İçeriğe atla

Koroner arter baypas ameliyatı

Koroner arter baypas ameliyatının başında, bacaklardan (resmin solunda) ven elde edilip baypasın oluşturuması (aortik kanülün yerleştirilmesi) (resmin altı). Perfüzyonist ve kalp-akciğer makinası üst sağda görünmektedir. Hastanın kafası (görünmüyor) resmin alt tarafındadır.
Koroner arter baypas ameliyatı, sağ koroner arterin onu çevreleyen adipöz dokudan (sarı) serbestleştirilmesi sırasında. Altta görülen tüp, aortik kanüldür (sondadır), kalp-akciğer makinasında kanı geri getirir. Onun üzerindeki tüp (sağdaki cerrah tarafından kısmen önü kapatılmış) venöz kanüldür (vücuttan kanı alır). Hastanın kalbi durmuştur ve aorta kıskaçlanmıştır. Hastanın kafası (görünmüyor) resmin alt tarafındadır.

Koroner arter baypas ameliyatı veya gündelik dilde kalp baypas veya baypas ameliyatı (bypass ameliyatı olarak da yazılır), anjinayı ortadan kaldırmak ve koroner arter hastalıktan ölüm riskini azaltmak için yapılan bir cerrahi uygulamadır. Hasta vücudunun başka yerlerinden elde edilen arter veya venler koroner arterlere eklenerek aterosklerotik stenoz etrafından geçilir ve miyokardı (kalp kasını) besleyen koroner dolaşıma daha çok kan gitmesi sağlanır. Bu ameliyat genelde kalp durdurularak, kalp-akciğer makinasınin kullanıldığı kardiyopulmoner baypas ile yapılır; çalışan bir kalp üzerinde koroner arter baypas ameliyatı yapmak için de yöntemler vardır, bunlar "pompasız" ameliyat olarak adlandırılır.[1]

Kaynakça

  1. ^ "Coronary bypass surgery". 11 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Mayıs 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ateroskleroz</span>

Ateroskleroz, atardamarları (arterleri) etkileyen bir hastalıktır. Yaygın olarak "damar sertleşmesi" olarak adlandırılan arteriosklerozun bir türüdür. Orta boy ve büyük arterlerde görülen "aterom" veya "plak" olarak adlandırılan yapısal bozukluklardan (lezyonlardan) oluşur. Aterom, hangi safhada olduğuna bağlı olarak çeşitli yapılar barındırabilir:

<span class="mw-page-title-main">Kardiyoloji</span> Kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalı

Kardiyoloji, kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarını inceleyen bilim dalıdır. Bu alan, konjenital kalp kusurları, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği, kalp kapak hastalığı ve elektrofizyoloji'nin tıbbi teşhis ve tedavisini içerir. Tıbbın bu alanında uzmanlaşmış doktorlara dahiliye'nin bir uzmanlık alanı olan kardiyolog denir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp</span> vücuttaki kanın dolaşmasını sağlayan kendiliğinden kasılma özelliğine sahip organ

Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

<span class="mw-page-title-main">Koroner arter hastalığı</span>

Koroner arter hastalığı, koroner arterlerin duvarlarında oluşan plaklardan ötürü ortaya çıkan bir hastalıktır. Koroner kalp hastalığı veya kısaca CHD olarak da adlandırılır.

Düşük yoğunluklu lipoprotein kanda kolesterol taşıyan ve yoğunluğu 1,019-1,063 g/mL arasında olan lipoprotein sınıfına karşılık gelir. Karaciğerde üretilen çok düşük yoğunluklu lipoprotein metabolizması sonucu oluşur. LDL tanecikleri 18-25 nm çapındadır, taşıdığı lipitlerin yanı sıra apolipoprotein B-100 (apoB-100) ve apoE proteinlerini içerir. LDL seviyesi ile kalp hastalıkları arasındaki bağlantıdan dolayı sıkça "kötü" kolesterol olarak anılır. LDL'in başlıca işlevi, kolesterol ve trigliserit üreten hücre ve dokulardan bu molekülleri alıp bunlara gereksinimi olan hücre ve dokulara taşımaktır. Yapısında %21 protein, %11 trigliserit, %22 fosfolipid, %37 kolesterol ester, %8 serbest kolesterol ve %1 serbest yağ asitleri bulunur. Vücuttaki toplam kolesterolün %70'i LDL'de bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Aort</span>

Aort, insan vücudundaki en büyük arterdir. Sol ventrikülden çıkar ve karnın aşağısına doğru uzanır ve sonra daha küçük damarlara dallanır. Aort oksijenlenmiş kanı tüm vücut parçalarına sistemik dolaşımla ulaştırır.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Anjina pektoris</span> Kalp kaslarında meydana gelen beslenme bozukluğuna bağlı göğüste ağrı ve huzursuzluk hissi

Anjina pektoris, genellikle kalp kasındaki iskemi veya koroner arter spazmı nedeniyle oluşan göğüste ağrı, sıkışma ve baskı hissi. Anjinanın ana sebebi olan koroner arter hastalığı, kardiyak arterlerin ateroskleroza uğramasından kaynaklanır. Anjina pektoris terimi Latince angina, Yunanca ἀγχόνη ankhonē (boğulma) ve Latince pectus (göğüs) kelimelerinden türemiştir. Böylece "göğüste boğumlanma, sıkışma hissi" olarak Türkçeye çevrilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp krizi</span> Kalbin bir kısmına kan akışının kesilmesi

