Ermeniler, anayurdu Batı Asya'daki Ermeni Yaylaları olan etnik grup ve millettir.
Kilikya Ermeni Krallığı, Kilikya Ermeni Prensliği ya da kısaca Kilikya, 1080-1198 arası prenslik ve 1198-1375 arası krallık olan Çukurova bölgesinde bulunan bir devlettir. Bölgedeki I. Ruben adında olan bir Ermeni beyi tarafından Bizans İmparatorluğundan aldığı toprak üzerine kurulmuştur ve zamanla daha geniş bir alana yayılmıştır. 1375'te Memlük Sultanlığı tarafından varlığına son verilmiştir.
Osmanlı dağılma dönemi göç hareketleri. Osmanlı Devletinde görülen başlıca göç tarzı ele geçirilen yerleşim birimlerinin yeniden canlanması amacıyla buralara yapılan nüfus hareketleridir. Osmanlı devletinde nüfus hareketlerine devlet müdahalesi her zaman söz konusu olmuştur. Böylece Osmanlı Devletindeki göç hareketlerinin ağırlıklı olarak devlet eliyle planlandığı ve kontrol edildiği yönündeki belirleme haklı bir bakış açısı kazanmaktadır.
Türkiye Ermenileri, Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan etnik azınlıktır. 1914-1921 yılları arasında 2 milyondan fazla olan Ermeni nüfusunun, günümüzde 40.000 ila 76.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bugün Türkiye Ermenilerinin ezici çoğunluğu İstanbul'da yaşamaktadır. Kendi gazetelerini, kiliselerini ve okullarını desteklemektedirler ve çoğunluğu Ermeni Apostolik inancına mensuptur ve Türkiye'deki Ermenilerin azınlığı Ermeni Katolik Kilisesi'ne veya Ermeni Evanjelik Kilisesi'ne mensuptur. Dört bin yıldan fazla bir süredir tarihi anavatanlarında yaşadıkları için Ermeni Diasporası'nın bir parçası olarak görülmemektedirler.
Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.
Ermenistan tarihi, günümüzdeki Ermenistan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde kalan bölgelerin tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar süregelen tarihidir. Antik Ermenistan tarihsel olarak Ermeni krallığı olarak biliniyordu. İmparatorluk Büyük Dikran hükümdarlığı altında zirveye ulaştı. Ermenistan, MS 300 yılında dünyada Hıristiyanlığı kabul eden ilk ülke oldu.
Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Ermeni milisleri, çeteleri, fedaileri veya gönüllüleri olarak bilinen ailelerini terk ederek gerilla birlikleri oluşturan Ermeni birimler. Ermeni gönüllü savaşçılar "hayatını feda etmeye hazır" (Kamavor) kelimesiyle adlandırılmaktadır. İlk olarak Osmanlı Ermenileri Osmanlı İmparatorluğu'nda gerilla örgütleri kurarak Ermeni köylerinin talan edilmesini önlemek amacıyla birlik oluştursalar da bu güçlerin çoğu Ermeni ulusal hareketinin üyesi olarak hizmet etmişlerdir. II. Abdülhamit döneminde Kürt aşiret kuvvetleri ve Hamidiye askerlerine karşı savaşmışlardır. Ermeni nüfusun yoğun olduğu bölgelerde Osmanlı İmparatorluğu'nun faaliyetlerinine karşı savaşmışlardır. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.
1915 Van İsyanı ya da İkinci Van İsyanı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Van Vilayeti sınırları içindeki Ermenilerin çıkardıkları isyandır. Olayların süresi, Van Vilayeti'nin diğer bölgelerinde daha önce başlamış olmalarıyla birlikte, Van merkezine yayıldıkları süreyi esas alarak 19 Nisan-6 Mayıs 1915 arası olarak kabul edilmektedir.
Ermeni Ulusal Hareketi, 1780 Zeytun İsyanı ile başlayarak 1984 yılına kadar süren dönemdeki "Ermeni ulusal kurtuluş hareketi" olarak da bilinen Ermeni milliyetçiliğini savunan Ermenilerin tarihte kurulmuş olan Ermeni devletlerinin kapsadığı bölgelerde, Doğu Anadolu Bölgesi ve Kafkasya'da, yeniden bir Ermeni devleti kurma amacı doğrultusunda düzenlenen faaliyetlerdir.
Suriye, 1915 Ermeni Kırımı'ndaki olayları boyunca Ermeniler'in yoğun olarak göç ettiği bölgelerden biridir. Suriye İç Savaşı patlak vermeden önce Suriye'de 80.000 civarında Ermeni kökenli vatandaşın yaşadığı tahmin edilmekteydi. Suriye'de Ermeni nüfusunun en yoğun olduğu şehir Halep'tir. Kesab şehri de Ermenilerin yoğun olarak bulunduğu şehirlerdendir.
Bahçecik, Kocaeli ili Başiskele ilçesine bağlı semt. İzmit Körfezi'nin güneyinde, Samanlı Dağları'nın eteğinde yer alır.
