır. Bütün bunlara rağmen, bunlar niteliksel olarak doğru olabilir. Doğrusunu söylemek gerekirse, sonucu sadece durumunda, fonksiyonel integral (işlevsel tümlev) ile elde edilebilir. durumunda bu sonuç muhtemelen ihlal edilmiştir ama büyüklüklerine göre ele alınan iki sabitin rastlantısı ancak eşleştirme koşulunda beklenebilir. Monte Carlo[9] sonuçları Landau–Pomeranchuk savını doğruluyor görünmektedir.

C bendindeki sav, olmayana ergi yönteminden anlaşılabildiği gibi Bogoliubov ve Shirkovsınıflandırmasında bütün kuramdaki kuantum (nicem) önemsizliğine tekabül etmektedir. Doğrusu istenirse, eğer sonlu ise bu kuram içten tutarsız olmaktadır. Bundan kaçmanın tek yolu ise sonsuzmuş gibi davranmaktır. Unutulmamalıdır ki bu ancak durumunda mümkündür. Çok yaygın bir fikir olarak hem QED hem de kuramı sürem sınırında önemsizdir. Aslında mevcut bilgiler sadece g≠0 durumunda β(g)'nin pozitifliği ile aynı hesaba gelen "Wilson Önemsizliğini" doğrulamaktadır. Kuantum (nicem) önemsizliğinin "doğru" belirtileri sayısız değildir ve farklı yorumlara izin verir.

Olay Bilimsel Bakış Açıları

Bağlaşım sabitinin sıfır olmadığının bilindiği bir nokta ki fiziksel etkileşimleri göstermeye yönelik bir kuramda, Landau kutupları veya önemsizlik kuramındaki noksanlıkların belirtkesi olarak gözlenebilir. Örneğin QED'e kendi içinde tamamlanmış bir kuram olarak inanılmaz. Bir başka örnek ise Landau kutbu büyük birleşik kuramın içine yerleşerek giren yeni bir fizik olabilir. Büyük birleşik ölçek, Landau ölçeğinin altında, doğal bir kesim (cut-off) sağlayabilir.

QED'deki Landau kutbunun problemi saf akademik bir ilgi olmasıdır. Birinci ve ikinci denklemlerdeki 'un görevi aşırı ince yapı sabiti α ≈ 1/137 tarafından yapılır ve QED için Landau ölçeği 1028 eV olarak tahmin edilmiştir ki bu durum gözlenebilir fizikteki enerji ölçeklerinin çok üstündedir. Karşılaştırmak için şöyle bir örnek verilebilir: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda (LHC) elde edilen en yüksek enerji 1013 eV'dur. Diğer bir örnek ise Planck ölçeğinde ki bu ölçekte kuantum kütleçekim kuvveti önemli hale gelir, maksimum enerji 1028 eV'dur.

Parçacık fiziğinin Standart Modeli'ndeki Higgs Bozonu, kuramı tarafından tanımlanmıştır. Eğer son söylenen bir Landau kutbuna sahip ise bu gerçek Higgs kütlesinde.[10] bir "önemsizlik bağı" kurdurtabilir. Bu bağ, yeni fiziğin varsaydığı dördüncü dereceden bağlaşımın maksimum değerine -bu değer henüz bilinmemektedir- giriş izni verdiği ölçeğe dayanmaktadır. Geniş bağlaşımlar için pertübatif olmayan yöntemler gereklidir. Örgü hesaplamaları da bu konuda kullanışlıdır.[11]

