İçeriğe atla

Kripton diflorür

Kripton diflorür
Skeletal formula of krypton difluoride with a dimension
Skeletal formula of krypton difluoride with a dimension
Spacefill model of krypton difluoride
Spacefill model of krypton difluoride
Adlandırmalar
Kripton diflorür
Kripton florür
Krypton(II) fluoride
Tanımlayıcılar
CAS numarası
3D model (JSmol)
ChemSpider
UNII
CompTox Bilgi Panosu (EPA)
  • InChI=1S/KrF2/c1-3-2 
    Key: QGOSZQZQVQAYFS-UHFFFAOYSA-N 
  • InChI=1/F2Kr/c1-3-2
    Key: QGOSZQZQVQAYFS-UHFFFAOYAJ
  • F[Kr]F
Özellikler
Kimyasal formülF2Kr
Molekül kütlesi121,79 g mol−1
Görünüm Renksiz, katı kristal
Yoğunluk3.24 g cm−3 (katı halde)
Yapı
P42/mnm, No. 136
a = 0.4585 nm, c = 0.5827 nm
Doğrusal
Dipol momenti 0 D
Benzeyen bileşikler
Benzeyen bileşikler
Xenon difluoride
Aksi belirtilmediği sürece madde verileri, Standart sıcaklık ve basınç koşullarında belirtilir (25 °C [77 °F], 100 kPa).

Kripton diflorür, KrF2 kripton ve florun oluşturduğu kimyasal bileşiktir. Keşfedilen ilk kripton bileşiği olan kripton diflorür uçucu renksiz bir katıdır. KrF2'nin yapısı lineerdir ve Kr-F mesafesi 188,9 pm'dir. Güçlü Lewis asitleri ile reaksiyona girerek KrF+ ve Kr2F3+ katyon tuzlarını oluşturur. KrF2 en kolay ve en fazla üretilebilen kripton bileşiğidir. Oldukça güçlü bir oksitleyici ajan olan kripton diflorür, ksenonu ksenon hekzaflorüre veya iyotu iyot pentaflorüre dönüştürebilme kabiliyetine sahiptir. Bu oksidant özelliği ile florürleri ve altını oksitlemede kullanılır.

Sentezi

Kripton diflorür elektrik boşalımı, fotokimyasal, yüksek gerilimli tel ve proton bombardımanı gibi farklı yöntemlerle sentezlenebilir. Bileşik ayrıca, kriptonun sıvı helyum sıcaklığındaki argon flor karışımında morötesi ışınına maruz bırakılmasıyla da elde edilebilir. Ürün −78 °C'de bozunmadan saklanabilir. Kripton diflorür üretiminde kullanılan ilk metot elektrik boşalımıdır. Bu yöntemde 40-60 torr basınç ve sırasıyla 1:1 veya 2:1 oranında F2 ve Kr karışımı gerekir. Yöntemde bu iki element arasında büyük miktarda enerji arklaması yapılır. Sonuçta saatte 0,25 gram kadar ürün elde edilebilir.[1][2] Proton bombardımanı ile yapılan üretimde saatte maksimum 1 g ürün elde edilebilir. Bu yöntemde F2 ve Kr karışımı, 10 MeV enerji seviyesinde ve 133 K sıcaklığında proton demeti ile bombardıman edilir. Göreli yüksek miktarlarda KrF2 üretiminde en hızlı yöntem budur ancak (siklotrondan elde edilebilen) α-parçacığı gerektirir.[1][3]

Kaynakça

  1. ^ a b Lehmann, J (2002). "The chemistry of krypton". Coordination Chemistry Reviews. Cilt 233-234. s. 1. doi:10.1016/S0010-8545(02)00202-3. 
  2. ^ Kinkead, S. A.; Fitzpatrick, J. R.; Foropoulos, J. Jr.; Kissane, R. J.; Purson, D. (1994). "3. Photochemical and thermal Dissociation Synthesis of Krypton Difluoride". Inorganic Fluorine Chemistry: Toward the 21st Century. San Francisco, California: American Chemical Society. ss. 40-54. doi:10.1021/bk-1994-0555.ch003. ISBN 978-0-8412-2869-6. 
  3. ^ DOI:10.1021/ic50038a048

