İçeriğe atla

Kubbetü's-Sahre

Koordinatlar: 31°46′41″K 35°14′07″D / 31.77806°K 35.23528°D / 31.77806; 35.23528
Kubbetü's-Sahre
Harita
Temel bilgiler
KonumKudüs
Koordinatlar31°46′41″K 35°14′07″D / 31.77806°K 35.23528°D / 31.77806; 35.23528
İnançİslam
Mimari
Mimari türAbbasi, Emevi, Osmanlı
Tamamlanma687-691
Kubbetü's-Sahre
Muhammed'in göğe yükselirken ayağını bastığına inanılan Muallak taşı, üzerine Abdülmelik bin Mervan tarafından Kubbetü's-Sahre yaptırılır.
Kubbetü's-Sahre'nin minyatür modeli
Kubbetü's-Sahre ve arka planda Kutsal Kabir Kilisesi
Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle yapılan tadilat sırasında yenilenen çiniler ve panellerin detaylı görünümü.

Kubbetü's-Sahre[1] (Arapçaقبة الصخرة ḳubbetü's-ṣaḫre yani 'Kaya Kubbesi' [“sahre” sözü “sahra” sözü ile karıştırılmamalıdır]; İbraniceכיפת הסלע‎, romanize: Kippat ha-Sela), geçmişte Ömer camii olarak bilinen yapı, Kudüs'ün Eski Şehrindeki Tapınak Dağı'nda bulunan bir ibadethanedir. İlk olarak 691-692'de Emevî Halifesi Abdülmelik'in emriyle, MS 70'te Roma'nın Kudüs Kuşatması sırasında yıkılan İkinci Yahudi Tapınağı'nın bulunduğu yerde İkinci Fitne sırasında yapıldı.[2] Orijinal kubbe 1015'te yıkılmış ve 1022-23'te yeniden inşa edilmiştir. Kubbetü's-Sahre, kubbe iç süslemelerinde İslam inancını yansıtan ilk tarihî eser[3] ve İslam mimarisinin günümüze ulaşmış en eski eserlerinden biri kabul edilir.[4][5]

Mimarisi ve mozaikleri, yakındaki Bizans kiliseleri ve saraylarından esinlenerek desenlendi,[6] ancak dış görünümü Osmanlı döneminde ve yine modern dönemde, özellikle 1959-61'de altın kaplama çatının eklenmesiyle önemli ölçüde değişti. Yapının sekizgen tasarımı, 451-458 yılları arasında Kudüs–Beytüllahim arasındaki yolda inşa edilen Bizans Meryem Ana Kilisesi'nden (Yunancada Kathisma, Arapçada El-Kadismu olarak da bilinir) etkilenmiş olduğu da söylentiler içerisindedir.[6]

Tapınağın, üzerine inşa edildiği Muallak Taşı Yahudilikte Tanrı'nın, dünyayı ve ilk insan olduğuna inanılan Âdem'i yaratmaya başladığı yer olarak bilinir ve İbrahimî dinlerde büyük önem taşır.[7] Müslümanlar için önemi ise, Muhammed'in cennete olan Gece Yolculuğunun, yapının merkezindeki kayadan başladığı inancından kaynaklanıyor.[8][9]

Geçmiş

Kubbetü's-Sahre Kudüs'te Yahudilerin Kudüs Tapınağı olarak isimlendirdikleri en kutsal binaların bulunduğu ve bazen "Tapınak Tepesi" adını verdikleri bir tepenin üzerindedir. Bu tepe üzerinde inşa edilen Birinci Tapınak MÖ 586 yılında Babilliler tarafından tahrip edilmiştir. (1. tapınak)

İkinci Tapınağın yapımına MÖ 535'te başlanmış, inşaat çalışmalarında kesinti yapılan bir aradan sonra yapıma MÖ 521'de yeniden devam edilmiş MÖ 516 yılında yapım tamamlanmış ve MÖ 515 yılında İkinci Tapınak açılmıştır. İkinci Tapınak, yaklaşık 500 yıl sonra MÖ 20 yılında Kral Herod tarafından tamir ettirilmiştir.