Son Gelişmeler

Landau kutbu çözümleri, rastgele bir 'de ( ), Gell-Mann–Low fonksiyonu (işlevi) hesaplamalarıyla çözmeyi gerektirir. Bu problem oldukça zor ve uzun yıllar umutsuz vaka olarak kabul edilmiştir. Diyagramlı (çizgisel) hesaplamalar , gibi az miktarda genişleme sabitine cevap bulabilmekte ki bu durum bize bütün fonksiyonunu (işlevini) araştırma imkânı vermemektedir. Bu işlem süreci, geniş basamaklı pertübatif kuramı hesaplamaları için geliştirilen Lipatov metodundan (yönteminden) sonra mümkün hale gelebilecektir.[12][13][14] fonksiyonunun (işlevi) yeniden inşa edilmesi konusundaki ilk deneme, kuramının önemsizliği ile sonuçlanmıştır. Daha ileri toplam yöntemleri, asimptotik davranılındaki üssünü vermiştir. hipotezi (önsavı) kuramı ve QED için daha yeni çözümsel bir şekilde onaylanmıştır. 'nin pozitifliği ile birlikte, serilerin toplamının ele alınmasıyla, Bogoliubov ve Shirkov'un (b) bendindeki sınıflandırmasını vermektedir. Sonuç olarak Landau kutbu adı geçen kuramlarda bulunmamaktadır. Landau ve Pomeranchuk tarafından önerilen ikinci dereceden terimlerin yok sayılması fikri henüz onaylanmamıştır.

Kaynakça

  1. ^ Lev Landau, Wolfgang Pauli (1955). Niels Bohr and the Development of Physics. Londra: Pergamon Press. 
  2. ^ Göckeler, M. (1998). "Is There a Landau Pole Problem in QED?". Physical Review Letters. 80 (19). ss. 4119-4122. arXiv:hep-th/9712244 $2. Bibcode:1998PhRvL..80.4119G. doi:10.1103/PhysRevLett.80.4119. 
  3. ^ S. Kim, John B. Kogut, Lombardo Maria Paola (31 Ocak 2002). "Gauged Nambu–Jona-Lasinio studies of the triviality of quantum electrodynamics". Physical Review D. 65 (5). s. 054015. arXiv:hep-lat/0112009 $2. Bibcode:2002PhRvD..65e4015K. doi:10.1103/PhysRevD.65.054015. 
  4. ^ Gies, Holger; Jaeckel, Joerg (9 Eylül 2004). "Renormalization Flow of QED". Physical Review Letters. 93 (11). s. 110405. arXiv:hep-ph/0405183 $2. Bibcode:2004PhRvL..93k0405G. doi:10.1103/PhysRevLett.93.110405. 
  5. ^ L. D. Landau, A. A. Abrikosov, and I. M. Khalatnikov, Dokl. Akad. Nauk SSSR 95, 497, 773, 1177 (1954).
  6. ^ Gell-Mann, M.; Low, F. E. (1954). "Quantum Electrodynamics at Small Distances". Physical Review. 95 (5). ss. 1300-1320. Bibcode:1954PhRv...95.1300G. doi:10.1103/PhysRev.95.1300. 
  7. ^ N. N. Bogoliubov and D. V. Shirkov, Introduction to the Theory of Quantized Fields, 3rd ed. (Nauka, Moscow, 1976; Wiley, New York, 1980).
  8. ^ L.D.Landau, I.Ya.Pomeranchuk, Dokl. Akad. Nauk SSSR 102, 489 (1955); I.Ya.Pomeranchuk, Dokl. Akad. Nauk SSSR 103, 1005 (1955).
  9. ^ B.Freedman, P.Smolensky, D.Weingarten, Phys. Lett. B 113, 481 (1982).
  10. ^ Gunion, J.; H. E. Haber; G. L. Kane; S. Dawson (1990). The Higgs Hunters Guide. Addison-Wesley. 
  11. ^ For example, Heller, Urs; Markus Klomfass; Herbert Neuberger; Pavols Vranas (20 Eylül 1993). "Numerical analysis of the Higgs mass triviality bound". Nuclear Physics B. 405 (2–3). ss. 555-573. arXiv:hep-ph/9303215 $2. Bibcode:1993NuPhB.405..555H. doi:10.1016/0550-3213(93)90559-8. , which suggests MH < 710 GeV.
  12. ^ L.N.Lipatov, Zh.Eksp.Teor.Fiz. 72, 411 (1977) [Sov.Phys. JETP 45, 216 (1977)].
  13. ^ I. M. Suslov, JETP 107, 413 (2008); JETP 111, 450 (2010); http://arxiv.org/abs/1010.4081 25 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., http://arxiv.org/abs/1010.4317 25 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  14. ^ I. M. Suslov, JETP 108, 980 (2009), http://arxiv.org/abs/0804.2650 25 Kasım 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..

