İçeriğe atla

Kurguda Dünya dışı varlıklar

Dünyaların Savaşı'ndan Mars kontrollü Tripod.

Dünya dışı varlıklar, modern bilimkurgunun ortak bir teması. Samsatlı Lukianos'un ikinci yüzyıl parodisi Gerçek Tarih adlı eseri gibi birçok eserde de konu olmuştur.

Dünya dışı varlık ya da uzaylı, kökeni Dünya'dan olmayan herhangi bir Dünya dışı yaşam biçimidir. Dünya dışı kavramı ilk kez Bilimkurgunun altın çağı sırasında 1956 yılında kullanılmıştır.[1]

Bilimkurguda uzaylıların kullanılmasıyla alakalı olarak Gary Westfahl şöyle yazmıştır:

"Bilimkurgu uzaylıları hem metafor hem de olması mümkün uzaylılardır. Kişi, insan doğasını uzaylılarla araştırıp açıklar ve yorumlar. Yine de uzaylı ziyaretçilerine yaygın inançla (bkz. UFOlar) ve dünya dışı radyo sinyallerini tespit etme çabalarıyla insanlar, ayrıca büyük, soğuk bir evrende arkadaşlık istemektedir ve uzaylılar bulamadığımız garip dostların umut verici ve telafi edici imgelerini temsil edebilmektedir. Böylece, uzaylılar muhtemelen karşılaştıkları zamana kadar bilimkurgu alanında merkezi bir tema olarak kalacaktır."[2]

Tarihteki fikirler

Bambu Kesicisinin Hikayesi'nde Kaguya-hime Ay'a geri dönüyor (yaklaşık 1650).

Ön modern bilimkurgu

Kozmik çoğulculuk, insanlık alanının ötesinde yaşanmış birçok dünyalar olduğunu varsayıp, modernlik ve günmerkezlilik modelinin gelişimini öngörür ve dünyaçapındaki mitolojierde yaygın olarak görülür. 2. yüzyıl hiciv yazarı Lukianos, Gerçek Tarih adlı eserinde Sabah Yıldızı'nın sömürgeleştirilmesi üzerine, Güneş halkıyla savaşta olan ve çeşmeye yerleştirilmiş insanlar tarafından gönderilen geminin gönderildiğinde ayı ziyaret ettiklerini söylemiştir.[3] Diğer dünyalar; 10. yüzyıl Japon anlatıları, Bambu Kesicinin Hikayesi ve Orta Çağ Arap hikâyesi Bulukiya'nın Maceraları (Binbir Gece Masalları'ndan) gibi ilk çalışmalarda tasvir edilmiştir.[4]

Erken modern bilimkurgu

Dar anlamda (jenerik kozmik çoğulculuğa karşıt olarak) dünya dışı yaşam varsayımı, Güneş sistemi ile ilgili günmerkezlilik anlayışın geliştirilmesiyle ve daha sonra Erken Modern Dönem boyunca yıldızlararası mekânın anlaşılmasıyla mümkün hâle gelerek 17 ve 18. yüzyılda edebiyatın ppüler bir konusu oldu.

Johannes Kepler'in 1634 yılında çıkardığı Düş adlı romanında Duracotus adlı karakterin şeytanlar tarafından aya taşınması konu edildi. Hikâyenin çoğu fantezi olsa da ay hakkındaki bilimsel gerçekler ve ayın çevresinin insan olmayan sakinleri nasıl şekillendirdiği bilimkurgusunu oluşturmuştu.