İkinci Tapınak MS 70'te Romalıların bir Yahudi isyanının bastırmak için Kudüs Kuşatarak şehri ellerine geçirdikleri sırada (ileride Roma imparatoru olacak olan) General Titus komutasındaki Roma İmparatorluğu'na bağlı birlikler tarafından yağmalanıp tahrip edilmiştir. Romalılar bu mevkide Jüpiter Tapınağı inşa etmişlerdir. Yahudiler, 132-135 yılları arasında Romalılara karşı giriştikleri son Bar Kohba isyanı sırasında tapınağı yeniden kurmayı denediler. İkinci tapınağın temelleri dahi Romalılarca tahrip edildiğinden dolayı daha büyük ve daha geniş yeni bir tapınak yapılması gerekmekteydi. Bu tepedeki Roma tapınağı yıkıldı. Ancak Romalılara karşı bu isyan da başarısız oldu. Yahudiler Kudüs'ten çıkartıldılar.

Roma İmparatorluğu Hristiyanlığı resmi din olarak kabul ettikten sonra ve Bizans döneminde Filistin ve Kudüs, Hristiyanlığın haç merkezi olarak kabul edildi. "Tapınak Tepesi" de İsa'nın gezdiği kabul edilen bir ziyaret merkezi olmuştu. Bu yıkıntılar "Beyt-i Makdis" olarak da anılmaktaydı. Kudüs, 614'te Bizans İmparatorluğu'ndan Kudüs Kuşatması (614) ile Sasani İmparatorluğu'nun eline geçmiştir.

Halife Ömer döneminde Sasanilerle yapılan savaşlar sonrası Kudüs 636 yılında ilk kez Müslümanların eline geçti. Rivayete göre Ömer, Kudüs'e girdiğinde baş patriğe kendisini Tapınak Tepesine, Süleyman mabedinin yerine götürmelerini rica etti. Bu mevki yıkıntı ve döküntülerle doluydu. İslama Yahudilikten dönen "Ka'b el-Ahbâr, dinsel bilgilerinin yardımıyla Yahudilerin nerede tapındıklarını gösterdi. Ömer tapınaktan geri kalanları buldu. Halife Ömer ilk olarak Beytü'l-Makdıs'ı ve Muallak Taşının bulunduğu kısmı yıkıntılardan temizlemiştir. Sonra üzerinde "Sahre Mescidi" adı ile anılan, kamıştan bir namazgah yaptırmıştır.[]

Günümüze kadar gelen Kubbetü's-Sahre binası Emevi Halifesi, Abdülmelik bin Mervan devrinde 687-691 yılları arasında inşa edilmiştir.

Birinci Haçlı seferi sonrası 1099'de Kudüs'ü Müslümanlar'dan alan Frenk Haçlılar Kubbetü's-Sahreyı "Augustinler" tarikatı keşişlerine verdiler. Kesişler bina üzerinde çeşitli değişiklikler yaparak O'nu manastır ve Kiliseye çevirdiler. Binanın kuzeyine Hristiyan kesişler için hücreler ilâve edildi, kubbesine hac yerleştirildi ve kubbenin altındaki mağaraya ikonalar konuldu. Müslümanlar tarafından Mescid-i Aksa olarak kabul edilen bina ise ise Kudüs Krallığı devlet sarayına dönüştürüldü.

1187'de Selahaddin Eyyûbî'nin Kudüs'ü fethinden sonra Haçlılar döneminde yapılan değişikliklerin büyük bir kısmı kaldırıldı. Tarih boyunca bölgeye hâkim olan Müslüman hükümdarlar Kubbetü's-Sahre'ye büyük saygı göstermiş, binanın bakımı ve tamiri ile yakından ilgilenmişlerdir. Kubbetü's-Sahre Eyyûbî ve Memluk Sultanları tarafından çeşitli tarihlerde tamir ettirildi. Bölge, Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı topraklarına katıldı. Kanuni Sultan Süleyman, Kubbetü's-Sahre'yi köklü biçimde tamir ettirdi. Binanın dış cephesini çinilerle kaplattı. Kubbetü's-Sahre, Osmanlı padişahlarından III. Murat, I. Abdülhamid, II. Mahmud, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid devirlerinde de tamir edildi.[] II. Abdülhamid, binanın zeminini İran halıları ile döşetti. Binanın ortasına büyük bir avize astırdı ve eskiyen çinilerini yeniletti.[] 11 Temmuz 1927 tarihinde Filistin'de meydana gelen depremde önemli ölçüde hasar gördu.

