
Edebiyat, yazın veya literatür, dil aracılığıyla; duygu, düşünce, hayal, olay, durum veya herhangi bir olgunun edebî bir tarzda ve etkili bir şekilde yazılı veya sözlü anlatımını gerçekleştiren; malzemesi söz ve ses; muhatabı insan olan bir sanat dalıdır. Edebî yazılar yazan sanatçılara edebiyatçı denir. Daha kısıtlayıcı bir tanımla, edebiyatın; bir sanat formu olarak oluşturulan yazılar olduğu düşünülmüştür. Bunun nedeni, günlük kullanımdan farklı olarak edebiyatın, dil ürünü olmasıdır.

Roman, genellikle düzyazı biçiminde yazılan, kurgusal, görece uzun, insanın (ya da insan özellikleri atfedilen varlıkların) deneyimlerini bir olay örgüsü içinde aktaran ve genellikle kitap halinde basılan bir edebî tür. Uluslararası ve akademik platformlarda beşinci sanat olarak kabul gören edebiyatın bir alt türüdür.
Mizah ya da gülmece, hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sanat türüdür. İnsanı gülmeye sevk eden resim, karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme maksadıyla söylenip, yazılıp, çizilmediği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir.

Biyografi ya da yaşam öyküsü, bir kişinin yaşamını ayrıntılı bir biçimde açıklayan bir edebiyat türüdür. Kişi kendi hayatını anlatıyorsa buna otobiyografi, şairlerin yaşam hikâyesi anlatılıyorsa da buna tezkire denir. Biyografiler eğitim, iş, ilişkiler ve ölüm gibi temel olaylardan daha fazlasını içerir. Bir biyografi, bir konunun yaşam öyküsünü sunar, deneyimle ilgili samimi ayrıntılar da dahil olmak üzere yaşamlarının çeşitli yönlerini vurgular ve öznenin kişiliğinin bir analizini içerir.

Masal ya da erteği esas itibarıyla sözlü anonim halk edebiyatı ürünü, kahramanları arasında olağanüstü kişi veya yaratıkların bulunabildiği, anlatılan olayların tamamen gerçek dışı olduğu, yer ve zaman ögesinin ise daima belirsiz olduğu bir anlatı türüdür.
Anı, edebiyatta kişisel yaşantının bütününü veya belli bölümlerini kapsayan, bu dönemlerdeki gözlemleri dile getirmek amacıyla yazılmış metinlerdir. Otobiyografi ile karıştırılabilen anı, ondan dışsal olaylara verdiği önem ile ayrılır. Anıda kişisel yaşam izlenimlerinin yanı sıra bu izlenimlerin dış boyutları da geniş olarak yer alır. Otobiyografide yazar öncelikle kendilerini konu edinirken anı yazarları çoğunlukla çeşitli tarihsel olaylarda rol oynamış veya bu olayların yakın gözlemcisi olmuş kişilerdir.

Hikâye ya da öykü, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır. Kısa oluşu, yalın bir olay örgüsüne sahip olması, genellikle önemli bir olay ya da sahne aracılığıyla tek ve yoğun bir etki uyandırması ve az sayıda karaktere yer vermesiyle roman ve diğer anlatım türlerinden ayrılır.

Tiyatro, bir sahnede, seyirciler önünde oyuncuların sergilemesi amacıyla hazırlanmış gösterilerdir. Farklı bir şekilde duyguların ve olayların hareket (jest) ve konuşmalarla anlatılmasıdır. Genel olarak temsil edilen eser anlamında da kullanılır. Tiyatro eseri, olayları oluş yoluyla gösterir. Bu yönüyle konuşma ve eyleme dayanan bir gösteri sanatı olarak da tanımlanabilir. Yaygın bir deyişle tiyatro; insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı olarak Shakespeare'in sözüyle de ifade edilir.

Kurgusal karakter, gerçek hayatta olmayan, yaşamayan ve/veya yaşamamış; bir sanat eserinin, bir oyunun veya bir teorinin kurgu dinamiklerinden birini veya birkaçını oluşturan ya da belirli bir kurgunun yeniden örülmesine etkiyen, gerçek hayatta varolmayan veya gerçek hayattaki benzerinden değişik özellikler barındıran hayalî öznedir.
Fantastik edebiyat veya fantezi edebiyatı, gerçeğe dayalı olmayan yazılı anlatım tarzıdır. Genelde hikâye, roman, oyun ve drama gibi yazım biçimlerini içerir. Klasik fantezi edebiyatının en tanınmış örnekleri arasında masalların bir kısmıyla birlikte Alice Harikalar Diyarında gösterilebilir. Modern fantezi edebiyatının tanınmış örnekleri arasında J.R.R. Tolkien'in Hobbit, Yüzüklerin Efendisi, Ursula K. LeGuin'in Yerdeniz Büyücüsü ve C.S. Lewis'in Narnia Günlükleri gibi eserleri sayılabilir.
Kurgu olmayan, gerçeklere ve olgulara dayalı her türlü yazılı, görsel ve düşünsel ürünlerdir. Kurgu olmayan kavramı her ne kadar genellikle yazılı eserler için kullanılıyor olsalar da kurgusal olmayan görsel ve işitsel eserler de mevcuttur.