Fontanelle'in "Conversations on the Plurality of Worlds" adlı kitabı 1686 yılında İngilizceden tercüme edildi. Kitapta uzaylı hayatım imkânı üzerine yaptığı gezilerden bahsedilmişti.[5] "The Excursion" (1728) adlı kitapta David Mallet, "On bin dünya öne çıkıyor; her biri kendi treniyle / İnsanlar dünyasının."diye bağırdı.[6] 1752 yılında Voltaire tarafından çıkarılan "Micromegas"ta dünyayı ziyaret eden bir devden bahsedildi ve Washington Irving'in A History of New York from the Beginning of the World to the End of the Dutch Dynasty adlı romanında Aylıların dünyayı ziyaret etmesinden bahsedildi.[7]

Biyoloji biliminin ilerleme kaydettiği bir dönemde yaşayan Camille Flammarion (1842-1925), La pluralité des mondes habités (Yaşayan Dünyaların Çoğulculuğu) (1862), 1873 yılında Sonsuzluk Hikâyeleri olarak çevrilen Recits de L'Infini (1872) gibi eserlerde başka gezegenlerde hayatın nasıl geliştiğine dair spekülasyonlar yaptı. Bilimkurgu türünün önce yazılmış hikayeleri kendi biçimini bulmuştu.

Modern çağa en yakın olan kitap, J.-H. Rosny'nin Les Xipéhuz (1887) adlı kısa öyküsüdür. Öykünün konusu iletişim kurmanın imkansız olduğu bir maden hayatı formuna dönüşen insan ile uzaylı buluşması oldu.

Great Moon Hoax'dan litograf
Erken bilimkurgu ürünü olan tek gözlü canavar

Modern dönem

19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başı

H. G. Wells, Olaf Stapledon ve Edgar Rice Burroughs gibi yazarlar bilimkurgu ve fantezilerde uzaylılarla karşılaşmanın uyarı niteliğindeki ve kutlama hikâyelerini yazdı. Westfahl modern dönemi "Bilimkurgu uzaylılarını anlamak için, onları fizyoloji, karakter ve insanlıkla olan nihai ilişkileriyle sınıflandırabilirsiniz" olarak özetledi.

Dünyanın hayvanlarına benzeyen birçok kurgusal uzaylı arasında Westfahl birkaçını listeledi:

Westfahl, "Bununla birlikte A Martian Odyssey (1934) hikâyesiyle Stanley G. Weinbaum, yazarları sadece insanlardan veya hayvanlardan değil, gerçekten olağandışı uzaylılar oluşturmaya teşvik etti. Ayrıca Olaf Stapledon, Star Maker adlı eserinde duygusal yıldızlar da dhail olmak üzere evreni farklı uzaylılarla doldurdu. Daha sonra sert bilimkurgu yazarı Hal Clement, Cycle of Fire (1957) gibi serlerinde tuhaf uzaylılar geliştirdi." diyerek sözüne devam etti.[2]

Kaynakça

  1. ^ Douglas, Harper. "extraterrestrial". Online Etymology Dictionary. 1 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ekim 2017. 
  2. ^ a b c Westfahl, Gary (2005). "Aliens in Space". Gary Westfahl (Ed.). The Greenwood Encyclopedia of Science Fiction and Fantasy: Themes, Works, and Wonders. Vol. 1. Westport, Conn.: Greenwood Press. ss. 14-16. ISBN 0-313-32951-6. 
  3. ^ Grewell, Greg (2001). "Colonizing the Universe: Science Fictions Then, Now, and in the (Imagined) Future". Rocky Mountain Review of Language and Literature. 55 (2). ss. 25-47. 
  4. ^ Irwin, Robert (2003). The Arabian Nights: A Companion. Tauris Parke Paperbacks. s. 204 ve 209. ISBN 1-86064-983-1. 
  5. ^ Fontenelle, Bernard le Bovier de (1686). Conversations on the Plurality of Worlds. ISBN 0-520-07171-9. 
  6. ^ Mallet, David (1728). The Excursion. 
  7. ^ Barger, Andrew (2013). Mesaerion: The Best Science Fiction Short Stories 1800-1849. ABD: Bottletree Books LLC. ss. 43-44. ISBN 978-1-933747-49-1. 

