İçeriğe atla

Koronal döngü

Koronal Döngüler
Güneş'deki koronal döngüleri izleyin.
Trace tarafından gözlemlenen Koronal döngüler
4k kalitesindeki bu video güneşin yüzeyindeki kompleks aktiviteleri daha doğru tanımlamayı sağlıyor.

Koronal döngüler alçak koronallerin ve güneşin dönüşüm bölgelerinin temel yapısını oluşturmaktadır. Bu yüksek yapılı döngüler solar ortamdaki manyetik sapmanın direkt sonuçlarıdır. Koronal döngülerin populasyonu solar halkalarla doğrudan bağlantılıdır; bu nedenle koronal döngüler genelde ayak izlerinde güneş izleriyle bulunurlar.

Fiziksel Özellikler

Bu diyagram güneşin dönüşü boyunca manyetik akıdaki değişikliği gösteriyor.
Alçak Korona ve geçiş bölgesinin diyagramı.

Koronal döngü 2 uçta manyetik bir sapmadır. Solar yapıdan enerji transferini incelemek için ideal yapılardır.

Koronal döngülerin farklı boyutları vardır. Fotosfere demir atmış koronal döngüler kromosferden ve dönüşüm bölgesinden yansıyarak koronoya kadar uzanırlar.

Ayrıca koronal döngüler uzunlukları boyunca geniş farklılıklar gösteren sıcklıklara sahiptirler. 1 MK altındaki döngüler ılık döngüler olarak bilinirler ve 1 MK ötesindeki döngüler de sıcak döngülerdir. Doğal olarak bu farklı kategoriler farklı dalga boylarında enerji yayarlar.[1]

Lokasyon

Koronal döngüler solar yüzeylerin hem aktif hem de sessiz bölgelerini popule ederler. Aktif bölgeler küçük alan kaplarlar ama aktivitenin çoğunu oluştururlar ve genel olarak taçkütle genel atımının kaynağıdırlar. Aktif bölgeler toplam koronal ısınma enerjisinin 82%sine kadar kaplayabilirler. Koronal delikler açık alan çizgileridir ve genel olarak güneşin kutuplarında yer alırlar ve hızlı solar rüzgarın kaynağı olarak bilinirler. Sessiz güneş solar yüzeyin geri kalanını oluşturur. Sessiz güneş daha pasif olsa da dinamik süreçle ve geçici olaylarla kaplıdır. Genel bir kural olarak sessiz güneş kapalı manyetik yapıların olduğu alanlarda vardır ve aktif bölgeler patlayıcı olayların kaynağıdır.

Koronal Döngüler ve Koronal Isınma Problemi

Durgun koronal döngü örneği.

Kapalı bir alan çizgisi koronal döngü oluşturmaz ancak; kapalı akış koronal döngü olarak adlandırılmadan önce plazma ile doldurulmalıdır. Bunu düşündüğümüzde koronal döngüler solar yüzeylerde nadirlikler haline gelir. Bu da demektir ki koronayı ısıtan ve kromospherik plazmayı manyetik akışa aktaran mekanizma yüksek ölçüde yereldir. Mekanizma(lar) koronayı kromospherik plazma ile ile besleyecek kadar stabil ve hızlanabilecek kadar güçlü olmalıdırlar. Bu da koronal döngülerin yoğun çalışmaya konu olmasının nedenidir.

Koronal ısıtma sorununun yalnızca koronal ısıtma mekanizmasına bağlı olduğu fikri yanıltıcıdır. Birincil olarak, plazma dolu aşırı yoğun döngüler direkt olarak kromosfer tarafından boşaltılır. İkincil olarak, koronal akıntıların gözlemleri kromosferik bir plazma kaynağına işaret eder.

Gözlemlerin tarihi

1946–1975

Yere bağlı teleskoplardan birçok çalışma ve koronanın tutulma gözlemleri yapılmıştır ama dünyanın atmosferinin engelleyici etkisinden kaçmak için uzay temelli gözlemler solar fizik için mecburi bir evrim olmuştur. 1946 ve 1952'de kısa roket uçuşlarıyla, spectogramlar solar EUV ve Lyman-α başlamıştır. Temel x-ray gözlemleri 1960'ta roketler kullanılarak kazanılmıştır. Başarılı olsalar da roket görevleri yaşam süresi ve masraf açısından çok sınırlıydı. 1962-1975 periyodunda Yörüngesel Solar Gözlemevi genişletilmiş EUV ve x-ray spektrometre gözlemlerinde başarılı olmuştur. 1973'te Skylab çoklu dalgaboyu kampanyasını başlatmış ve gözlemleri tipikleştirmiştir. Bu görev yalnızca bir yıl sürdü ve solar maksimum görevi tarafından bastırıldı.

