Hunlar, MS 4-6. yüzyıllar arasında Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. İlk olarak Volga'nın doğusunda, o zamanlar İskitya'nın bir parçası olan bir bölgede yaşadıkları tahmin edilmektedir. MS 370 yılına gelindiğinde Hunlar Volga bölgesine varmış ve 430 yılına gelindiğinde ise Avrupa'da kısa ömürlü de olsa geniş bir hakimiyet kurmuşlardır. Gotları ve Roma sınırları dışında yaşayan diğer birçok Cermen halkını fethetmiş ve diğerlerinin Roma topraklarına kaçmasına neden olmuştu. Hunlar, özellikle Attila döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'na sık ve yıkıcı baskınlar yaptılar. 451'de Hunlar, Batı Roma eyaleti Galya'yı işgal ettiler ve burada Katalonya Tarlaları Savaşı'nda Romalılar ve Vizigotlardan oluşan birleşik bir orduyla savaştılar ve 452'de İtalya'yı işgal ettiler. 453'te Attila'nın ölümünden sonra Hunlar Roma için büyük bir tehdit olmaktan çıkmış ve Nedao Savaşı'ndan sonra imparatorluklarının çoğunu kaybetmişlerdir (454?). Hun isminin varyantları Kafkasya'da 8. yüzyılın başlarına kadar kaydedilmiştir.
Sivil milliyetçilik, demokratik milliyetçilik veya liberal milliyetçilik, özgürlük, hoşgörü, eşitlik, bireysel haklar gibi geleneksel liberal değerlere bağlı olan bir milliyetçilik biçimidir ve etnosentrizme dayanmaz. Sivil milliyetçiler genellikle ulusal kimliğin değerini savunarak, bireylerin anlamlı ve otonom bir yaşam sürdürebilmeleri için onu kısmi bir paylaşılan kimlik yönü olarak ihtiyaç duyduklarını ve demokratik siyasetlerin düzgün işleyebilmesi için ulusal kimliğe gereksinim duyduğunu söyler.
Kültürel milliyetçilik, kendini sosyal bağlarla ve ortak kültürle tarif eden bir milliyetçiliktir, etnik milliyetçilik ile sivil milliyetçilik arasında orta bir konuma sahiptir. Bu nedenle milliyet, ortak ata, ırk veya etnisite kavramlarına değil, kültürel gelenekler ve ortak bir dil tarafından şekillendirilen bir ulusal kimliğe odaklanır.
Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.
Banal milliyetçilik, insanlar arasında ulusal aidiyet duygusunu paylaşan milletin günlük tasvirlerini ifade eder. Terim, Michael Billig'in 1995'te yayımlanan aynı adlı kitabından türetilmiştir ve eleştirel olarak anlaşılması amaçlanmıştır. Konsept, özellikle siyasi coğrafya disiplini içerisinde, 1990'larda yayınlanmasından bu yana akademik görüşlerin sürmesi ile son derece etkili olmuştur. Günümüzde bu terim öncelikle kimlik oluşumu ve jeopolitik akademik tartışmalarda kullanılmaktadır.
Aşırı milliyetçilik veya ultramilliyetçilik, bir ülkenin kendi özel çıkarlarını takip etmek için diğer uluslar üzerinde hegemonya, üstünlük veya şiddet içeren zorlama yoluyla diğer kontrol biçimlerini uygulamakta haklı olduğunu iddia ettiği veya sürdürdüğü aşırı bir milliyetçilik biçimidir. Aşırı milliyetçi oluşumlar, barış zamanlarında bile siyasi şiddet eylemleriyle ilişkilendirilmiştir. Bu inanç sistemi, uluslararası çatışmalar bağlamında örgütlü toplu katliamlara ilham kaynağı olarak gösterilmiştir; bunun bir örneği olarak Kamboçya soykırımı sıklıkla referans olarak kullanılmıştır.
Hindutva, Hindistan’daki Hindu milliyetçiliğinin en yaygın şeklidir. Terimi Vinayak Damodar Savarkar 1923'te yaygınlaştırmıştır. Görüş, Raştriya Swayamsevak Sangh (RSS), Vishva Hint Parishad (VHP) ve Hint Sena gibi kuruluşlar tarafından savunulur.
Beyaz milliyetçiliği, Beyaz insanların bir ırk olduğu inancını savunan, beyaz ırkı ve ulusal kimliğini geliştirmeye ve sürdürmeye çalışan bir milliyetçilik ya da pan-milliyetçilik türüdür.
Kladistik ya da filogenetikte, bir dış grup incelenen organizma grubu içindeki evrimsel ilişkileri belirlerken daha uzaktan ilişkili olan ve referans grubu olarak kullanılan organizmalar grubudur. Dış grup, iç grup için bir karşılaştırma noktası olarak kullanılır ve özel olarak da filogeninin kökünün olmasını sağlar. Özellik değişikliğinin yönü yalnızca kökü olan bir filogeni sayesinde belirlenebildiği için dış grubun seçimi bir filogeni içinde özelliklerin evrimini anlayabilmek için gereklidir.
Arnavut milliyetçiliği, ilk kez 19. yüzyılda Arnavut millî uyanışı sırasında etnik Arnavutların ürettiği milliyetçi fikir ve kavramların genel bir adıdır. Arnavut milliyetçiliği, coğrafi olarak genişletilmiş bir Arnavut devletinin veya büyük Arnavut nüfusunu barındıran bitişik Balkan topraklarını kapsayan Büyük Arnavutluk'un oluşturulması fikirlerini de içeren Arnavutçuluk ve Pan-Arnavutçuluk gibi benzer kavramlarla da ilişkilidir.