Konuyla ilgili yayınlar

  • Roth, Christopher F., "Ufology as Anthropology: Race, Extraterrestrials, and the Occult." In E.T. Culture: Anthropology in Outerspaces, ed. by Debbora Battaglia. Durham, N.C.: Duke University Press, 2005.
  • Sagan, Carl. 1996. The Demon-Haunted World: Science as a Candle in the Dark: chapter 4: "Aliens"

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Roman</span> bir kişi ya da bir grup insanın başından geçenleri, onların iç ve dış yaşantılarını belli bir kronolojik, mantıksal, duygusal ya da sanatsal ilişkiyi gözeterek öyküleyen uzun kurgusal anlatı

Roman, genellikle düzyazı biçiminde yazılan, kurgusal, görece uzun, insanın (ya da insan özellikleri atfedilen varlıkların) deneyimlerini bir olay örgüsü içinde aktaran ve genellikle kitap halinde basılan bir edebî tür. Uluslararası ve akademik platformlarda beşinci sanat olarak kabul gören edebiyatın bir alt türüdür.

Bilimkurgu, bilim kurgu ya da bilim-kurgu, yakın ya da uzak gelecek ile ilgili öykülerin bugün olası olmayan bilim ve teknoloji unsurlarını da kullanarak oluşturulmasıdır. Bilimkurgu bazen geçmişi de kurgulayabilir. Bilimkurgu kitap, sanat eserleri, televizyon, film, bilgisayar oyunları, tiyatro eserleri ve diğer kitle iletişim araçlarında bulunabilir. Yapısal ve pazarlama bağlamında bilimkurgu güncel gerçeklik içinde bulunmayacak kurgusal ögeler içeren yaratıcı çalışmaları tanımlamak için kullanılabilir. Bu tanımlama fantastik, korku ve ilgili türleri de içerir.

<span class="mw-page-title-main">H. G. Wells</span> bilim kurgu romanlarıyla tanınan İngiliz yazar

Herbert George Wells ya da daha çok tanındığı adla H. G. Wells, Dünyaların Savaşı, Görünmez Adam, Dr. Moreau'nun Adası ve Zaman Makinesi adlı bilimkurgu romanlarıyla tanınan ama neredeyse edebiyatın her dalında birçok eser vermiş olan İngiliz yazardır. Sosyalist olduğunu açıkça söyleyen H.G. Wells'in çoğu eserinde önemli ölçüde siyasi ve sosyal yorumlar bulunmaktadır. Jules Verne gibi gelecekteki teknolojik gelişmeleri anlattığı kitaplarıyla bilimkurgu dalının öncülerinden hatta yaratıcılarından sayılmaktadır.

Ufoloji, UFO'ları inceleyen bir çalışma sahası. Ufoloji ile uğraşanlara ufolog denir.

Kıyamet sonrası bilimkurgusu ya da post apokaliptik bilimkurgu edebiyatının bir alt türüdür ve nükleer ya da biyolojik savaş ile nükleer, biyolojik, ekolojik, jeolojik ya da kozmolojik felaketlere bağlı olarak dünyanın sonunun gelmesini ve böylesi büyük yıkımlar sonucu sağ kalan insanları nasıl bir hayatın bekleyebileceğini konu edinir.

Fantastik edebiyat veya fantezi edebiyatı, gerçeğe dayalı olmayan yazılı anlatım tarzıdır. Genelde hikâye, roman, oyun ve drama gibi yazım biçimlerini içerir. Klasik fantezi edebiyatının en tanınmış örnekleri arasında masalların bir kısmıyla birlikte Alice Harikalar Diyarında gösterilebilir. Modern fantezi edebiyatının tanınmış örnekleri arasında J.R.R. Tolkien'in Hobbit, Yüzüklerin Efendisi, Ursula K. LeGuin'in Yerdeniz Büyücüsü ve C.S. Lewis'in Narnia Günlükleri gibi eserleri sayılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Samsatlı Lukianos</span>

Samsatlı Lukianos, retorikçi, Hiciv yazarı.