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Soy gaz</span> Kimyasal element grubu

Soy gaz veya asal gaz, standart şartlar altında her biri, diğer elementlere kıyasla daha düşük kimyasal reaktifliğe sahip, kokusuz, renksiz, tek atomlu gaz olan kimyasal element grubudur. Helyum (He), neon (Ne), argon (Ar), kripton (Kr), ksenon (Xe) ve radon (Rn) doğal olarak bulunan altı soy gazdır ve tamamı ametaldir. Her biri periyodik tablonun sırasıyla ilk altı periyodunda, 18. grubunda (8A) yer alır. Grupta yer alan oganesson (Og) için ise önceleri soy gaz olabileceği ihtimali üzerinde durulsa da günümüzde metalik görünümlü reaktif bir katı olduğu öngörülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Klor</span> 17 atomik numaralı kimyasal element

Klor, VIIA grubunda bulunan hafif, keskin kokulu, yeşilimsi sarı renkli, tahriş edici ve zehirleyici bir gaz. Havadan 2,5 kat ağır olan klor ilk zamanlar bir bileşik olarak kabul ediliyordu. Klor ilk olarak 1774 yılında Carl Wilhelm Scheele tarafından keşfedildi. 1810 yılında ise bugünkü ismi Humphry Davy tarafından verildi.

<span class="mw-page-title-main">Azot</span> simgesi N ve atom numarası 7 olan element

Azot ya da nitrojen, simgesi N olan bir element olup atom numarası 7'dir. Renksiz, kokusuz, tatsız ve inert bir gazdır. Azot, dünya atmosferinin yaklaşık %78'ini oluşturur ve tüm canlı dokularında bulunur. Azot ayrıca, amino asit, amonyak, nitrik asit ve siyanür gibi önemli bileşikler de oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">İyot</span> sembolü I ve atom numarası 53 olan kimyasal element

İyot, sembolü I, atom numarası 53 olan bir elementtir. Kimyasal olarak iyot halojenlerin en az reaktif olanı, astatin'den sonra en elektropozitif olanıdır. İyot başlıca tıpta, fotoğrafçılıkta ve boya imalatında kullanılır. Çoğu canlının eser miktarda iyota gereksinimi vardır.

Astatin; simgesi At, atom numarası 85 olan radyoaktif bir elementtir. Yalnızca bazı ağır elementlerin bozunma ürünü olarak meydana gelir ve Dünya'nın yerkabuğunda doğal yollarla oluşan elementlerin en nadir olanıdır. En kararlı izotopu, 8,1 saatlik yarı ömre sahip astatin-210'dur. Kendi radyoaktivitesinin ürettiği ısı ile anında buharlaşmasından ötürü elementin saf bir örneği elde edilememiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kripton</span>

Kripton, periyodik tablonun 8-A grubunda yer alan, atom numarası 36, simgesi ise Kr olan ve soy gaz özellikleri gösteren kimyasal elementtir. Tek atomlu, renksiz, tatsız ve kokusuz bir gazdır. Hacim olarak, havada milyonda bir oranında bulunur. Soygazlar arasında ksenondan sonra en kolay sıvılaşandır (-152,9 °C). Kimyasal etkinliği yoktur. Isı iletkenliği kötüdür. Bu yüzden ksenonla birlikte kimi akkor lambaların içine, filamanın yüksek ısıya gelip daha bol ışık vermesi amacıyla kullanılır. Kriptondan, deşarj tüplerinde, ışık kaynağı olarak yararlanılır. Turuncu ışınım veren izotoplarından biri, Ekim 1983'e dek temel uzunluk birimi olan metrenin tanımlanmasında kullanıldı.

Ksenon, Xe sembolü ile gösterilen 54 atom numaralı kimyasal elementtir. Renksiz, ağır, kokusuz bir soy gaz olan ksenon Dünya atmosferinde eser miktarda bulunur. Genellikle reaktif olmayan element, sentezlenen ilk soy gaz bileşiği olan ksenon heksafloroplatinatın oluşumu gibi birkaç kimyasal reaksiyona maruz kalabilir.

