İçeriğe atla

Kur'an'daki duraklama işaretleri

Kur'an'daki duraklama işaretleri (diğer adları da secâvend ya da vakf ve ibtidâ) kıraat esnasında belli bir yerde durulması ya da devam edilmesi için koyulmuş işaretlerdir. Bunlar cümlenin sadece yapısına veya sözdizimine değil, aynı zamanda nefes için veya etki için duraklama ihtiyacına da dayanmaktadır. Pickthall, ritmi işaret eden belirli bir ses tekrarladığında, güçlü bir duraklama olduğunu ve cümle bir sonraki ayete geçse de ayetin doğal olarak sona erdiğini söyler. Böylece bu işaretler kelimelerin telaffuzu, ritmi, tonlaması ve hece ayrımını etkiler.[1]

Tarih

Vakf ve ibtida konusunu işleyen eserler yazılmış olmasına rağmen, mushaf yazımında Muhammed bin Tayfur es-Secavendi'nin (ö. 560 HS) kullandığı terimler ve rumuzlar kabul görerek yaygınlık kazanmıştır.[2]

Mevzu hakkındaki hadislerden biri:

Ümmü Seleme, “Resûlullah Kur’an okurken kıraatini âyet âyet keserdi (âyet sonlarında dura dura okurdu)” demiş ve Fâtiha'dan örnek vererek her âyetin sonunda durduğunu ifade etmiştir (Müsned, VI, 302; Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 23).[3]

Duraklama işaretleri

Bu işaretler genellikle satırın en üstüne yerleştirilir.

Mecburi Duraklatmalar

م - Lazım (لازم) kısaltması. Satırın üstünde bulunur. Muhakkak durulmalıdır. Bu işarete uymamak manayı değiştirebilir.

ط - Muṭlak (مطلق) kısaltması. Tam durulur.

لا - Lam ve elif Arapça tek başına hayır demektir. Durmak yasaktır. Eğer durulursa ve ayet sonu değilse, okuyucu işaretten önceki bir yerden başlamalıdır.[4]

س veya سكتة - Sekte kısaltması. Nefes vermeden durmak gerekir. Sessizlik efekti verir.[3][5] Kur'an'da 4 yerdedir. Satır altında bulunur.

وقفة ya da وقف - Duruş demektir. Bir öncekiyle aynı fakat biraz daha uzun bir sessizlik.

قصر - Uzatmadan kısa okunur. Satır altında bulunur.

مد - Med. Kısaltmadan uzun okunur. Satır altında bulunur.

İhtiyari Duraklatmalar

Okuyucu durma ihtiyacı duyabileceği için, örneğin nefes veya başka ihtiyacı için, bu işaretler yerleştirilmiştir.

ج - Caiz (جائز) kısaltması. Durmak iyidir, ama devam da edilebilir.

ز - Mücevvez (مجوز) kısaltması. Durmamak iyidir fakat geçilebilir.

ص - Murahhaṣ (مرخص) kısaltması. Durmamak iyidir fakat okuyucu yorulduysa veya benzeri mümkün sebepler varsa durulabilir.

ق - Durmamak iyidir.

قف - Durmak iyidir. Ayetin anlaşılırlığını artırır.[4]

صل - İcmanın fikri burada durulmasıdır.

◌ۖ - Durmamak iyidir.

◌ۛ - Muanaka (معانقة) işaretleridir. Bu işaretler ikişer ve birbirlerine yakın halde bulunurlar. Okuyucu ikisinden birinde durmalıdır ama ikisinde birden değil.[1]

Birkaç işaret

۝ - Ayetlerin sonundadır. Tam bir durduktan sonra, ayetin son harfi ünsüzse ünlüsünü kaybeder veya bir tenvinli elif ise tenvini uzatılmış bir elife dönüşür. Bu işaretin içinde bitirilen ayetin numarası yazar.

ك - Kezalik (كذلك) kısaltması. Bir önceki işaretin aynısı demektir.

ع - Ayet sonlarında bulunur. Bir konunun bitip diğerinin başladığını gösterir. Namazda bu işaretin olduğu yerde rükûa gitmek daha uygundur.[4]

Sayfa kenarı işaretler

Bu işaretler mushafı cüz ve hizb gibi kısımlara ayırır. Mushaflar 30 cüz'e ayrılır. Her cüz'ün başında sayfa kenarında bu gösterilir. Hizb de Kur'an'ın 120de biridir. Bu da işaretle gösterilebilir.[1]

Secde (سجدة) kelimesi sayfa kenarında veya bir ayette gösterilebilir. Bu o ayeti okuyan veya dinleyen Müslümanların secde etmesi gerektiğini belirtir. Mushaflarda 14 adet secde ayeti vardır. Bütün secde ayetleri Mekkîdir.[6]

