Cadı, birçok din ve mitolojide kötü amaçlara hizmet ettiğine ve doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kişidir. Popüler kültürde siyah pelerinli, sivri başlıklı, süpürgesiyle uçan bir kadın figürü resmedilir. Türkiye'de farklı ağızlarda "cazı", "cazi" ya da "cazi kari" olarak da bilinir.
Macbeth tam adıyla Macbeth'in Trajedisi , William Shakespeare'in en kısası olmasının yanında en önemli trajedilerinden biridir. Tüm dünyadaki hem profesyonel hem de amatör tiyatrolar tarafından sıkça sahneye konulur.
Salem cadı mahkemeleri, Massachusetts'e bağlı kontluklarda Şubat 1692 ile Mayıs 1693 arasında gerçekleştirilen ve sonrasında cadılık ile suçlanan bir grup insan için sulh yargıçları tarafından yönetilen yerel mahkemeler ile devam eden duruşmalara denir.
Danimarka tarihi, bugünkü Danimarka Krallığı topraklarının tarih öncesi dönemlerden günümüze kadar uzanan tarihini kapsar.
I. James, İskoçya, İngiltere ve İrlanda kralı.
Margaret Tudor VII. Henry ve Yorklu Elizabeth'in ikinci çocukları ve ilk kızları. VIII. Henry ve Mary Tudor'un ablasıdır. 1503'te İskoçya kralı IV. James ile evlenerek İskoçya kraliçesi oldu. Kocasının erken ölümü üzerine oğlu V. James adıyla tahta geçti. Oğlu çok küçük olduğundan bir yıl ülke yönetimine yardım etmiştir. Bir yıl sonra İngiltere'ye geri dönmüştür. İngiltere'de iki evlilik daha yapmıştır. Torunu Mary Stuart daha sonra yeğeni I. Elizabeth tarafından idam edilmiştir.
İskoçya Krallığı, 843'ten 1707'ye kadar Büyük Britanya'nın kuzeyine egemen bir tarihî devlet. Daha sonra İngiltere Krallığı ile birleşerek Büyük Britanya Krallığı oldu.
Cadı avı; cadı olduğuna inanılan kimselerin yakalanması, yargılanarak veya yargılanmadan cezalandırılması olayıdır. Tarihte cadı avları genellikle cadıların yakılarak veya linç edilerek öldürülmesi ile sonuçlanmıştır. Günümüzde cadı avı kavramı daha çok, "fikirleri topluma tehdit olarak görülen kimselere karşı düzenlenen kampanya" anlamında metafor olarak kullanılmaktadır.
V. James,, 9 Eylül 1513'ten ölümüne kadar İskoçya kralıdır. V. James'in babası IV. James Annesi ise Margaret Tudor dur. V. James üçüncü oğulları olarak dünyaya gelmişti. Bu birliğin bebeklik döneminde ölmeyen tek soyundandı.İlk karısı Madeleine von Frankreich düğünden birkaç ay sonra öldü. İkinci karısı Marie de Guise ile bebeklik döneminde ölen iki oğlu ve tahtını devralacak bir kızı Mary Stuart vardı. İskoçya'yı Fransız-Papalık kampına sokma kararlılığı, İngiltere Kralı amcası Henry VIII'e karşı savaşa yol açtı. James V, İskoçlar tarafından Solway Moss Savaşı'nda ezici bir yenilgiden kısa bir süre sonra öldü.