1991- günümüz

Milyonlarca derecelik güneşin tam disk mozaiği.

Solar topluluk ağustos 1991'de Yohkoh'un başlangıcıyla sarsıldı. 14 Aralık 2001'de bateri yetmezliği nedeniyle kaybedildi ama görevsel olduğu on yılda x-ray gözlemlerinde devrim yaptı. Yohkoh dünyayın eliptik bir yörüngede döndü ve solar patlama gibi olaylardan x-ray ve y-ray yayılımlarını gözlemledi. Yohkoh 4 ekipman taşıdı. Bragg kristal spektrometre(BCS), geniş bant spektrometre(WBS), yumuşak x-ray teleskopu(SXT) ve sert x-ray teleskopu(HXT) Japonya, ABD ve Birleşik Krallık'taki bilim insanları tarafından kullanıldılar.

SXT x-ray ışınlarını 0.25–4.0 keV aralığında inceledi ve solar özellikleri 2.5 arc'a kadar 0.5-2 saniye aralığında çözümledi. SXT 2-4 MK sıcaklık aralığında plazmaya duyarlıydı ve ideal gözlem platformuydu.[2]

Solar fizikteki sonraki büyük adım aralık 1995'te Solar ve Heliosferik Gözlemevi(SOHO) açılışında yaşandı. SOHO ilk başta 2 yıl operasyon ömrüne sahipti. Görev devamlı başarı nedeniyle Mart 2007'ye uzatıldı ve SOHOya tam 11 yıllık döngüyü gözlemleme şansı verdi.

SOHO Avrupa Uzay Ajansı(ESA) ve NASA biliminsanları tarafından yönetildi. SOHO 12 ekipmana sahipti: Koronal tanı spektrometresi(CDS), extrem ulraviyole görüntüleme teleskopu(EIT), solar ultraviyole ölçüm ve yayılım radyasyonu(SUMER) ve ultraviyole konograf spektrometre(UVCS).

EIT koronal döngü gözlemlerinde çoklukla kullanılmışltır. EIT iç koronadaki dönüşüm bölgesini 4 bant geçişinden yararlanarak gözlemlemiştir.

Dönüşüm bölgesi ve koronal kaşif(TRACE) Nisan 1998'de açılmıştır. Açılışın zamanı solar fazın maksimuma çıkmasıyla ayarlanmıştır.

Yüksek uzaysal ve geçici çözülümler sayesinde TRACE yüksek detaylı koronal yapı görüntüleri elde etmeyi başarmıştır. Bu kampanya gözlemevinin koronal döngülerin durağan evrelerini gözlemleme yeteneiğini göstermiştir. TRACE elektromanyetik radyasyona 71 Å FeIX, 195 Å FeXII, 284 Å FeXV, 1216 Å HI, 1550 Å CIV ve 1600 A aralığında duyarlı olan filtreler kullanmıştır.

Dinamik Akıntılar

Solar sisteminin yeni gözlemcisi Hinode ( Solar-B) koronanın manyetik özelliklerini gözlemlemek amacıyla Eylül 2006'da fırlatıldı. 

Yukarıdaki bütün uzay görevleri güçlü plazma akıntılarını ve koronal döngülerdeki dinamik süreci gözlemlemede son derece başarılı olmuştur. Örneğin; SUMER gözlemler hızı 5–16 km/sn olan akışlar öne sürüştür ve başka bir SUMER/TRACE ortak gözlemi 15–40 km/sn. olan akıntılar saptamıştır. Çok yüksek süratler FCS tarafından solar maksimum görevi tarafından saptanmıştır. Plazma süratleri 40–60 km/sn civarındadır.

