Asena veya Aşina, Türk mitolojisinde önemli bir rol oynayan efsanevi bir dişi kurtun doğurduğu on erkek çocuğundan biri.

Romulus ve Remus, Roma Mitolojisine göre MÖ 753'te Roma şehrinin kurucularıdır. Efsaneye göre Savaş Tanrısı Mars ile Rhea Silvia'nın ikizleridir. Ataları ise Truva'dan kaçan Afrodit'in oğlu Prens Aeneas'tır. Aeneas, Hektor'un kuzenidir.

Bozkurt, Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde kutsal hayvan ve ulusal sembol. Boskord ve Pusgurt olarak da söylenir. Bozkaskır, Çalkurd sözcükleri yine aynı anlama gelir. Moğollar, Börteçine derler. Gökkurt veya Gökbörü, Kökbörü betimlemesi de yine niteleyici olarak kullanılır.

Roma Krallığı, Antik Roma döneminde Roma şehri ve topraklarının monarşi ile yönetildiği dönemdir. Efsaneye göre Roma'yı Romulus ve Remus kardeşler kurmuştur. Eski çağ tarihçileri, Roma Krallığı'nın başlangıcı olarak MÖ 753 tarihini verirler. Roma’nın krallık dönemi politik tarihi hakkında bilinenler oldukça azdır. Arkeolojik bulgulara göre Roma krallık döneminde geniş caddelerin ve görkemli yapıların inşa edilmeye başlandığı büyük bir şehir olma yolundaydı. Roma henüz bu dönemde Latium bölgesinde yaşayan Latin şehirleri birliğinin önderiydi. Etrüskler, üzerinde egemenlik kurdukları Latin köylerini birleştirip Roma kentini kurarken yerli halkı kentin kurulmasında zorla çalıştırmışlar. Bu durum iki toplumun arasını açmıştır. Latin halkının zamanla güçlenen aristokratları, iki buçuk yüzyıl sonra ayaklanarak MÖ 509 yılında Etrüsk kralını kovmuşlar ve Roma Cumhuriyeti'ni kurmuşlardır.

Canavar; mitolojilerde, masallarda ve efsanelerde bahsedilen vahşi hayvan, olağanüstü, yırtıcı canlı. Türk kültüründe Guyuk (Güyük) veya Azman olarak da bahsedilir. Değişik biçimlerde tasvir edilir. Çoğu zaman her tür sıra dışı ve yırtıcı varlığı ifade etmekte kullanılır. Azerbaycan Türkçesinde canavar sözcüğünün yırtıcı hayvan manası daralarak, doğrudan "kurt" anlamını taşır hale gelmiştir.

Rhea Silvia efsaneye göre Roma şehrini kuran Romulus ve Remus adlı ikizlerin annesiydi. Hikâyesi Titus Livius'un Ab Urbe Condita adlı kitabında anlatılır.

Aşina, Türk veya Kök Türk bir Göktürk soyu, Göktürk Kağanlığı'nın kurucu boyudur. Efsaneye göre Aşina soyu bir dişi kurttan türemiştir.
Kuyaş, Türk ve Altay mitolojilerinde Güneş Tanrısı. Koyaş Ata, Gün (Kün) Ata, Güneş (Küneş) Ata ya da Yaşık Ata olarak da bilinir. Moğollar Nar (Nara) Etzeg derler.

Ak Ana - Türk, Tatar, Altay, Yakut, Çuvaş mitolojilerinde Deniz Tanrıçası. Değişik Türk dillerinde Ağ Ana, Ürüng Ene, Şura Ene olarak da bilinir. Moğollar ise Sagan Ece olarak anarlar.

