Sümerler, yaklaşık MÖ 4000-2000 yılları arasında Irak'ın güneyinde yerleşik hayata geçmiş olup medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölgede yaşamış bir uygarlıktır. MÖ 6'ncı ve 5'nci milenyumda Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı dönemi arasında ortaya çıkmış olup Dünyanın bilinen en eski uygarlıklarından birisi olarak kabul edilmektedir.
Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.
Zoofili, insan ve hayvan arası cinsel eylemi veya böyle eylemlere eğilim göstermeyi tanımlamak için kullanılan bir terim. Hayvanlara karşı bu tip bir eğilimi olan kişilere zoofil denir. Zoofili, parafili adı verilen davranış bozukluklarından biridir.
Enlil, daha sonra bilinen adıyla Elil veya Ellil, rüzgâr, hava, yeryüzü ve fırtınalarla ilgili Antik Mezopotamya tanrısıdır. İlk olarak Sümer panteonunun baş tanrısı olarak kaydedilen Enlil, daha sonra Akadlar, Babilliler, Asurlular ve Hurriler tarafından da tapınılan bir tanrı hâline gelmiştir. Enlil'in ana tapınma yeri, bizzat Enlil tarafından inşa edildiğine inanılan ve gökyüzü ile yeryüzünün "bağlantı noktası" olarak kabul edilen Nippur kentindeki Ekur tapınağıdır. Enlil, bazen Nunamnir olarak da anılmaktadır. Bir Sümer ilahisine göre, diğer tanrılar ona bakmaya cesaret edemez. MÖ 24. yüzyılda Nippur'un yükselişiyle birlikte önem kazanan Enlil kültü, MÖ 1230'da Elamlıların Nippur'u yağmalamasıyla zayıflamış ve sonuç olarak Mezopotamya panteonunun baş tanrısı ve Babil'in ulusal tanrısı Marduk tarafından konumu ele geçirilmiştir.
Pazuzu, Sümer ve Akad mitolojilerinde, rüzgâr cinlerinin kralı ve tanrı Hanbi'nin oğludur. Ayrıca, Sümerliler için güneybatı rüzgârını, fırtınaları taşımayı, temsil ederdi.
Anzû ya da dZû ya da İmdugud, antik Mezopotamya dininde geçen daha küçük bir tanrı ya da canavardır. Tanrıça Siris'in oğludur. Zu ve Siris, ateş ve su soluyabilen dev kuşlar olarak görülmüştür. Buna rağmen, Zu aslan başlı bir kartal olarak da tasavvur edilmiştir.
Siris, Mezopotamya mitolojisinde biradan sorumlu tanrıça. Tanrıça Ninkasi'nin kızıdır. Genellikle bir cin veya ruh olarak tasavvur edilse ve algılansa da, aslında tam olarak şeytani veya kötü değildir. Siris, ateş ve su soluyabilen büyük bir kuş olan Zu'nun annesi olarak kabul edilir.
Sümerce, Sümerlerin ana dili. Güney Mezopotamya'da MÖ 4000 yılında konuşuluyordu. MÖ 2000'li yılların başlarında yerini konuşma dili olarak Akadcaya bıraktı ancak Mezopotamya'da MS 1. yüzyıla kadar kutsal, şölensel, edebî ve bilimsel bir dil olarak kullanılmaya devam etti. Daha sonra ise bu dil 19. yüzyıla kadar unutuldu. Mezopotamya'da konuşulan diğer dillerin aksine Sümercenin izole dillerden olduğu kabul edilir.
Eşek, atgiller (Equidae) familyasının evcilleştirilmiş türlerinden biridir. Eşekler, ilk kez MÖ 3000 civarında Mezopotamya veya Mısır'da evcilleştirilmiş ve dünyaya yayılmıştır.
İnanna ; aşk, güzellik, seks, savaş, adalet ve siyasi güçle ilişkilendirilen antik Mezopotamya tanrıçasıdır. Sümerlerde kendisine "İnanna" adıyla ibadet edilirken daha sonraki dönemlerde Akad, Babil ve Asurlular tarafından İştar olarak tanımlanmış ve "Cennetin Kraliçesi" olarak anılmıştır. Ana tapınma merkezi Uruk'taki Eanna Tapınağı'dır ve buranın koruyucu tanrıçası kabul edilmiştir. Venüs gezegeniyle ilişkilendirilmiş ve aslan ile sekiz köşeli yıldız, en belirgin sembolü olmuştur. İştar'ın kocası, daha sonraki dönemlerde Tammuz olarak anılacak olan Tanrı Dumuzid iken yardımcısı (sukkal) ise sonraki dönemlerde erkek tanrılar İlabrat ve Papsukkal ile bir tutulacak olan Ninşubur'dur.
