Soy gaz veya asal gaz, standart şartlar altında her biri, diğer elementlere kıyasla daha düşük kimyasal reaktifliğe sahip, kokusuz, renksiz, tek atomlu gaz olan kimyasal element grubudur. Helyum (He), neon (Ne), argon (Ar), kripton (Kr), ksenon (Xe) ve radon (Rn) doğal olarak bulunan altı soy gazdır ve tamamı ametaldir. Her biri periyodik tablonun sırasıyla ilk altı periyodunda, 18. grubunda (8A) yer alır. Grupta yer alan oganesson (Og) için ise önceleri soy gaz olabileceği ihtimali üzerinde durulsa da günümüzde metalik görünümlü reaktif bir katı olduğu öngörülmektedir.
Kripton, periyodik tablonun 8-A grubunda yer alan, atom numarası 36, simgesi ise Kr olan ve soy gaz özellikleri gösteren kimyasal elementtir. Tek atomlu, renksiz, tatsız ve kokusuz bir gazdır. Hacim olarak, havada milyonda bir oranında bulunur. Soygazlar arasında ksenondan sonra en kolay sıvılaşandır (-152,9 °C). Kimyasal etkinliği yoktur. Isı iletkenliği kötüdür. Bu yüzden ksenonla birlikte kimi akkor lambaların içine, filamanın yüksek ısıya gelip daha bol ışık vermesi amacıyla kullanılır. Kriptondan, deşarj tüplerinde, ışık kaynağı olarak yararlanılır. Turuncu ışınım veren izotoplarından biri, Ekim 1983'e dek temel uzunluk birimi olan metrenin tanımlanmasında kullanıldı.
Ksenon, Xe sembolü ile gösterilen 54 atom numaralı kimyasal elementtir. Renksiz, ağır, kokusuz bir soy gaz olan ksenon Dünya atmosferinde eser miktarda bulunur. Genellikle reaktif olmayan element, sentezlenen ilk soy gaz bileşiği olan ksenon heksafloroplatinatın oluşumu gibi birkaç kimyasal reaksiyona maruz kalabilir.
Ultraviyole (UV) veya morötesi; dalga boyu görünür ışıktan kısa, ancak X-ışınlarından uzun olan bir elektromanyetik radyasyon şeklidir. Güneş ışığında bulunur ve Güneş'ten çıkan toplam elektromanyetik radyasyonun yaklaşık %10'unu oluşturur. Ayrıca elektrik arkları, Çerenkov radyasyonu, cıva buharlı lambalar, bronzlaşma lambaları ve siyah ışık gibi kaynaklar tarafından üretilir. Uzun dalga boylu UV fotonları atomları iyonize edecek enerjiye sahip olmadığı için iyonlaştırıcı bir radyasyon olarak kabul edilmese de, kimyasal reaksiyonlara neden olabilir ve birçok maddenin parlamasına neden olabilir. Kimyasal ve biyolojik etkiler de dahil olmak üzere pek çok pratik uygulama, UV radyasyonunun organik moleküllerle etkileşime girmesinden türer. Bu etkileşimler emilimi veya ısıtma dahil moleküllerdeki enerji durumlarının ayarlanmasını içerebilir.
Oganesson; simgesi Og, atom numarası 118 olan yapay bir elementtir. Periyodik tablonun p bloğunda yer alır ve 7. periyodun son elementidir. Soy gazlar olarak adlandırılan 18. grupta yer alsa da, bu gruptaki tek yapay elementtir ve diğer soy gazların aksine reaktif olduğu tahmin edilir. Keşfedilen elementler içinde en büyük atom numarasına ve atom kütlesine sahip olanıdır. Radyoaktif bir element olan oganesson, 1 milisaniyeden az yarı ömrüyle son derece kararsızdır. Önceki tahminlerin aksine gaz değil, göreli etkilerden ötürü normal koşullar altında bir katı ve ya yarı iletken ya da bir zayıf metal olduğu öngörülür. Elementin, varlığı teyit edilmiş bir izotopu ya da sentezlenmiş bir bileşiği yoktur.
