
Tevrat, İbrani Kutsal Kitabı'nın ilk beş kitabının, yani Tekvin, Çıkış, Levililer, Sayılar ve Tesniye kitaplarının derlemesidir.

Eski Ahit veya Eski Antlaşma, Kutsal Kitap'ın İbranice kaleme alınmış olan ilk kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. Yahudilerin Tanah ve Müslümanların Tevrat ve Zebur olarak kabul ettikleri kitapları içinde barındırır. Kutsal Kitap'ın birinci yüzyılda Grekçe kaleme alınan yazılarına "Yeni Ahit" adı verildi. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Toplam 39 bölümden oluşur. Eski Ahit; Tevrat, Tarihsel Kitaplar, Şiirsel Kitaplar, Peygamberlik Kitapları olarak 4 temel bölüme ayrılır.

Yeni Ahit veya Yeni Antlaşma, Kitab-ı Mukaddes'in Eski Ahit'in ardından gelen ve Grekçe kaleme alınmış olan ikinci kısmına Hristiyanların verdiği isimdir. İnançlı Yahudilerce "Yeni Ahit" kabul edilmez. Hristiyanlarca kutsal kabul edilen 27 kitapçıktan oluşan bir kitap bütünüdür.

Yom Kippur, Yahudiliğin en mukaddes bayramıdır. Var olan şahsi günahlar için Yahudiler tarafından oruç tutularak tövbeler edilir. Gregoryen takvimine göre hesaplandığında Eylül veya Ekim aylarının farklı günlerine denk gelir.

Harun, Musa'nın ağabeyi olan Yahudi kâhin ve din büyüğü.

Yahudilik geleneğine göre Levi kabilesi İsrailoğullarından Levi'nin soyundan gelenlere denir. İsrailoğulları Yeşu önderliğinde Kenan topraklarına girdiği zaman Levi kabilesine yönetmesi için toprak verilmedi, onun yerine şehirler takdis edildi çünkü "onların mirası İsrail'in Tanrısı Rab'bin kendisidir". Levi kabilesinin diğer İsrail kabileleri adına yaptıkları dini ve bazı politik görevleri vardı bunun karşılığında ise kendilerine Maaser Rişon ya da Levi vergisi denen aşar vergisi ödeniyordu.

