İçeriğe atla

Kopernik günmerkezliliği

Kopernik'in De revolutionibus orbium coelestium adlı eserindeki gün merkezlilik modeli

Kopernik günmerkezliliği, Nicolaus Copernicus tarafından geliştirilen ve 1543 yılında yayımlanan bir astronomik modeldir. Bu modele göre Güneş, evrenin merkezinde hareketsiz olarak konumlandırılmıştı ve her şeyin başlangıcı olarak kabul edilirdi. Modern astronomik ve bilimsel gelişmelerin başlangıç noktası olarak gösterilir. Dünya ve diğer gezegenler ise sabit Güneş etrafında, sabit hızla periyodik hareketler yapmaktadırlar.

Kopernik, halihazırda Antik Yunan Aristarkus'un Güneş merkezli evren teorisini ileri sürdüğünün farkındaydı. Kopernik, Aristarkus'u kendi teorisi için referans noktası olarak gösterdi, fakat Aristarkus'un teorisi yayınlanmadan önce kaldırılmıştı. Yine de Kopernik'in Aristarkus'un teorisine dair bilgi sahibi olduğuna veya teorinin spesifik detaylarına erişebildiğine dair hiçbir kanıt bulunamamıştı. Kopernik çalışma arkadaşlarına kendi Güneş merkezli teorisine ait ön çalışmasını 1514 tarihinden önce göstermiş olsa da öğrencisi Retikus'un ısrarlarına dek çalışmasını yayınlamayı hiç düşünmedi. Kopernik'in bu modeli daha zarifti ve Güneş yılının uzunluğunu metafiziksel olaylardan kaçınıp matematiksel bir sıra halinde hesaplayarak ptolemik model için daha pratik bir model teşkil ediyordu. Fakat Kopernik'in Güneş merkezli modeli de ptolemik modeldeki bazı unsurlardan dolayı meydana gelen hataları da içeriyordu. Bu unsurlar gezegenlerin dairesel yörüngeleri, dış çemberler ve sabit hızlardan oluşmaktaydı. Bu sırada bazı yenilikleri tekrar tanıttı:

  • Dünya da birkaç gezegen gibi belli bir sırada dizilmiş olarak sabit Güneş etrafında döner.
  • Dünya'nın üç farklı dönme şekli vardır: İlki kendi etrafındaki günlük dönüşü, ikincisi Güneş etrafındaki yıllık dönüşü ve üçüncüsü ise kendi ekseni etrafında yıllık olarak yatık olarak dönmesi.
  • Dünya'nın hareketiyle gezegenlerin ters yönde döner.
  • Dünya'dan Güneş'e olan uzaklık, yıldızlar arasındaki uzaklığa kıyasla çok kısadır.

Dünya'nın dönüşüyle ilgili ilk teoriler

Filolaos, Dünya'nın hareketine dair tez hazırlayan ilk kişilerdendi. Pisagor'un küresel tezlerinden ilham aldığı düşünülmektedir. Sisamlı Aristarkus, Heraklet Pontikus'un bazı teorilerini (Dünya'nın kendi ekseninde dönüşü hakkında) geliştirdi. Aristarkus'un ilk önemli modeli Güneş merkezli Güneş sistemini önerdi. Orijinal metni kaybolmasına rağmen Arşimet'in "Kum Sayacı" adlı kitabında Aristarkus'un geliştirmiş olduğu Güneş merkezli model çalışmalarından söz etmiştir. Bu kitabında Aristarkus'un çalışmalarıyla ilgili şöyle bahseder:

Senin (Kral Gelon) de bildiğin gibi 'evren' birçok gök bilimcinin Dünya'nın da merkezi olan alana verdiği isimdir ve yarıçapı Dünya'nın merkezi ile Güneş'in merkezi arasındaki doğrunun uzunluğuna eşittir. Bu hesaplama şu ana kadar gök bilimcilerin ortak görüşüdür. Fakat Aristarkus'un hipotezler kitabındaki varsayımların bir sonucu olarak aslında evrenin sanılandan çok daha büyük olduğu iddia ediliyor. Hipoteze göre sabit yıldızlar ve güneş hareket etmezken Dünya belirli bir yörüngede Güneş'in etrafında dönüyor, Güneş merkezde yer alıyor ve sabit yıldızlar Güneş ile aynı merkezin etrafında duruyor.

