İçeriğe atla

Lületaşı

Lületaşından yapılmış süs eşyaları

Lületaşı, magnezyum ve silisyum esaslı ana kaya parçalarının yerin muhtelif derinliklerindeki başkalaşım katmanları içinde, hidrotermal etkilerle hidratlaşması sonucunda oluşmuş kayaçtır. Bu kayacı fark eden bir alman mineralog (E. F. Glocker) tarafından 19. yüzyıl ortalarında sepiolit olarak adlandırılmıştır. Sepiolit ismi mürekkep balığının yunanca ismi olan 'sepion'a ithafen verilmiştir. Bu mineralin Almanca ismi olan 'Meerschaum' (deniz köpüğü) da mineralin yoğunluğuna ithafendir.

Kimyasal formülü Mg4Si6O15(OH)2•6 H2O şeklindedir ve yoğunluğu 0,988 - 1,279 gr/cm³ değerleri arasında değişir. Mikroskopik büyüklükteki kristalleri düzensiz biçimde bağlanmıştır. Çok ince gözenekli yumuşak bir dokuya, beyaz ve beyaza yakın tonlarda bir renge sahiptir.

Arkeolojik çalışmalar, lületaşının yaklaşık beşbin yıl öncesinden bilindiğini ve değişik amaçlarla kullanıldığını göstermiştir. Günümüzde lületaşı süs eşyası ve özellikle pipo yapımında kullanılmaktadır.[1] Pipo ile tütün içme alışkanlığının yaygınlaşması lületaşının tüm dünyada tanınmasını sağlamıştır.

Özellikleri

Hafif, yumuşak ve beyazdır. Yumuşak olduğu için kolay işlenebilirdir. Lületaşı yanmaz ve suda yüzer.[2] Islandığında yumuşar ancak kuruyunca tekrar sertleşir. Gözenekli yapısı sebebiyle nemi dışarı atan lületaşı, bu sebeple pipo yapımında kullanılmaktadır.[1][3] Kolaylıkla yontulup işleme bilen suya değince sabun gibi yumuşayan süs eşyaları yapımımda da yaralı olan ak renkli doğal maden dir. Nikotin emdiği için zamanla sararan lületaşı, kolonya ile silinerek tekrar beyazlatılabilir.[2] Ancak, pipolarda lezzeti bozacağı gerekçesiyle iç kısmına kolonya değmesi önerilmez.[1]

Çıkarılması

Lületaşı ve benzer minerallere, Yunanistan'daki bazı adalar, Çekya'daki Moravya bölgesi, Fransa, İspanya, Fas, ABD'de[] ve Afrika'nın bazı yerlerinde[4] rastlanmaktadır. Ticari olarak işlenebilir Lületaşı yataklarının neredeyse tamamı Türkiye'nin Eskişehir ilinde bulunur.[4] Eskişehir'de 100 km² alana yayılmış 300'den fazla maden bulunur.[3]

Oluşumunu sağlayan tepkimeler dolayısıyla, lületaşı yeraltında ıslak halde bulunur. Lületaşının toprak içindeyken temizliğini, çıkarıldıktan sonra da kolay işlenmesini, gözenekli yapısının tuttuğu bu doğal nem sağlar. Doğrudan veya işlendikten sonra kurutulan lületaşı, kaybettiği nem oranında hafifler ve önemli bir direnç kazanır.

Eskişehir ilinin batısında, kuzeydoğusunda ve güneydoğusunda bulunan, sahalarda, yüzeyle 300 metreyi aşan derinlikler arasında, içinde dağınık yumrular halinde lületaşı bulunan başkalaşım katmanlarına rastlanır. Taşı elde edebilmek için yüzeyden itibaren dik inen kuyular kazılır. Toprak içinde kolayca ayırdedilen başkalaşım katmanlarına ulaşıldığında, bu katmanı takip eden yatay tüneller açılarak lületaşı yumruları aranır. Bazı bölgelerde lületaşı tabakaları yeraltı suları seviyesinden daha aşağıdadır. Buralardan lületaşı çıkarabilmek için önce suyun boşaltılması gerekmektedir. Lületaşı çıkarılmasında büyük ölçüde insan gücünden ve uzun yıllar sonucunda kazanılmış kişisel tecrübelerden ve sezgilerden yararlanılır.

