Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Transfobi, transgender veya transseksüel kişilere ya da direkt olarak transseksüelliğe karşı duyulan hoşnutsuzluğu ve olumsuz tutumu kapsamaktadır. Transfobi, toplumun cinsiyet normlarına uymayan insanlara karşı duyulan korkuyu, tiksintiyi, nefreti veya rahatsızlığı ve bunlara bağlı olarak şiddeti kapsayabilir. Genellikle homofobik görüşlerle birlikte ifade edilir ve bu nedenle sıklıkla homofobinin bir türü olarak kabul edilir. Transfobinin mağdurlarından olan çocuklar tacize, okulda zorbalığa ve/veya okul içinde şiddete, koruyucu aileleri tarafından şiddete maruz kalmaktadırlar. Yetişkin mağdurlarsa kamuoyunda alaya, tacize, sataşılmaya, şiddet ile tehdide, soyguna uğramaya ve yanlış tutuklamaya maruz kalmaktadır ve bu yüzden birçoğu toplumda güvensiz hissetmektedir. Bazıları; trans olduğu için kovulacağından veya muhafazakâr politikaların, onları korumak için yasalara karşı çıkan dindar grupların etraflarını kuşatmasının baskısından dolayı sağlık hizmetini reddediyor veya işyeri ayrımcılığıyla mücadele ediyor. Kurbanların yüksek bir oranının cinsel şiddete maruz kaldığı rapor edilmektedir.
Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.
Kuir veya Queer, heteroseksüel veya cisseksüel olmayan insanlar için kullanılan bir şemsiye tabirdir.
Homofobiye Karşı İnisiyatif ismiyle 2007 yılında çalışmalarına başlayan hareket KKTC'de uygulanmakta olan ve İngiliz Koloni döneminden kalma Sodomi Yasaları'nın değiştirilmesi ve Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Transcinsel ve Kuir (Queer)LGBTQ bireylere uygulanan ayrımcılığın sonlandırılması yönünde çalışmalar yürütmekteydi. Hala yürürlükte olan Sodomi Yasaları, eşcinsel ilişkiyi doğaya aykırı olarak nitelemekte ve ağır suç unsuru olarak öngörmektedir. LGBTQ bireylerin haklarını savunabilmek için kurulan oluşum, Mart 2012 tarihinde yapılan tüzük değişikliği ile çalışmalarına Kuir Kıbrıs Derneği adı altında devam etmektedir.

Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği ya da kısaca Pembe Hayat Derneği, Türkiye'de 30 Haziran 2006 tarihinde kurulmuş ve transların ilk öz örgütlenmesi olan dernektir.
Heteronormativite, heteroseksüelliğin toplumsal ve doğal norm olarak kabul edilmesi veya bu kabulü içeren kültürel yapı. Biyolojik olduğu kadar toplumsal da bir iddiadır. Toplumsal ve kültürel bir yapı olarak, "insanlık ile heteroseksüelliğin eşanlamlı olduğu" iddiasını içerir ve dolayısıyla insanın kadın ve erkek olarak birbirini tamamlayan iki ayrık ve zıddına yönelimli cinsiyetten olduğu kabulünü barındırır. Bu bağlamda heteronormativitenin doğrudan cinsel yönelime dair bir norm olduğu sonucu çıkarılabileceği gibi, dolaylı olarak cinselliğe, biyolojik cinsiyete, cinsiyete ve cinsiyet rollerine dair normatif bir algı ve norm iddiası olduğu da söylenebilir. Herhangi bir kişinin eşini mutlaka karşı cinsten varsaymak, heteronormatif bir bakış açısına örnek gösterilebilir.

LGBT'lere yönelik şiddet, diğer adıyla eşcinsel, gey düşmanlığı, eşcinsel karşıt odaklı karşı cins tarafından uygulanan şiddettir.
LGBT topluluğu veya LGBT toplumu, lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireylerin ortak çıkarları, sorunları ve hedefleri doğrultusunda birleşmesi, bir bütün haline gelmesi. LGBT olup farklı sorunları olan gruplar, topluluklar, altkültürel hareketler, gey mahalleleri ve LGBT örgütlerinden oluşmaktadır. Bu amaçla oluşturulan LGBT topluluğu eşcinsel bireylerin insan hakları hareketinin temelini attı.

