İçeriğe atla

Kuru (hastalık)

Kuru tedavisi olmayan, Papua Yeni Gine'nin kabile bölgelerine endemik bir dejeneratif nörolojik bozukluktur . İnsanlarda bulunan bir priondan kaynaklanan bir tür bulaşıcı süngerimsi ensefalopatidir.[1]

"Kuru" tabiri hastalığın klasik semptomlarından biri olan vücudun titremesine referans olarak Fore kelimesi "kuria/guria" ("titremek") dan gelmiştir.[2] Kuru'ya yakalanan insanların patolojik ani kahkahalar atmasından dolayı hastalık Fore halkı arasında "gülme hastalığı" olarak da bilinir. Hastalığın Papua Yeni Gine Fore kabilesinin üyeleri arasında cenaze yamyamlığı vasıtasıyla bulaştığı kabul görülmektedir.

Belirtiler

Kuru sonunda ölüme yol açan fizyolojik ve nörolojik etkilere neden olur. Papua Yeni Gine'nin Fore kabilesine endemik olan hastalık Fore halkı ve evlendikleri yakındaki halklarla sınırlıdır. Trunkal ataksi öncesi baş ağrıları, eklem ağrıları ve uzuvların titremesi gibi semptomlar Kuru'ya karakterizedir. Bu bulaşıcı süngerimsi ensefalopatide titreme neredeyse bütün hastalarda bulunur, kuru ayrıca "shiver" ("titremek") olarak da bilinir.[3]

Kuluçka dönemi de denilen preklinik ya da asemptomatik dönem, hastalıkla ilk karşılaşıldıktan sonra 5 ile 20 yıl arası sürer. Klinik evre ortalama 12 ay sürer.[4]

Kuru hastalığının semptompları üç evreye ayrılır. İlk evre (ambülan evre) de hasta, titrek duruş ve yürüyüş, kas kontrolünde azalma, konuşmada bozulma disartri (geveleyerek konuşma) sergiler. İkinci evre (sedanter evre) de hasta desteksiz yürüyemez ve ataksi (kas koordinasyonu kaybı) ve aşırı titremeler yaşar. Ayrıca, hasta duygusal olarak dengesiz ve depresedir, fakat ara sıra kontrol edemediği kahkahalar atar. İlginç şekilde, bu aşamada tendon refleksleri hâlâ normaldir.[3]

Son evrede (terminal evre) hasta desteksiz oturamaz, aşırı ataksi yaşar (kas koordinasyonu yoktur), konuşamaz, idrarını tutamaz, disfaji (yutma zorluğu) yaşar, çevresinde olanlara tepkisizdir ve vücudunda iltihaplı ve kangrenli yaralar oluşur. Hastalıklı birey genellikle zatürre veya bası yarası yüzünden ilk semptomlardan sonra 3 ay ile 2 yıl arasında ölür.[3]

Nedenleri

Hastalıktan etkilenenler genellikle aile bireylerinin cenazelerinin yamyamlığında bulunan insanlardır.[5] Papua Yeni Gine'nin bazı bölgelerinde ölenlerin iç organları yemek için çıkarılırdı." Genelde, beyin parçalarını küçük çocuklara ve yaşlılara verirlerdi."[5]

Kuru hastalığına prionların neden olduğuna ve Creutzfeldt-Jakob Hastalığıyla (CJD) bağlantılı olduğuna inanılıyor.[6] Bulaşıcı bir prion hastalığı olarak kabul görülse de bazı deliller salgının kökeninin sporadik CJD olan bir insanın (ya da cesedin) yenmesinden dolayı ortaya çıktığını gösteriyor.[1]

Bulaşma

1961 yılında Avustralyalı Michal Alpers antropolog Shirley Lindenbaum'un da eşliğinde Fore halkı arasında kapsamlı saha araştırmaları yapmıştır. Bu tarihi araştırma ile bilim adamları salgının Fore bölgesinde yaşayan ve kendiliğinden bir tür CJD'ye yakalanan bir bireyden çıkmış olabileceğini öne sürdü[7] Alpers ve Lindenbaum'un araştırmaları Kuru hastalığının kolay ve hızlı bir şekilde yayılmasının sebebinin Fore halkının akrabalarının ölülerinin "yaşam güçlerini" bölgeye geri döndürmek için yaptıkları cenaze yamyamlığı uygulamaları olduğunu ortaya koymuştu.[8] Aile bireylerinin cesetleri gömüldükten birkaç gün sonra kurtçuklar tarafından istila edildiğinde mezardan çıkarılıp parçalara ayrıldıktan sonra organların yanında kurtçuklar meze olarak servis edilir.[9]

