İçeriğe atla

Koroner dolaşım

Koroner dolaşım
Sistemdolaşım sistemi
Tanımlayıcılar
JSTORcoronary-vessels
Microsoft Academic2776157398
MeSHD003326

Koroner dolaşım, kalp kası'nı (miyokard) besleyen atardamarlardaki ve toplardamarlardaki kan dolaşımı'dır. Koroner arterler kalp kasına oksijenli kan sağlar. Toplardamarlar (kardiyak ven) oksijeni alındıktan sonra kanı boşaltır. Vücudun geri kalanı ve özellikle de beyin, en ufak bir kesinti dışında sürekli olarak oksijenli kana ihtiyaç duyduğundan kalbin sürekli çalışması gereklidir. Dolayısıyla dolaşımı sadece kendi dokuları için değil tüm vücut için, hatta beynin bilinç düzeyi için de an be an büyük önem taşır.

Koroner dolaşımın kesintiye uğraması, kalp kasının oksijen açlığı nedeniyle hasar gördüğü (miyokard enfarktüsü) neden olur. Bu tür kesintiler genellikle koroner arter hastalığı'na bağlı koroner iskemiden ve bazen de damarlardaki kan akışının tıkanması gibi diğer nedenlerden kaynaklanan emboli'den kaynaklanır.

Kalbin kas dokusu (miyokard) o kadar kalındır ki, kalp kanla dolu olmasına rağmen kanın kas dokusunun derinliklerine ulaşması için koroner damarlara gerek vardır. Kalbin yüzeyinden giden koroner arterler epikardiyal koroner arterlerdir. Bu arterler, sağlıklı iken, miyokardın ihtiyacına yetecek kadar koroner kan akışı sağlayacak şekilde kendilerini düzenler. Göreli olarak dar olan bu damarlar sıkça ateroskleroz'dan etkilenip tıkanabilir, bunun sonucunda anjina veya kalp krizi olur.

Miyokardın içinden giden koroner arterler ise subendokardiyal koroner arterlerdir.

Vücudun diğer dokularından farklı olarak miyokard kanlanmasında artıklık yoktur, bu yüzden koroner arterlerin tıkanması çok kritik olabilir.

Yapı

Koroner arterler

Koroner arterler kırmızı metinle diğer önemli noktalar ise mavi metinle yazılıdır.
Kalbin şematik görünümü

Koroner arterler miyokardiyuma ve kalbin diğer bileşenlerine kan sağlar. İki koroner arter başlangıçta kalbin sol tarafındaki sol ventrikül'den çıkar. Aort duvarında, aort yarım ay kapağının hemen üstünde üç aort sinüsü vardır. Bunlardan ikisi, sol arka aort sinüsü ve ön aort sinüsü sırasıyla sol ve sağ koroner arter'leri oluşturur. Üçüncü sinüs olan sağ posterior aort sinüsü tipik olarak damar oluşturmaz. Kalbin yüzeyinde kalan ve kalbin sulkuslarını takip eden koroner damar dallarına epikardiyal koroner arterler denir.[1]

Sol koroner arter kanı kalbin sol tarafına, sol atriyuma ve ventriküle ve interventriküler septuma dağıtır. Sirkumfleks arter sol koroner arterden kaynaklanır ve koroner sulkusu sola doğru takip eder. Sonunda sağ koroner arterin küçük dallarıyla birleşir.

Büyük sol ön inen arter (LAD), sol koroner arterden çıkan ikinci ana daldır. Pulmoner gövde etrafındaki anterior interventriküler sulkusu takip eder. Yol boyunca, posterior interventriküler arterin dalları ile birbirine bağlanan ve anastomoz oluşturan çok sayıda küçük dalın ortaya çıkmasına neden olur. Anastomoz, başka bir dalda kısmi tıkanıklık olsa bile normalde kanın bir bölgeye dolaşmasına izin veren ara bağlantıları oluşturmak üzere damarların birleştiği bir alandır. Kalpteki anastomozlar çok küçüktür. Bu nedenle kalpte bu yetenek bir miktar sınırlıdır bu nedenle koroner arter tıkanıklığı sıklıkla miyokard enfarktüsü ile sonuçlanır ve söz konusu damar tarafından beslenen hücrelerin ölümü'ne neden olur.[1]

