
Kromozom, ; DNA'nın "histon" proteinleri etrafına sarılmasıyla, yoğunlaşarak oluşturduğu, canlılarda kalıtımı sağlayan genetik birimlerdir. Kromozomlar mikrometre boyutunda olup hücre bölünmesinin metafaz aşamasında ışık mikroskobu ile görüntülenebilmektedirler.

Potasyum, bir kimyasal elementtir. Simgesi K ve atom numarası 19 dur. Potasyum adını izole edildiği Potas olarak da bilinen potasyum karbonattan almıştır. Potasyum yumuşak, gümüş-beyaz renkli alkali bir metaldir. Doğada deniz suyunda ve pek çok mineralde diğer elementlere bağlı olarak bulunur. Havada hızla oksitlenir ve suya karşı da çok aktiftir. Potasyum, pek çok açıdan sodyuma kimyasal olarak benzese de yaşayan organizmalarda, özellikle de hayvan hücrelerinde, sodyumdan farklı muamele görür. Kandaki seviyesinin düşük olmasına hipokalemi, yüksek olmasına hiperkalemi denir.

Histonlar, çoğunlukla ökaryotik hücrelerde bulunan, küçük molekül ağırlıklı, bazik proteinlerdir. Lizin ve arginin içeriklerine göre, H1, H2A, H2B, H3, H4 ve arkeal histonlar olmak üzere 6 tiptir.

Plazma hücreleri, plazma B hücreleri ya da plazmositler, organizmanın sıvısal dirençliliğinde çok önemli rol oynayan, antikorları salgılayan immün sistem hücreleri
Kromatin, hücre çekirdeğindeki DNA'nın, histon denilen küçük molekül ağırlıklı bazik proteinler ile beraber oluşturduğu yapı.

Nükleozomun yapısının anlaşılması Roger Kornberg 1974
Profaz, mitoz hücre bölünmesinin karyokinez bölümünün ilk evresidir. Bir önceki evre olan interfazda eşlenen kromatin iplikler kısalıp kalınlaşarak kromozomları oluşturur. Kromozomlar ışık mikroskobunda görülebilir haldedir. Hayvanlarda sentrozomlar, interfazda çoğalarak çiftler halinde karşılıklı kutuplara göç ederler ve iğ ipliklerini kromozomların sentromerlerine uzatırlar. Bitkilerde sentrozom ve sentriyol bulunmadığı hâlde iğ iplikleri görülebilir. Çekirdek zarı ve çekirdekçik kaybolur. Profazın sonuna doğru, interfazda sitoplazma iskeletini oluşturan mikrotübüller dağılır ve nükleus dışında mitoz iğciği oluşmaya başlar. Bu iğcik sentriyoller arasında uzanan mikrotübül ve onlara bağlı proteinlerden ibaret çift kutuplu bir yapıdır.

Telofaz, ökaryotik hücrelerde mitoz ve mayozun son evresi. Anafazdan sonra görülür. Bu evrede kromozomlar görülmezler. İğ iplikleriyle hücrenin alt ve üst kutbuna taşınan kromatitler önce kromozomlara, sonra kromatin ipliklere dönüşürler. İğ iplikleri kaybolur. Sentrozom oluşur. Çekirdek zarı materyalleri hapsederek yeniden oluşur. Çekirdek zarları ve çekirdekçikler ortaya çıkar. Telofaz sonucunda bir çekirdekli diploit hücreden iki çekirdekli diploit hücre oluşur.
Epigenetik, biyolojide, DNA dizisindeki değişikliklerden kaynaklanmayan ama aynı zamanda ırsi olan gen ifadesi değişikliklerini inceleyen bilim dalıdır. Diğer bir deyişle, ırsi (kalıtımsal) olup genetik olmayan fenotipik varyasyonları incelemektedir. Bu değişiklikler hücreyi ya da organizmayı doğrudan etkilemektedir ancak, DNA dizisinde hiçbir değişiklik gerçekleşmemektedir.
Heterokromatin, interfaz aşamasında yoğunlaşmış halde bulunan kromatindir. Heterokromatik bölgeler geç replikasyon yapma özelliğine sahiptir. Konstitütif ve fakültatif olmak üzere iki formu bulunmaktadır. Çoğu bitki kromozomunun sonu konstitütif heterokromatin içerir. Heterokromatin, birden fazla çeşitte gelen, sıkıca paketlenmiş bir DNA veya yoğun DNA formudur. Bu çeşitler, kurucu heterokromatinin ve fakültatif heterokromatinin iki ucu arasında bir süreklilik üzerinde uzanır. Her ikisi de genlerin ifadesinde yer alır. Sıkıca paketlendiğinden, polimerazlar tarafından erişilemediği ve bu nedenle kopyalanmadığı düşünülüyordu, ancak Volpe ve diğerleri ve diğer birçok makale, bu DNA'nın çoğunun gerçekten kopyalandığını, ancak sürekli olarak RNA kaynaklı transkripsiyonel susturma (RITS) yoluyla geri döndüğünü öne sürmekte. Elektron mikroskobu ve OsO4 boyama ile yapılan son çalışmalar, yoğun paketlemenin kromatinden kaynaklanmadığını ortaya koymaktadır