Çok hafif ve gözenekli olan lületaşı kurutulduktan sonra tekrar neme veya herhangi bir gaza maruz kalırsa bu nemi veya gazı büyük ölçüde emer, tekrar kururken de bu nemin veya gazın içindeki artıkları bünyesinde tutar. Bu temel özelliği dolayısıyla çok uygun bir pipo malzemesi,[1] aynı zamanda pek çok sanayi dalında iyi bir emici, filtre, yalıtım ve dolgu malzemesidir.[] Yaklaşık 300 yıldır büyük ölçüde dünyanın en kıymetli pipolarının yapımında kullanılan lületaşı, ilerleyen teknolojiye paralel olarak sanayide de vazgeçilmez bir yardımcı madde haline gelmiştir.

Lületaşı işlemeciliği

Başlangıçta tamamı ihraç edilen ham lületaşları Avrupa'da işlenmekteydi. Lületaşı işlemeciliği 1940'lardan itibaren gelişmeye başlamıştır.[5] Avusturya'da "Avusturya taşı" olarak adlandırılan bu maden, heykel ve pipo yapımında kullanılmıştır.[4] Türkiye'de lületaşı işlemeciliği 1970'lerde büyük bir artış göstermiştir.[3] Ham lületaşı ihracatı 1980'de yasaklanmış[4] ve lületaşı işlemeceliğinin tamamı Cumhuriyet döneminde yetişmiş Eskişehirli ustalar tarafından yapılmaya başlanmıştır.

Lületaşından yapılma bir pipo

Zarif narin yapısıyla tamamen özgün bir malzeme olan lületaşının artık sadece tütün için araçları değil, kullanım ve estetik değeri yüksek yepyeni eserler de üretilmektedir. Yer altından çıkarılan lületaşı bünyesindeki nemi kaybetmediği sürece kolay olarak işlenebilir.[5] Lületaşı işlemeciliği, yetenek, tecrübe ve sabırlı bir çalışma gerektiren zor fakat zevkli bir el işçiliğidir. İşlemeciliğin farklı aşamalarında, yapılan işe özel farklı bıçak ve araçlar kullanılır.[5]

Genellikle ustaların kendilerince hazırlanan bu bıçakların ve benzeri araçların sayısı bazen elliye yaklaşır. Uzun süreli çalışmalarda nemini kaybederek sertleşen taş suya batırılarak yeniden yumuşatılabilir. Taşın doğal biçimine en uygun modelinin seçilmesi işletmede esastır. Böylece, taşın mümkün olan en az fireyle değerlendirilmesi sağlanır.

Model konusunda en önemli kaynak gözlem ve ustaların hayal gücüdür. Tasarlanan biçimde işlenen lületaşı endirekt ısıyla uzun sürede kurutulur ve çok ince zımparalanır. Tamamlanan lületaşı eserler beyazlatılmış ve yeteri kadar ısıtılmış balmumuna batırılarak cilalanır. Yüzeyden itibaren sıcak balmumu emdirilmiş lületaşı eserler ovularak parlatılır.[5] Bu esnada şeffaf krem / sarı renk alan lületaşı, fildişine benzer bir görüntü kazanır. Bu yüzyılın başlarında, özellikle, hanımların parça taşlardan el tornalarında boncuk çekmesiyle başlayan lületaşı işlemeciliği, Cumhuriyet yıllarından itibaren çok yönlü olarak gelişmiştir.

Çinlilerin taklit edemeyeceği tek ürün olarak adlandırılan lületaşının çıkarılması ve işlenmesi konusunda yatırımcı bulunmasında zorlanılmaktadır.[6]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d Ozseyhan, Serkan (26 Temmuz 2014). "Lületaşı Pipolar Hakkında". Pipo Dünyası. 29 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2020. 
  2. ^ a b "Sıkça Sorulan Sorular". akinluletasi.com. Akın Lületaşı. 30 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020. 
  3. ^ a b c Ersoy, Tarık (10 Nisan 1988). "Keyfe". Cumhuriyet Dergi Eki. s. 13. 29 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020. 
  4. ^ a b c d AKGÜL, AKGÜL (21 Nisan 2019). ""Barış"ın simgesi pipo…". Nokta Haber Yorum. 29 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020. 
  5. ^ a b c d "Eskişehir'in Gizemi Kod: Lületaşı". Pusula Haber. 6 Haziran 2015. 29 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Ocak 2020. 
  6. ^ http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16594404.asp?gid=373 26 Aralık 2010 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Çinlilerin taklit edemediği tek ürün

