Din, nadiren de olsa ilmet, genellikle doğaüstü, transandantal ve cansal unsurlarla ilişkilendirilmiş, çeşitli ayinler ve uygulamaları içeren, ahlak, dünya görüşleri, kutsal metinler ve yerler, kehanetler, etik kuruluşlarından oluşan bir sosyo-kültürel sistemdir.
Astronomi, gök bilimi ya da gökbilim gök cisimlerinin kökenlerini, evrimlerini, fiziksel ve kimyasal özelliklerini açıklamaya çalışan doğa bilimi dalıdır. Astronominin sınırlı ve özel bir alanı olan gök mekaniği ile karıştırılmaması gerekir. Astronomi daha açık bir deyişle, yörüngesel cisimleri ve Dünya atmosferinin dışında gerçekleşen, yıldızlar, gezegenler, kuyrukluyıldızlar, kutup ışıkları, gökadalar ve kozmik mikrodalga arkaalan ışınımı gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen bilim dalıdır.
Bilim veya ilim, nedensellik, merak ve amaç besleyen, olguları ve iddiaları deney, gözlem ve düşünce aracılığıyla sistematik bir şekilde inceleyen entelektüel ve uygulamalı disiplinler bütünüdür. Kimi kullanımlarda bu tanımın "ilim" için geçerli olmadığının altını çizmek gerekir. Çünkü bilim somut, evrensel olayları kendine konu edinmişken ilim doğaötesi olaylarla da ilgilenebilir fakat somut kanıt sunmaz. Bilimi sınıflandıran bilim felsefecileri bilimi formal bilimler, sosyal bilimler ve doğa bilimleri olmak üzere üçe ayırır. Bilimin diğer tüm dallardan en ayırt edici özelliği, savunmalarını somut kanıtlarla sunmasıdır. Bu sayede bilim, bilinmeyen olguları açıklamamıza ve evreni idrak etmemize güçlü destek olur.
Mitoloji, mit veya söylen bilimi belirli bir din veya kültürdeki insanlık ile evrenin yaratılış ve doğasını, geleneklere özgü inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik söylencelerin tümü. Mit (söylen) sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır.
Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan sözlere veya kavramlara Türkçe eğretileme; Arapça mecaz, istiare; Fransızca trope denir.
Tanrı ya da ilah, Klasik teistik inanç sistemlerinde Mutlak Varlık, Mutlak Benlik ve tüm varoluşun temel kaynağı olarak görülen varlık. Tek tanrılı inançlarda evrenin tek yaradanı ve yöneteni olarak kabul edilir. Çok tanrılı inançlarda genelde ilahların cinsiyeti bulunur ve eril olanlarına tanrı, dişi olanlarına tanrıça denir. Tektanrılı ve henoteistik inançlardaki Tanrı kavramını tanımlamak için ise sadece tanrı sözcüğü kullanılabilir.
Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist ya da yıldırıcı denilmektedir. Bununla birlikte bu ifade oldukça tartışmalı bir kavram olup üzerinde akademik ya da uluslararası fikir birliği yoktur. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Buna benzer olarak; devlet organlarını direkt olarak kullanmayıp, iktidarlardaki grubun veya partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm sonucu da benzer yargılamalar olabilmektedir. Birçok akademisyen çeşitli hükûmetlerin eylemlerinin de "terörizm" olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler gerçekleşen bir direniş hareketini "terörizm" ile etiketleyebilir.
Astronom, astrofizikçi ya da gök bilimci, Dünya'nın kapsamı dışındaki belirli bir soru veya alan üzerine çalışan astronomi alanında uzmanlaşmış bir bilim insanıdır. Gözlemsel veya teorik astronomide yıldızlar, gezegenler, uydular, kuyruklu yıldızlar ve gökadalar gibi astronomik nesneleri gözlemlerler. Astronomların çalıştığı konular veya alanlar arasında gezegen bilimi, güneş astronomisi, yıldızların kökeni veya evrimi ile gökadaların oluşumu gibi konular yer alır. İlgili ancak farklı bir konu olan fiziksel kozmoloji ise Evren'i bir bütün olarak inceler.
