Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız
Kurumsal iktisat, ekonomik davranışı şekillendirmede evrimsel sürecin ve kurumların rolünü anlamaya odaklanmaktadır. Asıl odak noktası Thorstein Veblen'in bir tarafta teknoloji, diğer tarafta toplumun "törensel" alanı arasındaki içgüdü odaklı dikotomisinde yatmaktadır. İsmi ve temel unsurları Walton Hale Hamilton'un 1919 tarihli American Economic Review makalesine dayanmaktadır. Kurumsal ekonomi, kurumların daha geniş bir şekilde incelenmesini vurgular ve piyasaları bu çeşitli kurumların karmaşık etkileşiminin bir sonucu olarak görür. Daha önceki gelenek, günümüzde ekonomiye önde gelen Heterodoks bir yaklaşım olarak devam etmektedir.
Avusturya Okulu sosyal olguların yalnızca bireylerin motivasyonlarından ve eylemlerinden kaynaklandığı kavramı olan metodolojik bireyciliğe sıkı sıkıya bağlı kalmayı savunan heterodoks bir ekonomik düşünce okuludur. Avusturya Okulu teorisyenleri, ekonomik teorinin yalnızca insan eyleminin temel ilkelerinden türetilmesi gerektiğini savunmaktadır.
John Richard Hicks İngiliz iktisatçıdır. 1972'de Kenneth Arrow ile ortak olarak Nobel İktisat Ödülü kazanmıştır. Hicks 20. yüzyılın en önemli ve en etkili olmuş iktisatçılarından birisidir. İktisat biliminin birçok alanlarında katkılardan en önemlileri mikroekonomi alanında tüketici talep teorisini geliştirmesi ve makroekonomi alanında ise Keynesiyen görüşleri açıklayıp özetleyen IS/LM modeldir.
James McGill Buchanan Jr. Amerikalı bir iktisatçıdır. 1986'da Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmıştır.
Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.
Ronald Harry Coase, Büyük Britanya asıllı fakat çalışma hayatının çoğunu ABD'de geçirmiş bir ekonomisttir.
Gary Stanley Becker, Amerikalı sosyolog ve ekonomist. 1992 yılında Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmıştır.
Sir James Alexander Mirrlees, İskoç ekonomist. 1996 yılında William Vickrey ile birlikte Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmıştır. 1998'de şövalye ilan edilmiştir.
Genel denge teorisi teorik ekonominin bir dalı. Birkaç veya birçok piyasalar ile ekonomideki arz, talep ve fiyat davranışlarını bir bütün içinde açıklamaya çalışır.
Ekonomik büyüme, bir ekonomide zaman içinde mal ve hizmet üretimi miktarında artış olmasıdır ve para yaratımında artış olmasına bağlıdır. Büyüme, geleneksel olarak reel veya reel GSYİH artış oranı yüzdeleriyle ölçülür. GSYİH genellikle reel olarak hesaplanır. Örneğin "enflasyona göre düzeltilmiş" terimi, mal ve hizmet üretiminin fiyatı üzerindeki enflasyonun net satış etkileri için kullanılır. Ekonomide, "ekonomik büyüme" veya "ekonomik büyüme teorisi", potansiyel üretimin büyümesi manasına gelir. Örneğin, toplam talep veya gözlenen satıştaki büyümenin neden olduğu, "tam istihdam"daki üretim.
Kapasite kullanımı ekonomide, bir ulustan bir işletme ölçüsüne kadar, kendi kurulu üretim kapasitesinin aslında ne kadarını kullandığını anlatmak için kullanılan bir konsepttir. Yani, kurulu üretim kapasitesi ile gerçekte üretilen mal ile bu kapasitenin tamamı kullanıldığında üretilebilecek mal arasındaki ilişkiyi inceler.
Dale Thomas Mortensen, Amerikalı ekonomist.