Bulaşma oranlarındaki seksüel dimorfizm — Kuru hastalığı en yaygın olduğu zamanlarda kadınlar ve çocuklara erkeklerden 9 kat daha hakimdi — Fore kabilesi erkeklerinin insan eti yemesinin savaş sırasında onları güçsüzleştirdiğini düşündükleri için çocuk ve kadınların prion parçalarının daha yoğun olduğu beyin de dahil ölenlerin bedenlerini yemeye daha eğilimli olmasından dolayıdır. Ayrıca, kadın ve çocuklar akrabalarının ölülerini temizleme görevini üstlendikleri ve ellerinde açık yaralar olabileceğinden dolayı kadın ve çocuklara daha kolay bulaşma ihtimali vardı.[2]

Prion parçalarının sindirimi hastalığa yol açabilmesine rağmen,[10] yüksek derecede bir bulaşma sadece prion parçaları derialtı dokuya eriştiğinde oluşuyordu. Avustralya'nın sömürgesine hukuki yaptırımları ve yerel Hristiyan misyonerlerin çabaları sayesinde yamyamlıktan kurtulunmasından sonra Alpers'in araştırmaları Kuru hastalığının 1960'ların ortalarına doğru Fore halkı arasında çoktan azalmaya başladığını gösterdi. Hastalığın ortalama kuluçka süresi 14 yıl olmasına rağmen ve genetik olarak daha dayanıklı olanlar arasında 40 yıla kadar uzayan durumlardan dolayı hastalık bir süre daha ortaya çıkmaya devam etti. Son hasta 2005 yılında öldü.[11]

Bağışıklık

University College London'dan Simon Mead ve diğerlerinin yaptıkları genetik ve klinik değerlendirme Papua Yeni Gine'deki salgından kurtulan kişilerin prion proteinin prion-karşı bir genetik türü G127V'yi taşıyan insanlar olduğunu göstermiştir.[12][13] Popülasyonların hızlı doğal seçilimine dair kanıtları da içine alan daha ayrıntılı sonuçlar hâlâ tartışılmaktadır.[14]

Kaynakça

  1. ^ a b Wadsworth JD, Joiner S, Linehan JM (Mart 2008). "Kuru prions and sporadic Creutzfeldt-Jakob disease prions have equivalent transmission properties in transgenic and wild-type mice". Proc. Natl. Acad. Sci. U.S.A. 105 (10). ss. 3885-90. doi:10.1073/pnas.0800190105. PMC 2268835 $2. PMID 18316717. 
  2. ^ a b "Kuru : Article by Paul A Janson". eMedicine. 13 Nisan 2009. 2 Aralık 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2010. 
  3. ^ a b c "Kuru: The Dynamics of a Prion Disease". As.ua.edu. 16 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Şubat 2010. 
  4. ^ Collinge J, Whitfield J, McKintosh E (Kasım 2008). "A clinical study of kuru patients with long incubation periods at the end of the epidemic in Papua New Guinea". Philosophical Transactions of the Royal Society B: Biological Sciences. 363 (1510). Londra, U.K.: Royal Society Publishing. ss. 3725-39. doi:10.1098/rstb.2008.0068. ISSN 1471-2970. PMC 2581654 $2. PMID 18849289. 28 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Temmuz 2009. 
  5. ^ a b Mo Costandi (26 Eylül 2013). "Mad cows, cannibalism and the shaking death". The Guardian. 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2016. 
  6. ^ Collinge J, Whitfield J, McKintosh E (Haziran 2006). "Kuru in the 21st century—an acquired human prion disease with very long incubation periods". Lancet. 367 (9528). ss. 2068-74. doi:10.1016/S0140-6736(06)68930-7. PMID 16798390. 
  7. ^ Kuru: The Science and the Sorcery (Siamese Films, 2010)
  8. ^ Diamond JM (1997). Guns, germs, and steel: the fates of human societies. New York: W.W. Norton. s. 208. ISBN 0-393-03891-2. 
  9. ^ Liberski, P. P. (2009). "Kuru: Its ramifications after fifty years". Experimental Gerontology. 
  10. ^ Gibbs CJ, Amyx HL, Bacote A, Masters CL, Gajdusek DC (Ağustos 1980). "Oral transmission of kuru, Creutzfeldt-Jakob disease, and scrapie to nonhuman primates". J. Infect. Dis. 142 (2). ss. 205-8. doi:10.1093/infdis/142.2.205. PMID 6997404. 
  11. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; Lifeof isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: )
  12. ^ Mead S, Whitfield J, Poulter M, Shah P, Uphill J, Campbell T, Al-Dujaily H, Hummerich H, Beck J, Mein CA, Verzilli C, Whittaker J, Alpers MP, Collinge J (Kasım 2009). "A Novel Protective Prion Protein Variant that Colocalizes with Kuru Exposure". N. Engl. J. Med. 361 (21). ss. 2056-2065. doi:10.1056/NEJMoa0809716. PMID 19923577. 
  13. ^ Maggie Fox (18 Kasım 2009). "Gene protects brain-eaters from mad cow-type disease". Reuters. 10 Ocak 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Kasım 2009. 
  14. ^ Medical Research Council (United Kingdom) (21 Kasım 2009). "Brain Disease 'Resistance Gene' Evolves in Papua New Guinea Community; Could Offer Insights Into CJD". Science Daily (online). Science News. 22 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Kasım 2009. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Parkinson hastalığı</span> beynin alt kısımlarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığıdır

