İçeriğe atla

Kraliçe arı sendromu

Kraliçe arı sendromu, özellikle erkek egemen işlerde, üst kademelerdeki kadınların kimisinde gözlenen hemcinsleri ile arasına mesafe koyma ve onları desteklememe eğilimini ifade eder.

Bu olgu ilk kez Michigan Üniversitesi'nden psikologlar Graham Staines, Toby Epstein Jayaratne ve Carol Tavris tarafından 1973 yılında tanımlanmıştır. Araştırmacılar, erkek egemen iş alanlarındaki kıdemli pozisyonda veya üst yönetimdeki kadınların, aynı örgütteki diğer kadın çalışanlara karşı kötü davranışlarını gözlemiş ve bunu arı kovanlarında kraliçe arının iktidarını devam ettirme arzusuna benzetmiştir.[1][2] Çeşitli araştırmalar, işyerlerinde cam tavanı kırarak yönetici pozisyonuna yükselmeyi başarmış kadınların, diğer kadınlara mentorluk, rol model olma ve terfi imkanı sunma gibi yollarla desteklerinin yüksek olmadığını göstermiştir.[2]

Kraliçe arı sendromu kimi çalışmalarda yönetici kadınların hemcinslerine yönelik cinsiyetçi bir davranış olarak açıklanmış; bazı başka çalışmalarda ise yönetici konumdaki kadınların erkek çalışanlar tarafından cinsiyetlerinden ötürü kendilerine yaşatılan yetersizlik ve dışlanmışlık hisleriyle baş etmek için başvurdukları bir yol olarak kavramsallaştırılmıştır.[3][4] Bu nedenle kraliçe arı davranışı hem cinsiyetçiliğe yol açan hem de bu ayrımcılığın bir sonucu olan bir olgu olarak değerlendirilir.[2]

Kraliçe arı sendromunun, mobbing, cam tavan gibi güçlü sendromların belirli özellikleri ile birleşmesi ile orta çıkan daha güçlü hali, "pembe taciz" olarak kavramsallaştırılmıştır.

Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları ile ilişkisi

Kraliçe arı sendromunun ortaya çıkışı, toplumsal cinsiyet kalıp yargılarının gücü ve yaygınlığı ile ilişkilidir. Toplum içinde erkeklik girişken, agresif olma gibi bazı özelliklerle; kadınlık ise evcimen ve duygusal olmak gibi bazı özelliklerle ilişkilendirilir.[5] Öte yandan başarılı bir yöneticiliğin erkeksi özelliklere sahip olmayı gerektirdiğine dair inanç yaygın olarak kabul görür.[6] Bu nedenle kadınlar ancak erkeksi kabul edilen özellikleri sergileyerek yükselebilirler ve bazı kadınlar, onlara yönetici olarak güven duyulmamasına sebep olacağı endişesi ile kadınsı davranışlardan kaçınma eğilimindedirler. İş yaşamında kadınsı özellikleri sergileyen hemcinslerinden uzak durmak, bu eğilimin ya da stratejik tercihin bir sonucudur.

Davranış kalıpları

Kraliçe arı sendromu üzerine yapılan kimi araştırmalarda kraliçe arıların şu davranış kalıplarına sahip oldukları iddia edilmiştir:[2]

  • erkek gibi olmak,
  • diğer kadınlardan farklı olduklarını vurgulamak,
  • mevcut cinsiyet hiyerarşisini onaylayıp meşrulaştırmak.

Kimi çalışmalara göre "kraliçe arılar" tüm kadınlara karşı rekabetçi bir tutum göstermez; kendilerine benzer kariyer yollarından geçmiş, başarılı, eril kadınlara sıcak ve yardımsever davranırlar ancak tecrübesiz veya yeterince başarılı olamayan, dolayısıyla dişil ve evcimen kadın stereotipinden kendini kurtaramamış kadınlardan kendilerini soyutlar ve onlara soğuk davranırlar.[4]

Örnekler

İngiltere'nin ilk kadın başbakanı Margaret Thatcher, kabinesindeki ve yönetimindeki diğer kadınların kariyerlerini ilerletmediği için kraliçe arı olarak tanımlanmaktadır.[7] Dünyanın üçüncü kadın başbakanı İsrailli Golda Meir, Hindistan'da 16 yıl başbakanlık yapan ve dünyada en uzun süre başbakanlık yapmış kadın olan Indra Gandhi, kraliçe arı olarak tanımlanan liderlerdendir.[8]