Kurgusal ülke, gerçekte var olmayan, kurgusal öykülerde kullanılmak üzere tasarlanmış ülkedir. Yazın, film ve video oyunlarında sıkça kullanılan kurgusal ülkeler kendine gerçek yaşamda da yer bulabilmektedir. 978 ve 979 sayılı EAN "ülke" kodlarının ISBN, 977 sayılı kodun ISSN numaraları için kullanılmasına izin veren kurgusal Bookland ülkesi bu duruma örnek olarak gösterilebilir. "ZZ" adlı ISO 3166 ülke kodu da kurgusal amaçlı kullanım için ayrılmış olup İnternet alan adı olarak kullanılmamaktadır.

Felsefi roman, bir roman türüdür. Bu tür romanlarda genelde eserin önemli bir bölümü felsefi sorulara ve tartışmalara ayrılır. Bu konular toplumun rolü ve özellikleri, hayatın amacı, gelenekler, sanatın insan yaşamındaki yeri veya deney ile nedenlerin bilginin gelişimindeki rolü olabilir. Bu soruların tartışılması kurgusal olaylar çerçevesinde yapılır. Bu türün bir alt türü de "fikir romanları"dır, bu romanlar bilimkurgu ve ütopya ve distopya kurgusu ile benzer konulara eğilebilir.

Hipermetin romanı veya Hiper-roman, edebiyatta bir roman türü. Hipermetin ile yaratılan edebiyattır. Bu tür şiirsel metinlere ise Hiper Şiir denir. Bu türler günümüzde elektronik edebiyata ait en iyi örneklerdir.

Kurgusal konumlar, sadece kurguda yer alıp gerçek olmayan yerlerdir. Yazarlar bu tür konumları kurgusal çalışmalarına bir arka plan olmaları nedeniyle yaratabilir ve tasvir edebilirler. Zindanlar ve Ejderhalar gibi rol yapma oyunlarında da kullanılabilirler. Kurgusal yerler yeni sistemlerin geliştirilmesinde de kullanılabilir. Örneğin, European Article Number ülke kodları olan 978 ve 979 "Bookland" adlı bir ülkeye aittirler, böylece bu kodlar ISBN numaraları için kullanılabilmektedir.
Halk hikâyesi veya halk öyküsü, toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünlerine verilen ad. Ayrıca, bazı halk bilimciler halk öyküsünü: "Çağdaş çağlara yaklaştıkça geçirdiği değişimle destanların yerini tutan halk ürünü." olarak görmüştür. Destanlar olağanüstü ögelerin çokça rastlandığı türlerdir. Halk hikâyeleri ise olağanüstülük düzeyinin ikinci safhasında yer alır ve destanlara oranla halk hikâyelerinin olay örgüsü daha gerçekçidir. Halk hikâyeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikâyelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebî ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Aslen Divan edebiyatı'na ait mesneviler olan Leyla ile Mecnun ve Ferhat ile Şirin gibi eserler, taç eserlerin toplum tarafından sözlü kültüre aktarılıp "halk hikâyesi" haline gelmesinin en önemli örnekleridir. Bunun yanında halk edebiyatı ürünlerinde de bu duruma rastlanmaktadır. Örneğin, Kayıkçı Kul Mustafa'nın Genç Osman Destanı; toplumun beğenerek halk hikâyeleştirme sürecine dahil ettiği eserlerdendir. 1930'da edebiyat tarihçisi Fuat Köprülü, Genç Osman Destanı'nı halk hikâyelerinin oluşum evrelerini tespit etmek maksadıyla incelemiştir. Ayrıca bu çalışma; Türk edebiyatındaki anonim hikâyeleşme süreci hakkında yapılmış ilk çalışmalardan biri olmuştur.
Hayattan kesitler, yaşamdan kesitler veya günlük yaşam, çeşitli eserlerde, basit yaşanmışlıkların realist bir şekilde aktarılması.

Felsefe ve edebiyat, filozofların ve felsefi konuların edebiyat ile ilişkilerini ve edebiyat tarafından ortaya atılan konuların felsefe ile ilişkilerini içeren daldır.
Biyografik roman, çağdaş veya tarihsel bir kişinin hayatının kurgusal bir şekilde aktarılmasını sağlayan bir roman türüdür. Bu tür roman, bir kişinin yaşamı boyunca yaşadığı deneyimlere, tanıştığı kişilere ve karşılaştığı olaylara odaklanır. Diğer biyografik kurgu biçimleri gibi, ayrıntılar genellikle kurgusal türün, yani romanın sanatsal ihtiyaçlarını karşılamak için kırpılır veya yeniden tasarlanır. Bu yeniden tasarlanmış biyografilere, eserin göreceli tarihselliğini diğer biyografik romanlardan ayırmak için bazen yarı biyografik romanlar da denir.
Doğaüstü kurgu veya tabiatüstü kurgu, doğa kanunlarıyla açıklanamayan tüm varlıkları, yerleri ve olayları konu alan; kısmen gerçek veya hayal ürünü olarak yazılan eserlerdir.