— Arşimet'in "Kum Sayacı" adlı kitabından

Ortak bir görüşe göre Güneş merkezli model, Aristarkus'un dönemindeki insanlar tarafından reddedilmiştir. Bunun nedeni 17. yüzyılda yaşamış olan Gilles Ménage'nın Plutarkhos'un "Ay'ın Görünen Yüzü" adlı kitabından yaptığı kısa bir bölümü çevirmesidir. Plutarkhos'a göre Aristarkus ile aynı dönemde yaşamış ve Stoacı felsefenin kurucusu olan Klentes, Güneş'e tapmaktaydı ve Güneş merkezli modelin karşıtıydı. Aristarkus esprili bir dille Klentes'in Tanrı'ya saygısızlık yaptığından dolayı cezalandırılması gerektiğini söyledi. Gilles Ménage, Galileo ve Giordano Bruno'nun denemelerinden kısa bir süre sonra akuzatif (Fiilin nitelediği nesne) ile nominatifi (Cümlenin öznesi) değiştirdi. Böylece Güneş merkezli modele inanmak tanrıya saygısızlık olmaktan çıkmış oldu. Sonuç olarak yanlış anlaşılmış ve zulme uğramış Aristarkus bugüne dek aktarıldı.

İbn-i Heysem, Bîrûnî, Siczî, Necmeddin Kazvînî ve Kutbüddün Şirazî; astronomi ve Ptolemik sistemdeki mantık hatalarını tartıştılar, fakat hiçbir zaman Güneş merkezli sistemi (Heliosentrik sistem) benimsemediler.

Kopernik, kendine ait ilk el yazması kitabında Aristarkus ve Filolaos hakkında şöyle söz eder: "Filolaos Dünya'nın hareketliliğine inanıyor ve Sisamlı Aristarkus'un bile bu düşünceye sahip olduğundan bahsediyor." Bazı bilinmeyen sebeplerden dolayı Kopernik, Filolaos ve Aristarkus hakkında bahsettiklerine kitabında yer vermemiştir. Kopernik'e ilham gezegenleri izleyerek gelmemiş, aksine iki yazarın kitabını okumasıyla ilham almıştır. Kopernik, Cicero adlı eserde Hicetas teorisi ile ilgili bilgi buldu. Plutarkos, Pontuslu Evagrius ve Filolaos'a hesap vermiştir. Bu yazarlar öyle olmamasına rağmen merkezcil bir Güneş'in etrafında fakat hareketli bir Dünya'nın varlığını öne sürdüler. Kopernik'in kitabı yayımlandığında Lüteryen teolog Andreas Osiander'in izin vermediği bir önsöz bulunduruyordu. Yazarın verdiği bilgiye göre Kopernik Dünya'nın hareketiyle ilgili kendisine ait olan heliosentrik sistem teorisini (Güneş merkezli sistem) sade matematiksel hipotezlerle yazdığını, dahası doğru veya olasılıklara yer vermeden yazdığını belirtmiştir. Kopernik'in hipotezlerinin Eski Ahit'in (Yeşu 10:12-13) Güneş'in Dünya'nın ekseni etrafında döndüğü hipotezine ters olduğuna inanılıyor. Görünüşe göre bu kitap herhangi bir dinsel açıdan kitaba karşı tepki çekmemek için yazılmıştı, fakat Kopernik'in heliosentrik modeli sade matematiksel hipotezde yazmasıyla gerçek hayattan ayrıldığını gösteren kesin bir kanıt bulunamamaktadır.

Kopernik Modeli'nin gezegensel yörüngeler için öngörülmesi

Matematiksel teknikler 13-14. yüzyıllar arasında Müslüman astronomlar Muayeddin el-Urdi, Nasîrüddin Tûsî ve İbn eş-Şatir tarafından gezegensel hareketlerin jeosentrik modellerden çok benzerlik gösterenlerin daha sonra Kopernik tarafından kendi heliosentrik modelinde kullanmıştır. Bazı bilginler, Kopernik'in belirtilen astronomların çalışmalarına eriştiği yönünde tartışmışlardır. Fakat bahsedilen çalışmanın henüz gün ışığına çıkmadığını ve diğer bilginlerin iddiasına göre ise Kopernik'in bu fikirleri İslam geleneklerinden bağımsız olarak çok iyi bir şekilde geliştirmiş olmalıydı. Ayrıca Kopernik büyük çalışmasında Al-Battani ve Averroes'in teorilerini de tartışmıştır.

