Renk ya da tüs, ışığın gözün ağ katmanına değişik biçimde ulaşması ile ortaya çıkan bir algılamadır. Bu algılama, ışığın maddeler üzerine çarpması ve kısmen soğurulup kısmen yansıması nedeniyle çeşitlilik gösterir ki bunlar renk tonu veya renk olarak adlandırılır. Tüm dalgaboyları birden aynı anda göze ulaşırsa bu ak, hiç ışık ulaşmazsa kara olarak algılanır. İnsan gözü 380 nm ile 780 nm arasındaki dalga boylarını algılayabilir. Bu sebepten elektromanyetik spektrumun bu bölümüne görünür ışık denir. Renkler için genelde kulak ile duyulan ince ve kalın ses analojisi yapılsa da, ses algısının aksine aynı anda gelen ışık frekansları değişik kanallardan algılanamaz, dolayısıyla aynı anda ince ve kalın sesleri birbirine karıştırmadan duyulmasına karşın göz için bu "çok seslilik" söz konusu olmadığından, değişik ışık frekanslarının sadece kombinasyonları algılanabilir. Bu prensibi açıklamak veya pratik uygulamalarda kullanmak için çeşitli renk modelleri geliştirilmiştir.
Yeşil renk elektromanyetik tayf'ın insan gözüyle görülebilen renklerinden biridir. Turuncu ve mor ile birlikte ara renklerden birini oluşturur. Dalgaboyu 550 nanometre kadardır. Karşıt rengi kırmızı'dır.
CMYK, Matbaacılıkta kullanılan bir çıkarmalı renk modelidir. CMYK modeli, beyaz bir yüzeyi (kağıt) maskeleme prensibi ile çalışır. Işık mürekkep tarafından emilir bu sebeple model çıkarmalı olarak adlandırılır, çünkü mürekkepler beyaz ışıktan kırmızı, yeşil ve mavi renkleri "çıkarır".
Plastitler, deniz yosunu, bitki ve kimi protist hücrelerinde bulunan, çeşitli görevleri olan çift zarlı temel organeldir. 1,5 milyar yıl önce endosimbiyoz ile ökaryot hücrelerine aktarılmış siyanobakteriler olarak değerlendirilir. Genç hücrelerde renksiz olan plastitler (lökoplast), hücre ile birlikte gelişerek, hücrenin görevine uygun biçim ve renk kazanır. Bulundurdukları pigment ve görevlerine göre birbirine dönüşebilen üç çeşit plastit vardır:
Lökoplastlar, renksiz plastitlerdir. Bitkilerin ışık görmeyen kısımlarında (kök,yumru vb.) bulunurlar. Nişasta depolarlar. Fotosentez sonucu kloroplasta dönüşür ve üretilen glikoz, iletim sistemi yoluyla depo yeri olan lökoplastlara gelir. Burada glikoz molekülleri birleşerek nişasta molekülleri meydana gelir. Nişastanın sentezi esnasında,su açığa çıkar. n sayıda glikoz molekülünün birleşmesi esnasında (n-1) sayıda H2O molekülü açığa çıkar. Nişasta taneciklerinin şekil ve büyüklükleri bitkinin çeşidine göre farklılık gösterir.
Organel, hücre içerisinde bulunan kendi içinde özelleşmiş yapılardır. Vücut için organ ne ise hücre için de organel olduğu düşüncesiyle organ sözcüğüne Fransızca küçültme eki olan -el eklenerek oluşturulmuştur.
Aspir, papatyagiller (Asteraceae) familyasından 50–100 cm boyunda, yaz sonuna doğru sarı, krem, beyaz, kırmızı veya turuncu çiçekler açan bir bitki türü. Ayrıca kır safranı, papağan yemi, boyacı aspiri, haspir gibi isimlerle de anılır.
Ökaryotlar, hücrelerinde bir çekirdek ve –genellikle– organeller içeren bir canlılar grubu olup, bilimsel sınıflandırmada arkeler ve bakterilerle beraber tüm canlıları kapsayan üç ana gruptan biridir.
Opal, silis grubundan inorganik madde. Silisin hidratlı ve jelatinli bütün çeşitlerini kapsar.
Saç rengi, iki tür melanine bağlı olarak saç foliküllerinin pigmentidir. Bunlar eumelanin ve feomelanindir. Genellikle, saçta daha fazla eumelanin varsa, saçın rengi daha koyu olur. Daha az eumelanin varsa, saç daha açık renkli olur. Melanin seviyeleri zaman içinde insanın saç renginin değişmesine neden olabilir ve aynı insan üzerinde birden fazla renkte saç köklerinin bulunması mümkündür. Özel saç renkleri genellikle etnik gruplarla, gri veya beyaz saç renkleri ise yaşla ilişkilendirilir. En yaygın saçlar ;siyah saç, sarı saç,kahverengi saç, kumral saç, kızıl saç, titian saç renkleridir.