Wikimedia Commons'ta Meerschaum ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Eskişehir</span> Eskişehir ilinin merkezi olan şehir

Eskişehir, Türkiye'nin Eskişehir ilinin merkezi olan şehirdir. 1993 yılında çıkarılan kanunla Büyükşehir Belediyesi olmuştur. Ortasından Porsuk Çayı geçen şehir, Avrupai tarzdadır. Ayrıca içerisinde Osmangazi Üniversitesi, Eskişehir Teknik Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesinin bulunması nedeniyle bir öğrenci kenti görünümündedir.

<span class="mw-page-title-main">Kireç taşı</span> genellikle mercan, foraminifera ve yumuşakçalar gibi deniz canlılarının iskelet parçalarından oluşan bir karbonat tortul kayaç

Kireç taşı genellikle mercan, foraminifera ve yumuşakçalar gibi deniz canlılarının iskelet parçalarından oluşan bir karbonat tortul kayaçtır. Başlıca maddeleri kalsiyum karbonatın farklı kristal formları olan kalsit ve aragonit minerallerdir. Yakından ilişkili bir kaya, yüksek oranda mineral dolomit içeren dolomittir. Eski USGS yayınlarında, dolomit magnezyum kireç taşı olarak anılırdı, artık magnezyum eksikliği olan dolomitler veya magnezyum açısından zengin kalkerler olarak ayrılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Atmosfer</span> Bir gök cismini çevreleyen gaz katmanları

Atmosfer, gaz yuvarı veya hava yuvarı herhangi bir gök cisminin etrafını saran ve gaz ile buhardan oluşan tabaka.

<span class="mw-page-title-main">Karbon</span> sembolü C ve atom numarası 6 olan kimyasal element; bilinen tüm yaşamın ortak unsuru

Karbon, doğada yaygın bulunan ametal kimyasal elementtir. Evrende bolluk bakımından altıncı sırada yer alan karbon, kızgın yıldızlarda hidrojenin termonükleer yanmasında temel rol oynar. Dünyada hem doğal halde, hem de başka elementlerle bileşik halinde bulunan karbon, ağırlık olarak Dünya'nın yerkabuğunun yaklaşık %0,2'sini oluşturur. En arı (katışıksız) biçimleri elmas ve grafittir; daha düşük arılık derecelerinde maden kömürünün, kok kömürünün ve odun kömürünün bileşeni olarak bulunur. Atmosferin yaklaşık % 0,05'ini oluşturan ve bütün doğal sularda erimiş olarak bulunan karbon dioksit, kireç taşı ve mermer gibi karbonat mineralleri, kömürün, petrolün ve doğalgazın başlıca yapıtaşları olan hidrokarbonlar, en bol bulunan bileşikleridir.

<span class="mw-page-title-main">Potasyum</span> sembolü K ve atom numarası 19 olan kimyasal element

Potasyum, bir kimyasal elementtir. Simgesi K ve atom numarası 19 dur. Potasyum adını izole edildiği Potas olarak da bilinen potasyum karbonattan almıştır. Potasyum yumuşak, gümüş-beyaz renkli alkali bir metaldir. Doğada deniz suyunda ve pek çok mineralde diğer elementlere bağlı olarak bulunur. Havada hızla oksitlenir ve suya karşı da çok aktiftir. Potasyum, pek çok açıdan sodyuma kimyasal olarak benzese de yaşayan organizmalarda, özellikle de hayvan hücrelerinde, sodyumdan farklı muamele görür. Kandaki seviyesinin düşük olmasına hipokalemi, yüksek olmasına hiperkalemi denir.

<span class="mw-page-title-main">Toprak</span>

Toprak, bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposudur. 1 cm toprak ortalama olarak 1000 yılda oluşur. Toprak üzerindeki ölü bitkileri yakmak toprağa çok büyük zararlar verir ve toprağı verimsizleştirir. Toprak üzerindeki ölü bitkiler ve kuru yapraklar fosilleşerek bir gübre görevi görür ve toprağın zenginleşip nem tutarak verimliliğini artırır.