Alasığın - Türk, Altay ve Moğol mitolojilerinde Kutsal Geyik. Değişik Türk lehçe ve şivelerinde Alageyik (Alakeyik, Alakiyik) veya Alabolan (Alabulan) ya da Alabuğa (Alabuğu) olarak da bilinir. Moğollar ise Kubamaral (Govamaral, Guvamaral) derler. “Gökgeyik / Kökgeyik” tabiri de kullanılır. Yalnızca “Sığın” olarak da ifade edilir.
Barak Ata - Türk mitolojisinde köpek tanrı. Köpek Ata ve Moğollarda Nokay Eçege olarak da bilinir.
Büke - Türk ve Altay mitolojilerinde ejderha demektir. Bükü veya Buka olarak da söylenir. Efsanevi yaratık. Yılana benzer dev bir sürüngendir. Çoğu zaman kanatlı olarak betimlenir. Uçabilir. Ağzından ateş saçar, dişlerinden asit akıtır. Derisi zırh gibi pullarla kaplıdır. Tüm Dünya mitolojilerindeki ortak figürlerden birisidir. Dinozorlar çağından kalma bazı yaratıkların ilkel topluluklardaki düşsel anlatımı olarak düşünülebilir. Moğollarda Buka Noyon devlerin babasıdır ve dokuz oğlu vardır. Badraç adı verilen ejderha yedi başlıdır. Çin kültüründe Lu olarak bilinir. Çin etkileri, Türk ve Moğollarda bu varlığa dair toplumsal anlayışı da değişik oranlarda biçimlendirmiştir.
Kurt Ata – Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Kurt Tanrı. Kort Ata olarak da bilinir. Börü Ata ve Moğolca Çına Ecege sözcükleri de eş anlamlı olarak kullanılır.
Deniz Han - Türk ve Altay mitolojisinde Deniz Kağanı. Tengiz Han olarak da söylenir. Moğollar ise Tengis Han şeklinde anarlar.

Etügen – Türk, Moğol ve Altay mitolojisinde Yeryüzü Tanrıçası. Ütügen veya İtügen olarak da söylenir.
Geyik Ana – Türk, Moğol ve Altay mitolojilerinde Geyik Tanrı. Değişik Türk dillerinde Keyik Ana olarak da söylenir. Burçın (Burçin) Ana veya Bulan (Bolan) Ana tabirleri de eşanlamlı olarak kullanılır. Moğollar Maral Ece derler. Bedenindeki lekeler yıldızların işaretleridir. Denizden çıkarak gelmiştir. Bazı Türk boylarına yol göstericilik yapar. Ak geyik kılığına girerek Göktürklerin atasıyla birleşmiş ve Göktürkler türemiştir. Görkemli çatal boynuzları ve kanatları vardır. İnsan biçimindeyken çok güzeldir. Vücut hatları ince ve orantılı olarak betimlenir. Maral sözcüğü Moğolcada geyik demektir.
Geyik Ata – Türk, Moğol ve Altay mitolojilerinde Geyik Tanrı. Değişik Türk dillerinde Keyik Ata olarak da söylenir. Sığın (Sıgun) Ata veya Bulan (Bolan) Ata ya da Puğu (Buğu) Ata tabirleri de eşanlamlı olarak kullanılır. Moğollar Eli Ecege derler. Geyik sürülerinin başında bulunup idare eden geyiğe Gökgeyik ve Göksığın adı verilir. Masal kahramanları veya söylence kişileri bir geyiği kovalar ve peşinden bir mağaraya girer. Burada çoğu zaman güzel bir kıza rastlar. Geyikli Baba gibi erenler halk kültüründe sıklıkla yer alır. Hacı Bektaş-ı Veli gibi erenler de geyik donuna bürünebilirler.
Tur Han (Turan Han) - Türk ve Altay mitolojisinde söylencesel hakan. Türklerin atasıdır. İran tarihinin söylencelerinde İran’ın baş düşmanıdır. Göktürk çağında İranlılar Turan adını Göktürklerle ilişkilendirir. Türk kavimleri İran efsaneleri ile tanıştıklarında, bizzat kendileri de kendilerini Turan’ın kavmi olarak görmeye başlamışlar ve kendilerini gururla Turan’ın kralı Afrasyab’ın uyruğu saymışlardır. Etrüsklerde Turan adlı bir sevgi ve yaşam Tanrıçası vardır ve Etrüsk dilinde kural koymak anlamı içerir. İlginç bir biçimde Moğolcada Dur/Dura ve Tuvaca Tura sözcüğü sevgi, istek ve arzu anlamları taşırken, Mançucadaki Doron sözcüğü kanun (yasa) demektir.

