İçeriğe atla

Kortejo

Kortejo veya Yahudhane (ar. yahud ve fars. hâne'den yahud-hâne) (Kortejo, Aile Evleri) Esk. Yahudilerin bir arada oturdukları ev veya evlerin topluluğu.[1]

1492 yılında İspanya'dan göç eden Sefarad Yahudileri'nin kendine özgü yaşam ve mimari anlayışları ile şekillenen yapılardır. Kendi dilleri Ladino ve Judeo İspayo da Kortijo yani avlu anlamına gelen bu yapıların kimi örneklerine İzmir'in Anafartalar Caddesi'nin Tilkilik tarafında kalan bölümünde rastlamak mümkündür. 1950'li yıllara dek canlı bir yaşam alanı sunan bu mekanların, yoksul İzmirli Yahudilerin İsrail'e göç etmesiyle önemini kaybettiği görülmektedir. Günümüzde çoğu yıkılmak üzere olan Aile Evleri, kentin en yoksul kesiminleri barındırmaktadır.[2]

Kortejolarda yaşam

İzmir'in en önemli kültürel miraslarından biri olan kortejo evleri bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yaşadıkları ülkelerden göçe zorlanan Yahudiler ‘in İzmir’e geldiklerinde yaşam mücadelesi verdikleri kortejolar günümüzde, düşük ücretle çalışan bekâr ve kimsesizleri ağırlayan yaşam alanları haline dönüşmüştür. Bazıları tamamen metruk ve sahipsiz kalırken, bazıları iş hanı olarak faaliyet göstermekte, bazıları da otel olarak çalıştırılmaktadır.. 8 bin 500 yıllık tarihi boyunca aynı anda çok farklı medeniyet ve dinlerden insanların bir arada yaşamayı başarabildiği İzmir'de çok kültürlülüğü yansıtan bu yapılar, 17.yüzyıldan itibaren kent nüfusunun artmasına paralel olarak büyük yangınlarla sarsılan kentte hem ucuz konut sorununu çözmek hem de hayatın zorluklarına karşı birlikte göğüs gerebilmek amacıyla kortejolar inşa edilmiştir. Deprem, yangın, sel gibi can ve mal kaybıyla sonlanan felaketlerin yaşandığı İzmir’de, evsiz kalan veya ekonomik durumları iyi olmayan aileler, avluya bakan tek göz odalar da toplu olarak yaşadılar. Avlu, mutfak ve tuvaletlerin, ortak kullanıldığı mekânlarda, yoksul Yahudi aileler yaşadı. Daha çok insanın yaşaması amaçlandığı için eski İzmir hanlarının benzeri olarak geliştirildi, içerisinde kuyu, tulumba, çeşmesi olan, kortejoların mimarisi zaman içerisinde ahşap, kerpiç ve kâgir yapılara dönüştü. Yahudi yurttaşlarımızın çeşitli nedenlerle boşalttığı avluya bakan tek göz odalarda 1948 yıllarından sonra Anadolu’dan göçle gelen aileler yaşamaya başladı, bu yaşam alanlarının adına bundan sonra “Aile evleri” denildi.[3] İzmir'e kırsal kesimden gelenler kortejoları doldurdu. Artık buralarda güvenlik, temizlik, dostluk ve komşuluk bitmişti. Yeni gelenler kendi yerel kültürlerini, geleneklerini ve alışkanlıklarını da kortejolarda kullanmaya başladılar. Yahudi kültürü tamamen bitmişti.[4] Oysaki İspanya'dan geldiklerinde Yahudiler, gelişlerinden beri bir getto içinde kendilerini emniyete alma, kalın duvarlar içinde yaşama geleneklerine sahipti. Kendilerini mecbur hissediyorlardı. Kortejoların kapıları gece belli saatte kapanıyor, anahtarlar odacı başına teslim ediliyor, herhangi ani bir olay, hastalık gibi, doğum gibi, olursa odabaşı gelip kapıyı açıyordu. Yani kendilerini emniyete almak için kurulmuş yerlerdi bu yaşam alanları. Ancak günlük geçinen fakir Yahudilerin oturdukları yerlerdi. İzmir'den Filistin'e büyük göç oldu ama işi, malı mülkü, ticareti zengin olan Yahudilerin hiçbiri gitmedi. Erkekleri günü birlik işlerde çalışırlardı, hanımları evlere günlük çamaşır ve temizlik işlerine giderlerdi.[5]