<span class="mw-page-title-main">Başkalaşım kayaçları</span> Isı ve basınca maruz kalan kaya

Başkalaşım kayaçları ya da metamorfik kayaçlar, magmatik ve tortul kayaçların çeşitli etkilerle değişime uğraması sonucu oluşurlar. Mermer, başkalaşım kayaçlarına bir örnek olarak verilebilir. Gnays, elmas ve şist de bu kayaçlara verilebilecek diğer örneklerdir.

<span class="mw-page-title-main">Traverten</span> bir çeşit kireç taşı

Travertenler, kalsiyum karbonat (CaCO3) bileşimindeki kimyasal tortul kayaçlardır. Yer altı sularının içlerindeki kalsiyum karbonatın belirli koşullar altında çökmesi sonucu meydana gelirler. Bu çökelme zamanla yumuşak hatları olan travertenleri oluşturur. Çökelmede rol oynayan koşullar; buharlaşma, suyun içerdiği karbondioksit (CO2) miktarının azalması, suyun üzerindeki basıncın azalması gibi koşullardır.

<span class="mw-page-title-main">Andezit</span>

Andezit, porfiritik dokuya sahip ara bileşimin magmatik yüzey kayasıdır. Genel anlamda bazalt ve riyolit arasındaki ara tiptir ve TAS diyagramında gösterildiği gibi, silisyum dioksit (SİO2) oranı %57 ve %63 arasında değişmektedir. Kıtasal kabuğun ortalama bileşimi andeziktir. Bazaltlarla birlikte Mars kabuğunun da önemli bir bileşeni olduğu tahmin edilmektedir. Andezit adı Andes Dağı silsilesinden türetilmiştir.

Türkiye'de madencilik gelişmiş sanayi kollarından biridir. Türkiye madenler bakımından zengin bir ülkedir. Ayrıca bazı madenler bakımından dünyanın önemli ülkeleri arasındadır. Türkiye'nin madenlerinin tamamı henüz belirlenmemiştir. Maden arama çalışmaları hızla devam etmekte ve yeni maden yatakları bulunmaktadır. Türkiye'nin madenciliğinin şu andaki üretimi, tümüyle kendi endüstri kuruluşlarımızın gereksinimine yönelik değildir. Bir kısmı ham olarak ya da yarı işlenmiş halde yurt dışına satılmaktadır.

Volkanik tüf kayalar çok sayıda gözenek içeren bir volkanik kaya türüdür. Volkanik tüf, magma içerisinde çözülmüş gazlar bakımından çok zengin bir haldeyken yeryüzüne püskürmesi sırasında oluşur, yüzeye gelen magma düşük basınç altına girer ve çözünmüş durumdaki gazlar magma içerisinden baloncuklar oluşmasına neden olur, magma soğuyup katılaşmaya başladığı sırada bu baloncukların bir kısmı içeride hapsolur ve gözenek halini alır. Bu gözenekler çoğunlukla küçük, sferoid şeklinde, birbirini etkilemektense ufak biçim değişiklikleri ile birbirine açılan niteliktedir.Magma yapısı itibarıyla içerisinde silikatlar ve CO2 ve çözünmüş gazlar barındıran, yeryüzünün içinde bulunan eriyiktir. Yeryüzünün içinde bulunan ve volkan ağızlarından yükselen eriyik magma olarak isimlendirilirken, yanardağların püskürmesi ile yeryüzüne çıktığı zaman lav ismini almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (jeoloji)</span>

Ayrışma, çözünme veya günlenme, yerkabuğunu oluşturan kayaçların yüzey kısımlarında fiziksel ve kimyasal etkenlerle meydana gelen değişimlerdir. Bu etkenlerin yanında atmosferdeki gazlar, sıcaklık, su, organizmalar da ayrışmada etkilidir.

<span class="mw-page-title-main">Eskişehir (il)</span> Türkiyenin İç Anadolu Bölgesinde bir il

Eskişehir, Türkiye'nin bir ilidir. Merkezi Eskişehir olan il; nüfus bakımından Ankara, Konya, Kayseri'den sonra İç Anadolu bölgesinin en büyük 4. ilidir. Nüfusu 2023 sonu TÜİK istatistiklerine göre 915.418‘dir.