Belgesel hipotez veya Wellhausen hipotezi; Tevrat'ın, yani Musa'nın beş kitabının, birbirlerinden bağımsız, paralel ve tam hikâyelerden oluştuğunu ve redaktörler (düzenleyiciler) tarafından bir dizi düzenlemelerden geçtikten sonra son hâlini aldığını iddia eden hipotez. 1870'lerde geliştirilen hipotez Yahvist, Elohist, Tesniyeci ve Ruhbani kaynak olarak sınıflandırılan Kutsal Kitap Yazarlarının, çok tanrılı dinlerden gelen hikâyeleri düzenlemekten sorumlu olduğunu ifade eder ve metinlerdeki monoteist-politeist tutarsızlıkları bu durumun yansıması olarak değerlendirir.
Tesniyeci kaynak ya da kısaca D, Belgesel hipotez (BH)'e göre Tora'yı oluşturan dört kaynaktan biridir. Bu kaynak, Tora'da Tesniye kitabıyla sınırlıdır fakat benzer tema ve dil Tanah'ın Yeşu, Hakimler, Samuel ve Krallar kitaplarında da kullanılmaktadır. Bu adı geçen kitaplar dizisi din bilimadamlarınca Tesniyesel tarih olarak adlandırılır.
Tora Redaktörü (R), Belgesel hipotez (DH)'e göre, Tora'nın kuramsal kaynakları olan Tesniyeci (D), Ruhbani (P) kaynaklarını ve Yahvist (J) ile Elohist (E) kaynaklarının birleşiminden oluşan JE ara kaynağını düzenleyip bir araya getirip Tora'yı yaratan figürdür.
Ruhbani kaynak (P) (veya Ruhbani metin, Priestly source), Belgesel hipotez'e göre Tora'yı oluşturan dört kaynaktan biri olup Wellhausen formülasyonuna göre kaynakların sonuncusudur. Harun rahiplerinin bir ürünü olup rahiplerin karakteristik özellikleri, nüfus ve soyağaçlarıyla ilgili bilgiler sunar. Babil Sürgünü süresince ve sonrasındaki (M.Ö. 550-400) durumları anlattığından Tora'nın M.Ö. 400 civarından derlendiği düşünülmektedir.
Ahit Kodu veya Ahit Kitabı, Çıkış 20:19 - 23:33 arasında görünen metine akademisyenler tarafından verilen isimdir. Tevratsal açıdan, bu metin Sina Dağı'nda Tanrı tarafından Musa'ya verilen ikinci kanun kodlarıdır. Bu yasal metin küçük olmasına rağmen Tevrat'taki mitsvaların önemli bir bölümünü oluşturmaktadır, dolayısıyla Yahudi Kanunu'nun kaynağıdır.
Ayin Dekalogu Çıkış 34:11-26 'da verilen emirlerin listesidir. Johann Wolfgang von Goethe'nin teklifini benimseyen yüksek eleştiri ekolünden din bilimciler, On Emir olarak da bilinen Çıkış 20:2-17 ve Tesniye 5:6-21 'deki "Etik" veya "Ahlaki Dekalog" ile kıyaslamaktadır. İnanışa göre, Ahit'teki din "ayinsel"den "etik"e doğru evrim geçirmiştir ve metinde ters gözükse dahi "Ayin Dekalogu" "Etik Dekalog"dan önce yazılmıştır. Diğer din bilimciler, Çıkış 34'teki ayetleri "küçük Ahit kodu" olarak adlandırmaktadır; düşünüşe göre küçük Ahit kodu, On Emir ile aynı zamanlarda yazılmış olup ya İsrail dininin farklı bir fonksyonuna hizmet ediyordu ya da Antik Yakın Doğu dini metinlerinden etkilenilmişti.
Ruhbani Kod, akademik topluluk tarafından, Tevrat'ta bulunan ve Kutsal Kod, Ahit Kodu, Ayin Dekalogu ile Etik Dekalog dışında kalan kanunlara denir. Ruhbani Kod, Levililer kitabının büyük bir kısmını ve Sayılar kitabındaki bazı yasaları oluşturur. Bu kodlar Tevrat'taki mitsvaların üçte birini oluşturur, dolayısıyla Yahudi kanunlarının büyük bir kaynağıdır.
613 Mitsvot Musa'nın beş kitabı olan Tevrat'ta anlatılan, yapılması gereken kanuni, ahlaki ve ruhani uygulamalardır. Tevrat'taki bu kanun ilkeleri için bazen "bağlantılar" veya "emirler" (mitsvot) denip hepsine birden "Musa'nın kanunları", ya da kısaca "Kanun" denir. Mitsvot, İbranicede mitsva'nın çoğul halidir.