Sağ koroner arter, koroner sulkus boyunca ilerler ve kanı sağ atriyuma, her iki karıncığın bazı kısımlarına ve kalp iletim sistemine dağıtır. Normalde bir veya daha çok marjinal arter sağ atriyumun altından sağ koroner arterden çıkar. Marjinal arterler sağ karıncığın yüzeysel kısımlarına kan verir. Kalbin arka yüzeyinde, sağ koroner arter, arka inen arter de denilen arka interventriküler artere yol açar. İnterventriküler sulkusun arka kısmı boyunca kalbin apeksine doğru ilerleyerek interventriküler septumu ve her iki karıncığın bölümlerini besleyen dallara yol açar.[1]

Kalp damarları

Bazı kalp damarlarını gösteren kalbin taban ve diyafram yüzeyi

Oksijeni alınmış kankalp kasından uzaklaştıran damarlar kalbin toplardamar'larıdır. Bunlar büyük kalp damarı, orta kalp damarı, küçük kalp damarı, en küçük kalp damarları ve ön kalp damarlarıdır.

Kalp damarları miyokard'dan sağ atriyum'a kadar oksijen seviyesi az kanı taşır.

Koroner damarlardaki kanın çoğu koroner sinüs yoluyla geri döner. Kalp damarlarının anatomi'si çok değişkendir ancak genel olarak şu damarlardan oluşur:

Koroner sinüse giden kalp damarları: Büyük kalp damarı, orta kalp toplardamarı, küçük kalp toplardamarı, sol ventrikül arka damarı ve Marshall eğik damarı.

Doğrudan sağ kulakçığa giden kalp damarları: Ön kalp damarları, en küçük kalp damarları (Thebes damarları).[2]

Anastomozlar

Koroner arterlerin dökümü (sağ= sarı, sol= kırmızı)

İki koroner arterin dalları arasında bazı anastomozlar vardır. Ancak, koroner arterler işlevsel olarak son arterlerdir ve bu nedenle bu buluşmalara, avuç içi gibi gerçek anastomozların aksine işlevden yoksun olan olası anastomoz'lar denir. Bunun nedeni koroner arterlerden birinin tıkanmasının, diğer daldan yeterli kan gelmemesi nedeniyle genellikle kalp dokusunun ölümüyle sonuçlanmasıdır.

İki arter veya dalları birleştiğinde miyokard bölgesi ikili kan desteği alır. Bu bağlantı noktalarına anastomoz denir. Eğer bir koroner arter aterom nedeniyle tıkanırsa, ikinci arter hala miyokardiyuma oksijenli kan verebilir. Ancak bu yalnızca ateromun yavaş ilerlemesi ve anastomozların çoğalmasına fırsat vermesi durumunda gerçekleşebilir.

Koroner arterlerin yapısında üç anastomoz alanı vardır. Sol koronerin LAD (sol ön inen/ön interventriküler) dalın küçük dalları, karıncıklararası sulkusta (oluk) sağ koronerin posterior interventriküler dalının dallarıyla birleşir. Daha üstte, sirkumfleks arter (sol koroner arterin bir dalı) ile atriyoventriküler oluktaki sağ koroner arterin arasında bir anastomoz vardır.

İnterventriküler septumdaki iki koroner arterin septal dalları arasında da anastomoz vardır. Fotoğrafta, sağ ve sol koroner arterlerin beslediği kalp alanı gösterilmektedir.

Çeşitlilik

Sol ve sağ koroner arterler bazen ortak bir gövdeden çıkar veya sayıları üçe kadar çıkarılabilir. İnsanların yakl. % 4'ünde posterior koroner arter denilen üçüncü koroner arter vardır.

Bazen bir koroner arter ikili bir yapı halindedir (yani normalde bir tane olması gereken yerde birbirine paralel iki arter vardır).