Kaynakça

  1. ^ a b c Introduction to Qur'anic script. ISBN 978-1-136-11138-9. OCLC 1124340016. 28 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2020. 
  2. ^ "SECÂVENDÎ, Muhammed b. Tayfûr - TDV İslâm Ansiklopedisi". 19 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ a b "VAKF ve İBTİDÂ - TDV İslâm Ansiklopedisi". 25 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ a b c "KUR'AN-I KERİM'DEKİ DURAKLAR | İslam ve İhsan". 11 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ "The Rules and Signs of Stopping (Waqf) When Reading Quran". 27 Nisan 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ Denffer, Ahmad von, 1949-. ʻUlūm al-Qurʼān : an introduction to the sciences of the Qurʼān. Leicestershire, United Kingdom. ISBN 978-0-86037-621-7. OCLC 920874522. 29 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Kasım 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kur'an</span> İslamın temel dinî metni

Kur'an veya yaygın kullanılan adıyla Kur'an-ı Kerim, Müslüman inancına göre, yaklaşık 23 yıllık bir süreçte ayetleri Allah tarafından Cebrâil adındaki melek aracılığıyla Muhammed'e parça parça vahiyler hâlinde indirilen bir kutsal kitaptır. İslam inancına göre Kur'an, Muhammed'in gerçek bir peygamber olduğunu kanıtlayan en önemli ve en büyük mucizedir. Müslümanlar, namaz başta olmak üzere belli başlı ibadetlerinde Kur'an'dan çeşitli bölümler okurlar.

<span class="mw-page-title-main">Hadis</span> İslam peygamberi Muhammede isnat edilen sözler ve fiiller

Hadis, Muhammed'e atfedilen ve onun sözleri, fiilleri, onaylamaları ve sıfatlarını içeren bilgilerdir. Hadis âlimleri buna sahabe ve tabiînin söz ve fiillerini de eklemişlerdir. Ancak bunlar kaynak olma bakımından Muhammed'in fiil ve sözleri ile aynı seviyede değildirler ve hadis ilmi içerisinde farklı şekilde isimlendirilirler.

<span class="mw-page-title-main">İslam</span> tek tanrılı İbrahimî bir din

İslam (Arapça: اَلْإِسْلَامُ, romanize:

<span class="mw-page-title-main">Namaz</span> İslamda farz olan günlük ibadet

Namaz, İslâm'ın şartlarından biri olarak kabul edilen bir ibadettir. Kur'an'da günün belli vakitlerinde abdestle birlikte duaya kalkılması ifadesi bulunur. Kur'an'a göre namaz Allah'ı anarak teslimiyetin gösterildiği bir arınma biçimi ve İbrâhim peygambere öğretilen bir ibadet şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Kâtip Çelebi</span> Türk-Osmanlı bilim insanı ve aydın

Kâtip Çelebi ya da Hacı Halife ; tarih, coğrafya, bibliyografya ve biyografya ile ilgili çalışmalar yapmış Türk-Osmanlı bilim insanı ve aydını. Dünya bilim edebiyatında en ünlü ve bilinen eseri; İslam dünyasının en değerli eserlerini içeren 15.000'e yakın kitabı ve 10.000'e yakın müellifi (yazar) alfabetik dizin sistemine göre tanıtan Keşf ez-zunûn 'an esâmî el-kutub ve'l-fünûn ve daha sonra İbrahim Müteferrika tarafından basılan meşhur coğrafya ansiklopedisi Cihannümâ ile tanınır. Kâtip Çelebi, az sayıdaki 17. yüzyıl Osmanlı nesir yazarları arasındadır.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Hamdi Yazır</span> Türk din adamı, tercüman ve hattat

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Türk din alimi, tercüman ve hattattır. Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında ve Cumhuriyet Dönemi'nde yaşamış olup, Kur'an'ın Türkçe tefsirlerinden birini telif etmiştir.

Kıraat-ı Aşere, Kıraet Arapçada okumak anlamına gelen karae (قرأ) fiilinden semai bir mastardır. Kur'an terminolojisinde ise kıraet, Kur'an'ı okuma konusunda önder sayılan imamlardan her birinin okuyuşta takip ettikleri yoldur. Kur'an'ın kendisinde, kıraet imamları arasında ittifak bulunmakla beraber, okunuş tarzında ihtilaf vardır. Bu ihtilaf harflerin söylenmesinde veya çıkarılış şekillerinde görülmektedir.

Cahiliye Dönemi, İslamî literatürde Arap toplumunun İslam öncesi dönemine verilen ad. Cahiliye terimi, gerek Kur'an'da gerekse hadislerde Arapların İslam'dan önceki inanç, tutum ve davranışlarını İslam döneminkinden ayırt etmek veya benimsemek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Eş'ârîyye veya Eş'ârîlik, İslâm içinde bir teoloji ekolü ve Sünnî itikadi mezheplerinden birisidir. Kurucusu Ebü'l Hasan Eş'arî'dir. Sünnî Müslümanlar arasında Mâtûrîdîlik ve Selefîlik gibi yaygındır. Aklı Mu'tezile kadar önemsememekle birlikte, Selefîyye kadar da küçük çapta ele almaz.