Yararlı Bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ Vourlidas, A.; J. A. Klimchuk; C. M. Korendyke; T. D. Tarbell; B. N. Handy (2001). "On the correlation between coronal and lower transition region structures at arcsecond scales". Astrophysical Journal. 563 (1). ss. 374-380. Bibcode:2001ApJ...563..374V. doi:10.1086/323835. 
  2. ^ Aschwanden, M. J. (2002). "Observations and models of coronal loops: From Yohkoh to TRACE, in Magnetic coupling of the solar atmosphere". Cilt 188. ss. 1-9. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Merkür</span> Güneş sisteminde yer alan, Güneşe en yakın ve sistem içerisindeki en küçük gezegen

Merkür, Güneş Sistemi'ndeki en küçük ve Güneş'e en yakın gezegendir. Adını, ticaret ve iletişim tanrısı ve tanrıların habercisi olan antik Roma tanrısı Mercurius'tan (Mercury) almıştır. Yüzey kütleçekimi yaklaşık olarak Mars ile aynı olan bir karasal gezegen olarak sınıflandırılır. Yüzeyi, milyarlarca yıldır biriken sayısız çarpma olayının bir sonucu olarak yoğun şekilde kraterlerle kaplıdır. En büyük krateri olan Caloris Planitia, 1.550 km (960 mi) çapındadır ve gezegenin çapının üçte biri kadardır. Dünya'nın uydusu Ay'a benzer şekilde Merkür'ün yüzeyi, bindirme faylarından kaynaklanan geniş bir uçurum sistemi (yarıklar) ve çarpma olayı kalıntıları tarafından oluşturulan parlak ışın sistemleri sergiler.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter</span> Güneş Sisteminde yer alan en büyük gezegen

Jüpiter, Güneş Sistemi'nin en büyük gezegenidir. Güneş'ten uzaklığa göre beşinci sırada yer alır. Adını Roma mitolojisindeki tanrıların en büyüğü olan Jüpiter'den alır. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devi sınıfına girmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş</span> Güneş Sisteminin merkezinde yer alan yıldız

Güneş, Güneş Sistemi'nin merkezinde yer alan bir yıldızdır. Çekirdeğindeki nükleer füzyon reaksiyonları ile akkor hale gelene kadar ısınan, %10'u morötesi olmak üzere esas olarak görünür ışık ve kızılötesi radyasyon olarak yüzeyinden enerji yayan, oldukça büyük ve sıcak bir plazma küresidir. Dünya'daki yaşam için açık ara en önemli enerji kaynağıdır. Güneş birçok kültürde kutsallık atfedilen bir nesne olmuştur. Antik çağlardan beri astronomik araştırmalar için merkezi bir konudur.

<span class="mw-page-title-main">Kutup ışıkları</span>

Kutup ışıkları ya da kutup aurorası, Kuzey ve Güney kutup bölgelerinde gökyüzünde görülen, yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalardır. Kuzey enlemlerde bu etki aurora borealis veya kuzey ışıkları olarak adlandırılır. Güney enlemlerindeki aurora australis oluşumu da benzer özelliklere sahiptir; ancak Antarktika'da, Güney Amerika'da ve Avustralya'da daha yüksek enlemlerden görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Plazma</span> gaz haldeki maddelerin manyetik kutuplaştırmaya bağlı doğrusal noktalarda oluşan fiziksel ve kimyasal reaksiyonun kontrollü etkileşim süreci

Plazma, gaz hâldeki maddelerin manyetik kutuplaştırmaya bağlı doğrusal noktalarda oluşan fiziksel ve kimyasal tepkimenin kontrollü etkileşim sürecine verilen genel ad. Daha kolay bir tanımla; atomun elektronlardan arınmış hâlidir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş rüzgârı</span> Güneşin üst atmosferinden yayılan bir plazma dalgası

Güneş rüzgârı, Güneş'in üst atmosferinden yayılan bir plazma dalgasıdır. Büyük çoğunluğu, enerjileri genellikle 1,5 ve 10 keV arası olan elektronlar, protonlar ve alfa parçacıklarından oluşur. Bu parçacık akımının yoğunluk, sıcaklık ve hız nicelikleri zamana ve Güneş'in boylamına göre değişkenlik gösterir. Bu parçacıklar, Güneş tacının yüksek sıcaklığından gelen yüksek enerjileri ve maruz kaldıkları manyetik, elektriksel ve elektromanyetik fenomen sayesinde Güneş'in kütleçekiminden kurtulabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Güneş lekeleri</span>