Parkinson hastalığı (PH) veya kısaca Parkinson, başlıca merkezî sinir sisteminin etkilendiği, uzun süreli bir nörodejeneratif hastalıktır ve hem motor hem de motor olmayan sistemleri etkiler. Semptomlar genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve hastalık ilerledikçe motor olmayan semptomlar daha yaygın hale gelir.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık</span> organizmaları olumsuz etkileyen anormal durum

Hastalık, bir organizmanın tamamının veya bir kısmının yapısını veya işlevini olumsuz yönde etkileyen ve hemen herhangi bir dış yaralanmaya bağlı olmayan belirli bir anormal durumdur. Hastalıklar genellikle belirli belirti ve semptomlarla ilişkili tıbbi durumlar olarak bilinir. Bir hastalığa patojenler gibi dış faktörler veya iç işlev bozuklukları neden olabilir. Örneğin, bağışıklık sisteminin dahili işlev bozuklukları, çeşitli bağışıklık yetmezliği, aşırı duyarlılık, alerjiler ve otoimmün bozukluklar dahil olmak üzere çeşitli farklı hastalıklara neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Glüten</span> Arpa,Buğday, Çavdar ve Yulaf

Glüten, belirli tahıl tanelerinde doğal olarak bulunan yapısal proteindir. "Glüten" genellikle sadece buğday proteinlerine atıfta bulunsa da, tıp literatüründe çölyak hastalığını tetikleyebildiği kanıtlanmış tahılların tümünde bulunan prolamin ve glutelin proteinlerinin kombinasyonuna atıfta bulunur. Bunlar, herhangi bir buğday türünü, arpa, çavdar ve bazı yulaf çeşitlerinin yanı sıra bu tahılların çapraz melezlerini içerir. Glüten, ekmeklik buğdaydaki toplam proteinin %75-85'ini oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Bovin süngerimsi ensefalopati</span> nörodejeneratif bir sığır hastalığı.

Bovin süngerimsi ensefalopati (BSE) veya daha yaygın ismiyle deli dana hastalığı, ölümcül, 20. yüzyıldaki keşfiyle birlikte bulaşma mekanizması biyologları şaşırtan nörodejeneratif bir sığır hastalığıdır. Sığır ölümleri diğer korkulan sığır hastalıklarındaki oranlara göre kıyaslanamayacak kadar küçük olsa da insanlarda da görülmesi nedeniyle BSE ilgi çekmiştir. İnsanlarda Creutzfeldt-Jakob hastalığının bir çeşidine (vCJD) neden olduğu düşünülmektedir. Bu hastalığa yeni tip Creutzfeldt-Jakob hastalığı da denmiştir. Çok tehlikeli bir hastalıktır, inekler arası salgına neden olabilir. Hastalığın etkeni prion denen enfeksiyöz karakterde bir proteindir. Hastalığın ilerleyişini durduran bir tedavi bulunmamaktadır. Prion denen proteinin yok edilmesi için bir organizmanın içindeki neredeyse tüm proteinlerin yok edilmesi gerekmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Frengi</span> bulaşıcı enfeksiyon