Pembe taciz

Kadın çalışanların, kendini kanıtlama isteği baskın olan, zirvede olmanın ayrıcalığını yaşayan, erkek gözüyle görme ve yönetme hevesi içinde olan diğer kadın yönetici ya da çalışanlardan gördükleri mobbing davranışı, 2014 yılında Türkiye'de yapılan bir çalışmada "pembe taciz" olarak kavramsallaştırılmıştır.[9] Pembe taciz, kraliçe arı sendromunun mobbing, cam tavan gibi güçlü sendromların belirli özelliklerinin birleşmesi ile ortaya çıkmış daha güçlü bir hali olarak ele alınmaktadır.[10]

Popüler kültürde ele alınışı

Kraliçe arı sendromunun ele alındığı bir örnek, 2004 ABD yapımı Mean Girls' adlı filmdir.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Francine D. Blau and Jed DeVaro (2007). "New Evidence on Gender Differences in Promotion Rates: An Empirical Analysis of a Sample of New Hires". Cornell University ILR School. s. 16. 18 Temmuz 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2010. 
  2. ^ a b c d Bayat, İrep; Baykal, Beril (31 Aralık 2021). "Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığının Yarattığı Engeller: Çalışma Yaşamında Varolmaya Çalışan Kadın". Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 23 (3): 745-762. doi:10.26745/ahbvuibfd.990887. 5 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2023. 
  3. ^ Derks, Belle; Ellemers, Naomi; van Laar, Colette; de Groot, Kim (Eylül 2011). "Do sexist organizational cultures create the Queen Bee?: Experienced sexism and the Queen Bee". British Journal of Social Psychology (İngilizce). 50 (3): 519-535. doi:10.1348/014466610X525280. 
  4. ^ a b Baykal, Elif (2018). "Sosyal Kimlik Teorisi Perspekrifiyle Kraliçe Arı Sendromu". Karadeniz Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi. 8 (16): 159-175. ISSN 2146-3727. 18 Mart 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2023. 
  5. ^ Ellemers, Naomi (4 Ocak 2018). "Gender Stereotypes". Annual Review of Psychology. 69 (1): 275-298. doi:10.1146/annurev-psych-122216-011719. ISSN 0066-4308. 9 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Kasım 2021. 
  6. ^ "Yöneticilik Özelliklerine İlişkin Algılanan Cinsiyet Kalıp Yargılarının Analizi". Ankara Ünivesitesi SBF Dergisi. 2018. 9 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Şubat 2023. 
  7. ^ Duman, Canan (17 Ocak 2022). "Pembe taciz, kraliçe arı sendromu nedir?". Independent Türkçe. 17 Ocak 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2023. 
  8. ^ Sengupta, Shombit Sengupta (14 Nisan 2013). "Queen bee syndrome". Financialexpress (İngilizce). 21 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2023. 
  9. ^ Karakuş, Hatice (26 Ağustos 2019). "KRALİÇE ARI SENDROMU - PEMBE TACİZ". the Journal of Academic Social Sciences. 2 (2): 334-356. doi:10.16992/ASOS.101. 21 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2023. 
  10. ^ Öztürk, Umut Can (Ocak 2015). "İşyerinde Tacizin Pembe Hali: Kadınların Kadınlara Uyguladığı Mobbing" (PDF). 21 Şubat 2023 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 

Okuma

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Pro-feminizm ya da profeminizm, herhangi bir feminist hareketin bir üyesi olmayı ima etmeksizin feminizmin hedeflerini desteklemeyi işaret etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kadın</span> erişkin dişi insan

Kadın, dişi cinsinde olan yetişkin insandır.

<span class="mw-page-title-main">Kadın düşmanlığı</span>

Kadın düşmanlığı veya mizojini, kadınlara karşı duyulan soğukluk, antipati veya abartılı düşmanlıktır. İngilizcedeki "misogyny" terimi Yunancadaki kadın (gyne) ve nefret etmek (misein) kelimelerinden türetilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet</span>

Cinsiyet, erillik ve dişilik arasında farklılık gösteren özellikler aralığı veya bağlama göre, bu özellikler biyolojik cinsiyeti ve cinsiyete dayalı toplumsal yapıları kapsayabilir.