Güneş lekeleri, ışık küre adı verilen Güneş'in en dış katmanında oluşur. Çevresi ile karşılaştırıldığında sıcaklığı daha düşük olduğundan karanlık lekeler halinde görünür. Manyetik alanın belli bölgelerde yoğunlaşması, ısının eşit bir şekilde yayılımını engeller. Sonuç olarak çevresindeki ışık küreye göre daha düşük yüzey sıcaklığına sahip Güneş Lekeleri dediğimiz bölgeler oluşur. Bunlar genellikle çiftler halinde görünür. Her ikisi de birbirlerinin zıt manyetik kutuplarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Güneş püskürtüsü</span>

Güneş püskürtüsü veya güneş patlaması, Güneş'in gaz yuvarında (atmosfer) gerçekleşen şiddetli patlamalara verilen addır. Bu patlamalar milyarlarca megaton gücünde olup, genelde saatte 1.000.000 km/saat hızla hareket ederler. 6 × 1025 Patlama sonucunda joule'e kadar enerji açığa çıkarabilir. Güneş püskürtüsü nedeniyle Dünya atmosferine normalin üzerinde küçük dalga boylu radyasyon parçacıkları girer. Bu püskürtüler sonucunda yeryüzündeki iletişim ve güç ağları olumsuz yönde etkilenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Taç küre</span>

Taç küre veya korona, yıldızların plazmadan oluşan ve uzayın milyonlarca kilometre içine kadar uzanan parlak gaz yuvarıdır. Güneş'in taç küresine Güneş tacı da denir ve Güneş tutulması esnasında yalın gözle de görülebilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Proxima Centauri</span>

Proxima Centauri, Erboğa takımyıldızı bölgesinde, G-bulutu içinde, Güneş'ten 4,24 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir kırmızı cücedir. Latince adı "Centaurus'a en yakın yıldız" anlamına gelir. Güney Afrika'daki Union Rasathanesi'nin müdürü İskoç astronom Robert Innes tarafından 1915 yılında keşfedilmiştir.

Parıltılı yıldızlar (Flare), birkaç dakika veya saatliğine beklenmedik ve olağanüstü miktarlarda aydınlık artışına gidebilen değişken yıldızlardır. Aydınlık artışı tüm elektromıknatıssal izgeyi kapsayarak, X ışınlarından radyo dalgalarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Gezegenler arası ortam</span>

Gezegenler arası ortam, Güneş Sistemi’ni dolduran, gezegenler, asteroidler ve kuyrukluyıldızlar gibi Güneş Sistemi cisimleri içerisinden geçen materyaldir.

<span class="mw-page-title-main">1859 Güneş Fırtınası</span> jeomanyetik güneş fırtınası

Carrington Olayı olarak da bilinen 1859 Güneş Fırtınası, 1859 yılında solar döngü 10 sırasında olmuş güçlü bir jeomanyetik güneş fırtınasıdır. Bir solar alev veya koronal kütle ejeksiyonu, Dünya'nın manyetosferini vurdu ve şimdiye kadar bilinen, Richard Christopher Carrington tarafından gözlemlenen ve kaydedilen en güçlü solar fırtınayı tetikledi.

<span class="mw-page-title-main">X ışını astronomisi</span>

X-ışını astronomisi, astronomik nesnelerin X-ışınının gözlem ve algılama çalışmalarıyla uğraşan astronominin bir dalıdır. X-ışınları Dünya’nın atmosferi tarafından emildiği için x-ışınlarını tespit eden balon, sondaj roketleri ve uydular belirli bir yükseklikte bulunmalıdır. X-ışını astronomisi, Mauna Kea Gözlemevlerindeki gibi standart ışık emilimi olan teleskoplardan daha ilerisini gören uzay teleskopları ile ilgili bir uzay bilimidir.