Kozmoloji, bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalıdır.
Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veyahut dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.
Şehit kutsal bir ülkü, din veya inanç uğrunda ölen kimse. Şehit olma eylemine "şehâdet" adı verilir.
Canlı ya da organizma, biyoloji ve ekolojide fonksiyonlarını yaşama mümkün olduğunca uyum sağlayarak sürdürebilen basit yapı moleküllerinin veya karmaşık organ sistemlerinin bir araya gelmesiyle oluşan varlıklar için kullanılan bir kavramdır.
Etrüsk mitolojisi veya Etrüsk dini, Etrüsklerin mitolojik yazın ve inançları ile birlikte yaptıkları dini adet ve uygulamaların bütünüdür.
Tapınak, ibadethane ya da mabet; yüce bir varlığa tapınılan ve bazı diğer dinî ritüellerin gerçekleştirildiği kutsal yapı. Türkçe tapınak sözcüğü tapmak kökünden gelir. İbadethane sözcüğü Farsça ve mabet sözcüğü Arapça kökenlidir.
Kökten dincilik, genellikle dinî esaslı aslî kaidelere geri dönme talebiyle kendini belli eden ve bu kaidelere katı bir biçimde bağlı olan, diğer görüşlere karşı toleranssız ve laiklik karşıtı dinî hareket veya bakış açısı. Kökten dincilik, genellikle dinî tabiattaki bir dizi kurala sıkı sıkıya bağlı, çağdaş, sosyal ve siyâsî yaşam ile ilgili üzerinde uzlaşılmış prensiplere karşı tepkisi olan inancı belirtir.
Mevlânâ, İslâm dininde, din açısından önder olarak görülen ya da İslâm ilimlerinde başarı kazanmış kişilere verilen bir ünvan. Özellikle Hint Yarımadası'nda İslâm bilginleri ve din önderleri için sıklıkla kullanılsa da Batı Asya'da pek kullanılmaz. Türkçe ve Farsça yazında sıklıkla Celâleddîn-i Rûmî'yi anmakta kullanılır ve bu nedenle yanlış bir şekilde bu kişinin adının bir parçası veya kendine has özel lakabı veya ünvanı olarak anlaşılır. Mevla sözcüğünden türemiş olan bu sözcük, "mevlâmız" veya "efendimiz" anlamlarına gelir. Afrika'da Svahili dili de sözcüğü diğer diller gibi Arapça özgün kökeninden almış olsa da çok daha genel bir anlamda kullanmaktadır: Sözcük bu dilde genel olarak içinde bulundukları toplulukça saygı gören kişilere verilir ve dinî vurgu taşımak zorunda değildir, seküler bağlamda da kullanılabilir.
Ruhban sınıfı, belirli bir din bünyesinde din adamlığını meslek olarak icra eden tüm kişiler. Aslen Hristiyanlık terminolojisine ait olan ruhban sınıfı kavramı zaman zaman diğer dinler için de kullanılır.
Köken bilimsel sözlük veya etimolojik sözlük, verilen sözcükleri köken bilimi (etimoloji) açısından inceleyen sözlüktür. Sözcüklerin kökenini, nereden geldiklerini anlamsal ve köken bilimsel olarak inceler ve gösterir.
Zurvanizm, Zerdüştlüğün bugün inananı kalmamış bir dalıdır. Zurvanizmde, Zerdüştlükten farklı olarak, "İlk Prensip" olarak Zurvan'a inanılır. Nitekim bu sebeple Zurvanizm olarak anılan inanca Zurvanî Zerdüştlük de denmiştir.
Eşsesli, sesteş veya homofon; söylenişleri (telaffuzları) aynı, anlamları farklı olan (sözcükler). Eşsesli kelimelerin yazılışları (imlâları) her zaman aynı olmayabilir. Eğer telaffuzun yanı sıra yazılışları da aynı ise homonim olarak adlandırılırlar. -Telaffuzuna bakılmaksızın- yazılışları aynı olan sözcüklere ise homograf denir.