Christopher Antoniou Pissarides, Kıbrıslı-Britanyalı ekonomisttir. Araştırmaları makroekonomi, iş ekonomisi, ekonomik büyüme ve ekonomik politika konularında yoğunlaşmaktadır. 2010 yılında, Dale Mortensen ve Peter A. Diamond ile birlikte, "arama friksiyonları içeren piyasaları analizleri için" Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmıştır.
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH), bir ülke veya ülkeler tarafından belirli bir zaman diliminde üretilen ve satılan tüm nihai malların ve hizmetlerin piyasa değeri’nin parasal bir ölçü’südür.
Ayrık seçim veya kesikli seçim, ekonomide, işgücü piyasasına girme veya girmeme veya ulaşım yöntemleri arasında seçim gibi, iki veya daha fazla ayrık alternatifler arasındaki seçimleri içeren problemler. Tüketilen her ürünün sürekli bir değişen olduğu varsayılan standart tüketim modellerinden farklı olarak, ayrık seçimlerde alternatiflerin sürekliliği yoktur. Sürekli durumlarda, optimum değerler matematiksel yöntemler kullanılarak hesaplanabilir ve talep miktarı regresyon analizi ile modellenebilir. Diğer taraftan potansiyel sonuçları birbirinden bağımsız olan durumlar için ayrık seçim analizleri kullanılır. Regresyon analizi "ne kadar" sorusuna cevap verirken, ayrık seçim analizleri "hangisi" sorusuna cevap verir. Bununla beraber, ayrık seçim analizleri bazı durumlarda "ne kadar" sorusuna cevap ararken de kullanılabilir; örneğin bir ev sahibinin sahip olmayı seçtiği araba sayısı ve telekomünikasyon servislerini kaç dakika kullanacağı gibi durumları incelerken ayrık seçim modelleri kullanılabilir.
Bilgi ekonomisi, bilginin iktisadı ve iktisadi kararları nasıl etkilediğini ele alan mikroekonomi dalı. Bilginin kolay yaratılmasına karşın güvenirliliğinin görece güç sağlanıyor oluşu, çabuk yayılmasına karşın kolaylıkla kontrol altında tutulamaması gibi temel özellikleri iktisadi kuramların karmaşık bir biçim almasına yol açmaktadır.
İktisadi metodoloji iktisadın ve iktisadi düşüncenin temelini oluşturan prensiplerin üzerindeki çalışma yöntemleridir. Bu çalışma yöntemlerinin çoğunu bilimsel yöntem oluşturur. Bu terim aynı zamanda, bir veya birkaç yöntemin teorik veya sistematik yönünü vurgulamakta kullanılır. İktisat metodolojisi, konuları ve yöntemi bakımından, doğa bilimleri ve sosyal bilimlerle pek çok benzerlik taşır.
Piyasa başarısızlığı, mal ve hizmetlerin serbest piyasa tarafından tahsisinin Pareto verimliliğine sahip olmaması ve genellikle net ekonomik değer kaybına yol açtığı bir durumdur. Piyasa başarısızlıkları, bireylerin saf kişisel çıkarları artırmalarının, toplumsal açıdan bakıldığında geliştirilebilecek verimli olmayan sonuçlara yol açtığı senaryolar olarak görülebilir. Terimin ekonomistler tarafından ilk olarak 1958'de kullanılması karşın konsept Victoria dönemi filozofu Henry Sidgwick'e kadar uzanıyordu. Piyasa başarısızlıkları genellikle kamu malları, zaman tutarsız tercihler, bilgi asimetrileri, rekabetçi olmayan pazarlar, ana temsilci sorunları veya dışsallıklarla ilişkilidir.
Chicago ekonomi okulu, Chicago Üniversitesi'ndeki öğretim üyelerinin çalışmalarıyla ilişkilendirilen ve bazıları ilkelerini inşa eden ve popülerleştiren neoklasik bir ekonomik düşünce okuludur. Milton Friedman ve George Stigler, Chicago okulunun önde gelen akademisyenleri olarak kabul edilir.