<span class="mw-page-title-main">Jüpiter'in manyetosferi</span> Jüpiter gezegeninin manyetosferi

Jüpiter'in manyetosferi, güneş rüzgarının akışı içinde gezegenin içsel manyetik alanı tarafından oluşturulan boşluktur. Güneş yönünde yedi milyon kilometreye kadar uzanırken, ters yönde neredeyse Satürn'ün yörüngesine kadar erişir. Bu sebeple Jüpiter manyetosferi, Güneş Sistemi'ndeki diğer gezegenlerin manyetosferlerinden daha büyük ve daha güçlüdür. Heliosferden sonra bilinen en büyük sürekli yapıdır. Dünya manyetosferinden daha geniş ve daha düzdür, ayrıca manyetik momenti yaklaşık 18.000 kat daha büyüktür. Jüpiter'in manyetik alanı, 1950'lerin sonunda radyo emisyonları gözlemleriyle ilk kez tespit edilmiş ve 1973'te Pioneer 10 uzay aracı tarafından doğrudan gözlemlenmiştir.

Güneş fiziği, Güneş ile ilgili çalışmada uzmanlaşan astrofiziğin branşıdır. Sadece bize en yakın yıldız için mümkün olan detaylı ölçümlerle uğraşır. O teorik fizik,astrofizik,akışkanlar dinamiği içeren bilgisayar bilimi,manyetohidrodinamik,sismoloji,parçacık fiziği,atom fiziği,nükleer fizik,yıldız evrimi,uzay fiziği,spektroskopi,yayılıcı transfer,uygulamalı optik,sinyal işleme,bilgisayar görüntüsü,sayısal fizik,yıldız fiziği ve güneş astronomisi içeren plazma fiziği gibi birçok bilim dalıyla kesişir.

<span class="mw-page-title-main">Solar döngü</span> Güneşin aktivitesindeki periyodik değişim

Solar döngü, Güneş döngüsü veya güneş manyetik aktivite döngüsü, Güneş aktivitesi güneş yüzeyinde gözlenen güneş lekeleri sayısındaki varyasyonları açısından ölçülen yaklaşık periyodik 11 yıllık bir değişimdir. 17. yüzyılın başlarından beri güneş lekeleri gözlenmiştir ve güneş lekesi zaman serisi herhangi bir doğal fenomenin en uzun sürekli gözlenen (kaydedilmiş) zaman serisidir.

<span class="mw-page-title-main">Güneş fışkırması</span> Güneşte meydana gelen manyetik döngülerdir.

Güneş fışkırması, güneş diskine karşıdan bakıldığında görülen ve filament olarak adlandırılan, Güneş'in yüzeyinden dışarı doğru uzanmış, genellikle bir halka şeklinde olan büyük, parlak, gaz özelliğinde çıkıntılardır. Fışkırmalar, fotosferde Güneş'in yüzeyine sabitlenmektedir. Dışarı doğru güneş koronasına doğru uzanmaktadır. Korona, plazma olarak bilinen ve çok fazla görünür ışık yaymayan aşırı sıcak iyonize gazlardan oluşurken, fışkırmalar, bileşim olarak kromosferinkine benzer şekilde çok daha soğuk plazma içermektedir. Önem plazması tipik olarak koronal plazmadan yüz kat daha parlak ve yoğundur.

<span class="mw-page-title-main">Ultraviyole astronomisi</span>

Ultraviyole astronomisi , yaklaşık 10 ila 320 nanometre arasındaki ultraviyole dalga boylarında elektromanyetik radyasyonun gözlemlenmesidir; daha kısa dalga boyları — daha yüksek enerjili fotonlar — X-ışını astronomisi ve gama ışını astronomisi tarafından incelenir. Ultraviyole ışık insan gözüyle görülmez. Bu dalga boylarındaki ışığın çoğu Dünya atmosferi tarafından emilir, bu nedenle bu dalga boylarındaki gözlemler üst atmosferden veya uzaydan yapılmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">25. Güneş çevrimi</span> 2019dan yaklaşık 2030a kadar öngörülen Güneş etkinliği

25. Güneş çevrimi, Güneş lekesi aktivitesinin kapsamlı bir şekilde kaydedilmeye başlandığı 1755'ten bu yana 25'inci mevcut Güneş çevrimidir. Aralık 2019'da minimum güneş lekesi sayısı 1,8 ile başlamıştır. Yaklaşık 2030 yılına kadar devam etmesi beklenmektedir.