İçeriğe atla

Kurtboğazı tekniği

Şehir ve kasabaların dışında kalan yerleşim yerlerinde, olan yapıların süre gelen özelliğinini korunmasıdır. Bölgeye hakim olan ustalarının uzun süreler boyu gözlem yaparak farkına vardığı materyalların özelliklerini tanımlamaktadır. Materyalların yerleşim yerinin özüne göre kullanılması sonucudur. Ustalar yapı malzemelerini yerleşim yerine yakın alandan seçmiştir. Bununla birlikte tedarik kolaylığı sağlanmıştır. Finansal olarak ellerindeki malzemeyi değerlendirmişlerdir.[1]

Materyal eksikliğinde diğer yerleşim alanlarından gidermek oldukça maliyetlidir. Bu durum nedeniyle bina sahibi ve usta bölgedeki seçeneklerden yararlanmıştır[2]

Kurtboğaz tekniği ahşap yığma duvar sisteminde kullanılan tekniktir. Bu teknik binalara özgü karakter özelliği kazandırmaktadır.

Kurtboğaz tekniği uygulamaya geçmeden önce hazırlanma süreci oldukça zorludur. Kesilen ağaçlar, zehirlerden ve kimyasallardan arındırılmalıdır. Ağaçlar tomruk haline getirilip bir süre suda bırakılmaktadır. Tomruk içindeki zehri ve kimyasalı suya bırakır, rengi değişen suyu değiştirip işlemler tekrar edilmektedir. Suda bekletme işlemi yaklaşık 3 ila 6 ay arasındadır. Zehirden ve kimyasaldan arınmış olan tomruk atölyelerde kalas haline getirilmektedir. Kalaslar özel istif odalarına alınmaktadır. Bu özel odalarda eğrilmemesi için çalışılır ve fırınlama yapılmaktadır. Kalasların kurutulma işlemleri en az 6 aydır. Kalasın hazır olma süresi hava şartlarına bağlı olarak 2-3 seneyi bulmaktadır.

Ahşap kalas hazırlanma süreci bittiği zaman yapı inşaatına başlanmaktadır. Yapının yapılacağı alanda incelemeler yapılıp, kurtboğaz tekniğiyle inşaata başlanmaktadır. Bodrum katta bölgeden toplanan taşların kullanımıyla yığma yapım tekniği oluşturulmaktadır. Oluşturulan duvarın üzerine 2-3 sıra ahşap kalaslar dizilerek duvarları oluşturmaya başlanmaktadır. Bu durumun sebebi en alt kata dizilen kalasların kiriş görevini üstlenmesidir. Kiriş görevini gören kalasların dizildikten hemen sonra, 15-50 santimetre genişliğinde ve 4-10 santimetre kalınlığındaki ahşaplar, kurtboğaz tekniğine uygun bir biçimde birbirlerine geçirilerek yapı yükseltilmeye başlanmaktadır. Bu geçmeler bir nevi tuğla görevi üstlenmektedir. Geçmeler boyunca 1.5 santimetre aralarında boşluk bırakılıp, binanın sağlamlığı üst seviyeye çıkarmaktadır. Köşeler için kullanılacak olan parçalar “baba” olarak adlandırılmıştır. “Baba” genellikle boyut olarak 10-20 santimetre kalınlığındadır. “Baba”, yapının yükünü taşımaktadır. Ayrıca kolon görevi görür ve “l” kesitlidir. Pencereleri ve kapıyı oluşturmak ve odaların köşe dönüşlerini sağlamak için kullanılmaktadır.  Çivi kurtboğaz tekniğinde kullanılmaz bunun yerine ahşaplar ‘’kavela 19 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.’' adı verilen ahşapla tutturulmaktadır.

Geçmişte kurt boğaz tekniğinde malzemenin hazırlanması ve yapım aşaması uzun ve meşakatlidir. Tamamen basit el aletlerinin kullanılmıştır. El işçiliği zahmetli ve zaman alan bir süreçtedir. Günümüzde bölgede bulunan atölyelerde bulunan gerekli malzemelerle bu süreç daha kısa sürede tamamlanabilmektedir.[3]

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çeşme</span> suyu akıtan mimari yapı

Çeşme, borularla gelen suyun bir oluk ya da musluktan aktığı düzenek. Evin mutfak, banyo, tuvalet gibi kısımlarında bulunduğu gibi umumi çeşmeler de vardır. Genellikle yol kenarlarında herkesin yararlanması için yapılan çeşmelerin yanı sıra bazen mahalle, köy meydanı, yayla gibi ortak yaşam alanlarında da bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Kabartma</span>

Kabartma veya diğer adıyla rölyef, yüzey üzerine yapılan yükseltme ya da çökertmelere denir.