Adana Katliamı veya Osmanlı Türkçesi ile Adana İğtişaşı olarak da adlandırılan, 1909 Nisan'ında Osmanlı İmparatorluğu'nun Adana vilayetinde meydana gelen karşılıklı silahlı etnik çatışmalar sonucu Adana bölgesindeki Müslüman nüfus tarafından Ermeni mahalle ve köylerinde uygulandığı iddia olunan Ermeni karşıtı pogrom. Olaylarda 15.000 ile 30.000 arasında Ermeni'nin öldürüldüğü rapor edilmektedir. Osmanlı ve Türk kaynakları ile bunun aksi yönde iki tarafın karşılıklı çatışmaları neticesinde her iki taraftan ölenlerin olduğunu belirtmektedir. Bu olaylar üzerine hükûmet derhâl Rumeli'den Adana'ya asker sevk etmiş, bunların gelmesi üzerine olaylar yeniden alevlenmiş ama bu defa isyan çabuk bastırılmıştır. Cemal Paşa, Adana Vakası'nda 17.000 Ermeni ve 1.850 Müslüman öldüğünü, eğer şehrin nüfus oranı Ermenilerin lehine olsaydı bu sayıların tersine tecelli etmiş olacağını belirtmiştir. Yeni Tasvir-i Efkâr gazetesi de ölenlerin sayısını şöyle vermiştir: Müslümanlardan 1.186 kişi, gayrimüslimlerden ise 5.243 kişi. Ayrıca İsmail Hami; ölü sayısını 1.850 Türk, 1.700 Ermeni olarak tespit etmiştir. Öte yandan Patrikhane kendi yaptırdığı araştırma ile 21.300 ölü rakamı çıkarmıştır. Edirne mebusu Babikyan Efendi, meclise takdim etmek üzere bir rapor hazırlamıştı. Pek kısa bir zaman sonra öldüğü için mecliste görüşülemeyen bu raporda ölü sayısını 21.001 olarak gösteriyordu. Cemal Paşa'nın verdiği rakam, mahkemelerin bitmesinden sonraya ait olduğu cihetle, olay sırasında kaçıp da sonra geriye gelenler olabileceği düşünülürse ölen Ermenilerin 21.000'den ziyade 17.000'e yakın olduğu kabul edilebilir.
Batı Ermenistan, Ermenilerin tarihî ana vatanının bir parçası olan ve günümüzde Türkiye'nin doğusunda kalan bir bölgedir. Bizans Ermenistanı olarak da anılan Batı Ermenistan, MS 387'de Büyük Ermenistan'ın Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında bölünmesinden sonra ortaya çıkmıştır.
Gürcistan Ermenileri, Gürcistan'da yaşayan Ermenilerdir. Ermeni cemaati çoğunlukla başkent Tiflis, Abhazya Özerk Cumhuriyeti ve Samtshe-Cavaheti bölgelerinde yoğunlaşıyor. Resmi Gürcü istatistikleri, Samtshe-Cavaheti'deki Ermenilerin nüfusun yaklaşık %54'ünü oluşturduğunu belirtiyor. Abhazya'daki Ermeniler, Gürcü ve Abhaz çoğunluğun ardından bölgedeki üçüncü büyük etnik gruptur.
Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.
Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan Fransız Ordusu ile yapılan antlaşma. Lejyonun asıl adı "La Légion d'Orient" idi. Adı 1 Şubat 1919'da "La Légion Arménienne" olarak değiştirildi. Bu lejyondaki askerlere gayri resmi olarak Ermeniler arasında Gamavor (Gönüllü) adı verildi.
Azerbaycan'daki Ermeniler, Azerbaycan devletinde ve onun selefi Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde çok sayıda yaşamış Ermenilerdir. İstatistiklere göre, 1988'de Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın patlak vermesinden önce Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nde yaklaşık 500.000 Ermeni yaşıyordu. Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının bir sonucu olan Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'na giden olaylarda Ermenistan Azerileri gibi Ermeni-Azerbaycanlıların çoğu da cumhuriyetten kaçmak zorunda kaldı. Sumgayıt, Gence ve Bakü'de Ermeni nüfusuna yönelik vahşetlerin yaşandığı bildirildi. Bugün Azerbaycan'daki Ermenilerin büyük çoğunluğu, 1991 yılında Dağlık Karabağ Cumhuriyeti adı altında tek taraflı bağımsızlık eylemini ilan eden dağlık Karabağ bölgesi tarafından kontrol edilen topraklarda yaşamaktadır. Ermenistan dahil herhangi bir ülke tarafından tanınmaktadır.
Abhazya Ermenileri, Abhazya'da Abhazlardan sonra gelen en büyük ikinci etnik gruptur. Ermeniler 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında Abhazya'ya yerleştiler ve şu anda Sohum, Gulripş ve Gagra ilçelerinde toplam 242.862'den yaklaşık 42.000'i ile Abhaz nüfusunun %20'sini oluşturan en büyük etnik gruptur.
Orta Asya Ermenileri Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan'a çeşitli nedenlerle genelde Sovyet döneminde göçmüş bir topluluktur.