Cadı olduğu gerekçesiyle idam edilenler listesi, büyük çoğunluğu 15. ve 18. yüzyıl arasında Avrupa'da organize edilen cadı avlarında idam edilen kişileri sıralar. En yoğun cadı avı dönemi 1560-1630 yılları arasında gerçekleşti. 1420'ye kadar cadılık suçlamasıyla yürütülen soruşturmalar kara büyü (maleficium) denilen, doğa üstü güçleri sayesinde diğer kişilere zarar verme konseptiyle gerçekleştiriliyordu ve 15. yüzyılın erken dönemlerine kadar cadılık şeytan ile ilişkilendirilmiyordu. Bu tarihten sonra hem organize bir şekilde cadı avlarına girişildi hem de cadılık direkt olarak Satanizm ile ilgili bir olay olarak kabul edildi. 16. yüzyılda belli bölgelerde cadı avlarında bir azalma olduysa da 17. yüzyılda yeniden artış yaşandı. Yeni Çağ'da Avrupa'da gerçekleştirilen en önemli cadı mahkemeleri İspanya'daki Bask cadı mahkemeleri, Almanya'daki Fulda cadı mahkemeleri, Werdenfels kontluğu cadı mahkemeleri, Trier cadı mahkemeleri ve Bamberg cadı mahkemeleri, Würzburg cadı mahkemeleri, İskoçya'daki North Berwick cadı mahkemeleri ve İsveç'teki Torsåker cadı mahkemeleridir. Avrupa'daki cadı avları 17. yüzyılda kolonilere de sıçramıştır. Bunlardan en büyüğü 1692-93'te gerçekleşen Salem cadı mahkemeleridir.
Erken Modern İskoçya'da cadı mahkemeleri, 16. yüzyılın başlarından 18.yüzyılın ortalarına kadar süren, büyücülük suçlarını konu alan yasal kovuşturmalardır. Bu mahkemeler, Erken Modern Avrupa'da yürütülen cadı mahkemelerinin bir parçasıydı. Orta Çağ'ın sonlarında büyücülük ile oluşturulan zararlar için mahkemeler yürütüldü, ancak 1563 Büyücülük Yasası'nın geçirilmesiyle hem büyücülük hem de cadılarla iletişime geçilmesi idamla cezalandırılabilecek suçlar hâline geldi. Yeni yasanın yürürlüğe girmesinin ardından yürütülen ilk büyük mahkemeler dizisi, 1589’da başlayan ve Kral VI. James'in hem “mağdur” hem de araştırmacı olarak önemli roller oynadığı Kuzey Berwick cadı mahkemeleriydi. VI. James büyücülükle ilgilenmeye başladı ve 1597’de Daemonologie adlı tezinde cadı avlarını savunan bir metin yayımladı. Ancak sonrasında kuşkuya kapıldı ve şüpheleri giderek arttı. Bunun sonucunda davaları azaltmak için önlemler aldı.
İngiltere, İskoçya, Galler ve İrlanda'da, tarihsel olarak, büyücülüğü kontrol eden ve büyücülük yapıldığında - ya da sonraki yıllarda buna teşebbüs edildiğinde bile - cezalar veren bir dizi Büyücülük Yasası olmuştur.
Orkney'deki büyücülüğün kökeni muhtemelen sekizinci yüzyıldan itibaren takımadalar üzerindeki Norsemen yerleşimine dayanmaktadır. Erken modern döneme kadar sihirli güçler genel yaşam tarzının bir parçası olarak kabul edildi, ancak İskoçya anakarasında cadı avları başladı ve 1563 İskoç Cadılık Yasası cadılık veya cadılara danışmayı ölümle cezalandırılacak bir suç haline getirdi. Büyücülükten yargılanan ve infaz edilen ilk Orcadialılardan biri, 1594'te Allison Balfour'du. Balfour, yaşlı kocası ve iki küçük çocuğu, kendisinden bir itiraf elde etmek için iki gün boyunca şiddetli işkenceye maruz kaldı.
Allison Balfour ya da Margaret Balfour, cadı olduğu öne sürülerek çarptırıldığı ölüm cezası sonucu öldürülen bir İskoçtu. 1594'te gerçekleştirilen cadılık davası, en çok bahsedilen İskoç büyücülük vakalarından biridir. Balfour'un yaşadığı İskoçya'nın Orkney Adaları'ndaki Stenness bölgesinde, o dönem yürürlükte olan 1563 İskoç Cadılık Yasası'na göre büyücülük, ölüm cezası gerektiren bir suçtu.
