Kuşeyrî
Abdülkerim bin Hevazin bin Abdülmelik bin Talha bin Muhammed Ebu'l Kâsim el-Nişaburî el-Kuşeyrî | |
---|---|
Doğum | 986 (h.379) Horasan |
Ölüm | 1072 (h.465) Nişabur |
Milliyet | Arap |
Eğitim | Nizamiye Medresesi |
Meslek | Müderris, Mutasavvıf, Müellif |
Etkilendikleri | Ebu Ali Dahhak |
Etkiledikleri | Hatip el-Bağdadi, Ebu'l-Kasım Nasrabadi, Ebu Ali Farmedi |
İmam Kuşeyrî (Farsça: عبدالکریم قُشَیری/Arapça: عبد الكريم بن هوازن بن عبد الملك بن طلحة أبو القاسم القشيري) (Tam adı: Abdülkerim bin Hevazin bin Abdülmelik bin Talha bin Muhammed Ebu'l Kâsim el-Nişaburî el-Kuşeyrî) (986, Horasan - 1072, Nişabur), müderris, mutasavvıf ve yazar. Ailesi Arap asıllı olup, Horasan civarına yerleşmişti. Annesi de Sülemi ailesine mensuptur.
Gençliği ve eğitimi
Çocuk yaşta babası vefat eden Kuşeyrî, akrabası olan Ebü'l-Kasım Yemani'den Arapça ve edebiyat bilgileri öğrendi. Bu arada hububat ticareti ile meşgul olan dayısından haksız vergi alındığını gördü. Bunun üzerine hesap öğrenerek maliye memuru olup insanlara yardım etmek niyetiyle Nişabur'a gitti. Nişabur'da büyük velilerden Ebu Ali Dekkak ile karşılaşan Kuşeyrî, hükûmette vazife almaktan vazgeçerek manevi ilimlere yöneldi. Hocası Ebu Ali Dekkak'a bütün kalbiyle bağlanarak tasavvuf yolunda büyük merhaleler katetti. Hocasının emriyle Muhammed ibni Bekr-i Tusi'den fıkıh, Ebubekir ibni Furek'ten kelam ve usul-i fıkıh, Ebu İshak İsferaini'den kelam ilmini öğrendi.
Kuşeyrî, İbn-i Furek ve Ebu İshak İsferaini'nin usullerini iyice kavradıktan sonra meşhur kelam alimlerinden Ebubekir el-Bakıllani'nin kitaplarını mütalaa etti. Aynı zamanda hocası Ebu Ali Dekkak'ın sohbetlerine katıldı. Bu arada hocası Ebu Ali Dekkak'ın kızı, ilim, edeb sahibi ve zamanın en çok ibadet edenlerinden olan Fatıma Hanım ile evlendi. Fatıma Hanım'dan altı erkek ve bir kız olmak üzere yedi çocuğu oldu.
Bu arada Nişabur'da ders vermeye başlayan Kuşeyrî, Hatib el-Bağdadi, Ebü'l-Kasım Nasrabadi, Ebu Ali Farmedi gibi birçok alim yetiştirdi. Ebu Ali Dekkak'ın vefatından sonra Ebu Abdurrahman es-Sülemi ile sohbet etti. 1056 yılında Nişabur'dan ayrılarak Bağdat'a geldi. Bağdat’ta hadis ve fıkıh okuttu. Halifeyi ziyaret etti ve onunla sarayında sohbette bulundu. Daha sonra Mutezile fırkasına mensup Selçuklu Veziri Amidülmülk Kündüri’nin zulmü sebebiyle memleketlerinden ayrılan İmamü'l-Harameyn Cüveynî ve Beyhekî gibi binlerce alimle birlikte hacca gitti. Hacdan Nişabur’a dönen Kuşeyrî, buradan ailesi ile birlikte Tus şehrine gitti ve Tuğrul Bey’in 1063 tarihinde ölümüne kadar orada kaldı. Alparslan’ın sultan, Nizamülmülk’ün de vezir olmasından sonra rafızilerin çıkardığı fitne durdu. Bunun üzerine vatanlarını terk eden alimler ve Kuşeyrî tekrar memleketlerine döndüler. Alparslan ve Nizamülmülk, Kuşeyrî’ye çok hürmet ederlerdi. Hatta İmamü'l-Haremeyn ve Kuşeyrî gibi alimler, sultan ve vezirin yanına serbestçe girerler ve onlarla sohbet ederlerdi. Kuşeyrî, Nişabur’da vefat edinceye kadar ders verdi. 1072 (H.465) de vefat eden Kuşeyrî, hastalığının en şiddetli anında dahi namazlarını ayakta kılardı. Cenazesi, hocası Ebu Ali Dekkak’ın yanına defnedildi.
Eserleri
- Letaif-ül-İşaret
- El-Mi’rac
- Şikayetü Ehl-i Sünne
- El-Vasıyye
- Et-Teysir fi ilm-it-Tefsir
- Tertib-üs-Süluk fi Tarikıllah
- El-Luma’ fi Akaid-i Ehl-i Sünne
- Akidet-ül-Kuşeyriyye
- En-Nahv-ul-Müevvel
- Et-Tabhir fi ilm-it-Tezkir
- Er-Risale fit-Tevbe ve Ahkamiha
- Risale fi Beyan-is-Süluk
- Uyun-ül-Ecvibe fi Meşhur-il-Ebvab
- Kitabu Adab-is-Sufiyye
- Nahv-ül-Kulub
- Fasl-ül-Hitab fi Fadl-in-Nutk-ül-Müstetab
- El-Münteha fi Nükte-i üli'n-Nüha
- El-Erbaune Hadisen
- Kitab-ül-Cevahir
- Kitab-ül-Münacaat
- Ahkam-üs-Sema
- Et-Temyiz fi İlm-it-Tezkir
- El-Kasidet-üs-Sufiyye
- Et-Tevhid-ün-Nebevi
- İstifadat-ül-Muratat