Kuran (anlam ayrımı)
Kuran şu anlamlara gelebilir:
Kuran şu anlamlara gelebilir:
Bilişim, bilişim bilimi ya da bilgisayar bilimi, bilgi ve hesaplamanın kuramsal temellerini ve bunların bilgisayar sistemlerinde uygulanabilmeleri sağlayan pratik teknikleri araştıran bir yapısal bilim dalıdır. Bilişimciler ya da bilgisayar bilimcileri bilgi oluşturan, tanımlayan ve dönüştüren algoritmik süreçler icat edip, kompleks sistemleri tasarlamak ve modellemek için uygun soyutlamalar formüle ederler. Bilişim Dünya'da hızla gelişmeye devam eden önemli bir teknolojidir.
Teori veya kuram, bilimde bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler temel alınarak yapılan bir açıklamasıdır. Kuram, herhangi bir olayı açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. Genel anlamda kuram, bir düşüncenin genel, soyut ve ussal olmasıdır. Ayrıca bir kuram, açıklanabilir genel bağımsız ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalarak doğada sonuçların nasıl örneklendirileceğini açıklamaya çalışır. Sözcüğün kökü Antik Yunan’dan gelmektedir. Ancak günümüzde birçok ayrı anlamlarda kullanılmaktadır. Kuram, varsayımla (hipotez) aynı anlama sahip değildir. İkisinin de anlamı başkadır. Kuram bir gözlem için açıklanabilir bir çerçeve sağlar ve kuramı sağlayacak olan sınanabilir varsayımlar tarafından desteklenir.
Kur'an veya yaygın kullanılan adıyla Kur'an-ı Kerim, Müslüman inancına göre, yaklaşık 23 yıllık bir süreçte ayetleri Allah tarafından Cebrâil adındaki melek aracılığıyla Muhammed'e parça parça vahiyler hâlinde indirilen bir kutsal kitaptır. İslam inancına göre Kur'an, Muhammed'in gerçek bir peygamber olduğunu kanıtlayan en önemli ve en büyük mucizedir. Müslümanlar, namaz başta olmak üzere belli başlı ibadetlerinde Kur'an'dan çeşitli bölümler okurlar.
İslam (Arapça: اَلْإِسْلَامُ, romanize:
Kadir Gecesi, İslam inancına göre Kur'an'ın, Allah tarafından Cebrail adlı melek aracılığıyla Peygamber Muhammed'e vahyedilmeye başlandığı gecedir. Tarihsel olarak Ramazan ayının son günlerinde yer alır. Kur'an'da bu günün ''bin aydan daha hayırlı'' olduğu belirtilmiştir.
Allah'ın isimleri, İslam toplumunda, Kur'an ve hadislerde Allah'a izâfe edilen fiil veya sıfatlardan türetilmiş veya doğrudan Allah'ı ifade amacıyla kullanılmış olan isimlerdir. Yalnızca Kur'an'da geçen ilahi isimler yüzden fazlayken hadislerde Allah'a atfedilen başka isimler de bulunmaktadır. Geniş anlamıyla esmâü'l-hüsnâ kavramı bu adların hepsini kapsasa da terim anlamıyla daha çok doksan dokuz ismi içerdiği kabul edilir ve buna mukabil Türkçede çoğunlukla Allah'ın 99 ismi şeklinde bilinir.
Âyet ya da Âyet-i Kerime, Kur'an surelerini oluşturan harf, kelime veya cümlelerdir.
Meryem, Nasıralı İsa'nın annesi olan Yahudi kadındır. Yeni Ahit'te ve Kur'an'da önemli ve kutsal kişilerden biridir. Meryem Ana ve Bakire Meryem olarak da anılır.
Kıyâmet günü için Kur'an'da Saat, Hesap Günü, Hüküm (Ceza) Günü (74:46), Karar (Ayrım) Günü (44:40) Toplanma Günü (42:7) ve Sur'a üflendiği gün ifadeleri de geçmektedir. Kıyamet inancı İslam inancının (Akaid) bir parçası ve inancın temel prensiplerinden biridir. Kıyamet Günündeki imtihanlar ve kargaşalar Kur'an ve hadislerde tasvir edilmiş müfessirlerin yorumlarında ve Gazzâlî, Ebü'l-Fidâ İbn Kesîr, İbn Mâce, Muhammed b. İsmâil Buhârî gibi din bilginlerinin kitaplarında ele alınmıştır. Kur'an'a göre her insan yaptıklarından ötürü kıyamet günü yargılanacaktır.