<span class="mw-page-title-main">Ksenon tetraflorür</span> bir ksenon atomu, dört flor atomundan oluşan bileşik

Ksenon tetraflorür (XeF4) bir ksenon atomu, dört flor atomundan oluşan bileşik.

Süblimleşme, katı maddelerin ısıtılınca, ara bir hâl olan sıvı hâle geçmeden doğrudan gaz hâle geçmesi. Süblimleşme endotermik faz değişimidir. Faz diyagramındaki üçlü noktanın altında gerçekleşir. Süblimleşme'nin tersine ise kırağılaşma denir.

<span class="mw-page-title-main">Termal buharlaştırma biriktirme</span>

PVD kaplama teknikleri arasında en basit olanıdır. Kaplanacak malzeme, herhangi bir şekilde ısı etkisi ile buharlaştırılır ve buharlaşan atomlar, substrat(kaplanan malzeme) üzerinde giderek yoğuşurlar. İşlem 10-5 – 10-6 ton basınçlı vakum ortamında yapılır. Kaplanan malzemeyi buharlaştırmak için çeşitli teknikler vardır bu teknikler; a) Buharlaştırılacak malzemenin, doğrudan konduğu potaya direnç olarak bağlanması, b) İndüksiyon ocağı ile ısıtma, c) Bir elektron tabancası ile elektron ışını bombardımanı, d) Elektrik arkı oluşturulması, e) Lazer ışını uygulanarak ısıtma ile, buharlaştırma işlemi yapılabilir. Bu tekniklerde, doğrudan direnç, indüksiyon, elektron tabancası ile ışın bombardımanı ve vakum ark en önemlileridir. Buharlaştırıcı potaları refrakter metallerden(Mo,W, Ta), oksitlerden(Al2O3,SiO2,M2O, ThO) veya grafitten yapılır. 1700 C’nin üzerindeki sıcaklıklarda, su soğutmalı bakır potalarda kullanılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Soy gaz bileşiği</span>

Soy gaz bileşiği, içeriğinde en az bir soy gaz olan bileşiklerdir. 20. yüzyılın ortalarına kadar genel kanı soy gazların kimyasal tepkimelere giremeyecekleri, dolayısıyla bileşik oluşturamayacakları yönündeydi.

<span class="mw-page-title-main">Ksenon diflorür</span>

Ksenon diflorür, kimyasal formülü XeF2 olan güçlü bir florürleyici maddedir. En stabil ksenon bileşiklerinden biridir. Kovalent inorganik florürlerin birçoğu gibi neme duyarlıdır. Işık veya su buharı ile temas ettiğinde ayrışır. Ksenon diflorür, yoğun beyaz kristalli bir katıdır. Mide bulandırıcı kokuya ve düşük buhar basıncına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Florokarbon</span>

Florokarbonlar, bazen perflorokarbon veya PFC olarak da anılır, CxFy formülüne sahip organoflor bileşikleridir. Sadece karbon ve flor içerirler fakat terminoloji her zaman çok sıkı takip edilmemektedir. Perfloro- ön ekine sahip bileşikler, heteroatomlu olanlar da dâhil olmak üzere hidrokarbonlardır, burada tüm C-H bağları C-F bağlarıyla değiştirilmiştir. Florokarbonlar perfloroalkanlar, floroalkenler ve floroalkinler ve perfloroaromatik bileşikler olabilir. Florokarbonlar ve bunların türevleri floropolimerler, soğutucular, çözücüler ve anestezikler olarak kullanılır.

İyot pentafluorür, IF5 kimyasal formülüne sahip florür ve iyottan oluşan bir interhalojen bileşiktir. 3.250 g cm−3 yoğunluğa sahip, renksiz veya sarı bir sıvıdır. İlk olarak 1891'de Henri Moissan tarafından flor gazı içinde katı iyot yakılarak sentezlendi. Bu ekzotermik reaksiyon, reaksiyon koşulları iyileştirilmiş olmasına rağmen hala iyot pentaflorür üretmek için kullanılır. I2 + 5 F2 → 2 IF5