<span class="mw-page-title-main">Yoğunlaşma</span>

Yoğunlaşma veya yoğuşma, maddenin fiziksel halinin gaz fazından sıvı faza değişimi ve buharlaşmanın tersidir. En sık su döngüsü anlamında kullanılır. Atmosfer içinde bir sıvı veya katı bir yüzey veya Yoğunlaşma bulutu ile temas ettiğinde, su buharının sıvı suya değişmesi olarak da tanımlanabilir. Doğrudan gaz fazdan katı faza geçiş gerçekleştiğinde, değişime kırağılaşma denir.

<span class="mw-page-title-main">Kaliş</span>

Kaliş bir tortul kayaçtır. Sertleştirilmiş doğal çimento kalsiyum karbonat ile birleşmiş bu bağlar, çakıl,kum, kil ve alüvyon gibi diğer materyallerle birleşerek kalişi oluşturur. Dünya genelinde Aridisol ve Morrisol'un bulunduğu toprak türlerinde görülen kayaçtır. Genellikle kurak ve yarı kurak bölgeleri kapsayarak merkez ve Batı Avustralya, Kalahari Çölü, Amerika’nın bazı yüksek ovalarında, Sonora Çölü ve Suudi Arabistan'ın doğusu AL-HASA’ da bulunur. Kaliş sert toprak kalsit- beton ve Hindistan'da da dayanıklı taş kum ve çakıl karışımı (kankar) olarak da bilinir. Caliche İspanyolca bir kelime olarak bilinir. Orijinali Latincedeki calx kelimesidir. Anlamı kireç taşı(CaO)'tir.

<span class="mw-page-title-main">Çört</span> tortul

Çört, Silisyum dioksit bileşimli ve ince taneli olan kimyasal bir tortuldur. Çört karakteristik olarak biyolojik kökenlidir, ancak taşlaşmış ağaçta olduğu gibi kimyasal bir çökelti veya diyajenetik bir ikame olarak inorganik olarak da oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Mezar taşı</span> mezarın üzerine yerleştirilmiş genellikle taş stel veya işaretleyici

Mezar taşı, mezarlıklarda gömülen kişiye ait kimlik bilgileri, dua vb. yazıları kazınmış olarak üzerine bulunduran ve mezarın baş ucuna dikilen stel ve taştır. Türkçe deyim ve atasözleri arasında çok fazla kullanılmaz, "mezar taşı ile övünülmez" sözü halk içinde kullanılan bir sözdür. Bu söz "kişi geçmişteki atalarıyla değil ancak kendi değeri ile övünmelidir" anlamında kullanılır. Semavi dinler için mezar taşı cenaze törenlerinde gelenekseldir. Yahudilik, Hristiyanlık, Bahailik ve İslam için genel olarak kullanılır. Mezar taşı üzerine yazılan kimlik bilgileri bölgelere göre değişmektir. Genellikle isim, soyisim, ölüm tarihi, dinin sembolü, dua ve ölüm tarihi yazar. Aşağıda Türkiye'deki mezarların üzerinde genellikle kullanılan bazı dini semboller bulunmaktadır. Bununla ilgili birçok ülkelerde mezar sanatı da gelişmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ponza taşı</span> Kimyasal bir maden

Ponza taşı, volkanik bir kayaç türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Lületaşı Müzesi</span> Eskişehir ilinde bir müze

Lületaşı Müzesi, Türkiye'nin Eskişehir kentinde bulunan bir el sanatları müzesidir. Müze, 2008 yılında kurulmuş olup Odunpazarı ilçesinde yer almaktadır. Müzede lületaşından el yapımı çeşitli parçalar sergilenmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kayaçların oluşumu</span>

Kayaç, bir veya birden fazla mineralin birleşmesinden oluşan katı ve doğal bir maddedir. Kayaçları inceleyen bilim dalına Petrografi adı verilir. İnsanlar kayaçları geçmişten bu yana çeşitli alanlarda kullanmış ve ondan yararlanmıştır. Örneğin, eskiden av ve savaş aleti yapmak için obsidyen kullanılırdı. Kayaçlar aynı zamanda mutfak gereçleri, süs eşyası, ulaşım ve enerji üretimi gibi daha birçok farklı alanda kullanılır.