<span class="mw-page-title-main">Transseksüellik</span> kişinin kendisini farklı bir cinsiyet kimliğinde hissetmesi veya cinsiyet değiştirmesi

Transseksüellik, kişinin, kendisini atanmış cinsiyetine ait hissetmeyerek farklı bir cinsiyet kimliğini benimsemesi durumudur. Transseksüellik, kişinin cinsiyet kimliğini belirtir, bu sebeple cinsel yönelim ile karıştırılmamalıdır. Transseksüel bir kişi heteroseksüel, homoseksüel, aseksüel ya da biseksüel gibi cinsel yönelimlere sahip olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Mobbing</span>

Mobbing ya da bezdiri (Yıldırma), bir grup insanın, bir kimseye veya başka bir gruba sosyal kabadayılık yapması.

<span class="mw-page-title-main">Taciz</span> saldırganlık, kötü davranış

Taciz birçok kötü davranışı kapsamaktadır. Kelime hukuki bir anlamda kullanıldığı zaman tehdit edici, rahatsızlık veren ve toplum tarafından tasvip edilmeyen davranışları kasteder. İfade özgürlüğünü destekleyen toplumlar da, sadece ısrarla tekrarlanan ve doğru olmayan ifadeler hukuki anlamda taciz sayılır. Cinsel taciz, ısrarcı ve istek dışı cinsel yaklaşımlar için kullanılan terimdir. Bu tür taciz genellikle sokakta yalnız yürürken bazen de iş ortamlarında gerçekleşir ve cinsel yaklaşımları geri çevirmek mağdur kimseyi dezavantajlı bir durumda bırakabilir.

Rett sendromu, yaygın gelişimsel bozukluklardan birisi olarak sınıflandırılan beyinsel gelişim bozukluğudur. Ancak bunun yanlış bir sınıflandırma olduğunu ve benzer şekilde otistik belirtiler gösteren frajil X sendromu, tüberoz skleroz ya da Down sendromunun yaygın gelişimsel bozukluklar olarak sınıflandırılabileceğini önesüren görüşler bulunmaktadır. Bu sendromun belirtileri kolaylıkla otizm ve Angelman sendromunun belirtileriyle karışır. Klinik belirtiler arasında baş büyüme hızının azalması ve bazen mikrosefali, küçük el ve ayaklar bulunur. Stereotipik ve yineleyici el hareketleri de gözlenir. Bilişsel bozukluk ve gerileme döneminde de sosyalleşme sorunları da belirtiler arasında görülür. Okula girdikleri dönemde sosyalleşme genellikle düzelir. Rett sendromu olan kız çocuklar gastrointestinal bozukluklara yakalanmaya yatkındır ve %80’i nöbet geçirir. Hemen hemen hiç sözel becerileri yoktur ve kadınların %50’si yürüyemez. Skolyoz, büyüme eksikliği ve kabızlık çok yaygındır ve sorunlu olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel taciz</span>

Cinsel taciz, cinsel iyilik karşılığında istenmeyen ve uygunsuz ödül vaatleri dahil olmak üzere, açık veya örtülü cinsel imaların kullanılmasını içeren bir taciz türüdür. Cinsel taciz, sözlü ihlallerden cinsel istismara veya saldırıya kadar bir dizi eylemi içerir. Taciz işyeri, ev, okul veya dini kurumlar gibi birçok farklı sosyal ortamda meydana gelebilir. Tacizciler veya kurbanlar herhangi bir cinsiyetten olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Drag queen</span>

Drag queen, eğlence veya moda için genellikle abartılı feminen tavırlar ve toplumsal kadın rolleri benimseyerek kadın kıyafetleri giyen kişi. Drag queen kişilikler genellikle erkekler tarafından yaratılır.