Frengi, spiroket bakterisi Treponema pallidum alttürünün sebep olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Cinsel yolla bulaşmanın yanı sıra kan transfüzyonlarıyla da bulaşabildiği gösterilmiştir. Aynı zamanda anneden fetüse, hamilelik ya da doğum sırasında bulaşabilir. Treponema pallidum ile alakalı olarak insanlarda görülen diğer hastalıklar arasında veremdutu, pinta ve endemik frengi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Alzheimer hastalığı</span> günlük yaşamsal etkinliklerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla karakterize edilmiş, nöropsikiyatrik belirtilerin ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık

Alzheimer hastalığı (AH), genellikle yavaş yavaş başlayan ve giderek kötüleşen nörodejeneratif bir hastalıktır ve demans vakalarının %60-70'inin nedenidir. En sık görülen erken belirti yakın zamanda yaşanan olayları hatırlamada zorluktur.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yolla bulaşan hastalık</span> insan cinsel davranışı yoluyla bulaşan enfeksiyon

Cinsel yolla bulaşan hastalık (CYBH) veya cinsel yolla bulaşan enfeksiyon (CYBE), daha eski adıyla zührevi hastalık, özellikle vajinal seks olmak üzere anal seks, oral seks, bazen de sürtünme yoluyla cinsel ilişkiyle bulaşabilen enfeksiyonların genel adıdır. CYBE'ler genellikle başlangıçta semptomlara neden olmadığından başkalarına bulaştırma riskleri fazladır. İngilizce literatürde Cinsel yolla bulaşan enfeksiyon terimi, semptomatik hastalığı olmayan vakaları da kapsadığından cinsel yolla bulaşan hastalık veya zührevi hastalık terimlerinin yerine tercih edilmektedir. CYBE'lerin belirti ve bulguları olarak vajinal akıntı, penis akıntısı, cinsel organların üzerinde veya çevresinde ülserler ve pelvik ağrı sayılabilir. Bazı CYBE'ler kısırlığa neden olabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık yapıcı mikrop teorisi</span> mikroorganizmaların birçok hastalığın nedeni olduğunu savunan teori

Hastalık yapıcı mikrop teorisi, birçok hastalık için şu anda kabul edilen bilimsel teoridir. Patojen veya "mikrop" olarak bilinen mikroorganizmaların hastalığa neden olabileceğini belirtir. Büyütülmeden görülemeyecek kadar küçük olan bu organizmalar insanları, diğer hayvanları ve diğer canlı konakları istila eder. Konakları içinde büyümeleri ve çoğalmaları hastalığa neden olabilir. "Mikrop" sadece bir bakteriyi değil, protistler veya mantarlar gibi herhangi bir mikroorganizma türünü ve hatta virüsler, prionlar veya viroidler gibi hastalığa neden olabilen canlı olmayan patojenleri ifade eder. Patojenlerin neden olduğu hastalıklara bulaşıcı hastalıklar denir. Bir patojen bir hastalığın temel nedeni olsa bile, çevresel ve kalıtsal faktörler genellikle hastalığın şiddetini ve potansiyel bir konakçı bireyin patojene maruz kaldığında enfekte olup olmayacağını etkiler. Patojenler, hem insanlarda hem de hayvanlarda bir bireyden diğerine geçebilen hastalık taşıyıcı ajanlardır. Bulaşıcı hastalıklara patojen mikroorganizmalar ve parazitler gibi biyolojik ajanlar neden olmaktadır.