Koroner arter baskınlığı

İnterventriküler septumun arka üçte birlik kısmını besleyen arter yani arka inen arter (PDA)[3] koroner baskınlığı belirler.[4]

  • Posterior inen arter sağ koroner arter (RCA) tarafından besleniyorsa, koroner dolaşıma "sağ baskın" denir.
  • Posterior inen arter, sol arterin bir dalı olan sirkumfleks arter (CX) tarafından besleniyorsa koroner dolaşıma "sol baskın" denir.
  • Posterior inen arter hem sağ koroner arter hem de sirkumfleks arter tarafından besleniyorsa, o zaman koroner dolaşıma "eşdominant" denir.

Genel nüfusun %60'ı sağ-baskın, %25 eş-baskın, %15 ise sol-baskındır.[5] Baskınlığın kesin anatomik tanımı AV düğümüne, yani AV düğüm arterine besleme sağlayan arter olur. Çoğu zaman bu sağ koroner arterdir.

İşlev

Papiller kasların beslenmesi

Papiller kaslar mitral kapağı (sol atriyum ile sol ventrikül arasındaki kapak) ve triküspit kapağı (sağ atriyum ile sağ ventrikül arasındaki kapak) kalbin duvarına bağlar. Papiller kaslar düzgün çalışmıyorsa sol karıncığın kasılması sırasında mitral kapakta sızıntı olabilir. Bu, kanın bir kısmının aorta ve vücudun geri kalanına doğru ilerlemek yerine sol ventrikülden sol atriyuma "tersine" gitmesine neden olur. Sol atriyuma bu kan sızıntısına mitral yetersizliği denir. Benzer şekilde sağ ventrikülden triküspit kapaktan geçerek sağ atriyuma kan sızması da meydana gelebilir ve bu durum triküspit yetmezliği veya triküspit yetersizliği olarak tanımlanır.

Anterolateral papiller kas, kanı iki kaynaktan alır: sol ön inen arter (LAD) ve sol sirkumfleks arter (LCX).[6] Bu nedenle koroner iskemiye (oksijenden zengin kanın yetersizliği) karşı daha sık dirençlidir.

Posteromedial papiller kas, yalnızca PDA tarafından beslenir.[6] Bu, posteromedial papiller kası iskemi'ye çok duyarlı hale getirir. Bunun klinik önemi, PDA'yı içeren miyokart enfarktüsünün mitral yetersizliğine neden olma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır.

Sağ koroner arter ve ön yükselen arterin görüldüğü kalbin ön tarafı

Diyastoldeki değişiklikler

ventriküler miyokardın (sistol) kasılması sırasında, subendokardiyal koroner damarlar (miyokarda giren damarlar) yüksek ventriküler basınç nedeniyle sıkıştırılır. Bu sıkışma anlık retrograd kan akışına (yani kanın aorta doğru geriye doğru akmasına) neden olur ve bu da sistol sırasında miyokardın perfüzyonunu daha da engeller. Ancak epikardiyal koroner damarlar (kalbin dış yüzeyi boyunca uzanan damarlar) açık kalır. Bu nedenle ventriküler kasılma sırasında subendokardiyumdaki kan akışı durur. Sonuçta, miyokard perfüzyonunun çoğu, subendokardiyal koroner damarların açık ve düşük basınç altında olduğu kalp gevşemesi (diyastol) sırasında olur. Sağ koroner arterde sağ ventrikül basıncı diyastolik kan basıncından az olduğundan akım hiçbir zaman sıfıra düşmez.[7]

Oksijen talebindeki değişiklikler

Kalp, kalbin oksijen ihtiyacına bağlı olarak koroner arterlerin vazodilatasyon miktarını veya damar daralmasını düzenler. Bu da koroner arterlerin dolum zorluklarını etkiler. Sıkıştırma aynı kalır. Kalbin artan oksijen ihtiyacı karşısında kan akışının azalması nedeniyle oksijen iletiminin yetersiz olması, oksijen eksikliği durumu olan doku iskemi’sine neden olur. Kısa iskemi, anjina denilen yoğun göğüs ağrısıyla ilişkilidir. Şiddetli iskemi, kalp kasının, örneğin miyokard enfarktüsü sırasında hipoksiden ölmesine neden olabilir. Kronik orta dereceli iskemi, miyokardiyal hibernasyon denen, kalbin kasılmasının zayıflamasına neden olur

Metabolizmanın yanı sıra koroner dolaşımın benzersiz farmakolojik özellikleri de vardır. Bunlar arasında öne çıkan, adrenerjik uyarıma karşı reaktivitesidir.