Udug ya da daha sonra Akadca bilinen adıyla utukku, antik Mezopotamya mitolojisinde bazen iyi ve bazen kötü olarak düşünülen belirsiz bir demon sınıfıdır. Egzorsizm metinlerinde "iyi udug", bazen "kötü udug"a karşı çağrılır. Kelimenin anlamı genellikle belirsizdir ve bazen belirli bir demon türünden ziyade demonları bir bütün olarak ifade etmek için kullanılır. Udug'un neye benzediği tespit edilememiş olsa da betimlemelerinde diğer antik Mezopotamya demonlarında da olduğu gibi karanlık bir gölge, etrafını saran ışığın yokluğu, zehir ve sağır edici bir ses gibi özelliklere sahip olduğu aktarılır. Günümüze kadar gelmiş antik Mezopotamya metinleri, kötü udug'u çıkarmak için talimatlar veren Udug Hul metinleri olarak bilinir. Bu metinler, kötü udug'un hastalığa neden olma rolüyle hastalıkları iyileştirmede duayla egzorsizmi gerçekleştiren kimsenin rolünü vurgulamaktadır.
Sümer ve Antik Mezopotamya dininde gallû veya galla, Antik Mezopotamya yeraltı dünyasının büyük şeytanları ya da demonlarıdır.
Antik Mezopotamya dini, Antik Mezopotamya medeniyetlerinin, özellikle yaklaşık MÖ 3500 ve 400 yılları arasında Sümer, Akad, Asur ve Babil medeniyetlerinin dinî inançlarına ve uygulamalarına atıfta bulunur. Antik Mezopotamya dininin temelleri Erken Sümer Hanedanları tarafından atılmış, daha sonra oluşan uygarlıklar ve bölgeye yerleşen kavimler bu dinî yapıyı benimsemiştirler. Her ne kadar bölgenin bölümleri arasında farklılık gözlense de temel dinî figürler, destanlar ve inanışlar aynı kalmıştır. Politeistik bir din olan Mezopotamya dininin tanrı ve tanrıçaları zaman içinde isim değiştirse de özellikleri genelde aynı kalmıştır fakat dinler tinsel olarak nitelik kazanmıştır.
Lugal-e ud me-lám-bi nir-ğál, antik Mezopotamya mitolojisinde savaş tanrısı olan Ninurta'nın rakibi demon á-sàg ile á-sàg'ın taş ordusuna karşı kazandığı zaferi anlatan destandır. Ninurta'nın Kahramanlıkları olarak da bilinir. Destan, üçüncü binyılın sonlarında yazılmış iki dilli bir çalışmadır.
Dingir, "tanrı" veya "tanrıça" anlamına gelen Sümerce bir kelimedir. "Dingir"in çivi yazısı işareti en çok dinî isimler ve ilgili kavramlar için belirleyici olarak kullanılır ve bu durumlarda telaffuz edilmez ve Dİnanna örneğinde olduğu gibi geleneksel olarak "D" üst simge olarak çevrilir.
Sümer Guti Hanedanı veya Sümer Kral Listesinde Guti Hanedanı Sümer Kral Listesinde yer alan, Gutiler'in Sümer bölgesine hakim olduğu dönemdeki kralları ve hüküm sürelerini gösteren listedir.
Anshar, veya Anšar, Babil yaratılış efsanesi Enuma Elis'te ilkel bir tanrıydı. Eşi, "Tüm Dünya" anlamına gelen Kişar'dır. Lahamu ve Lahmu'nun çocuğu ve Tiamat ve Apsu' nun torunuydu. Anshar ve Kişar cennet tanrısı, takımyıldızların efendisi, tanrıların, ruhların ve şeytanların kralı Anu'nun ebeveynleridir.
Ninshubur İnanna ile ilişikli Sukkal (Vezir) lakaplı Sümer tanrısıdır. Adı Sümerce " Subartu'nun Kraliçesi" anlamına gelir. Frans Wiggerman, bu ismin genellikle "Hizmetçilerin Kraliçesi" olarak anlaşıldığını öne sürüyor. Ninshubur İnanna'nın habercisi olarak Hermes ya da Iris ile de ilişkilendirilebilir.
Sümer mitolojisinde Nanshe Enki ve Ninhursag'ın kızıydı. Bir tanrıça olarak işlevleri çeşitliydi. Sosyal adalet, kehanet, doğurganlık ve balıkçılık tanrıçasıydı. Babası gibi, o da suyla yoğun bir şekilde ilişkiliydi. Basra Körfezi ve içindeki tüm hayvanlar üzerinde hakimiyet kurdu. Onun kült merkezi, Lagaş şehrinde bulunan Sirara tapınağıydı. Eşi Nindara'ydı.
Enmerkar, çeşitli Sümer mitlerinde ve efsanelerinde adı geçen kral. MÖ 4. binyılın ortalarından sonlarına kadar Uruk şehir devletini yönettiğine inanılmaktadır. Bir efsaneye göre Enmerkar, Uruk'taki ilk büyük tapınak olan ve tanrıça İnanna'ya adanan Eanna Tapınağı'nı inşa eden kişidir. Başka bir efsanede ise tüm Sümer şehir devletlerini kendi yönetimi altında birleştiren büyük bir fatih olarak tasvir edilir. Enmerkar'dan Gılgamış Destanı'nda da bahsedilir ve burada tanrılar tarafından Uruk'u yönetmesi için seçilen bilge ve güçlü bir hükümdar olarak tasvir edilir. Efsanevi statüsüne rağmen, Enmerkar'ın varlığına ve yönetimine dair çok az somut tarihsel kanıt vardır. Bununla birlikte, Sümer mitolojisi ve folklorunda önemli bir figür olmaya devam etmiştir.