Bulaşıcı Süngerimsi Ensefalopatiler (BSE) ya da prion hastalıkları, birçok hayvanın ve insanların beyin ve sinir sistemini etkileyen ilerleyici karakterde hastalıklara verilen genel isimdir. En yaygın hipoteze göre prionlar tarafından oluşturulur, diğer bazı verilere göre ise Spiroplasma enfeksiyonu sorumlu tutulmaktadır. Hastalıkların sonucunda zihinsel ve fiziksel yetenekler bozulur ve beyin dokusu, otopside bir mikroskop altında incelendiğinde korteksde çok sayıda küçük delikler görünür. Bu görünümden bir süngeri andırdığından süngerimsi tabiri kullanılmıştır. Etkilenen canlılarda bellek değişiklikleri, kişilik değişiklikleri ve hareket ile ilgili sorunlar görülmeye başlar ve beyin işlevlerindeki bozukluklar nedeniyle zamanla kötüleşebilir. İnsanlarda görülen prion hastalıkları; klasik Creutzfeldt-Jakob hastalığı, yeni varyant Creutzfeldt-Jakob hastalığı, Gerstmann-Sträussler-Scheinker sendromu, fatal familyal insomnia ve kuru hastalığıdır.

Alpers hastalığı veya Alpers sendromu çoğunlukla bebek ve çocuklarda görülen merkezi sinir sisteminin ilerleyici dejeneratif bir hastalığıdır. Otozomal resesif bir hastalıktır bu nedenle aktif hastalık için kusurlu genin iki kopyası gereklidir. Tek bir kopya taşıyıcılık anlamına gelir. Alpers hastalığı POLG genindeki bazı genetik mutasyonlar nedeniyle oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Chagas hastalığı</span> insan hastalığı

Chagas hastalığı ya da Amerika tripanozomiyazı, Trypanosoma cruzi adlı protozoanın neden olduğu tropikal bir paraziter hastalıktır. Çoğunlukla öpücük böceği (Triyatomine) olarak bilinen böcekler aracılığıyla yayılır. Belirtiler, enfeksiyonun seyri sırasında değişkenlik gösterir. Hastalığın ilk aşamasında tipik olarak herhangi bir belirti görülmez ya da aşağıdaki hafif belirtiler görülür: ateş, lenf düğümlerinde şişme, baş ağrısı ya da ısırık yerine mahsus şişlik. Fertler 8–12 hafta sonra hastalığın kronik aşamasına girer ve hastaların %60-70'inde asla başka belirti görülmez. Hastaların kalan %30-40'lık kısmında, enfeksiyonun ilk defa bulaşmasından 10 ila 30 yıl sonra başka belirtiler gelişir. Bu belirtiler arasında hastaların %20 ila 30'unda görülen ve kalp yetmezliğine yol açan karıncık genişlemesi sayılabilir. Ayrıca, hastaların %10'luk kesiminde megaözefagus ya da megakolon görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Leptospiroz</span>

Leptospiroz, Leptospira adı verilen spiral şekilli bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Hastalık hiç belirti vermeyebilir; baş ağrıları, kas ağrıları ve ateş gibi hafif belirtiler verebilir ya da akciğerlerde kanama veya menenjit gibi ciddi belirtiler görülebilir. Enfeksiyon, kişinin renginde sararmaya, böbrek yetmezliğine ve kanamaya yol açarsa, ortaya çıkan hastalık Weil hastalığı olarak adlandırılır. Akciğerlerde çok fazla miktarda kanamaya sebep olursa ağır pulmoner hemoraji sendromu adı verilir.

Subakut spongiform ensefalopati veya Prion hastalığına bağlı nörokognitif hastalık olarak da bilinen Creutzfeldt-Jakob hastalığı, ölümcül bir nörodejeneratif hastalıktır. Hafıza problemleri, davranışsal değişimler, koordinasyon zayıflığı ve görme ile ilgili rahatsızlıklar; bu hastalığın ilk belirtilerindendir. Daha sonrasında demans, istemsiz hareketler, körlük, güçsüzlük ve koma gibi belirtiler ortaya çıkar. Hastaların %70'i, tanı almalarından itibaren 1 yıl içerisinde ölür. “Creutzfeldt-Jakob hastalığı” ismi, 1922 yılında Walther Spielmeyer tarafından konulmuştur ve Alman nörologlar Hans Gerhard Creutzfeldt ile Alfons Maria Jakob’dan esinlenilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kuluçka (epidemiyoloji)</span> enfeksiyon ile hastalık semptomlarının başlangıcı arasındaki süre

Kuluçka süresi, canlının patojenik organizmaya, kimyasal maddeye ya da radyasyona maruz kalma ile belirgin belirtilerin ve bulguların ortaya çıkması arasında geçen süre. Tipik olarak enfeksiyon hastalıklarında, konakta belirtilerin ortaya çıkabilmesi için enfeksiyöz organizmanın çoğalması dönemidir.