1955'te Ürdün hükûmeti tarafından çok geniş bir restorasyon, revizyon ve yenileme programı başlatıldı. Ürdün, diğer Arap ülkeleri ve Türkiye'nin katkıları ile esaslı bir şekilde tamir edildi. Bu yenilemede çoğu yağmur suyu girişi dolayısı ile ziyan görmüş olan Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilen fonlarda yapılmış olan çini karolar restore edildi. Bu programın bir kısmı olarak 1965'te tahtadan yapılmış ve kurşun levha ile kaplanmış olan kubbenin dışı İtalya'da yapılmış olan daha dayanıklı ve su geçirmez alüminyum-bronz levhalarla kaplandı.[10]

1998'de Ürdün Kralı Hüseyin, Kubbetü's-Sahre'nin kubbesinin bakımı ve tamiri için 8,2 milyon dolar bağışladı.[] Günümüzde İsrail'deki radikal bir grup Kubbetü's-Sahre'nin ve çok kutsal olan Mescid-i Aksâ'nın başka bir yere taşınmasını ve burada Yahudilerin üçüncü tapınağının inşa edilmesini istemektedir.[] Kubbetü's-Sahre ve Mescid-i Aksa günümüzde Müslümanlarla Yahudiler arasında kuvvetli bir çatışma alanı olmaya devam etmektedir.

Mimari nitelikleri

Kubbetü's-Sahre İslâm mimârîsinde bilinen ilk kubbeli eserlerdendir. Bu yapı Abdülmelik'in halifelik döneminde 689-691 yılları arasında inşa edilmiştir. Binanın mimarları Kudüs'lü Yezid Bin Salam ve Baysan'lı Raja Bin Hayve'dir. Günün coğrafyacısı olan El-Mukadassi'ye göre, bu kutsal binanın inşası için Mısır eyaletinin gelirlerinin 7 mislinden daha fazla finansal fon sarf edilmiştir. Fakat bu binanın orijinal planları bulunmamaktadır ve organik olarak geliştirilip yapımladığı kabul edilmektedir. Bu binanın detaylı ilk planı 19. yüzyılda bu kutsal binaya gizlice girebilen Hristiyan gezgin harita subay/mimarları tarafından yapılmıştır.

Binanın mühendis/mimarlarının Kudüs'lü Yezid Bin Salam ve Baysan'lı Raja Bin Hayve olduğu kabul edilmektedir. Günün coğrafyacısı olan El-Mukadassi'ye göre, bu kutsal binanın inşası için zengin Mısır eyaletinin vergi gelirlerinin 7 mislinden daha fazla finansal fon sarf edilmiştir.

Bu bina Kudüs'te Müslümanlar ve Yahudiler tarafından kutsal kabul edilen (Muallak Taşı adı verilen) kaya üzerine olup ortası kubbeli sekizgen bir binadır. Ortasında kutsal kayayı örten yüksek tahtadan iskeletle yapılmış 20m çaplı bir kubbe bulunmaktadır. Bu kubbe altın sarısı renkli metalik levhalarla kaplıdır. Bu metalik levhalar 1964'e kadar kurşundandı ve o yıl tamamlanan renovasyon ile levhalar alümünyum-bronz alaşımdan yapılmışlardır. Bu kubbe 16 pencere boşluğu ve sütün ihtiva eden bir silindirik davulumsu yapı üzerinde bulunmaktadır. Bu silindirik davulumsu yapı zeminden yükselen ve bir daire şekilde yapılmış, aralarında 24 boşluk bulunan sütunlar üzerine dayanmaktadır. Sütunlar arası boşluk 19'ar metre eninde olup sütun yüksekliği 11 metredir. Binanın dış duvarlarının yüzeyleri porselen çiniden oluşmaktadır ve binanın sekizgen şeklini aksettirmektedirler. Hem dış duvarlar ve hem de davulumsu silindirik yapıda pencereler bulunmaktadır. Binanın iç yüzeyi ve kubbesi Kur'an sureleri ve çeşitli motiflerle süslenmiştir. Duvarlar Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilmiş olan çini karolarla kaplıdır. Kubbenin altından bulunan zemin satıhı Muallak Taşı denilen kayadan oluşmaktadır.