İsrail'e göç

Filistin'e 1930'lu yıllardan itibaren Yahudilerin göç etmeye başladıklarını görüyoruz. Türkiye'den giden Yahudi göçmenler, Filistin'de özellikle Tsafet ve Tiberya gibi geleneksel dini merkezlere yerleşmişlerdi.1939-1945 yılları arasında “Genç Aliya” uygulaması ile gençlik çağındaki Yahudiler Filistin'e gönderilmeye başlanmıştı.1948 yılında İsrail Devleti kurulduğu zaman pek çok Türk Yahudi'sinin ülkeye göç etmeye hazır halde beklediği söylenmektedir.[6] İzmir'de Bikur Holim Sinagogu gençleri Aliya'ya hazır hale getirmek üzere verilmekte olan dersler için tahsis edilmişti. İzmir'deki Aşkanazi Cemaati bu etkinlikleri yürütmekte idi. Aliya'ya karşı olan aileler vardı. Ancak kortejolarda kalan ve sefalet içinde yaşam savaşı veren Yahudiler için Aliya, yegâne kurtuluş yolu idi. Bu yüzden bazı ailelerin 2 hatta 3 çocuğunu gönderdikleri saptanmıştır.[7] 1922 yılında 55.000'e ulaşan İzmir Yahudi Cemaati'nin nüfusu, önce Batı ülkeleri ve özellikle Güney Amerika'ya gidenler; sonra Filistin'e yasal veya yasadışı yollardan giden genç nesil ve sonra 1948 yılında İsrail Devleti kurulduktan sonra İsrail'e göç eden ailelerin de varlığı nedeni ile geçen 25 yıl içinde azalmıştı.[7]

Kortejolardan aile evlerine geçiş

Yoksul İzmirli Yahudiler İsrail'e göç etti. Kahkaha ve hıçkırıkların şenlendirdiği avlular hızlı kentleşmenin getirdiği acımasız terk ediş ve yıkıma karşı duramadı; birer birer anılarımızın eski duvarlarının ardına çekildi. Günümüzde çoğu yıkılmak üzere olan son kalan Aile Evleri yine kentin en yoksullarını barındırıyor. Yahudilerin birbirine omuz vererek yeni hayatlarına uyum için bir arada yaşadıkları kortejolar, şimdilerde hayata tutunmak için yaşadıkları dört duvardan güç alan yoksul ailelerin, kimsesizlerin, yalnızların, garibanların ve kaybolmuşların yeni mekânı durumuna geldiler. Her yağan yağmurla biraz daha eriyen, yıkılan, gün geçtikçe solan son Aile Evleri onların da belki son sığınağı konumunda. Bu “en” yoksulların bir kısmı eski Aile Evleri'ni ve eski komşularını hatırlıyorlar. İzmir ise Aile Evleri'ni ve içinde yaşayanları çoktan unutmuş. Ama bu sırt dönüş aslında sadece yoksulluğa yönelik bir umursamazlık değil; ortak yaşamaya ve çok renkliliğe dair de bir “hafıza kaybı”. Ve böyle bir unutma aslında bütün insanlığın, hepimizin yoksullaşması değil mi?[8] Kortejoların giriş kapısı kapandığında burada yaşayan ailelerin dış dünya ile temasları kesilirdi. Buralarda yaşanılan, dostluklar, komşuluklar, söylenilen şarkılar birlikte yenilen yemekler yoktu artık. Peki, ne vardı buralarda, Afrika kökenli insanların ucuz pansiyon olarak kullandıkları, otopark mafyasının bilerek yıkıp kendi amaçları için değerlendirdikleri yerler kalmıştı. Oysaki yakın tarihe kadar bu yaşam alanlarında Yahudilerin işlettiği fırınlar, mis gibi kokan boyozlar, havralar, hamamlar vardı. Şimdilerde tarihsel doku, estetik ve mimari açıdan son derece kötü durumda artık.[9] Uzun yıllar yoksul Yahudilere,1950'lerden sonra Anadolu'dan kente gelen Türklere, şimdilerde çeşitli sebeplerle ülkelerinden kaçarak mülteci durumda olan insanlara ev sahipliği yapan bölge ve yerleşim alanları tarih ve kültürel mirasa sahip çıkma konusunda çok şeyler hak etmektedir. Günümüzde bu semtlerde Yahudi aileler ve onların bıraktığı yaşam alanlarına ilk gelip yerleşenlerin bir kısmı yaşamıyorsa da, Yahudi ailelerle yapılan komşulukları ve dostlukları özlemle anan insanlar yaşıyor.