<span class="mw-page-title-main">Uzay operası</span> Bilimkurgu alt türü

Uzay operası, bilimkurgunun çoğunlukla uzayda geçen, heyecan verici maceraların yer aldığı ve romantizmin vurgulandığı bir alt türüdür. Uzay operasının muhtemelen en önemli özelliği karakterleri, mücadeleleri, güçleri ve temaları olağanüstü niteliğe taşımasıdır. İlk uzay operaları 1930'lu ve 1940'lı yıllarda ucuz dergilerde yayımlanıyordu. 1970'lerden önce uzay operası, kalitesiz ve ucuz bir bilimkurgu filmini ifade diyordu. Ancak George Lucas'ın çektiği Yıldız Savaşları: Bölüm IV - Yeni Bir Umut 1977 yılında gösterime girdiğinde hem eleştirel hem de finansal açıdan çok başarılı oldu ve türe olan olumsuz bakış açısını değiştirdi.

<i>News of the World</i> (albüm)

News Of The World, İngiliz rock grubu Queen'in 28 Ekim 1977 tarihinde yayınladığı altıncı stüdyo albümüdür. Queen, News Of The World ile birlikte artık deneysel müziğe geçeceğini göstermiştir. Albüm, şarkılardaki yoğunluk ve şarkı sözlerindeki karışık ve deneysel cümlelerin de etkisiyle, Queen'in dünya çapında tanınan bir grup haline gelmesini sağlamıştır. Özellikle We Will Rock You ve We Are The Champions, 1977'den günümüze kadar tüm müzikseverlerin dilinde marş olmuştur. Özellikle bu iki şarkı, futbol maçlarında da taraftarlar tarafından söylenegelmiştir.

"Sosyal bilimkurgu" terimi psikoloji, ekonomi, politik bilimler, sosyoloji, antropoloji gibi sosyal bilimleri esas alan bilimkurgu edebiyatı türünü tanımlamak için kullanılabilir. Bu alandaki kayda değer yazarlar arasında Ursula K. Le Guin ve Philip K. Dick sayılabilir. Terim öncelikli olarak karakterler ve duygular üzerine odaklanan hikâyeleri tanımlar. SFWA Büyük Ustası Ray Bradbury bu sanatın tanınmış bir üstadıdır. Bazı yazarlar katı bilimkurgu ve sosyal bilimkurgu arasındaki sınırı bulanıklaştırmışlardır. Ütopya ve distopya hikâyeleri sosyal bilimkurgunun dallarıdır;The Handmaid's Tale, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört ve Brave New World gibi hikâyeler sosyal bilimkurgu örnekleri arasındadır. Gulliver'in Seyahatleri gibi fantastik ortamlarda geçen hicivsel romanlar yaratıcı kurgulamalar olarak kabul edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Feminist bilimkurgu</span>

Feminist bilimkurgu cinsiyet eşitsizliği, cinsellik, ırk, ekonomi ve üreme gibi feminist temaları irdeleyen ama yalnızca bunlarla da sınırlı kalmayan bilimkurgunun bir alt alanıdır. Feminist bilimkurgu baskın kültürü eleştirme eğilimi nedeniyle politiktir. En tanınmış feminist bilimkurgu eserlerinden bazıları bu temaları cinsiyet eşitsizliklerinin ya da cinsiyet güç dengesizliklerinin olmadığı toplumları ütopyalar ya da cinsiyet eşitsizliğinin şiddetlendiği dünyaları anlatan distopyalar ile bu temaları açıklamış ve dolayısıyla feminist çalışmanın devam etmesi gerektiğini vurgulamışlardır.