<span class="mw-page-title-main">İyot heptaflorür</span> kimyasal bileşik

İyot heptaflorür, diğer adıyla iyot(VII) florür ya da iyot florür, IF7 kimyasal formülüne sahip interhalojen bileşiktir. VSEPR teorisinde öngörüldüğü gibi alışılmadık bir beşgen bipiramidal yapıya sahiptir. Molekül, Berry mekanizmasına benzeyen ancak heptakoordineli bir sistem için kullanılan sahte bir Bartell mekanizması isimli bir yeniden düzenlemeye tabi tutulabilir. 4.5 °C'de eriyen renksiz kristallerden oluşur: sıvı aralığı son derece dardır, kaynama noktası 4.77 °C'dedir. Yoğun buhar, küflü ve buruk bir kokuya sahiptir. Molekül D5h simetriye sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Hidrojen bromür</span>

Hidrojen bromür, HBr formülüne sahip iki atomlu moleküldür. Renksiz bir bileşik ve bir hidrojen halojenürdür. Hidrobromik asit, su içinde bir HBr çözeltisidir. Hem HBr'nin susuz hem de sulu çözeltileri, bromür bileşiklerinin hazırlanmasında ortak reaktiflerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hipofloröz asit</span>

Hipofloröz asit, kimyasal formül HOF, florun bilinen tek oksoasididir. Hipofloritlerde oksijenin oksidasyon durumu 0'dır. Aynı zamanda katı olarak izole edilebilen tek hipohaloid asittir. HOF, suyun, hidrojen florür, oksijen diflorür, hidrojen peroksit, ozon ve oksijen üreten flor ile oksidasyonunda bir ara maddedir. HOF oda sıcaklığında patlayıcıdır, HF ve O2 oluşturur:

2 HOF → 2 HF + O2
<span class="mw-page-title-main">Nitro bileşiği</span>

Nitro bileşikleri, bir veya daha fazla nitro fonksiyonel grubu (−NO2) içeren organik bileşiklerdir. Nitro grubu, dünya çapında kullanılan en yaygın eksplosoforlardan (bileşiği patlayıcı madde yapan fonksiyonel grup) biridir. Nitro grubuda güçlü bir elektron çeken gruptur. Bu özellik nedeniyle, nitro grubuna alfa (bitişik) olan C-H bağları asidik olabilir. Aynı nedenden dolayı, aromatik bileşiklerde nitro grubunun varlığı elektrofilik aromatik sübstitüsyonu yavaşlatsa da nükleofilik aromatik sübstitüsyonu kolaylaştırır. Nitro grupları, doğada nadiren bulunur ve nitrik asit ile başlayan nitrolama reaksiyonları tarafından neredeyse her zaman üretilir.

Katı hâl kimyası, bazen malzeme kimyası olarak da adlandırılır, katı faz malzemelerinin, özellikle, ancak sadece moleküler olmayan katıların sentezi, yapısı ve özelliklerinin incelenmesidir. Bu nedenle, katı hal fiziği, mineraloji, kristalografi, seramik, metalurji, termodinamik, malzeme bilimi ve elektronik ile yeni malzemelerin sentezine ve karakterizasyonuna odaklanan güçlü bir örtüşmeye sahiptir. Katılar, ana partiküllerinin düzenlenmesinde mevcut olan düzenin doğasına göre kristal veya amorf olarak sınıflandırmak mümkündür.

<span class="mw-page-title-main">Elektron iyonizasyonu</span>

Elektron iyonizasyonu, enerjik elektronların iyonlar üretmek için katı veya gaz fazı atomları veya molekülleri ile etkileşime girdiği bir iyonizasyon yöntemidir. EI, kütle spektrometrisi için geliştirilen ilk iyonizasyon tekniklerinden biriydi. Ancak bu yöntem hala popüler bir iyonizasyon tekniğidir. Bu teknik, iyonları üretmek için yüksek enerjili elektronlar kullandığı için sert bir iyonizasyon yöntemi olarak kabul edilir. Bu, bilinmeyen bileşiklerin yapı tespiti için yardımcı olabilecek kapsamlı parçalanmaya yol açar. EI, moleküler ağırlığı 600'ün altında olan organik bileşikler için en yararlı olanıdır. Aynı zamanda, katı, sıvı ve gaz halindeki birkaç başka termal olarak kararlı ve uçucu bileşik, çeşitli ayırma yöntemleriyle birleştirildiğinde bu tekniğin kullanılmasıyla tespit edilebilir.