Kaynakça

  1. ^ Meydan Larousse Büyük Lügat ve Ansiklopedi.Vol.20(Uya-Zwi):246.
  2. ^ Üzmez B.,(2010),KNK Dergi-İzmir Konak Belediyesi, İlkbahar 2010/2:48-53.
  3. ^ İzmir’den Yadigâr ( İzmir Büyük Şehir Belediyesi ve Orhan Beşikçi birinci baskı Ekim 2014) sayfa 49
  4. ^ 30 04 Ocak 2012 http://arsiv.salom.com.tr/news/print/22362-BIR-KORTEJO-GEZISI--Izmirde-kaybolan-tarihe-arka-pencereden-bakmak.aspx 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Radikal 2 / 08.11.2009 http://www.radikal.com.tr/radikal2/kortejolarda_hayat-963281
  6. ^ a. g. e. s. 90-91 Binlerce yıllık bir mucizenin gerçekleşmesidir. Kutsal topraklara dönüş. Yahudi halkı evinden uzakta yaşamaya zorlanırken bir gün geri dönüş, yani “ Aliya “ umudu toplumu ayakta tutan en önemli ögeler-den biri oldu. Yükseliş anlamına gelen Aliya yıllar içerisinde Yahudi kültürünün önemli bir parçası oldu. Birçok dindar Yahudi tarafından aliya vadedilmiş topraklara geri dönüş, Tanrı’nın Tora ’da verdiği sözün gerçekleşti-rilmesi olarak kabul edilir. Arşiv.salom.com.tr/news/print/6299-Bir-yukseliş-hikâyesi-Aliya.aspx
  7. ^ a b a. g. e. s. 91
  8. ^ http://simurgphotos.blogspot.com.tr/2009/09/kortejo-aile-evleri.html
  9. ^ 106. Tufan ERBARIŞTIRAN http://arsiv.salom.com.tr/news/print/22362-BIR-KORTEJO-GEZISI--Izmirde-kaybolan-tarihe-arka-pencereden-bakmak.aspx 4 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Siyonizm</span> Yahudilerin ana vatanına dönüş projesi

Siyonizm, tarihî İsrail Toprakları olarak tanımlanan topraklarda bir Yahudi devletinin asırlar sonra yeniden kurulmasını destekleyen, savunan ve Yahudi milliyetçiliğini temel alan ideolojik fikir hareketidir. Modern Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Orta ve Doğu Avrupa'da ulusal bir canlanma hareketi olarak hem şiddetlenen antisemitizm dalgalarına tepki olarak hem de "Yahudi Aydınlanması" olarak da bilinen Haskala'ya bir cevap olarak ortaya çıktı. Kuruluşundan çok kısa bir süre sonra varlıklı Yahudi soyluların ilgisini çeken hareket, Osmanlı İmparatorluğu'nun kontrol ettiği Filistin'de sürdürülebilir bir Yahudi devletini, 1900 yıl sonra tekrar yaratmayı amaçlıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Hamursuz Bayramı</span> Mısır’da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göçünü anan Yahudi bayramı

Pesah, Fısıh veya Hamursuz Bayramı, bir Yahudi bayramı ve festivalidir. Mısır'da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göç hikâyesini anar. Pesah, Yahudi takvimindeki Nisan ayının 15. günü başlar, bu tarih Kuzey Yarım Küre’de bahara denk gelir ve bayram 7 veya 8 gün kutlanır. Yahudi bayramları arasında en çok kutlanan bayramlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Arap-İsrail savaşları</span> Arap ülkeleri ve İsrail Devleti arasındaki savaşlar

Arap-İsrail savaşları, Arap Birliği ülkeleri ve İsrail arasındaki politik gerilim ve askeri savaşlar dizisidir. Modern Arap-İsrail savaşlarının kökenleri, 19. yüzyıl sonlarına doğru ortaya çıkan Siyonizm ve Arap milliyetçiliğine dayanır. Yahudiler tarafından tarihi anavatan olarak adlandırılan toprakları, Pan-Arap hareketi, Filistinli Araplara ait olarak görür ve Pan-İslamist bağlamda ise, bu toprakların, Müslümanlara ait olduğuna inanılır. Filistinli Yahudiler ve Araplar arasındaki savaş; 20. yüzyılın başlarındaki Nebi Musa ayaklanması (1920), Jaffa ayaklanması, 1929 yılında Filistin ayaklanması ve 1947 yılında büyük bir sivil savaşa dönüşen ve 1948 yılında İsrail Devleti'nin kurulmasıyla bütün Arap Ligi ülkelerine sıçrayan Arap başkaldırışıyla ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">1948 Arap-İsrail Savaşı</span> İsrail ile Arap ülkeleri arasında yapılan ilk savaş