Dallar

Sağ dominant kalpte koroner dolaşımın dalları aşağıdaki gibi adlandırılmıştır:

  • Aort
    • Sol koroner arter/ Sol ana koroner arter
      • Sol koroner arterin sirkumfleks dalı
        • Sol marjinal arter
        • Sol marjinal arter
      • Sol ön inen arter
        • Çapraz arter
        • Çapraz arter
    • Sağ koroner arter
      • Atriyoventriküler düğüm dalı
      • Sağ marjinal arter
      • Arka inen arter
      • Arka yanal arter
      • Arka yanal arter

Klinik önemi

Oksijen’ce zengin kanı miyokardiyum’a taşıyan damarlar koroner arterler’dir. Atardamar’lar sağlıklı olduğunda koroner kan akışını kalp kası’nın ihtiyaçlarına uygun seviyede tutmak için kendilerini otomatik olarak düzenleme yeteneğine sahiptir.

Nispeten dar olan koroner arterler genellikle aterosklerozdan etkilenir ve tıkanarak anjina veya kalp krizi’ne neden olabilir. Koroner arterler, miyokardiyuma kan sağlayan tek kaynağı temsil ettikleri için "terminal dolaşım" olarak sınıflandırılır; fazladan kan akışı çok azdır bu nedenle bu damarların tıkanması çok önemli olabilir.

Miyokard kan dolaşım sisteminin ayrıntıları kişiden kişiye fark eder. Koroner arterlerin tam değerlendirmesi için kalp kateterizasyonu veya bilgisayar tomografili koroner anjiyografi gerekir.

Ek resimler

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b c Betts, J. Gordon (2013). Anatomy & physiology. ss. 787-846. ISBN 978-1938168130. 27 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ağustos 2014. 
  2. ^ "www.radiopaedia.org/". 16 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2024. 
  3. ^ 00460 at CHORUS
  4. ^ Fuster, V; Alexander RW; O'Rourke RA (2001). Hurst's The Heart (10.10 isbn=0-07-135694-0 bas.). McGraw-Hill. s. 53. 
  5. ^ Kaimkhani ZA, Ali MM, Faruqi AM (2005). "Pattern of coronary arterial distribution and its relation to coronary artery diameter". Journal of Ayub Medical College, Abbottabad : JAMC. 17 (1). ss. 40-3. PMID 15929526. 
  6. ^ a b Voci P, Bilotta F, Caretta Q, Mercanti C, Marino B (1995). "Papillary muscle perfusion pattern. A hypothesis for ischemic papillary muscle dysfunction". Circulation. 91 (6): 1714-1718. doi:10.1161/01.cir.91.6.1714. PMID 7882478. 
  7. ^ Algranati, Dotan; Kassab, Ghassan S; Lanir, Yoram (March 2010). "Mechanisms of myocardium-coronary vessel interaction". Am J Physiol Heart Circ Physiol. 298 (3): H861–873. doi:10.1152/ajpheart.00925.2009. PMC 2838558 $2. PMID 19966048. 18 Eylül 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Mayıs 2021. 


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kardiyoloji</span> Kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalı

Kardiyoloji, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalıdır. Bu alan, konjenital kalp kusurları, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalığı ve elektrofizyoloji'nin tıbbi teşhis ve tedavisini içerir. Tıbbın bu alanında uzmanlaşmış doktorlara dahiliye'nin bir uzmanlık alanı olan kardiyolog denir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp</span> vücuttaki kanın dolaşmasını sağlayan kendiliğinden kasılma özelliğine sahip organ

Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

<span class="mw-page-title-main">Koroner arter hastalığı</span>

Koroner arter hastalığı, koroner arterlerin duvarlarında oluşan plaklardan ötürü ortaya çıkan bir hastalıktır. Koroner kalp hastalığı veya kısaca CHD olarak da adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Aort</span>

