
Heykel ya da yontu, sanatsal bakış açısıyla meydana getirilmiş üç boyutlu formlara denir. Heykel temelde mekânın kapsanması, kavranması ve mekân ile ilişki kurulması ile ilgilenir.

Boks, iki kişinin boks hakemi gözetiminde karşılıklı yumruklaştıkları ve birbirlerini nakavtla ya da puanla yenmeye çalıştıkları spor müsabakasıdır. Belden aşağıya ve enseye vurmak, sporcunun kendi etrafında 180 derece dönmesi, avuç içi vurmak, ses çıkarmak uyarı almasına neden olur, üç uyarı bir ihtar alınmasına neden olur. Amatör boksörler 227 gr ağırlığında, profesyonel boksörler ise ağırlığı 170-283 gr arasında değişen eldivenler kullanırlar. Profesyonel boksörler yalnızca şort, amatör boksörler ise şort ve atlet giyer. Hem amatör hem de profesyonel boksörler karşılaşmada diş ve kasık koruyucuları kullanırlar. Amatör boksörler ayrıca koruyucu başlık da takarlar.

Sfenks, kafası koç, kuş veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan biçimini alan heykel. İlk önce Antik Mısır'da rastlanan Sfenks, antik Yunan mitolojisinde büyük kültürel önem taşımıştır ve ismini buradan almıştır. Sözcüğün Mısırca’daki orijinal biçimi kepes ankh ya da “yaşayan heykel” anlamında şeşep (sheshep) ankh'tır. Sfenkslerin en tanınmışı Büyük Gize Sfenksi'dir.

Lüksemburg Bahçesi, Paris 6. bölgede bulunan çeşitli stillerdeki bir bahçeler bütünüdür.

Maniyerizm (üslupçuluk), yaklaşık 1520-1580 tarihleri arasında ortaya çıkmış olan gizemli ve garip bir sanat akımıdır. Rönesans'ın getirmiş olduğu yetkinliğe karşı bir çıkış olmuş, kendisinden sonra gelen üslup ve akımlara ön ayak olmuştur. Başlatıcısı ve en önemli temsilcisi Michelangelo Buonarroti'dir. Sistine Şapeli'ndeki mahşer freskleri bu resim tarzı için belirleyici olmuştur. Artık ideal görüntü yerine sanatsal niteliğin araştırıldığı, figürlerin deformasyonu ile kendini belli eder ve özgün tarzlara doğru bir adım olarak belirir. En önemli sanatçıları Tintoretto ve El Greco'dur.

Griffon veya griffin, genellikle aslan vücutlu, kartal kanatlı ve kafalı mitolojik yaratıktır. Farklı betimlemelerinde hayvanın dört ayağı da aslan ayağı, yalnız arka ayakları aslan ayağı veya tüm ayakları kartal ayağı olabilir. Antik Yunancada "kıvrılmış", "kırık" anlamındaki "grýps veya gryphos" sözcüklerinden türediği düşünülür. Latinceye "grýphus" şeklinde geçmiştir. Grifonlar göğü, tan ağarışını, ilim, irfan ve kuvvet gibi kavramları ifade eder.

Bugünkü Yunanistan topraklarına Yunanlar ayak basmadan önce, Girit, kültürel gelişimin öncülerindendi. Burada Neolitik'ten son Tunç Çağına kadar sürekli bir gelişim izlenilebilir. Minos kültürü; Girit'teki Bronz Çağ kültüründeki kral Minos'a bağlanarak adlandırılmaktadır. Bununla birlikte bir tür akraba olarak tanımlayabileceğimiz Yunan topraklarındaki kültür için "Hellas" terimi kullanılmıştır. Ayrıca "Kiklad" terimi de Kiklad'larda bulunan 3000 yıllık mermer heykelcikleri ve çömlekleri için kullanılmıştır. Bu adlandırmalar dönemi inceleyen arkeologlar tarafından verilmiştir. Kiklad yapıtları, Minos ve Hellas kültürü ile ilişkili değildir. Tam tersine bu yapılar yerel olarak sınırlanmış ve bugüne dek az tanınmış bir kültür çevresine bağlıdır. Erken Minos kültürünün en önemli kalıntıları Girit'in doğu bölümünde, özellikle Gurnia, Vasiliki, Palaikastro gibi küçük kentlerle komşu adalardan Pseira ve Mochios'da bulunmuştur. Akdeniz çevresiyle de karşılıklı ilişkiler kurduğu açıkça bellidir.
Heinrich Krippel, Türkiye'de gerçekleştirdiği anıt heykeller ile tanınan Avusturyalı heykeltıraş, ressam, bakır oymacısı ve illüstratördür.