Yükseltgen madde bir yükseltgenme-indirgenme (redoks) reaksiyonunda başka bir türden bir elektron alan element ya da bileşiktir. Yükseltgen maddelerin elektron kazandıklarından dolayı indirgendikleri söylenebilir.

Kalsiyum kromat (CaCrO4) parlak sarı renkli bir katıdır. Genellikle dihidrat halinde olur. Ancak kromatit olarak bilinen çok nadir bulunan doğal (mineral) formu, susuzdur. Çok zehirlidir.

Stronsiyum kromat formülü SrCrO4 olan kimyasal bir bileşiktir.

Potasyum kromat, kimyasal formülü K2CrO4 olan inorganik bir bileşiktir. Bu sarı katı madde, kromat anyonunun potasyum tuzudur. Sodyum kromat endüstriyel öneme sahip iken potasyum kromat daha çok laboratuvarlarda kullanılır. Potasyum kromat, kanserojen sınıfında bir madde olup kategori 2 kapsamında değerlendirilmektedir.

Hekzavalent krom (krom (VI), Cr (VI), krom 6, altı değerlikli krom), +6 oksidasyon durumunda (yani hekzavalent) krom elementini içeren herhangi bir kimyasal bileşik. Neredeyse tüm krom cevheri, özellikle de sodyum dikromat tuzu altı değerlikli krom ile işlenir. 1985 yılında yaklaşık 136.000 ton (300.000.000 lb) hekzavalent krom bileşiği üretildi. Diğer hekzavalent krom bileşikleri arasında krom trioksit ve çeşitli kromat ve dikromat tuzları vardır. Hekzavalent kromdan, tekstil boyalarında, ahşabın korunmasında, korozyon önleyici ürünlerde, kromat dönüşüm kaplamalarında ve çeşitli niş kullanımlarında faydalanılınır. Hekzavalent krom bileşiklerinin endüstriyel kullanımları, mürekkepler, plastikler ve boyalardaki kromat pigmentlerini, astarlara ve diğer yüzey kaplamalarına antikorozif maddeler olarak eklenen kromatları; ve dekoratif veya koruyucu bir kaplama sağlamak için metal parçalar üzerine elektrolizle kaplanmış kromik asiti içerir. Paslanmaz çelik üretiminde ve kromun eritilmesinde olduğu gibi "sıcak işler" yapılırken krom normalde 6 değerlikli halde bulunmamasına karşın yüksek sıcaklıktan dolayı altı değerli kroma dönüşüm gerçekleşir. Hekzavalent krom ayrıca içme suyunda ve kamu su sistemlerinde bulunabilir.

Krom sarısı kurşun(II) kromat (PbCrO4)’tır. Krokoit minerali şeklinde doğal olarak bulunsa da maden cevheri hiçbir zaman boya pigmenti olarak kullanılmadı. Fransız kimyager Louis Vauquelin yeni bir element olarak kromu keşfettikten sonra, 1797 yılında kurşun kromat laboratuvarda sentezlendi ve ondokuzuncu yüzyılın ikinci on yılın başında bir pigment olarak kullanıldı.

Sodyum kromat Na2CrO4 formülüne sahip bir inorganik bileşiktir. Tetra-, hekza- ve dekahidratlar oluşturabilen sarı higroskopik bir katı olarak bulunur. Cevherlerinden krom özütlemesinde bir ara maddedir.

Baryum kromat, BaCrO4 formülüne sahip sarı renkli, kum gibi toz bir maddedir. Bilinen bir oksitleyici maddedir ve baryum iyonlarının bir sonucu olarak ısıtıldığında yeşil bir alev üretir.
Kromat ve dikromat, sırasıyla kromat (CrO2-4) ile dikromat (Cr2O2-7) anyonları içeren tuzlardır. Kromun +6 yükseltgenme durumundaki oksianyonları olup her ikisi de yükseltgen maddelerdir.
Barr cisimciği veya X- Kromatin; Somatik Hücrelerde Nükleus Zarı'na yapışık olarak bulunan 0.7 ila 1.4 mikron büyüklüğündeki DNA parçası olup, inaktif forma geçen X kromozomunu ifade etmektedir.