Olaf Stapledon, İngiltere doğumlu felsefeci ve yazar. "Geleceğin tarihi" tarzı romanları bilimkurgu üzerinde büyük etki yaratmıştır. En ünlü yapıtları arasında Star Maker ve Last and First Men bulunmaktadır. Bu iki roman, milyarlarca yıla yayılan olayları zaman zaman detaylara inerek anlatmaktadır. Özellikle Last and First Men, anlatım dili bakımından romandan ziyade bir tarih kitabını andırmaktadır. İki kitapta da asıl anlatıcılar dışında baskın bir karakter yapısı yoktur. İki romanda da olayların tümüne çeşitli kurgusal sebeplerle hakim olan anlatıcılar, olayların içindeki karakterlere takılmaz ve daha büyük bir anlatıyı insanlara iletmeyi amaçlar.

Sert bilimkurgu ya da saltık bilimkurgu, bilimsel doğruluk ve mantık kaygısıyla karakterize edilen bir bilimkurgu kategorisidir. Terim ilk olarak 1957'de P. Schuyler Miller tarafından Astounding Science Fiction dergisinin Kasım sayısında John W. Campbell'ın Uzay Adaları romanının bir incelemesinde kullanıldı. Sert bilimkurguya benzetilerek oluşturulan tamamlayıcı hafif bilimkurgu terimi ilk olarak 1970'lerin sonlarında ortaya çıktı. Bu terim, Isaac Asimov'un matematiksel sosyoloji üzerine kurulu Vakıf serisi gibi genellikle "sert" bilimkurgu olarak kabul edilen örnekler olmasına rağmen, "sert" (doğal) ve "hafif" (sosyal) bilimler arasındaki popüler ayrıma benzetilerek oluşturulmuştur. Bilimkurgu eleştirmeni Gary Westfahl, her iki terimin de katı bir sınıflandırmanın parçası olmadığını ve bunun yerine, yorumcuların ve yorumcuların faydalı bulduğu hikâyeleri karakterize etmenin yaklaşık yolları olduğunu savunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Uzay westerni</span>

Uzay western, bilimkurgu öykülerinde Western temalarını ve mecazlarını kullanan bir bilimkurgu alt türüdür. İnce etkiler, yeni sınırların keşfini içerebilirken, daha açık etkiler, uzayda ışın tabancası kullanan ve robotik atlara binen gerçek kovboyları içerebilir. Başlangıçta popüler olmasına rağmen, algılanan hack yazımına karşı güçlü bir tepki, türün yeniden popülerlik kazandığı 1980'lere kadar daha ince bir etki haline gelmesine neden oldu. Firefly ve Cowboy Bebop serilerini çevreleyen beğeni sayesinde 2000'lerde bir başka kritik yeniden değerlendirme gerçekleşti.

Zeta Reticulans, Roswell Grileri veya Griler olarak da adlandırılan gri uzaylılar, dünya dışı yaşam oldukları iddia edilen sözde varlıklardır. Sık sık yakın temas ve uzaylılar tarafından kaçırılma iddialarına konu olurlar. Bu tür iddiaların ayrıntıları çok çeşitlidir, ancak tipik olarak Griler, pürüzsüz, gri renkli cilde sahip küçük vücutları, iri, tüysüz kafaları ve büyük, siyah gözleriyle insana benzeyen varlıklar olarak tanımlanırlar. 1961'de New Hampshire'da gerçekleştiği iddia edilen Betty ve Barney Hill'in kaçırılma iddiası gri uzaylıları popüler hale getirmiştir. Öncül figürler bilimkurguda tanımlanmış ve benzer tanımlar 1948 Aztec UFO Aldatmacası'nın ilk anlatımlarında ve 1947 Roswell UFO olayının sonraki anlatımlarında yer almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kurguda evrim</span>

Evrim, Charles Darwin'in zamanından önce başlamasına ve Darwin'in olduğu kadar ilerlemeci ve Lamarckist görüşleri de yansıtmasına rağmen, 19. yüzyılın sonlarınan itibaren bilimkurgudaki spekülatif evrim de dahil olmak üzere kurguda önemli bir tema olmuştur. İster insanlığın mükemmelliğe doğru nasıl evrimleşebileceği açısından iyimser olarak, ister insan doğası etkileşiminin ve hayatta kalma mücadelesinin korkunç sonuçları açısından kötümser olarak alındığında, Darwinci evrim edebiyatta yaygındır. Diğer temalar, insanlığın başka türler veya akıllı makineler tarafından değiştirilmesini içerir.