Yahudilikte Yeruşalim veya Yahudilikte Kudüs, MÖ 10. yüzyıldan beri Yahudilerin odağı ve ruhani merkezi olmuştur; 4 kutsal şehirden en kutsalıdır:
- "Üç bin yıl önce, tahta geçip on iki kabileyi bir araya getiren Davud, ulusları Kudüs'te birleştirilip İsrail'i oluşturuldu... Bin yıl boyunca Kudüs, özgür Yahudilerin, kraliyet ailesinin, yasama konseyinin ve mahkemelerin mekanını oluşturdu. Sürgünde, Yahudi ulusu antik başkentleriyle ilişkilendirildi. Yahudiler, her nerede olurlarsa olsunlar, şehrin yeniden kurulması için dua ettiler."
- "Yahudilerin Kudüs ile olan bağı asla kesilmedi. Üç milenya boyunca Kudüs, Yahudi inancının merkezi oldu ve nesiller boyunca sembolik değerini korudu."
- "Yahudilikte Kudüs'ün merkeziyeti o kadar güçlüdür ki seküler bir Yahudi dahi ona olan bağlılığını dile getirip onsuz modern bir İsrail Devleti düşünemez... Yahudiler için, sırf var olduğu için, Kudüs kutsaldır... Yine de Kudüs'ün kutsal karakteri üç bin yıl öncesine dayanır."
- "3000 yıl önce Davud Kudüs'ü başkent yaptığından beri şehir Yahudi varlığı açısından merkezi rol oynamaktadır."
- "Yahudiler için bu şehir üç bin yıl boyunca ruhani, kültürel ve ulusal yaşamın odağı olmuştur."
- "Kudüs 3000 yıl önce Yahudi halkının merkezi olmuştur."
- "Yahudi halkı kaçınılmaz bir şekilde Kudüs şehrine bağlıdır. Başka hiçbir şehir tarihte, politikada, kültürde, dinde, ulusal yaşamda ve halkın şuurunda Kudüs'ün yerini almamıştır. Yaklaşık MÖ 1000'lerde Kral Davud şehri Yahudi devletinin başkenti yaptığından beri Yahudi halkının ulusal kimliğinin en derin ifadesi olmuştur."
- Kudüs, Yahudi dini idrağına uzunca bir süredir yerleşmiştir ve Yahudiler, Samuel Kitabı ve Zebur'da anlatıldığı gibi, Kral Davud'un şehri ele geçirmek ve burada bir tapınak kurmak istemesini çalışmış ve kişiselleştirmişlerdir. Kral Davud'un Kudüs'e olan arzusu popüler dua ve şarkılarda yer bulmuştur. Yahudiler, Kudüs'ün ileride tüm insanoğlunun ibadet merkezi ve dünyanın ruhani başkenti olacağına inanmaktadır.

Levi, Tekvin'e göre, Yakup ile Lea'nın üçüncü oğlu ve Levi kabilesinin kurucusudur; fakat Arthur Peake'in iddiasına göre, kabilenin diğer İsrail kabilelerine bağlılığını göstermek için sonradan eklenmiştir. Bazı dini ve siyasi ayrıcalıklar Levilere verilmişti ve Tevrat'ın ilk kaynakları olan Yahvist ve Elohist'e göre Levi rahip demek olup bir soyla ilgisi yoktur; bunun bir soy olarak gösterilmesi Ruhbani kaynağa ve Musa'nın kutsamasına rastlar; bunun amacı ruhban sınıfını farklı bir köke dayandırma çabasıdır.
Korban veya Yahudilikte kurban, Tanah'ta anlatıldığı üzere Antik İsrail'de gerek hayvan gerekse diğer nesnelerin sunumuyla ilgili ibadetlere denir. Sunular, zevah denen hayvan sunuları, barış sunuları ve olah denen yakımlık sunular olmak üzere kategorilere ayrılır. İbranicede korban ismi, Tanah'ta tanımlanan ve emredilen çeşitli kurban usullerine verilen genel isimdir.

Eski Ahit'te eşcinseller arasında yaşanan "erkek erkeğe cinsel ilişki" ile ilgili bazı davranışlardan bahsedilmektedir. Erkekler arası ilişkileri -özellikle anal ilişkileri- ağır kınama Levililer kitabında bulunur ve bunun "tiksinç" bir hareket olduğundan bahsedilir.

Kaparot bazı Yahudilerce Yom Kippur arifesinde uygulanan bir Yahudi ayinidir. Kişi, tavuğu veya bir tutam demir parayı bir başkasının kafasının üzerinde üç kere çevirerek o kişinin günahlarını sembolik olarak tavuğa veya paraya geçirir. Ardından tavuk kesilir ve oruç öncesi öğün olarak fakirlere verilir. Eğer kapara için kullanılan nesne paraysa, bu para fakire, oruç tutmaya başlamadan önceki öğününü alması için verilir.

Yahudi sembolizmi ele alındığında "sembol" için kullanılan İbranice kelime ot'tur. Erken Yahudilikte bu terim sadece işaretler için kullanılmakla kalmayıp, Tanrı ile insan arasındaki dini bağın sembolu olarak da kullanılmıştır.