Bor simgesi B ve atom numarası 5 olan kimyasal elementtir. Kristal formunda kırılgan, koyu, parlak bir metaloid; amorf formunda kahverengi bir tozdur. Bor grubunun en hafif elementidir, kovalent bağlar oluşturan üç değerlik elektronuna sahiptir, bu da borik asit, mineral sodyum borat, bor karbür ve bor nitrür gibi ultra sert bor kristallerini açıklar.
Kripton diflorür, KrF2 kripton ve florun oluşturduğu kimyasal bileşiktir. Keşfedilen ilk kripton bileşiği olan kripton diflorür uçucu renksiz bir katıdır. KrF2'nin yapısı lineerdir ve Kr-F mesafesi 188,9 pm'dir. Güçlü Lewis asitleri ile reaksiyona girerek KrF+ ve Kr2F3+ katyon tuzlarını oluşturur. KrF2 en kolay ve en fazla üretilebilen kripton bileşiğidir. Oldukça güçlü bir oksitleyici ajan olan kripton diflorür, ksenonu ksenon hekzaflorüre veya iyotu iyot pentaflorüre dönüştürebilme kabiliyetine sahiptir. Bu oksidant özelliği ile florürleri ve altını oksitlemede kullanılır.
Soy gaz bileşiği, içeriğinde en az bir soy gaz olan bileşiklerdir. 20. yüzyılın ortalarına kadar genel kanı soy gazların kimyasal tepkimelere giremeyecekleri, dolayısıyla bileşik oluşturamayacakları yönündeydi.
Stanford Moore, Amerikalı biyokimyacı. 1972 yılında, Christian B. Anfinsen ve William H. Stein ile birlikte, ribonükleaz molekülünün kimyasal yapısı ve katalitik aktivitesi arasındaki bağı anlamamıza katkıları ve ribonükleazlar üzerine çalışmaları için Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır.
Kolera aşıları, kolerayı önlemede etkili aşılardır. İlk altı ayda yaklaşık %85, ilk yılda ise %50–60 etkilidir. İki yıldan sonra etkinlik oranı %50'nin altına düşer. Toplumun önemli bir bölümü aşılandığında, bağışık olmayanlar arasında da toplum düzeyinde bağışıklık oluşabilir. Dünya Sağlık Örgütü yüksek risk altındaki kişilerde diğer tedbirlerle birlikte kullanılmasını önermektedir. Genellikle günde iki veya üç doz ağızdan alınarak kullanılması önerilir. Dünyanın bazı bölgelerinde enjekte edilebilir şekilleri mevcuttur fakat kullanılabilirliği azdır.
Ksenon hekzaflorür, kimyasal formülü XeF6 olan, ksenon ile flor elementlerinin reaksiyonuyla meydana gelen soy gaz bileşiğidir. Ksenon hekzaflorür, ksenon diflorür (XeF2) ve ksenon tetraflorür (XeF4) ile birlikte ksenonun bilinen üç florür bileşiğinin en yükseğidir.
Perksenatlar, ksenonun oluşturduğu XeO4-6 anyonunu içeren tuzlardır. Bu tuzlar, Raman saçılmasıyla belirlenen sekiz yüzlü moleküler geometri yapısına sahip olup oksijen-ksenon-oksijen bağ açıları 87° ile 93° arasında değişkenlik gösterir. Ksenon ile oksijen arasındaki bağın uzunluğu ise X ışını kristalografisi tarafından 1,875 Å olarak belirlenir.
Ksenon tetroksit, kimyasal formülü XeO4 olan, ksenon ile oksijen elementlerinin reaksiyonuyla meydana gelen soy gaz bileşiğidir. Ksenon tetroksit, -35,9 °C sıcaklıkta kristal yapıda ve sarı renkli bir katı hâlde olup, daha sıcak ortamlarda ksenon ve oksijen (O2) elementlerine çözünmeye yatkındır.