İlgili Araştırma Makaleleri

Einstein alan denklemleri ya da Einstein denklemleri, yüksek hız ve büyük kütlelerde geçerli olan uzayzamanın geometrisi ile enerji ve momentum dağılımını ilişkilendiren doğrusal olmayan diferansiyel denklemler kümesidir. Einstein, bu denklemleri ilk kez 1915 yılında yayımlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Poisson dağılımı</span>

Poisson dağılımı, olasılık kuramı ve istatistik bilim kollarında bir ayrık olasılık dağılımı olup belli bir sabit zaman birim aralığında meydana gelme sayısının olasılığını ifade eder. Bu zaman aralığında ortalama olay meydana gelme sayısının bilindiği ve herhangi bir olayla onu hemen takip eden olay arasındaki zaman farkının, önceki zaman farklarından bağımsız oluştuğu kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Gamma dağılımı</span>

Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında gamma dağılımı iki parametreli bir sürekli olasılık dağılımıdır. Bu parametrelerden biri ölçek parametresi θ; diğeri ise şekil parametresi k olarak anılır. Eğer k tam sayı ise, gamma dağılımı k tane üstel dağılım gösteren rassal değişkenlerin toplamını temsil eder; rassal değişkenlerin her biri nin üstel dağılımı için parametre olur.

<span class="mw-page-title-main">Üstel dağılım</span>

Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında üstel dağılımı bir sürekli olasılık dağılımları grubudur. Sabit ortalama değişme haddinde ortaya çıkan bağımsız olaylar arasındaki zaman aralığını modelleştirirken bir üstel dağılım doğal olarak ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Weibull dağılımı</span> Olasılık dağılımı

Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında Weibull dağılımı ) bir sürekli olasılık dağılımı olup olasılık yoğunluk fonksiyonu şöyle ifade edilir:

<span class="mw-page-title-main">Laplace dağılımı</span>

Olasılık kuramı ve istatistik bilim dallarında Laplace dağılımı Pierre-Simon Laplace anısına isimlendirilmiş bir sürekli olasılık dağılımıdır. Arka arkaya birbiriyle yapıştırılmış şekilde ve bir de konum parametresi dahil edilerek birleştirilmiş iki üstel dağılımdan oluştuğu için, çift üstel dağılımı adı ile de anılmaktadır. İki bağımsız ve tıpatıp aynı şekilde üstel dağılım gösteren bir rassal değişken bir Laplace dağılımı ile işlev görürler. Bu, aynen üstel dağılım gösteren rassal zamanda değerlendirilen Brown devinimine benzer.

<span class="mw-page-title-main">Mutlak sıcaklık</span> mutlak sıcaklık ölçüsü

büyüklüğünün veya mutlak sıcaklık ya da termodinamik sıcaklık olarak tanımlanan büyüklüğünün iki önemli fiziksel sonucu vardır.

<span class="mw-page-title-main">Koaksiyel kablo</span> televizyon ve uydu iletişim sistemlerinde kullanılan kablo türü

Koaksiyel kablo radyo frekansta kullanılan bir kablo türüdür. Bu kablonun kesit alanı iç içe dört maddeden meydana gelir. En içte canlı hat, yani sinyali taşıyan hat vardır. Bu uç dielektrik sabiti yüksek bir yalıtkan ile çevrelenmiştir. Yalıtkanın çevresinde iletkenlerden oluşan bir örgü vardır. Bu örgü topraklanmıştır. En dışta ise koruyucu kılıf yer alır. Bu yapı koaksiyel kabloların kendi kalınlığındaki diğer kablolara göre daha elastiki olmalarını sağlar.

Fermi-Dirac istatistikleri, fizik biliminin bir parçası olarak Pauli dışlama prensibine uyan eş parçacıkları içeren sistemdeki bir parçacığın enerjisini tanımlar. Birbirlerinden bağımsız olarak bunu keşfeden Enrico Fermi ve Paul Dirac'tan sonra adlandırılmıştır.