Aort, insan vücudundaki en büyük arterdir. Sol ventrikülden çıkar ve karnın aşağısına doğru uzanır ve sonra daha küçük damarlara dallanır. Aort oksijenlenmiş kanı tüm vücut parçalarına sistemik dolaşımla ulaştırır.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Kan damarı</span> Kanı taşıyan dolaşım sisteminin tübüler yapısı

Kan damarları dolaşım sisteminin organlarındandır. Görevleri kanı vücudun bölümlerine taşımak olan kan damarlarının farklı türleri vardır. Temel kan damarı tipleri atardamarlar (arter) ve toplardamarlardır (ven). Atardamarlar kanı kalpten alıp vücudun farklı bölümlerine taşırken, toplardamarlar vücudun farklı bölümlerinden kanı kalbe taşırlar. Bununla birlikte iki istisna mevcuttur: pulmoner arter kirli kan, pulmoner ven ise temiz kan taşır. Vücuttaki en büyük damar kanın kendisi aracılığıyla tüm vücuda doğru pompalandığı aort atardamarıdır. Vücutta bulunan her organın en az bir tane temiz kanı kalpten getiren ve birden fazla kirli kanı kalbe götüren damarı vardır. İnsan vücudundaki damarların toplam uzunluğu 100 km kadardır.

<span class="mw-page-title-main">Küçük kan dolaşımı</span> Kanı kalpten akciğerlere ve tekrar kalbe taşıyan dolaşım sistemi parçası

Pulmoner dolaşım ya da Küçük kan dolaşımı, oksijen yoksunu kanı kalpten akciğerlere taşıyan ve buradan da oksijenlenmiş kanı geri kalbe taşıyan dolaşım sistemi bölümüdür. Pulmoner dolaşım, kalbin sağ karıncık kısmından çıkan kirli kanın akciğer atar damarını izleyerek akciğere gelmesi ve akciğerlerde temizlenmesi sonucunda kalbin sol kulakçık bölümüne dökülmesi olayına denir.

<span class="mw-page-title-main">Sistemik dolaşım</span>

Sistemik dolaşım, oksijenli kanı kalpten vücuda götürür ve dönüşte kirli kanı kalbe taşır. Dolaşım sisteminin bir parçasıdır. Dolaşımın fizyolojik teorisi ilk olarak William Harvey tarafından 1628'de tanımlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">İskemi</span> Dokulara kan akışında eksiklik

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Berlin Alman Kalp Merkezi</span>

Berlin Alman Kalp Merkezi, Berlin'de kâr amacı gütmeyen bir kamu vakfı olarak kurulmuş olan, bir tıp ve araştırma merkezidir. Merkez kardiyovasküler hastalıkların tedavisinin yanı sıra, kalp ve akciğer transplantasyonu alanında da uzmanlaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Portal ven</span> Süperior mezenterik ven ile dalak veninin birleşmesiyle oluşan kısa kalın ven

Portal ven veya hepatik portal ven, karındaki gastrointestinal kanal, pankreas, dalak ve safra kesesinden kanı karaciğere taşıyan damar. Halihazırda dokulardan geçmiş olan kanın oksijen içeriği nispeten azdır; ancak sindirim sisteminden kana karışan sindirilmiş besin maddeleri açısından zengindir. Bu süreçte kana karışan toksinler de kanda olabilir.

Kalp kulakçığı veya atriyum, kalbin karıncıklarına kanın girdiği üst odacıktır. İnsan kalbinde iki atriyum vardır. Sol atriyum, pulmoner (akciğer) dolaşımdan, sağ atriyum ana toplardamardan kan alır. Kulakçıklar rahatken kanı içlerine alır (diyastol) ve daha sonra kanı karıncıklara taşımak için kasılırlar (sistol). Kapalı dolaşım sistemine sahip bütün hayvanlar en az bir atriyuma sahiptir. İnsanlarda iki adet atriya bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Willis poligonu</span> Beyni besleyen temel arterlerin dolaşımsal anastomozu