Isobel Gowdie, 1662 yılında Nairn yakınlarındaki Auldearn'da büyücülük yaptığını itiraf eden bir İskoç kadındı. Yaşı ya da hayatı hakkındaki bilgiler kısıtlıdır, muhtemelen olağan uygulamalar doğrultusunda idam edilmiş olsa da, durumun böyle olup olmadığı ya da bir rençperin karısı olarak eski hayatının belirsizliğine geri dönmesine izin verilip verilmediği kesin değildir. Görünüşe göre şiddetli işkence kullanılmadan elde edilen ayrıntılı ifadesi, cadı avları döneminin sonunda Avrupa büyücülük folkloruna dair en kapsamlı bilgilerden birini sağlamaktadır.
1649-50'deki Büyük İskoç Cadı Avı, İskoçya'daki bir dizi cadı mahkemelerini ifade etmektedir. Erken modern İskoçya'da tespit edilen beş büyük avdan biridir ve muhtemelen tek bir yıl içinde en çok infaza tanık olunmuştur.
Tituba, 1692-1693 Salem cadı mahkemeleri sırasında büyücülükle suçlanan ilk kişilerden biriydi. Massachusetts Körfezi Kolonisi'ndeki, Salem köyünün bakanı Samuel Parris'in kölesiydi. Yetkililer tarafından incelendiğinde suçlamaları doğrulayıp, büyücülük yaptığını itiraf ederek duruşmalarda önemli bir rol oynadı. Diğer iki kadını, Sarah Good ve Sarah Osborne'u da aynı suçla suçladı. Bir yıldan fazla bir süre tutuklu kaldı ama hiç yargılanmadı. Mayıs 1693'te büyük jürinin kendisine karşı açılan davayı reddetmesinin ardından ona ne olduğu bilinmiyor.
Connecticut'ta Cadı Mahkemeleri, Conneticut'ın 17. yüzyıldaki cadı davaları, Salem, Massachusetts'a göre uzun bir süre gölgede kalmıştır. Bunun nedeni Salem ve Massachusetts'ta ki davaların daha çok sayıda ve daha çok ses getirmesidir. Ancak Connecticut'takiler, Salem'den kırk yıl önce, New England'daki ilk cadılık denemeleri arasındaydı. Mary Johnson'ın 1648'de Wethersfield'daki cadılık itirafı, kolonilerde türünün ilk örneğiydi. Toplamda, Connecticut'ta 43 büyücülük vakası duyuldu ve bunlardan 16'sı idamla sonuçlandı. Wethersfield, 1648 ile 1668 arasında belgelenmiş dokuz suçlama ve üç idam ile hikâyenin başladığı yerdir.
Pappenheimer cadı Davası; 1600 yılında Almanya'nın Bavyera eyaletinde, büyücülük, cinayet ve hırsızlık suçundan yargılanan ve idam edilen bir ailenin yargılandığı dava. Aile, halkı suçtan caydırmak amacıyla yıllar önce işlenen bir dizi faili meçhul suç için günah keçisi ilan edildi ve göstermelik bir duruşmanın ardından, işkence altında isimlerini vermek zorunda kaldıkları suç ortaklarıyla birlikte idam edildi. Cadı davası on iki kişinin ölümüyle sonuçlandı: İlk duruşmada Pappenheimer ailesinden dört kişi ve suç ortaklarından ikisi, ikinci duruşmada ailenin geri kalan tek üyesi ve diğer beş suç ortağı idam edildi. İdamlar dönemin standarlarına göre bile oldukça acımasızdı. Duruşma, Alman tarihinde en çok bilinen cadı davalarından biridir.
Alloway Auld Kilisesi, 16. yüzyıla dayanan Alloway Auld Kirk, Ayrshire bölgesindeki Alloway'de bulunan bir tarihi harabe kilise olup, Robert Burns'ün "Tam o' Shanter" anlatı şiirinde cadıların dansının yapıldığı yer olarak bilinmektedir.