Türk Müslümanlar yaygın olarak yapının içindeki Muallak Taşı'nın havada durduğuna inanırlar. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde, Muallak Kayasını havada gören hamile kadınların hayretten, şaşkınlıktan ve dehşetten çocuklarını düşürdüğünü söylemiştir. Fakat şimdi Muallak Kayasının Müslümanlar tarafından havada durduğu düşünülse de Haremü'ş-Şerif'teki yapıların altında kaldığından gözükememekte, içine Kubbetü's-Sahre'dan inilebilmektedir.

Müslümanlar İçin Önemi

Efsanevi rivayet ve süslemelerle anlatılan ve çeşitli şekillerde kutlanan miraç olayı ve İslam'ın ilk kıblesinin yönelim yeri olarak İslam inancında Kubbetü's-Sahre ve Mescid-i Aksa'nın istisnai önemleri vardır. Bu mevkiin İslam peygamberi Muhammed'in isrâ ve miraç mekânı olduğuna inanılmaktadır. Rivayetlere göre Muhammed, Recep ayının 27. gecesinde önce Burak isimli bineğe, bindirilerek Mescid-i Harâm'dan alınmış ve Mescid-i Aksa'ya götürülmüştür (İsrâ).

Galeri

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ TDV İslâm Ansiklopedisi'nde Kubbetü's-Sahre
  2. ^ Slavik, Diane (2001). Cities through Time: Daily Life in Ancient and Modern Jerusalem. Geneva, Illinois: Runestone Press. s. 60. ISBN 978-0-8225-3218-7. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2021. 
  4. ^ "Yeni Şafak gazetesi haberi". 1 Kasım 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Ocak 2008. 
  5. ^ Ayrıca Kudüs'te, Ömer Camii ismiyle bilinen bir mescit daha vardır ve Kubbetü's-Sahre da genellikle bu mescid ile karıştırılır. Oysaki bu mescid, Haremü'ş-Şerif'in dışında, 500 metre batıda yer almaktadır. "Taşların Konuştuğu Şehir: Kudüs". 22 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ a b Avner, Rina (2010). "The Dome of the Rock in light of the development of concentric martyria in Jerusalem" (PDF). Muqarnas. Volume 27: An Annual on the Visual Cultures of the Islamic World. Leiden: Brill. ss. 31-50 [43-44]. ISBN 978-900418511-1. JSTOR 25769691. 
  7. ^ Delaney, Carol (2000). Abraham on Trial: The Social Legacy of Biblical Myth (İngilizce). Princeton University Press. s. 120. 
  8. ^ M. Anwarul Islam and Zaid F. Al-hamad (2007). "The Dome of the Rock: Origin of its octagonal plan". Palestine Exploration Quarterly. 139 (2). ss. 109-128. 
  9. ^ Nasser Rabbat (1989). "The meaning of the Umayyad Dome of the Rock". Muqarnas. Cilt 6. ss. 12-21. 
  10. ^ "Dome of the Rock". BiblePlaces.com. 6 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2011. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Miraç</span> İslam inancında Muhammed tarafından gerçekleştirilmiş olan öte âlem yolculuğu

Miraç ; İslam dini anlatımlarında, Muhammed'in göğe yükselip, Allah ve öte âlemleri görüp geriye döndüğü rivayetlerine verilen isimdir. Rivayetler; Muhammed'in kalbinin temizlenmesi, Burak ve Cebrail eşliğinde Mescid-i Aksa'ya gidiş (isra), Burak'ı bağlayıp peygamberlere namaz kıldırma, muallak taşından göğe yükselme, Allah ile konuşmalar, gök katlarında diğer peygamberler ile diyaloglar, cennet ve cehennemi görme ve geri dönme gibi bölümlerden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Ağlama Duvarı</span>

Ağlama Duvarı veya kısaca Kotel, Kudüs'ün Eski Şehrinde bulunan, kireçtaşından yapılmış tarihî duvar. Duvarın, mabedin batı tarafında bulunmasından dolayı Batı Duvarı da denmektedir. İslam ve Arap dünyasında ise daha çok Burak Duvarı olarak bilinir. Duvar, Büyük Hirodes'in İkinci Yahudi Tapınağı'nı genişletmek amacıyla başlattığı çalışmalar sonucu inşa edildi ve Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından Tapınak Dağı olarak bilinen doğal ve dik bir tepenin en üstüne, düz bir platformun üzerini kaplayan devasa bir dikdörtgen yapıda dönüşmesiyle sonuçlandı. Böylece Tapınağın kendi ve yardımcı binaları, ibadet edenlerin ve ziyaretcilerin kalabalık olmasına karşın fazlaca alan yaratıldı.