<span class="mw-page-title-main">Ergenlikte eşcinsellik</span>

Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsiyet eşitsizliği</span>

Cinsiyet eşitsizliği, bireylerin cinsiyetlerine göre maruz kaldıkları eşit olmayan davranışlar, tutumlar ve algıları anlatmak için kullanılan bir kavramdır. Kökeni, toplumsal cinsiyet rollerindeki farklılıklardır. Cinsiyet sistemleri genellikle kesin hatlarla ikiye ayrılmış ve hiyerarşik yapıya sahiptir; cinsiyet ikiliği sistemleri günlük yaşamın sayısız boyutunda kendini gösteren eşitsizlikleri yansıtabilmektedir. Cinsiyet eşitsizliği deneysel temellere dayandırılmış ya da toplumsal olarak kabul edilmiş ayrıcalıklardan kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">XXYY sendromu</span> Sendrom

XXYY sendromu, erkeklerin fazladan bir X ve Y kromozomlarının bulunduğu eşey kromozomları bozukluğu. İnsan hücreleri genellikle anne ve babadan olmak üzere iki cinsiyet kromozomu içerir. Genellikle dişiler iki X kromozomuna (XX), erkekler bir X bir Y kromozomuna (XY) sahiptir. Düzgün çalışan bir SRY geni en az bir Y kromozomunun ortaya çıkmasıyla erkek olur. Bu nedenle XXYY kromozomuna sahip olan insanlar normalde erkek olur. XXYY sendromlu erkekler 46 yerine 48 kromozoma sahiptir. Bu yüzden XXYY sendromu bazen 48, XXYY sendromu olarak yazılır. Yaklaşık her 18.000-40.000 erkek doğumunda bir XXYY sendromlu bireyin doğduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kırgızistan'da LGBT hakları</span>

Kırgızistan'da lezbiyen, gey, biseksüel ve transgender (LGBT) bireyler, LGBT olmayan bireylerin karşılaşmadığı yasal ve toplumsal zorluklara uğrayabilir. Kırgızistan'da hemcins cinsel ilişkileri hem erkekler hem de kadınlar için yasaldır fakat karşı cins çiftlerinin sahip olduğu yasal korunmalar hemcins çiftlerinin başta olduğu hanehalklarına mevcut değildir.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Cam tavan</span>

Cam tavan, toplumda kadınların ve/veya azınlık grubu oluşturan kişilerin maruz kaldıkları ve mevcut hiyerarşik düzende belli bir seviyenin üstüne yükselmelerine engel olan soyut ayrımcılığı ifade eden bir metafordur.

Cam asansör ; kadın egemen mesleklerdeki erkeklerin kariyerlerinde kadınlara kıyasla daha kolay bir şekilde yükselmelerini ifade eden sosyolojik bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet kalıp yargısı</span>

Toplumsal cinsiyet kalıp yargısı, farklı cinsiyetlere mensup bireylerin özellikleri ve davranışlarının neler olduğu ve toplumda bu cinsiyetler için uygun veya arzu edilir olarak kabul edilen tutum ve davranışların neler olduğu hakkında o cinsiyetin tüm bireylerine genelleştirilen fikirlerdir.

Teknoloji endüstrisindeki cinsiyetçilik, teknoloji endüstrisini kadınlar için daha az samimi, daha az erişilebilir ve daha az karlı hale getiren açık, üstü kapalı veya gizli mesleki cinsiyetçiliktir. Kadınların teknoloji sektörüne katılımı bölgelere göre değişmekle birlikte kullanılan ölçüye göre genel olarak %4 ile %20 arasında değişmektedir. Araştırmacılar tarafından incelenen olası nedenler arasında cinsiyet klişeleri, bu inançlardan etkilenen yatırımlar, erkek egemen bir ortam, cinsel taciz konusunda farkındalık eksikliği ve endüstrinin kendisi yer alıyor.

İş hayatında kadın olma konusu, “Toplumsal Cinsiyet” ve “Kadın Çalışmaları” gibi alanlar içerisinde değerlendirme konusu yapılan bir başlıktır. Ataerkilliğin olduğu toplumlarda, üretime katılım erkeklerin sorumluluk alanı olarak görülürken, kadınlar “çocuk doğurmak, sağlıklı şekilde büyütmek ve evin düzenini korumak” ile sorumlu görülür. Bu anlayışın bir sonucu olarak, “kadınların çalışma hayatında geri planda kalması” söz konusudur.