Ksenon dioksit veya diğer adıyla ksenon(IV) oksit, kimyasal formülü XeO2 olan, ksenon ile oksijen elementlerinin reaksiyonuyla meydana gelen soy gaz bileşiğidir. İlk olarak 2011'de, ksenon tetraflorürün (2,00 mol/L H2SO4 ile) hidrolize uğratılmasıyla sentezlenmiştir.
Florokarbonlar, bazen perflorokarbon veya PFC olarak da anılır, CxFy formülüne sahip organoflor bileşikleridir. Sadece karbon ve flor içerirler fakat terminoloji her zaman çok sıkı takip edilmemektedir. Perfloro- ön ekine sahip bileşikler, heteroatomlu olanlar da dâhil olmak üzere hidrokarbonlardır, burada tüm C-H bağları C-F bağlarıyla değiştirilmiştir. Florokarbonlar perfloroalkanlar, floroalkenler ve floroalkinler ve perfloroaromatik bileşikler olabilir. Florokarbonlar ve bunların türevleri floropolimerler, soğutucular, çözücüler ve anestezikler olarak kullanılır.
İyot pentafluorür, IF5 kimyasal formülüne sahip florür ve iyottan oluşan bir interhalojen bileşiktir. 3.250 g cm−3 yoğunluğa sahip, renksiz veya sarı bir sıvıdır. İlk olarak 1891'de Henri Moissan tarafından flor gazı içinde katı iyot yakılarak sentezlendi. Bu ekzotermik reaksiyon, reaksiyon koşulları iyileştirilmiş olmasına rağmen hala iyot pentaflorür üretmek için kullanılır. I2 + 5 F2 → 2 IF5
İyot heptaflorür, diğer adıyla iyot(VII) florür ya da iyot florür, IF7 kimyasal formülüne sahip interhalojen bileşiktir. VSEPR teorisinde öngörüldüğü gibi alışılmadık bir beşgen bipiramidal yapıya sahiptir. Molekül, Berry mekanizmasına benzeyen ancak heptakoordineli bir sistem için kullanılan sahte bir Bartell mekanizması isimli bir yeniden düzenlemeye tabi tutulabilir. 4.5 °C'de eriyen renksiz kristallerden oluşur: sıvı aralığı son derece dardır, kaynama noktası 4.77 °C'dedir. Yoğun buhar, küflü ve buruk bir kokuya sahiptir. Molekül D5h simetriye sahiptir.
Kimyada, doğrusal moleküler geometri 180°'lik bir açıya yerleştirilmiş diğer iki atoma bağlanmış merkezi bir atom etrafındaki geometriyi tarif eder. Asetilen (HC≡CH) gibi doğrusal organik moleküller genellikle karbon merkezleri için sp orbital hibridizasyonu teşvik edilerek tarif edilir.
Hipofloröz asit, kimyasal formül HOF, florun bilinen tek oksoasididir. Hipofloritlerde oksijenin oksidasyon durumu 0'dır. Aynı zamanda katı olarak izole edilebilen tek hipohaloid asittir. HOF, suyun, hidrojen florür, oksijen diflorür, hidrojen peroksit, ozon ve oksijen üreten flor ile oksidasyonunda bir ara maddedir. HOF oda sıcaklığında patlayıcıdır, HF ve O2 oluşturur:
- 2 HOF → 2 HF + O2
Stiren, kimyasal formülü C6H5CH=CH2 olan organik bir bileşiktir. Bu benzen türevi, renksiz yağlı bir sıvıdır, ancak eski numuneler sarımsı görünebilir. Bileşik kolayca buharlaşır ve tatlı bir kokuya sahiptir, ancak yüksek konsantrasyonlar daha az hoş bir kokuya sahiptir. Stiren, polistirenin ve birkaç kopolimerin öncüsüdür. 2010'da yaklaşık 25 milyon ton stiren üretildi ve bu miktar 2018'de yaklaşık 35 milyon tona yükseldi.