Fizikte çiftlenim sabiti, bir etkileşimde kuvvetin şiddetini belirleyen sabit veya işlevdir. Çiftlenim sabiti g veya ile gösterilir. Etkileşimin yapısına göre sabit olduğu durumlar olabildiği gibi herhangi bir değişkenin işlevi de olabilir. Siatemi belirleyen işlevler olan Hamilton işlevi veya Lagrange işlevi, genellikle kinetik ve etkileşim kısımları olarak iki kısıma ayrılabilir. Çiftnemim sabiti bir etkileşimin, kinetik kısma göre veya başka bir etkileşime göre şiddeti belirleyen unsurdur. Örnek olarak bir parçacığın elektrik yükü bir çiftlenim sabitidir.

Fizikte, Lorentz dönüşümü adını Hollandalı fizikçi Hendrik Lorentz'den almıştır. Lorentz ve diğerlerinin referans çerçevesinden bağımsız ışık hızının nasıl gözlemleneceğini açıklama ve elektromanyetizma yasalarının simetrisini anlama girişimlerinin sonucudur. Lorentz dönüşümü, özel görelilik ile uyum içerisindedir. Ancak özel görelilikten daha önce ortaya atılmıştır.

Compton dalgaboyu bir parçacığın kuantum mekaniği özelliğidir. Compton dalgaboyu Arthur Compton tarafından elektronların foton saçılması olayı izah edilirken gösterilmiştir. Bir parçacığın Compton dalga boyu; enerjisi parçacığın durgun kütle enerjisine eşit olan fotonun dalgaboyuna eşittir. Parçacığın Compton dalgaboyu ( λ) şuna eşittir:

<span class="mw-page-title-main">Sicim kozmolojisi</span>

Sicim kozmolojisi, ilk kozmolojinin sorularını sicim kuramındaki eşitlikleri uygulayarak çözmeye çalışan yeni bir alandır.Çalışmaların bağlantılı bölgesi brane kozmolojisidir. Bu yaklaşım sicim kuramının şişme kozmolojik modelinden türetilebilir, bu sayede ilk büyük patlama senaryolarına kapı açılmıştır. Fikir, eğimli bir arka planda bozonik sicim özelliği ile bağlantılıdır, düzgün olmayan sigma modeli olarak bilinir. Bu modelin ilk işlemleri beta işlevi olarak gösterilir, modelin sürekli ölçünü bir enerji düzeyinin işlevi olarak nitelendirir, Ricci tensörü ile orantılı olmakla birlikte Ricci akışına da mahal vermiştir. Bu model konformal değişmeze sahip olduğundan mantıklı bir kuantum alan kuramı olarak tutulmalı, beta işlevi ise ardından, hemen sıfır üreten Einstein alan eşitliği olmalıdır. Einstein’ın eşitlikleri bir şekilde yersiz görünse de, bu sonuç kesinlikle iki-boyutlu modelin daha fazla boyutlu fizik üretebileceğini göstermesi açısından dikkat çekicidir. Buradaki ilgi çekici nokta ise sicim kuramı gereksinim olmasa da düz bir arka plandaki tutarlıkla 26 boyut olarak formulize edilebilir. Bu Einstein’ın eşitliklerinin altında yatan fiziğin konformal alan kuramı ile açıklanabileceğine dair ciddi bir ipucudur. Aslında, bu sicim kozmolojisi için şişmeci bir evrene sahip olduğumuza dair bir kanıtımız olduğuna işarettir.Evrenin evriminde, şişme evresinden sonra, bugün gözlemlenen genişleme Firedmann eşitliklerinde tam anlamıyla tanımlanmıştır. İki farklı evre arasında pürüzsüz bir geçiş beklenir. Sicim kozmolojisi, geçişi açıklamakta zorluk çeker. Bu sözlükte zarif çıkış problemi olarak bilinir. Şişmeci kozmoloji skaler alanın varlığının şişmeyi zorladığını ima eder. Sicim kozmolojisinde bu durum dilaton alanına mahal verir.. Bu skaler ifade, düşük enerjilerin efektif kuramı olan skaler alanın bozonik sicimin tanımına girer. Bu eşitlikler Brans-Dicke kuramındakilere benzer. Nicel çözümlenimler boyutların kritik sayısını, (26), dörde düşürmeye çalışır. Genel olarak, Friedmann eşitliklerinden rastgele sayıda boyut elde edilebilir. Başka bir durum ise boyutların kesin sayısı etkili dört boyut kuramı ile çalışarak sıkıştırılmış evrenleri üretir. Sıkıştırılmış boyutlarda skaler alanların oluştuğu Kaluza-Klein kuramı buna bir örnektir. Bu alanlara modili denir.