<span class="mw-page-title-main">Mescid-i Aksa</span> Kudüsteki Tapınak Dağının tepesindeki İslami dini kompleks

Mescid-i Aksa, Müslümanlarca kutsal kabul edilen ve Müslümanların ilk kıblesi olduğuna inanılan 144 dönümlük alan.

<span class="mw-page-title-main">Mescid-i Nebevî</span>

Mescid-i Nebevî veya Peygamber Mescidi, Hicret'ten sonra Medine'de İslam peygamberi Muhammed ile arkadaşları tarafından inşa edilen, Muhammed'in kabrinin de içerisinde bulunduğu mescit. "Nebevi" Arapçada "peygambere ait" anlamına gelir, "Mescid-i Nebevî" tamlamasının anlamı ise "Peygamber Mescidi"dir. Mekke'de bulunan Mescid-i Haram'dan sonra Müslümanlara göre ikinci en kutsal mescittir.

<span class="mw-page-title-main">Süleyman Mabedi</span> antik Yeruşalimdeki bir mabet

Süleyman'ın Mabedi veya Birinci Mabet,, günümüzde Kudüs'ün Eski Şehri'deki Tapınak Dağı'nda MÖ 964'te yapımına başlanmış ve MÖ 957'de bitirilmiş devasa bir Yahudi mabediydi. Adını bizzat yapım emrini veren Yehuda ve İsrail Krallığı kralı Süleyman'dan almıştır. Fakat bu mabede Yahudiler tarafınca Süleyman'ın Mabedi değil, "Mukaddes Ev" anlamına gelen Beit HaMiqdaş denir.

<span class="mw-page-title-main">Kudüs Tapınağı</span>

Kudüs Tapınağı ya da Kutsal Tapınak, Kudüs'ün Eski Şehrindeki Moria Tepesi'nde bulunan ve Yahudilerce kutsal sayılan tapınak. Birinci Tapınak, Kral Süleyman tarafından M.Ö. 960 dolaylarında kurulmuş ve Nabukadnesar yönetimindeki Babilliler tarafından M.Ö. 586'da yıkılmıştır. İkinci Tapınak ise, M.Ö. 520 dolaylarında açılmış ve Titus tarafından yönetilen Romalılar tarafından 70'te yıkılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Muallak Taşı</span>

Muallak Taşı, Kutsal kaya veya başlangıç kayası, Tapınak Tepesinin merkezinde, üzerine Halife Abdülmelik tarafından Kubbetü's-Sahre inşa edilen kayalık alan. Kayanın altında "ruhlar mağarası" olarak bilinen bir mağara bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Tapınak Tepesi</span> İsrail Devletinde yerleşim birimi

Tapınak Tepesi, veya bilinen adıyla Harem'üş-Şerif Kudüs'ün Eski Şehri'nde, binlerce yıldır Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam'da kutsal bir yer olarak saygı duyulan bir tepedir.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü Tapınak</span>

Üçüncü Tapınak veya Hezekiel Tapınağı, Hezekiel kitabında mimari olarak tasvir edilen tapınaktır. Hezekiel burası için, ebedi mabet ve Kudüs'te bulunan Tapınak Tepesi'ndeki İsrail'in Tanrısı'nın kalıcı mekanı demektedir.

İsrail'de İslam, Yahudiliğin ardından en yaygın dindir. Müslümanlar, İsrail nüfusunun %17'si, çoğunlukla İsrail'in Arap vatandaşlarından oluşan Müslümanlardan oluşur ve bunlar böylece İsrailli Yahudilerden sonra İsrail'deki en büyük ikinci dini grubu oluştururlar. Bunun yanında, Batı Şeria nüfusunun %75'i ve Gazze Şeridi nüfusunun %99'unun Müslümanlardan oluşması ile İslam, Filistinlilerin büyük çoğunun dinidir. İsrail'in başkenti Kudüs, Suudi Arabistan'da yer alan Mekke ve Medine'nin ardından Müslümanlar için üçüncü kutsal şehir olarak sayılır. Müslümanlar, Kudüs'teki Tapınak Tepesi 'nin Muhammed'in cennete yükseldiği yerin olduğuna inanırlar. Kur'an'da Kudüs'ün ismi dolaylı olarak geçer.