Kıraât, Kur'an'ın farklı rivayetlerle gelen okunuş farklılıklarını ve kurallarını, bunların kaynağı olan kıraat alimleri ve rivayet zincirleriyle ilgilenen ilim dalıdır. Kur'an'ın serbest okunuşunu Kıraat-ı Aşere'ye göre içeren ve her defasında farklı okunan ve tonu ve içeriği de değiştiren bir yöntemdir.
Akîde, Akâid veya İtîkâd ; İslam'da inanç olarak bağlanmayı gerekli kıldığına inanılan inanç esaslarının bütünü olarak bilinir. Akîde kelimesi Arapça "a-k-d" (عقد) kökünden gelip, "bağ", "bağlama/bağlanma", "düğümleme/düğümlenme" ve aynı zamanda "bağlılık" ve "sözleşme" anlamlarına da gelir. Terim olarak "inanç" ve "iman" anlamında kullanılmıştır. Benzer bir ifade olan kelâm ise inançla ilgili felsefi tartışmalar için kullanılmıştır.
İslam peygamberleri, İslâm dininde Âdem ile başlayıp Muhammed ile son bulan ve peygamber oldukları kabul edilen dinî şahsiyetlere denir.
Tefsir veya Yorumlama, İslam dini terimidir. 'el-Fesr' masdarından tef'il babında yorumlamak, açıklamak manalarına gelen bir kelimedir. Eş değer bir kelime "te'vil"dir (yorum). Kur'an ayetlerinin açıklanmasına dair dalıdır. Tefsir ilmi ile uğraşan kişiye müfessir denir. Al-i İmran suresi 7. ayette yer aldığı üzere Kur'an hem anlamı açık, hem de yoruma açık (müteşabih) ayetleri bünyesinde barındırır. İslam tarihinde Kur'an ayetlerini anlamak veya anlamlandırmak üzere çok sayıda çalışma yapılmıştır.
İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.
Film, hareketli resimlerin seri şekilde gösterilmesi ile ortaya çıkan bir yapıttır. Filmler, gerçek insan ve objelerin kamerayla kayıt edilmesiyle veya animasyon teknikleri, özel efektler gibi teknikler ile her iki unsurun yaratılmasıyla ortaya çıkar. Filmlerde bir seri tekil çerçeveler oluşturulur ancak bu çerçeveler ardışık ve hızlıca gösterildiğinde, optik illüzyon oluşur ve bu optik illüzyon izleyicinin, sırayla hızla izlenen ayrı çerçeveler arasındaki sürekli hareketi algılamasına neden olur. Film yapım süreci hem bir sanat hem de bir endüstridir. Sinematografinin kısaltması olan "sinema" kelimesi genellikle film yapımcılığını, film endüstrisini ve ilgili sanatları ifade etmek için kullanılır.
İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.
Zikir; hatırlamak, anmak, zihinde tutmak, unutmamak anlamında Kur’an kaynaklı bir terimdir.
Kümeler teorisi, matematiğin, matematiksel nesneler olan kümeleri inceleyen dalıdır. Neredeyse bütün matematik kümeler kuramının kendi dilinde ifade edilebilir. Alman matematikçi Georg Cantor tarafından 1874 ile 1895 yılları arasında geliştirilen ve daha sonrasında, Ernst Zermelo, Kurt Gödel gibi 20. yüzyılın oldukça tanınmış matematikçileri tarafından aksiyomatikleştirilen teoridir.
Oyuncu, dramatik bir yapımda rol alan ve sinema, televizyon, tiyatro veya radyoda bir karakteri canlandıran sanatçı. Aktör kelimesi Antik Yunancadaki ὑποκριτής (hypokrites) kelimesinden gelmektedir. Bu kelime, "oynayan, canlandıran kişi" anlamına gelir ve bu yüzden "aktör" kelimesi de oyunculuk yapan kişiyi temsil eder.
İslam inancında imanın şartlarından biri "kitaplara iman"dır. Bu kavram, Allah tarafından bazı peygamberlere kitaplar indirildiğine, bu kitapların içeriklerinin tamamıyle doğru ve gerçek olduğuna inanmak demektir. Kitaplara iman ile ilgili Kur'an'da: "Ey iman edenler, Allah'a, peygamberine, peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam mânasıyla sapıtmıştır" ifadeleri yer almaktadır.