<span class="mw-page-title-main">Köprü</span> iki yakayı birbirine bağlayarak yolu bir yandan ötekine eriştirmek için yapılan yapı

Köprü, nehir ve vadi gibi geçilmesi güç bir engelin iki kıyısını bağlayan veya herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan yapıdır.

Havza Atatürk Evi, Samsun'un Havza ilçesinde bulunan ve müze olarak kullanılmakta olan tarihi yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Duvar</span>

Duvar ya da örek, doğal ya da yapay yapı materyallerini üst üste koymak suretiyle elde edilen bir yapıdır. Duvarlar, parçaları birleştirici bir madde kullanarak yapılabildiği gibi doğrudan doğruya parçaları üst üste yığarak da elde edilir.

<span class="mw-page-title-main">Ev</span> İçinde bir insanların oturabileceği biçimde yapılmış yapı

Ev, içinde insanların yaşadığı, çevresi duvarlarla çevrili, odalara bölünmüş, kendine ait çatısı ve bazen de bahçesi olan ahşap, toprak veya betonarme yapı. Etrafındaki evlere temas etmeyen ve genellikle kendine has bahçesi olan evlere müstakil ev denir. Ev kavramı mimari bir terimdir ve apartman dairesi gibi diğer barınak türlerinden farklı bir kavramı ifade eder. Bununla birlikte gündelik kullanımda türüne bakılmaksızın her türlü barınak için de kullanılır. Günümüzde tipik bir evde salon, odalar, mutfak, banyo ve tuvalet bulunur.

<span class="mw-page-title-main">İnşaat</span> bir bina veya altyapının inşası veya montajı süreci

İnşaat ya da yapım, bina, altyapı, endüstriyel sanayi yapıları gibi insan ihtiyaçlarına karşılık gelen, üretime dayalı her çeşit yapının amacına uygun inşa edilme sürecidir. İnşaat tipik olarak bilinen bir müşteri için yerinde gerçekleşirken, imalattan imalata farklı olarak, belirlenmiş bir alıcı olmadan benzer ürünlerin seri üretimini de gerektirir. Sanayi yapıları gelişmiş ülkelerdeki gayrisafi yurtiçi hasılanın % 6 ila % 9'unu oluşturur. İnşaat planlama, tasarım ve finansman ile başlar; proje inşa edilinceye ve yapı kullanıma hazır oluncaya kadar devam eder.

<span class="mw-page-title-main">İnka mimarisi</span>

İnka mimarisi üç temel kavram üzerine kurulmuştur: hassaslık, kullanışlılık ve sadelik. İnka mimarisinin temel anlayış prensibi "Azı karar çoğu zarar." olmuştur.

Peyzaj mühendisliği, ekolojik ölçütler doğrultusunda araziyi ve suyu şekillendirmek için matematik ve bilimin uygulamasıdır. Ayrıca yeşil mühendislik diye tariflenebilir ama peyzaj mühendisliği için bilinen en iyi tasarım profesyonelleri peyzaj mimarıdır. Peyzaj mühendisliği, antropojenik peyzajın yaratılması ve tasarlanması için mühendislik ve diğer bilimlerin disiplinler arası uygulamasıdır. Bu farklılık geleneksel olarak alanın, arazinin yeniden ıslahı, iyileştirilmesi, yeniden kullanımını ve geri kazanımını kapsamaktadır. Bunu yaparken Peyzaj mühendisliği;

<span class="mw-page-title-main">II. Evkaf Apartmanı</span>

II. Evkaf Apartmanı; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir apartmandır. Ulus'taki İstiklal Caddesi üzerinde bulunur. Mimar Kemaleddin tarafından tasarlanan ve 1930 yılında inşaatı tamamlanan yapı, günümüzde Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü binası olarak kullanılmaktadır. Ayrıca; Ankara Devlet Tiyatrosu'na bağlı olarak hizmet veren sahnelerden Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu'na da ev sahipliği yapmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Çantı</span>

Çantı ya da çandı, ev duvarı örmek için kullanılmak üzere biçilmiş odunlarla ve çivi çakılmadan yapılan ev çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Göğceli Camii</span> Samsunun Çarşamba ilçesindeki tarihi bir ahşap camii

Göğceli Camii ya da Gökçeli Camii, Samsun'un Çarşamba ilçesindeki Göğceli Mezarlığı içerisinde yer alan camidir.