Kuzey Kıbrıs'ta LGBT haklarına dönük yasal çalışmalar sürmektedir. Kuzey Kıbrıs'ta 2014 tarihi itibarıyla eşcinsel ilişkiler yasaldır. Eşcinsellere karşı kamu ve kuruluşlarda ayrımcılık karşıtı yasalar da mevcuttur. Kuzey Kıbrıs'ta LGBT haklarını savunan birden fazla dernek bulunmaktadır. Bunlardan birine örnek Kuir Kıbrıs Derneği'dir.
Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği veya kısa adıyla SPoD, 2011 yılında bir grup akademisyen, hukukçu ve aktivist tarafından kurulan, hak temelli ve hizmet yönelimli çalışma yürüten, İstanbul merkezli bir LGBTİ+ örgütüdür.

Rusya'da LGBT bireyler, LGBT olmayan bireylerin uğramadığı yasal ve sosyal zorluklarla yüz yüze gelmektedir. Özel olarak ve karşılıklı rıza göstermiş yetişkinler arası hemcins cinsel ilişkilerin 1993 yılında yasallaştırılmasına rağmen hemcins çiftler, karşıcins çiftlere mevcut olan yasal korumalara hak sahibi değiller ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılığı yasaklayan yasalar mevcut değildir. Trans bireyler, cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirdikten sonra legal cinsiyetlerini değiştirme hakkına sahipler, fakat cinsiyet kimliği ya da ifadesine dayalı ayrımcılığı yasaklayan yasalar da mevcut değildir.

Kuzey Makedonya'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler, LGBT olmayan sakinlerin karşılaşmadığı yasal zorluklara uğrayabilir. Kuzey Makedonya'da hemcins cinsel aktiviteler, 1996 yılından beri yasaldır ve ülkede cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılık, 2019'dan beri yasaktır, ancak karşı cins evli çiftlerine mevcut olan yasal korunmalar, hemcins çiftlerinin başta olduğu hanehalklarına henüz mevcut değildir.
Kuir teori, ya da Queer Teorisi, 1990'lı yılların başında toplumsal cinsiyet çalışmaları alanında çıkmış olan, kuir çalışmaları kapsayan eleştirel kuramlar literatürüdür. Cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet temelli LGBTI+ hareketinin politik, toplumsal, kentsel, ekonomik bağlamlarını inceler. Batı merkezli, heteronormatif, patriyarkal toplumsal normlara ve tarihyazımına karşı farklı cinsellik tarihlerini yazmayı, toplumsal cinsiyetin farklı yollarını ifade etmeyi amaçlar. Sabit kimlikler ve özcü tanımlar yerine sürekli kendini sorgulayan, akışkan, dönüşen kavramları ve bakış açılarını gözetir.

Kıbrıs Cumhuriyeti'nde lezbiyen, gey, biseksüel ve trans (LGBT) bireyler, LGBT olmayan sakinlerin karşılaşmadığı yasal zorluklara uğrayabilir. Geleneksel olarak, tutucu toplumsal tutumları olan Rum Ortodoks Kilisesi'nin kamu görüşler ve LGBT haklarına ilişkin politikalar üzerinde büyük etkisi olmuştur. Buna rağmen, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde hem erkekler hem de kadınlar arası hemcins cinsel ilişkileri yasaldır ve evliliğin haklarının ve çıkarlarının birçoğunu sağlayan medeni birliktelikler Aralık 2015'ten beri yasaldır. Bu birlikteliklerin kapsamında evlat edinme hakkı da dahildir.
Feminist teoride, heteroataerkillik veya cisheteroataerkillik, cis erkeklerin ve heteroseksüellerin, cis dişilerin ve diğer cinsel yönelimlerin ve cinsiyet kimliklerinin üzerinde yetkiye sahip olduğu sosyopolitik bir sistemdir. Bu terim, kadınlara yönelik ayrımcılıkla LGBTQ bireylere yönelik ayrımcılığın aynı cinsiyetçi sosyal ilkeden kaynaklandığını vurgular.
Kuir silinmesi, kuir gruplarını kasıtlı veya kasıtsız olarak kayıtlardan kaldırmaya veya kuir gruplarının önemlerini göz ardı etmeye veya küçümsemeye yönelik heteronormatif bir kültürel eğilimdir. Kuir silinmesi, popüler ve bilimsel metinler de dahil olmak üzere bir sürü yazılı ve sözlü metinde bulunabilir. Kuir tarihçisi Gregory Samantha Rosenthal, LGBT tarihinin hedeflenen kentsel planlama ve geliştirme yoluyla kamu algısından dışlanmasını “kuir halkların kamuoyundan uzaklaştırılması” ile sonuçlanarak bu silinme biçimine atıfta bulunur.