Doğrusal cebirde veya daha genel ifade ile matematikte matris çarpımı, bir matris çiftinde yapılan ve başka bir matris üreten ikili işlemdir. Reel veya karmaşık sayılar gibi sayılarda temel aritmetiğe uygun olarak çarpma yapılabilir. Başka bir ifade ile matrisler, sayı dizileridir. Bu yüzden, matris çarpımını ifade eden tek bir yöntem yoktur. "Matris çarpımı" terimi çoğunlukla, matris çarpımının farklı yöntemlerini ifade eder. Matris çarpımının anahtar özellikleri şunlardır: Asıl matrislerin satır ve sütun sayıları, ve matrislerin girişlerinin nasıl yeni bir matris oluşturacağıdır.

Modern kuantum (nicem) mekaniğinden önce gelen eski kuantum (nicem) kuramı, 1900 ile 1925 yılları arasında elde edilen sonuçların birikimidir. Bu kuramın, klasik mekaniğin ilk doğrulamaları olduğunu günümüzde anladığımız bu kuram, ilk zamanlar tamamlanmış veya istikrarlı değildi. Bohr modeli çalışmaların odak noktasıydı. Eski kuantum döneminde, Arnold Sommerfield, uzay nicemlenimi olarak anılan açısal momentumun (devinimin) z-bileşkesinde nicemlenim yaparak önemli katkılarda bulunmuştur. Bu katkı, electron yörüngelerinin dairesel yerine eliptik olduğunu ortaya çıkarmıştır ve kuantum çakışıklık kavramını ortaya atmıştır. Bu kuram, electron dönüsü hariç Zeeman etkisini açıklamaktadır.

Dalga vektörü, fizikte dalgayı ifade etmemize yardımcı olan vektördür. Herhangi bir vektör gibi, yöne ve büyüklüğe sahiptir. Büyüklüğü dalga sayısı ve açısal dalga sayısıdır. Yönü ise genellikle dalga yayılımının yönüdür. İzafiyet kuramında, dalga vektörü, aynı zamanda dört vektör olarak tanımlanabilir.

Kuramsal fizikte, süper kütleçekimi genel görelilik kuramı ve süpersimetriyi birleştiren bir alan kuramıdır. Süper kütleçekiminde, süper simetri bölgesel simetridir. Süper simetrinin üreteçleri Poincaré grubu ve süper-Poincaré cebiri ile sarılmıştır, süper kütleçekiminin süper simetriyi doğal olarak takip ettiği görülebilir.

Einstein-Hilbert etkisi genel görelilikte en küçük eylem ilkesi boyunca Einstein alan denklemleri üretir. Hilbert etkisi genel görelilikte yerçekiminin dinamiğini tarifleyen fonksiyonel işlemdir. metrik işaretiyle, etkinin çekimsel kısmı,

<span class="mw-page-title-main">Stres-enerji tensörü</span>

Stres-enerji tensörü, fizikte uzayzaman içerisinde enerji ve momentumun özkütle ve akısını açıklayan, Newton fiziğindeki stres tensörünü genelleyen bir tensördür. Bu, maddedinin, radyasyonun ve kütleçekimsel olmayan kuvvet alanının bir özelliğidir. Stres-enerji tensörü, genel göreliliğin Einstein alan denklemlerindeki yerçekimi alanının kaynağıdır, tıpkı kütle özkütlesinin Newton yerçekiminde bu tip bir alanın kaynağı olması gibi.

<span class="mw-page-title-main">Planck yasası</span> belirli bir sıcaklıkta termal denge durumunda bulunan bir kara cisim ışımasının yaydığı elektromanyetik radyasyonu ifade eden terim

Planck yasası belirli bir sıcaklıkta termal denge durumunda bulunan bir kara cisim ışımasının yaydığı elektromanyetik radyasyonu ifade eder. Yasa 1900 yılında Max Planck bu ismi önerdikten sonra isimlendirilmiştir. Planck yasası modern fiziğin ve kuantum teorisinin öncül bir sonucudur.