1948 Arap–İsrail Savaşı veya Birinci Arap–İsrail Savaşı, Filistin'de İngiliz manda rejiminin sona ermesinin hemen ardından 14 Mayıs 1948'de Tel-Aviv'de toplanan Yahudi Millî Konseyi'nin, İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etmesinden birkaç saat sonra Arap Birliği'nin İsrail'e savaş ilanıyla başlayan savaştır. Yeni kurulan devletin sınırlarıyla ilgili, “Eretz İsrail” dışında hiçbir bildiri yoktu. Bunun hemen ardından ABD ve ertesi gün de Sovyetler Birliği İsrail'i tanıdığını açıkladı. Bu gelişmelerin öncesinde ise İngiliz birlikleri bölgeyi terk etmeye başlamışlardı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Yahudilik</span> Türkiyedeki Yahudilerin tarihi

Türkiye'deki Yahudilerin tarihi, Yahudilerin Anadolu'da bulundukları yaklaşık 2400 yılı kapsar. Anadolu'da en az MÖ beşinci yüzyıldan beri Yahudi toplulukları bulunuyordu ve Elhamra Kararnamesi ile 15. yüzyılın sonlarına doğru İspanya'dan sürülen İspanya ve Portekiz Yahudilerinin birçoğu Osmanlı İmparatorluğu'na kabul edildiler ve Osmanlı Yahudilerinin çoğunluğunu oluşturdular. Bugün Türkiye Yahudilerinin büyük çoğunluğu İsrail'de yaşarken günümüz Türkiye'si, yaklaşık 14 bin kişilik bir Yahudi nüfusuna ev sahipliği yapmaya devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Kibbutz</span> İsrail Devletinde kolektif tarım işletmesi

Kibbutz İsrail'de geleneksel olarak tarıma dayalı tüm mülkiyetin ortak olduğu komün tarzı yaşayan topluluklara verilen isimdir. İsrail devletinin kuruluşunda önemli etkileri olmuştur. Zamanla çiftçiliğin yanı sıra imalat sanayisi ve yüksek teknolojili işletmeler de ekonomik aktiviteye dahil olmuştur. Sosyalizmi ve siyonizmi ütopik bir şekilde bir araya getiren kibbutzim İsrail'e mahsus bir deney olarak gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir. Kibbutz topluluklarının üyelerine kibbutznik denir.

<span class="mw-page-title-main">Technion</span> 1924te Hayfa, İsrailde kurulan, İsrailin en eski üniversitesi

Technion, aynı zamanda İsrail Teknoloji Enstitüsü adı verilen bir üniversitedir. 1924'te İsrail'in en önemli liman kenti Hayfa'da kurulan üniversite, İsrail'in en eski üniversitesi unvanını taşımaktadır. Technion özellikle mühendislik ve temel bilimler alanlarına yoğunlaşmış olsa da, mimarlık ve tıp konularında da başarılı çalışmalar gerçekleştirmektedir. 1,325,000 metrekarelik Technion City adı verilen kampüste 85 binaya yayılmış olan 18 fakültesi bulunmaktadır. Lisans düzeyinde 49, lisansüstü düzeyde 65 programı olan Technion'da şu an 13,000 öğrenci okumaktadır ve bunların 10,000'i lisans düzeyinde eğitim almaktadır. Technion öğretim üyeleri Prof. Dr. Avram Hershko ve Prof. Dr. Aaron Ciechanover 2004 yılında kimya alanında Nobel Ödülü almışlardır.

<span class="mw-page-title-main">İsrail</span> Batı Asyada bulunan bir ülke

İsrail, resmî adıyla İsrail Devleti (İbranice: מְדִינַת יִשְׂרָאֵל‎,

<i>Leylanın Evi</i> Zülfü Livanelinin 2006da yayımlanan romanı

Leyla'nın Evi, Zülfü Livaneli'nin 2006 yılında yayımlanan romanı.