Ilımlı milliyetçilik, milliyetçiliğin kısmen ölçülü yorumlanmış halidir. Klasik milliyetçiliğe göre daha az talepkâr olup sivil milliyetçilik gibi çeşitli alt türleri vardır. Ilımlı milliyetçilik yurtseverliğe benzese de, ılımlı milliyetçilik hala kültürel ve etnik konulara odaklanırken, vatanseverlik sivil bir topluluk oluşturmaya ve devlete sadık kalmaya daha fazla değer verir. İrlanda ve Hindistan'ın milliyetçilik tarihinde ılımlı milliyetçiliğin önemli bir rolü olmuştur. Amerikalı bazı düşünce yazıları da günümüz Amerika Birleşik Devletleri toplumunun ılımlı milliyetçiliği benimsemesi çağrısında bulunmuştur.
Toplumsal hafıza, grup kimliğiyle önemli ölçüde ilişkili olguların grup üzerindeki bellek ve bilgi havuzunu ifade eden bir kavramdır. Kavram ilk kez 19. yüzyılın ikinci yarısında "la mémoire collective" olarak ortaya çıkmıştır. Filozof ve sosyolog Maurice Halbwachs toplumsal hafıza kavramını 1925'te yayımladığı Les cadres sociaux de la mémoire kitabıyla çözümledi ve geliştirdi. Kolektif hafıza, büyük ve küçük toplumsal gruplar tarafından oluşturulabilir, paylaşılabilir ve aktarılabilir. Söz konusu toplumsal gruplar ulusları, kuşakları, cemiyetleri içerebilir. Kolektif hafıza, psikoloji, sosyoloji, tarih, felsefe ve antropoloji dahil olmak üzere bir dizi disiplinde ilgi ve araştırma konusu olmuştur.
Ukrayna milliyetçiliği, Ukraynalıları tek bir ulus devlet çatısı altında toplamayı amaçlayan bir ideolojidir. Halihazırdaki Ukrayna devletinin çok köklü bir geçmişi olmasa da kimi tarihçiler Kiev Knezliği'ni Ukrayna'nın ilk nüvesi kabul eder. Ukrayna milliyetçiliğinin kökeni ise Bohdan Hmelnitski önderliğinde Polonya-Litvanya Birliği'ne karşı gerçekleşen isyana dayanmaktadır.
Belarus milliyetçiliği, Belarus milliyetçiliğinin şeklidir. Belarus Halk Cumhuriyeti, 1918'de kurulmuş ve Polonya-Sovyet Savaşı'nda Polonya ve Bolşevik güçler tarafından ele geçirilen toprakları ile 1919'da bağımsızlığını kaybetmiştir ve 20. yüzyılın sonlarına doğru bağımsız Belarus Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Bugün, BPF Partisi, Muhafazakar Hristiyan Parti, Genç Cephe ve Sağ İttifak dahil olmak üzere Belarus milliyetçiliğinin ideolojik temeline sahip bir dizi kuruluş var, ancak 2000'lerden beri milliyetçilerin Aleksander Lukaşenko hükûmetine karşı çıktığı Belarus milliyetçiliği, şu anda var olan birkaç milliyetçi örgütle birlikte gerilemiştir. Lukaşenko cumhurbaşkanı olduğu dönemde anti-milliyetçi olarak tanımlandı. Bir zamanların önde gelen milliyetçi siyasetçisi Zianon Paźniak, 1990'larda muhalefetin yenilgisinin nedenlerinden biri olarak suçlandığı siyasetiyle otoriter ve radikal olarak tanımlandı.
Vorpahavak, Ermeni Kırımı'nın ardından kırım sırasında kaçırılan ve İslamlaştırılan kadın ve çocukları bulup öz ailelerine geri teslim etmek için verilen çabalara verilen isimdir.
Kemalist tarihyazımı, Türk siyasi ideolojisi Kemalizm tarafından desteklenen ve Atatürk'ün kişilik kültünden etkilenen tarih anlatısıdır. Kemalist tarihyazımı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı İmparatorluğu'ndan açık bir kopuşu temsil ettiğini ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin İttihat ve Terakki'nin halefi olmadığını ileri sürer. Bu iddialara Taner Akçam, Erik-Jan Zürcher, Uğur Ümit Üngör ve Hans-Lukas Kieser gibi akademisyenler tarafından karşı çıkıldı.
1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.
Devrimci milliyetçilik, yerleşik düzene karşı bir devrimle hedeflerine ulaşmak isteyen birçok farklı milliyetçi siyasal hareket türüne uygulanan geniş bir etikettir. Devrimci milliyetçi olarak tanımlanan kişi ve örgütler arasında Fransız Devrimi içindeki bazı siyasi akımlar, İngiliz tacına karşı silahlı mücadeleye girişen İrlandalı cumhuriyetçiler, 19. yüzyıl Vietnam'ında Fransız egemenliğine karşı Can Vuong hareketi, 20. yüzyıldaki Hindistan bağımsızlık hareketi, bazıları sayılabilir. Meksika Devrimi'ne katılanlar, Benito Mussolini ve İtalyan Faşistleri, Horasan Özerk Hükûmeti, Augusto Cesar Sandino, Bolivya'daki Devrimci Milliyetçi Hareket, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki siyahi milliyetçilik ve bazı Afrika bağımsızlık hareketleri.
Osmanlı İmparatorluğu'nda Batılı milliyetçilik anlayışının yükselişi, Osmanlı millet anlayışının çöküşüne neden oldu. Osmanlı İmparatorluğu'nda hakim olan ve dini merkeze aldığı için mevcut millet kavramından farklı olan millet anlayışı, Osmanlı İmparatorluğu'nun gerilemesinde kilit bir faktör oldu.
Gerald R. Hawting (d.1944), İngiliz tarihçi ve İslam uzmanıdır.