Amiloplast lökoplastın daha özelleşmiş bir çeşididir.Lökoplast gibi renksiz olan bu organel bitki hücrelerinde bulunur.Glukoz molekülünün polimerizasyon süreci boyunca nişastanın depolanmasında görevlidir.Amiloplastların büyük çoğunluğu patates gibi bitkilerin depo dokularında bulunur.Amiloplastlar, kendi kalıtım bilgilerini(DNA,RNA) taşıyan ve ökaryotik hücre simbiyotik(ortakyaşamsal) plastitlerden türer.Bazı özel amiloplastların bitkilerin kök uçlarına yerleşerek yerçekiminin algılanmasında görev aldığı düşünülmektedir.Statolit denilen bu özel amiloplastlar bunu yerçekimi doğrultusuna göre kök uçlarında birkerek gerçekleştirirler.
Siyanobakteriler (Cyanobacteria), besinini fotosentez yolu ile elde eden bir bakteri dalıdır. Adı, bakterinin renginden gelir. Denizdeki azot çevriminin önemli bir bileşeni ve okyanusun pek çok yerinde özbesilenendir. Ayrıca, karada da bulunmaktadır.
RYB renk sistemi, kırmızı, mavi ve sarı renklerinin ana renk olarak kullanıldığı sistemdir. Bu sistemde turuncu, menekşe ve yeşil renkleri ara renktir. Sistemin adı, İngilizcedeki Red, Yellow, Blue kelimelerinin baş harflerinden oluşur. Karışımlar şu şekildedir:
Turuncu rengi additif renk sintezine göre kırmızı ve sarı arasında, dalgaboyuya göre 585-620 nanometre civarında olan bir renktir. Karşıt rengi mavidir.
Mavi, çakır veya gök, resim boyamada ve geleneksel renk teorisi ve RGB renk modelindeki üç ana renkler pigmentlerinden biridir. Görünür ışığın tayfı üzerinde menekşe ve yeşil arasında uzanır. Göz yaklaşık 450 ile 495 nanometre arasında baskın dalga boyu olan ışığı gözlemlerken maviyi algılar. Çoğu mavi, diğer renklerin hafif bir karışımını içerir; gök mavisi biraz yeşil içerirken lacivert biraz menekşe içerir. Açık gündüz gökyüzü ve derin deniz Rayleigh saçılması olarak bilinen optik bir etki nedeniyle mavi görünür. Tyndall etkisi adı verilen bir optik etki, mavi gözler 'i açıklar. Havadan perspektif adı verilen başka bir optik etki nedeniyle uzaktaki nesneler daha mavi görünür. Karşıt rengi turuncu'dur.
Trafik ışığı ya da trafik lambası, yol bağlantılarında, kavşaklarda, yaya geçitlerinde ve trafiğin kontrol edilmesi gereken diğer yerlerde bulunan trafik düzenleme aracı. İlk trafik ışığı 1868'de Londra'ya konmuştur. Trafik ışıkları, trafikte geçiş üstünlüğünün yerine, sürücü ve yayalara evrensel bir renk kodu ile renk sinyalleri göstererek trafiği düzenler.
Turba yosunu ya da sfagnum yosunu (Sphagnum), Sphagnaceae familyasından, çoğu Kuzey yarımkürede, birazı ise Güney yarımküredeki turbalıklarda yetişen ve turba yapımında kullanılan, 151 ilâ 350 türü bulunan kara yosunu cinsi. Canlı ya da ölü turba yosunları kendi hücreleri içinde bol miktarda su tutarlar. Bu su tutumundan dolayı turbalıklarda alkali (kireçsi) topraklardan hoşalanan fundamsı çalılar, salepgiller ve etçil bitkilerin yetişmesi için elverişli ortam sunar.
Vektörskop, televizyon yayıncılığında renk türü ayarında kullanılan bir ölçü aletidir.
Archaeplastida, kırmızı algler (Rhodophyta), yeşil algler ve kara bitkilerini ve glokofitler gibi bazı küçük grupları içeren önemli bir ökaryot grubudur. Archaeplastida'nın tüm soyları, fotosentetik olmayan ökaryotrofik bir kamçılı olan Rhodophyta'nın kardeş taksonu Rhodelphidia dışında fotoototrofiktir. Archaeplastida üyeleri, iki zarla çevrili kloroplastlara sahiptir, bu özellikleri bu canlıların bir siyanobakteri ile beslenerek endosimbiyoz olayı yoluyla doğrudan elde edildiğini düşündürür. Amoeboid Paulinella chromatophora'nın yanı sıra kloroplastlara sahip diğer tüm gruplar, ikincil olarak kırmızı veya yeşil alglerden elde edildiklerini düşündüren üç veya dört zarla çevrili kloroplastlara sahiptir. Kırmızı ve yeşil alglerin aksine, glokofitler hiçbir zaman ikincil endosimbiyoz olaylarına dahil olmamıştır.
Renk teorisi, hangi renklerin birlikte iyi göründüğünü belirlemek için kullanılan sanat ve bilimin pratik bir kombinasyonudur. Renk çarkı, 1666'da renk spektrumunu bir daireye eşleyen Isaac Newton tarafından icat edildi. Renk tekerleği renk teorisinin temelidir, çünkü renkler arasındaki ilişkiyi göstermektedir.