<span class="mw-page-title-main">Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi</span>

Mithatpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, İzmir'in Konak ilçesinde bulunan tarihi 1867'ye kadar uzanan ve ilk olarak 1868-1869 öğretim yılında hizmete sunulan bir okuldur. İlk açıldığında ismi İzmir Islahhanesi olan okul ayrıca İzmir'in ilk ıslahhanesidir. Açılma sebebi ise kimsesiz ve fakir çocukların barındırılıp, sanat öğretilerek memlekete faydalı bireyler haline getirilmesiydi.

<span class="mw-page-title-main">Konak Sahnesi</span>

İzmir Devlet Tiyatrosu Konak Sahnesi, 1927 yılında İzmir'de inşa edilen ve Bahribaba, Mithatpaşa Caddesi, Sabancı Kültür Merkezi ile Ordu Evi arasında bulunan tiyatro binası.

<span class="mw-page-title-main">Rize Müzesi</span>

Rize Müzesi, Rize Etnoğrafya Müzesi, Tuzcuoğlu Konağı ya da bilinen adıyla Sarı Ev, Rize kent merkezindeki Piriçelebi Mahallesi’nde 19. yüzyıl sivil mimari örneği olarak 19. yüzyılda inşa edilen binada 27 Haziran 1998 'den beri hizmet veren bir müzedir.

<span class="mw-page-title-main">Ahşap karkas</span>

Ahşap karkas ağır ahşaplarla inşa etmenin geleneksel yöntemidir. Büyük ahşap mandallarla tutturulmuş derzlerle kare ve dikkatli bir şekilde birleştirilen ve birleştirilmiş ahşaplar kullanılarak yapılar oluşturulur. 19. yüzyıl boyunca ahşap binalarda yaygındır. Yük taşıyan kerestenin yapısal çerçevesi binanın dışında maruz bırakılırsa yarı ahşap karkas olarak adlandırılabilir ve birçok durumda ahşap arasındaki dolgu dekoratif etki için kullanılacaktır. Bu tür mimariler için en çok bilinen ülke Almanyadır. Ahşap karkas evler güneydoğu hariç tüm ülkeye yayılmıştır.

Atatürk Köşkü Müzesi, Türkiye'nin başkenti Ankara'da bulunan, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1921-1932 yılları arasında yaşadığı konut ve çalışma mekânıdır.

<span class="mw-page-title-main">Laz evleri</span>

Laz evleri, Lazların ve Acaralıların yaşadığı ev türlerinden biridir. Çoğunlukla Lazlar tarafından inşa edildiği için bu şekilde isimlendirilmiştir. Yapımında geleneksel olarak taş ve ahşap kullanılan Laz evlerine çoğunlukla serander eşlik eder.

<span class="mw-page-title-main">Yöresel mimari</span>

Yöresel mimari, genellikle profesyonel mimarların gözetimi olmadan yerel malzemelerin ve bilginin kullanımı ile karakterize edilen mimaridir. Yöresel mimari, endüstriyel toplumlarda yaratılan binaların ve yerleşimlerin çoğunluğunu temsil etmektedir. Çok çeşitli binaların, inşaat geleneklerini ve inşaat yöntemlerini içermektedir. Yerel bölgede inşa edilen binalar, konut evleri veya başka amaçlar için inşa edilmiş olsun, genellikle basit ve pratiktir.

Mutlak tarihleme, arkeoloji ve jeolojide bir eserin, binanın veya kayanın tam yaşını veya yaş aralığını belirlemek için kullanılan bir yöntemdir. Malzemelerin fiziksel, kimyasal ve yaşam özelliklerine ve bilinen tarihlerle tarihsel ilişkilerine dayanan radyokarbon tarihleme, potasyum-argon tarihleme, termolüminesans tarihleme ve dendrokronoloji gibi çeşitli tekniklerin kullanımını içerir. Bu teknikler, bilim insanlarının malzemelerin yaşını sayısal olarak ölçmesine olanak tanır ve aralarındaki yaşı ölçmeden sadece olayları sıraya koyan göreceli tarihlendirmeden daha kesin tarihler sağlar. Mutlak tarihleme, geçmişteki olayların kronolojik sırasını anlamak ve arkeolojik alanların ve eserlerin yaşını belirlemek için oldukça önemlidir