Tecvid, Kıraat ilmi içinde yer alan, Kur'an okuma usulü ve ilmidir.

<i>Hak Dini Kuran Dili</i> Kuran tefsiri

Hak Dini Kur'an Dili, Muhammed Hamdi Yazır tarafından yazılmış Kur'an tefsiri kitabı.

<span class="mw-page-title-main">İslam ve bilim</span> İslamın ve bilimin ilişkisi

İslam ve bilim, tarihte uzun bir dönem boyunca iç içe olmuşlardır. İslam'ın yoğun bir şekilde yayıldığı ve İslam devletlerinin yükselişte olduğu Orta Çağ'da, 8 ilâ 15. yüzyıllarda İslam topraklarında birçok bilim insanı yetişmiş, pek çok bilimsel faaliyetler yapılmış ve İslam dünyası bilim, teknoloji, kültür ve sanat gibi birçok alanda dünyanın diğer devletlerini ve bölgelerini geride bırakmıştır. Bu döneme de İslam'ın Altın Çağı denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kur'an'ın eleştirisi</span>

Kur'an, birçok yazar tarafından dindar bir kurgu olarak tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kur'ancılık</span> Kuranı İslamın tek kaynağı kabul eden İslamî düşünce

Kur'ancılık, Kur'aniyyun, Kur'anizm ya da diğer bilinen adıyla Kur'an Müslümanlığı, Kur'an'ı İslam dininin tek ve ana kaynağı olarak kabul eden, hadisleri ve mezhep ayrılığını reddeden düşünce sistemidir.

Said Nursî kendisinin skolastik bir medrese hocası gibi değerlendirilmemesini, Risale-i Nur'un Arş-ı Azam'dan indirilerek kendisine yazdırılan ve mehdiliği temsil eden Kur'an hakikatleri olduğunu, kendisinin sadece bir aracı ve elçi olduğunu ifade eder. Öyle ki Kur'an'ın yanında celcelutiye, mektubat, gibi asırlar önce yazılmış eserler ima ve işaretler yoluyla muhtelif yerlerde Risale-i Nur'a işaret eder, mücadelesini destekler, Risale-i Nur'un mahrem ve izni ilahi tarafından uygun görülmeyen kısımları yazdırılmaz ya da ilgili bölüm atlanılarak izin verilen kısımlar yazdırılmaya devam eder. Kendisinin mücadele alanı ise başta insanın sonsuz azap çekmesini gerektiren imansızlığın yanında imansızlığın en büyük kaynağı olarak gördüğü ve ahir zamanın büyük deccali olarak adlandırdığı bolşeviklik ve İslam deccali veya süfyan olarak nitelendirdiği Mustafa Kemal'den ve Cumhuriyet Devrimleri'nden başkası değildir. Cumhuriyete taraf olmakla birlikte, şeriatı yürürlükten kaldıran laikliğe şiddetle karşıdır ve şapka giyilmesini de küfür işareti olarak görür. Çünkü ona göre şeriat adalet-i mahza ve fazilettir.

Mukattaa harfler Kur'an-ı Kerîm'deki yirmi dokuz surenin başında yer alan ve sadece harflerden oluşan ve tefsirciler tarafından müteşâbih, ne olduğu anlaşılamayan, ancak benzetimlerde bulunulabilen, benzeşmeli anlamında müteşabih olarak nitelendirilen âyetlere verilen isimdir.

Kur'an mucizeleri ya da orijinal adıyla Îcâzü'l-Kur'ân, İslam peygamberi Muhammed'in ümmi olduğu inancıyla birlikte, Kur'an'ın söz söyleme sanatı, gelecekten haber verme, yazılım zamanındaki bilimsel seviyenin çok ilerisinde bilimsel temellere dayalı alegorik anlatımlar ve ifadeler içerdiği inancıyla ileriki zamanlardaki gelişmelerin bu ifadeleri doğruladığı, dolayısıyla Kur'an'ın taklit edilemez ve insanüstü bir kaynaktan geldiğine verilen isimdir. İslam'a göre eski peygamberlere verilen mucize gösterme yetkisi Muhammed'e gelince, bu, mucize kitap şeklinde ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">Kur'an tarihi</span>

Kur'an tarihi, İslam kutsal kitabının yazılı derleme veya el yazmalarının zaman çizelgesi ve kökenidir. İslam'ın erken tarihinin önemli bir bölümünü oluşturur.

Aşağıdaki taslakta İslam dini ile ilgili çeşitli kavramlar, olaylar, kişiler ve kurumlar yer almaktadır