İn İyesi – Türk ve Altay halk inancında mağaranın koruyucu ruhu. Hin İyesi / Eğesi / Ezi / Issı / İççisi veya Ünkür İyesi ya da Mağara İyesi olarak da bilinir. Moğollar Hongıl Ezen derler. Her mağara için farklı bir İye vardır. Türklerde mağaralar farklı alemleri ve gizli diyarları birbirine bağlayan geçitlerdir. Yer altı dünyasını yeryüzüne bağlayan kapılardır. Hun devletinde kutsal sayılan ve büyük şamanlar ile devlet adamlarının ziyaret ettiği bir “Ata İni (Mağarası)” vardır. Burası kutlu bir yerdir, senenin belli günlerinde ziyaret edilir ve saygı gösterilir. Bir çeşit mabeddir. Göktürklerde ve başka Türk boylarında da yine aynı şekilde kurbanlar sunulan ata mağaraları vardır. Yer altı dünyasının bir parçasıdırlar. Kurttan türeme efsaneleri çoğu zaman bir mağarada gerçekleşir. Şamanlar yeraltına giderlerken Dünyanın Bacası denilen bir kapıdan geçip yeraltındaki mağaralardan oluşan tünellerde yolculuk yaparlar. Türklerin Aşına adı verilen kurt ataları böyle bir mağarada kurttan doğmuştur. Tapınakların çoğu mağaralardadır ve ata ruhları buralarda gezip dolanır.

Lupa Roma mitolojisinde kurt tanrıça olarak anılmaktadır. Kelimenin tam karşılığı da 'Kurt Tanrıça'dır. Kurt Tanrıça, Roma mitolojiside saygı duyulan bir tanrıça olup melezleri bulup onları test ettiği varsayılır. Testleri geçenleri serbest bırakıp diğerlerini kendi kurtlarına yem ettikleri bilinir. Efsaneye göre Romulus ve Remus'u emziren kara kurt olarak da bilinir. Romulus ve Remus'tan sonra 'güçlü' ve 'sevecen' kadınları temsil etmeye başlamıştır. Yine eski bir efsaneye göre; Lupa Tanrı Apollon'un bir su perisinden olan çocuğudur. Güzelliği herkesin gözünü kamaştırır ve mükemmel yay kullanır. Tanrı Apollon Lupa'ya bütün çocuklarından daha çok değer verir. Ayrıca ona her zaman göz kamaştırması için bir büyü yapar. Tanrı Apollon'un ikiz kardeşi Tanrıça Artemis bunu duyunca aklına Apollon yüzünden katlettiği eski sevgilisi Orion gelir ve onun intikamını almanın tam sırası olduğunu düşünür. Gidip Lupa'ya bir büyü yapar ve onun kendisine meydan okumasını sağlar. Bunu duyan Apollon ne yapacağına karar veremez ve en sonunda gidip Tanrıça Artemis'le konuşur. Ve ona Lupa'yı bir canavara dönüştüreceğine dair yemin eder. Ama bunu yapmadan önce Artemis'in yaptığı büyüyü öğrenir ve Lupa'yı hayvanlar arasında en çok saygı görecek şekle sokar ve onu kurt adlı yeni yarattığı ırkın Kraliçesi yapar. Bunu da Tanrıça'nın gün batarken ve doğarken çıkardığı sarı ışık ile bağdaştırılar. Bunun ona Apollon'un yaptığı büyü olduğunu söylerler.