<span class="mw-page-title-main">Yahudi tarihi</span> Geçmiş

Yahudi tarihi, Yahudi halkının, inancının ve kültürünün tarihidir. Yahudi tarihi yaklaşık altı bin yıllık bir süreyi ve yüzlerce farklı topluluğu kapsadığından, burada ancak genel bir şekilde ele alınabilmektedir. Aşağıda sıralanan ana maddelerde ve bu maddede belirtilen her ülkedeki Yahudi topluluklarının ayrı tarihlerine ek bilgiye ulaşılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Bahreyn'deki Yahudilerin tarihi</span>

Bahreyn Yahudileri dünyanın en küçük Yahudi cemaatlerinden biridir. Bir zamanlar nüfusu 1500'e kadar ulaşan cemaatte bugün geriye elliden az üye, bir sinagog ve bir de küçük mezarlık kalmıştır.

Władysław "Władek" Szpilman, Roman Polanski'nin yönetmenliğini yaptığı, 2002 yapımı Piyanist filminde hayatı konu alınan Polonya doğumlu Yahudi besteci ve piyanist.

Pakistan Yahudileri Pakistan'ın küçük bir dini azınlığını oluşturmaktadır. Çeşitli hesaplamalar 20. yüzyılın başlarında Karaçi'de yaklaşık 2500 Yahudinin, Peşaver'de küçük bir Yahudi cemaatinin ve diğer şehir merkezlerinde sayısı bilinmeyen Yahudilerin olduğunu gösterir. Bu iki şehirde de birer sinagog bulunmaktaydı, raporlara göre Peşaver'deki sinagog hala aktiftir. Diğer hesaplamalara göre Orta Asya, İran ve Afganistan'dan gelen Yahudilerle bu nüfus daha fazladır.

<span class="mw-page-title-main">Nekbe Günü</span>

Nakba Günü, Türkçe karşılığı «felaket» anlamındadır. Nakba, nekbet ya da nikbet kelimesi, Filistinliler açısından felaket olarak olarak görülen İsrail Devleti'nin bağımsızlık ilanını ve ardından gelişen olayları nitelemek için kullanılır. Bu nedenle İsrail'in bağımsızlığını ilan ettiği tarih olan 14 Mayıs 1948 tarihini takip eden gün olan 15 Mayıs 1948 Nakba Günü olarak sembolleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Aden Yahudileri</span> Adendeki Yahudi topluluğu

Aden Yahudileri, Arap Yarımadası'nın güney ucunda, Hadramut'a sınırı olan Aden'de doğan veya Aden'de doğmuş kişilerin nesillerinden gelenlere denir. Aden, eskiden Birleşik Krallık'a ait bir liman şehriydi. Yahudilerin, burada ilk yerleşenlerden olmaları mümkündür. Bundan 500 yıldan uzun bir süre önce, Kudüs'e gelen Bartinuro'lu Rabbi Obadiah'ın yazdıklarına göre: "Eden topraklarından Yahudiler... Talmud ile pek tanışık değiller lakin sadece Rabbi Alfasi ve Rabbi Moşe ben Maymon ile [tanışıklar]". Aden Yahudilerinin hemen hemen hepsi Haziran 1947 ile Eylül 1967 arası ülkeyi terk etmişlerdir. Bugün çoğunluğu İsrail'de bir kısmı da başta Birleşik Krallık olmak üzere diğer yerlerde yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Irak'taki Yahudilerin tarihi</span>

Irak Yahudileri Irak'ta doğmuş veya onların çocukları olan Yahudilerdir. Yahudilerin Irak topraklarındaki varlığı MÖ 586'daki Babil Sürgünü ile belgelenmiştir. Irak Yahudileri dünyanın en eski topluluklarından olup tarihi önemi en yüksek Yahudi cemaatlerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Sabatay Sevi Evi</span>

Sabatay Sevi Evi, Türkiye'nin İzmir şehrinde yer alan bir kortejodur. İzmir Agorası içinde bulunan binanın 1626'da İzmir'de doğan Yahudi din adamı Sabatay Sevi'nin yaşadığı ev olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Vadim Rabinoviç</span>

Vadim Zinovyeviç Rabinoviç Ukraynalı Yahudi iş insanı, politikacı, Tüm Ukrayna Yahudi Kongresi başkanı, Muhalefet Platformu - Yaşam İçin partisi lideri, 2014 seçimlerinde Muhalefet Bloğu başkan adayı. Halen Rusya yanlısı blok listeden oluşan Muhalefet Platformu - Yaşam İçin üyesidir.