Büyük Utku Anıtı, Afyonkarahisar'da, kentin Yunan işgalinden kurtarılışı ve Büyük Taarruz anısına dikilen zafer anıtıdır. Ünlü heykelci Heinrich Krippel tarafından 1934-1936 yılları arasında yapılmış ve 24 Mart 1936 günü dönemin başbakanı İsmet İnönü tarafından açılmıştır.

Ölen Galyalı MÖ 230-220 yılları arasında Pergamon kralı I. Attalos tarafından Anadolu’da Kelt asıllı Galatlara karşı kazandığı zaferi kutlamak amacıyla yaptırılmış olduğu düşünülen heykelin Roma döneminde yapılan mermerden kopyasına verilen isimdir. Eserin kimin tarafından yapıldığı bilinmemekle beraber Pergamon sarayının heykeltıraşı Epigonus tarafından yapılmış olma ihtimali yüksektir.

İzmir Atatürk Anıtı, İzmir Cumhuriyet Meydanı'na Millî Mücadele'yi temsil etmek üzere 1932'de dikilmiş anıttır.

Gazi Mustafa Kemal Anıtı, Mersin'in Silifke ilçesindeki Cumhuriyet Meydanı'nda yer alan ve Mustafa Kemal Atatürk'e adanan anıt.

Tayt bacakları sıkı saran bir pantolon türüdür. Sıklıkla likra, naylon, pamuk ve polyester karışımından yapılsa da yün, ipek ve benzeri diğer malzemelerden de yapılabilirler. Kendi başlarına ya da üzerini örten bir etek, tights ve şortla giyilebilirler.

Atlı Atatürk Anıtı, Ankara Etnografya Müzesi önünde bulunan, Atatürk'ü at üzerinde mareşal üniformalı ve pelerinli olarak tasvir eden bronz anıt.

Mareşal Atatürk Anıtı, İtalyan heykeltıraş Pietro Canonica tarafından 1927'de yapılan Mustafa Kemal Atatürk'ü mareşal üniforması içinde ayakta, iki eli ile kılıcının kabzasını kavramış biçimde gösteren anıt.

Konya Atatürk Anıtı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Sarayburnu Atatürk Anıtı'ndan sonra yapılan ikinci anıtıdır. Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel'e yaptırılan 1926 tarihli anıt, Konya İstasyon Caddesi'nde Hükûmet Meydanı'na yerleştirilmiştir.

Mezopotamya sanatının adı çoğu arkeolojik kayıtlarda geçer. Bu kayıtlar, erken avcı-toplayıcı topluluklardan, Sümer, Akad, Babil ve Asur imparatorluklarının yaşadığı Tunç Devri'ne kadar geçen süreyi kapsar. Sonraları bu imparatorlukların yerini Demir Çağı'nda Eski Asur ve Eski Babil imparatorlukları almıştır. Genellikle medeniyetin beşiği olarak görülen Mezopotamya, önemli kültürel gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de en eski yazı örnekleridir. Mezopotamya sanatı MÖ 4000 tarihinden Persli Ahameniş İmparatorluğu'nun bölgeyi fethettiği MÖ 6. yüzyıla kadar Batı Avrasya'daki en soylu, en gelişmiş ve en detaylı sanat olma yolunda Antik Mısır ile rekabet içinde olmuştur. Ana vurgu oldukça dayanıklı taş ve kilden yapılmış çeşitli heykeller üzerindedir. Çok az sayıda resim günümüze ulaşmıştır ama belirtilene göre, birkaç istisna dışında, boyamalar genellikle geometrik ve dekoratif bitkisel şekiller yapmak için kullanılmıştır. Buna rağmen çoğu heykellerin de boyandığı görülür. Ayrıca çok sayıda silindir mühür de günümüze ulaşmıştır. Küçük boyutlarına rağmen bunların çoğunun üstünde karmaşık ve detaylı sahneler vardır.

Urfa Adamı, diğer adıyla Balıklıgöl Heykeli, Şanlıurfa ili Balıklıgöl kazı alanı civarında 1990'lı yıllarda bulunan, gerçek insan boyutlarında ve formundaki tarih öncesi heykeldir.

Edirne Atatürk Anıtı, Edirne'de Talat Paşa Caddesi üzerinde o zaman "Darülfünun Bahçesi" adıyla anılan parka 1931 yılında dikilen bronz döküm anıtsal heykel.
Burhaniye Atatürk Anıtı, Gürdal Duyar tarafından Edremit için yapılan bir Bronz Atatürk heykelidir. Türk Kurtuluş Savaşı sırasındaki Kuva-i Milliye hikâyesini anlatır.