Kalp krizi, kalp enfarktüsü ya da akut miyokard enfarktüsü, kan akımının azalması veya durması sonucunda koroner arterlerden birinde meydana gelen enfarktüs ile karakterize edilir. Tipik belirtiler arasında, sıklıkla sol omuz, kol veya çeneye yayılan, göğüs kemiğinin arkasında (retrosternal) göğüs ağrısı veya rahatsızlığı bulunur. Bu ağrı, bazen mide yanması gibi algılanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Koroner dolaşım</span> kalp kasının kan damarlarında (miyokard) kan dolaşımı​

Koroner dolaşım, kalp kası'nı (miyokard) besleyen atardamarlardaki ve toplardamarlardaki kan dolaşımı'dır. Koroner arterler kalp kasına oksijenli kan sağlar. Toplardamarlar oksijeni alındıktan sonra kanı boşaltır. Vücudun geri kalanı ve özellikle de beyin, en ufak bir kesinti dışında sürekli olarak oksijenli kana ihtiyaç duyduğundan kalbin sürekli çalışması gereklidir. Dolayısıyla dolaşımı sadece kendi dokuları için değil tüm vücut için, hatta beynin bilinç düzeyi için de an be an büyük önem taşır.

Koronerin kelime anlamı taç veya çelenke benzeyen oluşumdur. Tıbbi olarak ise kalbi çepeçevre saran ve kalbi besleyen arterlerdir. Kalbin kasılmasını sağlayan miyokard adlı kas tabakasının beslenmesi (oksijenlenmesi) koroner damarlar vasıtasıyla gerçekleştirilir.

Torakotomi göğüs kafesinin cerrahi girişimle açılması.

<span class="mw-page-title-main">İskemi</span> Dokulara kan akışında eksiklik

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

<span class="mw-page-title-main">Berlin Alman Kalp Merkezi</span>

Berlin Alman Kalp Merkezi, Berlin'de kâr amacı gütmeyen bir kamu vakfı olarak kurulmuş olan, bir tıp ve araştırma merkezidir. Merkez kardiyovasküler hastalıkların tedavisinin yanı sıra, kalp ve akciğer transplantasyonu alanında da uzmanlaşmıştır.

İnfarkt, dolaşım yetmezliğine bağlı yerel iskemik doku nekrozudur; bu olguya infarksiyon (infarction) nitelemsi yapılır. Kısa sürede oluşan güçlü iskemilerin büyük bölümü infarktla sonuçlanır. Çoğu infarktlar arterlerin bir embolus ya da trombusla tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Vena tıkanmaları ve bunlara ilgili infarktlar seyrektir. İnfarktlar genellikle koagülasyon nekrozu, beyindekiler kollikuasyon nekrozu biçimindedir.

Vazospazm, arteriyel yapıda spazm sonucu vazokonstriksiyon oluşmasını ifade etmektedir. Bu durum doku iskemisine ve ölümüne (nekroz) yol açabilir. Serebral vazospazm subaraknoid kanama sonucunda ortaya çıkabilir. Semptomatik vazospazm veya geç serebral iskeminin, özellikle anevrizmal subaraknoid kanamadan sonra inme ve ölüme önemli bir etkisi vardır. Vazospazm tipik olarak subaraknoid kanamadan 4 ila 10 gün sonra ortaya çıkar.

Devi Prasad Shetty, MS, FRCS,, Hindistan'da 21 tıp merkezinden oluşan bir zincir olan Narayana Health'in başkanı ve kurucusu olan Hint girişimci ve kalp cerrahıdır. 16.000'den fazla kalp ameliyatı gerçekleştirdi. 2004'te dördüncü en yüksek sivil ödül olan Padma Shri'ye, ardından 2012'de Hindistan Hükümeti tarafından uygun fiyatlı sağlık hizmetleri alanına yaptığı katkılardan dolayı üçüncü en yüksek sivil ödül olan Padma Bhushan'a layık görüldü. Netflix TV dizisi The Surgeon's Cut'ta hayatı ve çalışmaları hakkında bir bölüm var.

<span class="mw-page-title-main">ALCAPA sendromu</span>

Alcapa Sendromu sol koroner arter ve dallarının pulmoner arterden çıktığı, çok nadir görülen konjenital bir kalp hastalığıdır. Alcapa terimi, sendromun İngilizce adlandırılmasının baş harflerinden oluşturulmuştur. Doğumdan sonra, diğer koroner arterlerdeki sistolik yüksek basınç ile arter kanı LCA'ya doğru kollateral dallardan akar ve sol ventrikül'ün beslenmesi bu kollaterallere bağlı kalır.

<span class="mw-page-title-main">Sağ koroner arter</span> İnsan kalbini besleyen kan damarı

Kalbin kanlanmasını sağlayan sağ koroner arter (RCA), kalp’teki sağ aort sinüsünde, aort kapağının sağ çıkıntısının üstünden çıkan bir arter’dir. Sağ koroner sulkustan kalbin merkezine doğru ilerler. Sinoatriyal nodal arter, sağ marjinal arter, posterior interventriküler arter, konus arteri ve atriyoventriküler düğüm dalı dahil olmak üzere birçok dal verir. Kalbin sağ tarafına ve interventriküler septumun bazı kısımlarına katkıda bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Girişimsel kardiyoloji</span>

Girişimsel kardiyoloji, özellikle yapısal kalp hastalıklarının kateter esaslı tedavisiyle ilgilenen kardiyoloji dalıdır. Andreas Gruentzig, girişimsel radyolog Charles Dotter tarafından anjiyoplastinin geliştirilmesinden sonra girişimsel kardiyolojinin babası olarak kabul edilir.