Willis poligonu veya çemberi, beyin ve çevresindeki dokulara kan sağlayan bir anastomoz. İngiliz hekim Thomas Willis'e (1621-1675) atfen isimlendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karıncık</span>

Kalp karıncığı veya ventrikül, atriyumdan alınan kanı vücuda ve akciğerlere doğru ileten, kalbin alt kısmında bulunan iki büyük odacıktan biridir. İnsanların da aralarında bulunduğu dört odacıklı kalbi olan canlıların dolaşım sistemlerinde iki ventrikül vardır. Sağ ventrikül kanı akciğerlere pompalayarak akciğer dolaşımına olanak sağlarken, sol ventrikül kanı vücut dolaşımı için aorta pompalar.

İnfarkt, dolaşım yetmezliğine bağlı yerel iskemik doku nekrozudur; bu olguya infarksiyon (infarction) nitelemsi yapılır. Kısa sürede oluşan güçlü iskemilerin büyük bölümü infarktla sonuçlanır. Çoğu infarktlar arterlerin bir embolus ya da trombusla tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Vena tıkanmaları ve bunlara ilgili infarktlar seyrektir. İnfarktlar genellikle koagülasyon nekrozu, beyindekiler kollikuasyon nekrozu biçimindedir.

<span class="mw-page-title-main">Serebral dolaşım</span> beynin kan dolaşımı

Serebral dolaşım kalpten pompalanan kanın beyin içerisindeki damar ağında dolaşımını ifade etmektedir. Bu dolaşım miktarı dakikada ortalama 750 ml'dir ve kardiyak çıkışın % 15'tir. Kalpten çıkan oksijenlenmiş kan, arterler ile beyne gelir, bu esnada glikoz ve diğer metabolitlerde beyne taşınır. Metabolizma ürünleri ve oksijeni azalmış kan ise venler ile toplanarak kalbin sağ kulakçığına getirilir. Beyne gelen kan miktarı bazı faktörler ile değişir ve bu değişimleri hızlı şekilde dengelemek için beynin otoregülasyon mekanizmaları vardır.

<span class="mw-page-title-main">Fallot tetralojisi</span> kalp anomalilerinden oluşan bir kardiyovasküler olgu

Fallot tetralojisi, doğumsal (konjenital) kalp anomalilerinden oluşan bir kardiyovasküler olgudur. Siyanoza yol açan konjenital kalp hastalıklarından en sık görülenidir. 1500-4000 yenidoğanda bir görülen bu anomali bazı genetik durumlarla birlikte görülse de çoğu olgu sporadiktir ve cinsiyetler arası olgunun görülmesinde bariz bir fark yoktur.

Duktus arteriyozus (ductus arteriosus), fetüste, akciğer atardamarı (pulmoner arter) ile aort arasında geçiş sağlayan bir damar bağlantısıdır. Pulmoner arter, kalbin sağ ventrikülüne gelen venöz kanı temizlenmek üzere akciğerlere getiren damardır. Akciğerlerde temizlenen kan kalbin sol ventrikülüne gelir ve aort damarına atılarak vücuda yayılır. Bu iki önemli damar arasındaki geçit (ductus arteriosus) doğumu izleyen ilk saatlerde involüsyona uğrar ve kaybolur. Bu geçidin kaybolmadığı olgularda “patent ductus arteriosus (PDA)” olarak nitelenen bir anomaliden söz edilir.

<span class="mw-page-title-main">Sağ koroner arter</span> İnsan kalbini besleyen kan damarı

Kalbin kanlanmasını sağlayan sağ koroner arter (RCA), kalp’teki sağ aort sinüsünde, aort kapağının sağ çıkıntısının üstünden çıkan bir arter’dir. Sağ koroner sulkustan kalbin merkezine doğru ilerler. Sinoatriyal nodal arter, sağ marjinal arter, posterior interventriküler arter, konus arteri ve atriyoventriküler düğüm dalı dahil olmak üzere birçok dal verir. Kalbin sağ tarafına ve interventriküler septumun bazı kısımlarına katkıda bulunur.