<span class="mw-page-title-main">Kozmik çoğulculuk</span>

Kozmik çoğulculuk, Dünya'nın yanı sıra gezegenler, cüce gezegenler ya da doğal uydular gibi sayısız "dünya" üzerinde yaşam olduğuna dair inanış için kullanılan terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kurguda Güneş</span>

Güneş Klasik Antik Çağdan bu yana kurguda mekân olarak kullanılmış olsa da uzun süre boyunca görece seyrek olarak ilgi gördü. İlk tasvirlerin çoğunda Güneş, bir zamanlar gök cisimlerinde yaşam olduğuna dair yaygın kozmik çoğulculuk inanışına uygun olarak Dünya benzeri ve dolayısıyla da yaşanabilir bir gök cismi olarak gösterildi ve üzerinde yaşayan canlılar anlatıldı. Astronominin gelişmesiyle birlikte, özellikle sıcaklığı olmak üzere Güneş hakkında daha fazla bilgi edinilmesiyle birlikte çok egzotik yaşam biçimleri dışında Güneş sakinleri konu olarak kullanılmamaya başlandı. Bunun yerine konu daha çok Güneş'in kaçınılmaz ölümü ve bunun Dünya üzerindeki yaşama ne tür felaketler getireceği üzerine yoğunlaştı. Güneş'in enerjisinin kaynağının nükleer füzyon olduğunun anlaşılmasından önce yazarlar arasında önde gelen varsayım ısı ve ışık kaynağının yanma olduğu ve görece kısa bir sürede de yakıtının biteceği yönünde oldu. Güneş enerjisinin gerçek kaynağının 1920'lerde keşfedilmesinden sonra bile Güneş'in ışığının azalması ya da tamamen sönmesi olası felaketi önlemek için Güneş'in yeniden enerjisine kavuşmasını sağlamak isteyen girişimlerin bulunduğu kıyamet sonrası kurgusunda sıklıkla karşılaşılan bir tema oldu. Güneş'in felakete neden olmasının başka bir yaygın yolu da patlaması ya da novaya dönüşmesiydi. Güneş patlaması gibi diğer mekanizmalar da ara sıra görülen bir temadır.

<span class="mw-page-title-main">Dünya dışı yaşamın ana hatları</span> dünya dışı yaşam hakkında genel bir bakış ve konu rehberi

Aşağıdaki ana hatlar, dünya dışı yaşam hakkında genel bir bakış ve konu rehberi olarak sunulmuştur:

Dünya dışı zeka, Dünya dışı akıllı yaşam veya insan dışı zeka, varsayımsal akıllı dünya dışı yaşamı ifade eder. Dünya'daki insanlar dışında Güneş Sistemi'nde böyle bir yaşamın varlığı kanıtlanmadı ve diğer yıldız sistemlerinde varlığı hala şüpheli. Başka yaşanabilir dünyaların var olup olmadığı sorusu eski çağlardan beri tartışılmaktadır. Kavramın modern biçimi, Kopernik Devrimi'nin Dünya'nın Güneş'in etrafında dönen bir gezegen olduğunu, diğer gezegenlerin ise tam tersine başka dünyalar olduğunu göstermesiyle ortaya çıktı. Yerleşik başka gezegenlerin veya uyduların var olup olmadığı sorusu bu yeni anlayışın doğal bir sonucuydu. Bilimdeki en spekülatif sorulardan biri haline geldi ve bilimkurgu ve popüler kültürün merkezi teması haline geldi.