<span class="mw-page-title-main">COVID-19</span> SARS-CoV-2nin neden olduğu bulaşıcı hastalık

Koronavirüs hastalığı 2019 (COVID-19) şiddetli akut solunum sendromu koronavirüsü 2 (SARS-CoV-2)'nin neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır. İlk vaka ile Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde Kasım 2019 tarihinde karşılaşılmıştır. O zamandan bu yana yayılmaya devam etmiş ve dünya genelinde pandemiye neden olmuştur. Ancak bu pandemi geçtiğimiz yıl birçok ülkede sona ermiştir. 3 Mart 2020 itibarıyla dünya çapında ölüm oranı %3,4 olup, 12 Nisan 2024 tarihi itibarıyla Dünya'da 704.753.890 onaylanmış vaka, 675.619.811 iyileşen varken virüs nedeniyle 7.010.681 hasta öldü.

Scrapie koyun ve keçilerin sinir sistemlerini etkileyen ölümcül, dejeneratif bir hastalıktır. Birkaç bulaşıcı spongiform ensefalopatiden (TSE) biridir ve bu nedenle priondan kaynaklandığı düşünülmektedir. Scrapie en az 1732'den beri biliniyor ve insanlara bulaşabilir görünmüyor.

Gerstmann-Sträussler-Scheinker sendromu (GSS), 20 ila 60 yaş arasındaki hastaları etkileyen, oldukça nadir görülen, genellikle ailesel, ölümcül nörodejeneratif bir hastalıktır. Özel olarak kalıtsaldır ve tüm dünyada yalnızca birkaç ailede bulunur. Bununla birlikte, insan prion proteini olan PRNP'nin oynadığı nedensel rol nedeniyle bulaşıcı süngerimsi ensefalopatiler (TSE) ile sınıflandırılmıştır. GSS ilk olarak 1936'da Avusturyalı doktorlar Josef Gerstmann, Ernst Sträussler ve Ilya Scheinker tarafından rapor edildi.

Felin süngerimsi ensefalopati (FSE), kedilerin beyinlerini etkileyen bir hastalıktır. Bu hasatlığa prion adı verilen proteinler neden olur. FSE'nin sığır süngerimsi ensefalopatisi (BSE) ile ilişkili veya aynı olduğu düşünülmektedir. Bu hastalığın evcil ve tutsak kedi türlerini etkilediği bilinmektedir. Bu enfeksiyöz ajan hem hematojen hem de sinir yolları ile yayılabilir. BSE gibi, bu hastalığın gelişmesi de birkaç yıl alabilir. Etkilenen hayvanların kontamine sığır eti yiyerek hastalığa yakalandığı düşünülmektedir ancak kanıtlanmamıştır.

Hashimoto ensefalopatisi ensefalopati, tiroid otoimmünitesi ve kortikosteroidlere iyi klinik yanıt ile karakterize nörolojik bir durumdur. Hashimoto tiroiditi ile ilişkilidir ve ilk kez 1966'da tanımlanmıştır. Durumun endokrin sistemle ilişkisi geniş çapta tartışmalı olmasına rağmen, bazen bir nöroendokrin bozukluk olarak adlandırılır. NIH Genetik ve Nadir Hastalıklar Bilgi Merkezi tarafından nadir görülen bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Yavaş virüs, etiyolojik olarak yavaş virüs hastalığıyla ilişkili bir virüs veya virüs benzeri bir ajandır. Yavaş bir virüs hastalığı, uzun bir gecikme döneminden sonra, aylar ila yıllara yayılan yavaş, ilerleyici bir seyir izleyen, sıklıkla merkezi sinir sistemini tutan ve çoğu durumda hastayı ölüme götüren bir hastalıktır. Yavaş virüs hastalıklarına örnek olarak HIV virüsünün neden olduğu HIV/AIDS, kızamık virüsü enfeksiyonunun nadir bir sonucu olan subakut sklerozan panensefalit ve kemikte Paget hastalığı sayılabilir. paramiksovirüsler, özellikle kızamık virüsü ve insan solunum sinsityal virüsü.