Filistin'de İslam, Filistin nüfusunun çoğunluğunun dinidir. Batı Şeria nüfusunun % 85'ini Müslümanlar oluşturur, geri kalanını da, İsrail yerleşimcilere aittir.Gazze Şeridi nüfusunun % 99 Müslümandır. Filistinli Müslümanlar genellikle Sünni İslam'ın bir kolu olan Şafidirler.

<span class="mw-page-title-main">Eski Şehir (Kudüs)</span> İsrail Devletinde yerleşim birimi

Eski Şehir, modern Kudüs şehri içerisinde 0.9 kilometrelik surlarla çevrili bir alandır. 1860'ta Yahudi mahallesi Mishkenot Sha'ananim kurulana kadar kentin tamamını kaplayan alandır. Eski şehir Müslümanlar için Kubbetü's-Sahre ve Mescid-i Aksa, Yahudiler için Tapınak Tepesi ve Ağlama Duvarı ve Hristiyanlar için Kutsal Kabir Kilisesi gibi çeşitli dinlere ait kutsal mekanlara ev sahipliği yapmaktadır. 1981'de UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine eklenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kıble Mescidi</span> Mescid-i Aksa’daki bir eser

Kıble Mescidi Yüzölçümü 144 dönüm olan Mescid-i Aksa'daki eserlerden sadece birisidir. Kubbesi kurşun kaplama olan Kıble Mescidi, Mescid-i Aksa'nın güneyinde yer aldığından dolayı Kıble Mescidi olarak adlandırılır. Aynı şekilde Mescid-i Cenubi, Kıble Cami diye de bilinmektedir. Bilinen en eski adıyla ise Cami-ul Aksa ve Masguf'dur.

Kutsal yerler, dinlerin özel dini önem atfettiği yerlerdir. Bunlar genellikle hacılar tarafından ziyaret edilen yerlerdir.

Kudüs'ün Fethi veya Kudüs Kuşatması, 637 yılında Bizans İmparatorluğu ve Râşidîn Halifeliği arasında gerçekleşen askeri çatışmanın bir parçasıdır. Çatışma, Ebu Ubeyde bin Cerrah komutası altındaki Râşidîn ordusunun Kasım 636'da Kudüs'ü kuşatmasıyla başladı. Patrik Sophronius, altı ay sonra yalnızca Râşidîn halifesine teslim olmak şartıyla teslimiyeti kabul etti. 637 yılının Nisan ayında Halife Ömer, şehrin teslimini almak için Kudüs'e şahsen gitti. Patrik de Ömer'e teslim oldu.

<span class="mw-page-title-main">Yeşil Kubbe</span> Mezar

Yeşil Kubbe, İslam peygamberi Muhammed'in ve ilk halifeler Ebu Bekir ve Ömer'in mezarlarının üzerine inşa edilmiş yeşil renkli bir kubbedir. Kubbe, bugünkü Suudi Arabistan'ın Medine kentindeki Mescid-i Nebevi'nin güneydoğu köşesinde yer almaktadır. Kubbe, hac ziyaretinden sonra veya önce Mescid-i Nebevi'yi ziyaret etmek bir gelenek olduğu için her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Muhammed Kubbesi</span>

Muhammed Kubbesi, aynı zamanda Elçi Kubbesi veya Peygamber Mihrabı ve Kubbesi olarak da bilinir. Mescid-i Aksa'da yer alan bağımsız bir kubbedir. Kubbetü's-Sahre'nin kuzeybatısında, Miraç Kubbesi'nin yakınında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Miraç Kubbesi</span>

Miraç Kubbesi (Arapça: قبة المعراج Qubbat al-Miraj; İbranice: כִּיפָּת הַעֲלִיָּיה Kippat Ha'Aliyah, Kudüs'teki Tapınak Tepesi üzerindeki Kubbetü's-Sahre'nin hemen kuzeyinde yer alan ve Haçlılar tarafından inşa edilmiş küçük, bağımsız kubbeli bir yapıdır.

İslam Mirası Parkı, Malezya'nın Terengganu eyaletindeki Kuala Terengganu kentinde bulunan ünlü bir turizm merkezidir. Park şehir suları içinde bulunan Wan Man adasının üstünde bulunur.