Batlamyus (Ptolemik) sistemi

Ptolemik (Batlamyus) Sisteminin kara kalem çizimi

Avrupa'da 1400'lü yıllardan 16. yüzyıla kadar genel kabul gören astronomik evren modeli antik Romalı Claudius Ptolemy (Batlamyus)'un MÖ 150 yıllarına dayanan Algamest adlı eserinde yaratılmıştır. Yazarı, Mısır'ın Ptolemik öncülerinden biri olarak yanlış ve az anlaşılmış olsa da, Orta Çağ boyunca gök biliminin tutucu yazarıydı. Ptolemik (Batlamyus) sistemi önceki çoğu teoriden yararlanmıştır. Bunlardan biri Dünya'nın sabit olduğu ve evrenin merkezi olduğunu benimsemesidir. Yıldızlar büyük bir kürenin dışına yerleştirilmiş bir şekilde hızla hareket ederlerdi. Bu sırada gezegenler ise kendileri için ayrılmış küçük küreler arasında hareketlerini sürdürürlerdi. Görülen anormallikler özellikle gezegenlerin tersine dönmesinin sebebi sistemin yörüngesi ve dış çemberlerin kullanılmasıdır. Gezegenlerin bir merkeze bağlı olarak küçük daire (Dış çember) etrafında döndüğü söylenebilir. Bu merkez de büyük bir dairenin (yörünge) içinde bir merkeze bağlı olarak ya da Dünya'ya yakın döndüğü söylenebilir.

Ptolemi (Batlamyus)'nin tamamlayıcı teorisi eş merkezli küreler üzerine çalışmaktaydı. Bu kürelerde de gezegenler dönmektedir. Bu teori Ptolemik teoriden daha önce yazılmıştır. Ayrıca bu teori Kopernik'in zamanında ilk olarak Eudoxus of Cnidus tarafından yazılmıştır. Ayrıca dönme ekseni dengelidir ve tamamen merkezde olmayan dışmerkezliler gibi çeşitli varyasyonları astronomlarca tutulmaktadır.

Ptolemi'nin bu teoriye en büyük katkısı ise ekuanttır (Eni-boyu aynı olma). Ekuant, bir m-noktanın gezegenin merkezinin dışçemberinin sabit açısal hızla hareket etmesidir, fakat aynı zamanda bu merkezin yörüngesinden olan uzaklığıdır. Bu teori Aristocu kozmolojinin ana ilkelerini ihlal eder. Aristocu kozmolojiye göre gezegenler sabit dairesel hareketle açıklanmalıdırlar ve çoğu Orta Çağ astronomcusu tarafından birçok önemli hatası tespit edilmiştir. Kopernik'in zamanında en modern Ptolemik versiyon Peurbach (1423–1461) ve Regiomantus (1436–1476)'a aittir.

Kopernik'in teorisi

Kopernik'in başlıca işi olan ilk baskısı 1543 yılında Nuremberg'de ve ikinci baskısı 1566'da Basel'de yayımlanan (De revolutionibus orbium coelestium) Türkçesiyle "Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine" adlı kitabını yazmak olmuştur. Kopernik'in bu eseri öldüğü yıl yayımlanmıştır. Kopernik kitabındaki teorileri ölmeden onlarca yıl önce oluşturmasına rağmen eserinin yayımlanmasını görememiştir. Kopernik'in bu eseri, evrenin merkezinde Dünya ile geosentrik ve insanmerkezciliğinden uzaklaşmıştır. Kopernik eserinde Dünya'nın sabit Güneş etrafında döndüğünü ve bunu bir yılda gerçekleştirdiğini ve Dünya'nın kendi etrafında bir günde döndüğünden söz etmiştir. Kopernik, Güneş'i gök kürelerinin merkezine koymuştur. Güneş'i tam olarak evrenin merkezine koymak yerine evrenin yakınına koymuştur. Kopernik'in sistemi sadece sabit dairesel hareket içeriyordu ve Ptolemik (Batlamyus) sisteminin içerdiği hataları düzeltmiştir.

Kopernik'in modeli, Ptolemik sistemin eş daireleriyle daha çok dış çemberlerle yer değiştirmiştir. Bu olay Kopernik'in sisteminin Ptolemik sistemden daha çok dış çembere yer vermesinin ana sebebi olarak açıklanabilir. Kopernik'in sistemi birkaç kısımla özetlenebilir, fakat Kopernik'in önceden yazmış olduğu Commentariolus'u (Küçük Eleştiri) tahminen 1510 yılında sadece arkadaşlarına vermiştir. Küçük Eleştiri hiçbir zaman basılmadı. Bunun varlığı sadece dolaylı olarak bir kopyasının 1880 yılında Stokholm'de bulunmasıyla bilindi. 1880 yılında Stockholm'de kopyasının bulunmasının birkaç yıl sonrasında yeni bir kopyası Viyana'da bulundu. Kopernik'in Teorisinin başlıca özellikleri şunlardır:

  1. Göksel hareketler, sabit, ebedi ve dairesel ya da birkaç dairenin birleşiminden oluşmaktadır.
  2. Evrenin merkezi Güneş'in yakınlarındadır.
  3. Güneş'in etrafında sırayla Merkür, Venüs, Dünya ve Ay, Mars, Jüpiter, Satürn ve diğer sabit yıldızlar bulunmaktadır.
  4. Dünya'nın üç farklı hareketi vardır: ilki günlük kendi etrafında dönüşü, ikincisi Güneş etrafında bir yılda tamamladığı dönüş, üçüncüsü ise kendi ekseninde eğik bir şekilde yıllık dönüşü.
  5. Gezegenlerin ters yönde dönmesi Dünya'nın hareketiyle açıklaması.
  6. Dünya'nın Güneş ile arasındaki mesafenin yıldızlar arasındaki mesafeyle karşılaştırıldığında çok küçük olması.

Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine

Eser açılışta Kopernik'in teolog arkadaşı olan Andreas Osiander'ın "Her kim bu teori ile tartışırsa bu eser ona bir araç olacak, hesaplamaları daha kolay ve daha doğru hesaplamalar yapacaktır. Bu eser dışarıdaki kısıtlı astronomik diyarın imalarına ihtiyaç gerektirmeyecektir."

Kopernik'in asıl kitabı ölen arkadaşı olan Nikolaus von Schönberg'in mektubuyla başlamaktadır. Capua'nın Kardinal Başpiskopos'u Kopernik'in teorisini yayımlaması için ısrarcı olmuştur. Uzunca bilgilendirmeden sonra Kopernik kitabını Papa 3. Paul'e adamıştır. Kendi iç güdülerini açıklayarak önceki astronomların gezegenler hakkında yeterli teorilere sahip olmadıklarını ve eğer tahminlerinin doğruluğu artarsa bu kilisenin doğru bir takvim yapmasına olanak sağlayacaktı. Jülyen takviminin reformunun gerekli olduğu ve kilisenin astronomiyle ilgilenmesinin asıl sebebinin bu olduğu dile getirilmiştir.

Kopernik'in bu çalışması daha sonra altı kitaba bölünmüştür:

  1. Gün merkezlilik teorisinin genel vizyonu ve Kopernik'in Dünya fikrinin özetlenmiş yorumu.
  2. Çoğunlukla teorik olarak küresel astronominin temellerini ve yıldızları listelemiştir (Daha sonra çıkan kitapların tartışmalarının temel nedeni olmuştur).
  3. Güneş'in görülebilen hareketlerine ve olağanüstü olaylara dayanmaktadır.
  4. Ay'ın ve yörüngesel hareketlerinin açıklaması.
  5. Gezegensel boylamı içeren yeni sistemi somut bir şekilde yorumlama.
  6. Gezegensel enlemi içeren yeni sistemi daha ileri bir şekilde somut olarak yorumlama.

Kopernik günmerkezliliğinin kabulü

Eserin 1700'lü yıllarda kısmen yaygın olarak yayımlanmasına rağmen çok az sayıda astronom Kopernik'in sistemine ikna olmuşlardı. Yaklaşık olarak 500 civarı birinci ve ikinci baskısının kopyası basılmıştır. Bu sayı o zaman için bilimsel standartlarda oldukça yüksek bir rakamdır. Kopernik'in sadece bazı yorumlamalarının Dünya'nın hareket ettiğini kabul ettiriyordu. Buna rağmen Erasmus Reinhold, Kopernik'in parametrelerini kullanarak Prutenik Tablolar oluşturdu. Fakat bu tablolar Kopernik'in matematiksel metotlarını gün merkezlilik kozmolojiyi fiziksel ve teolojik temelleri reddederek tekrar jeosentrik sisteme çevirmişti. Prutenik tablolar Prusyalı ve Alman astronomlar tarafından tercih ediliyordu. Bu tabloların geliştirilmiş doğruluk derecesi hala akıllarda bir soru işareti bırakıyor. Fakat bu tabloların Kopernik fikirlerini kullanma şekli gün merkezlilik modelinin daha ciddi bir şekilde göz önünde bulundurulmasına yol açtı. Yine de De Revolutionibus yayımlanmasından 45 yıl sonra bile astronom Tycho Brahe daha ileriye giderek Kopernik'inkine benzer bir kozmoloji inşasına başladı. Fakat Güneş'in yerine Dünya gök kürelerinin merkezinde konumlandırıldı. Bu gün merkezlilik kozmolojisini kabul etmiş olan alıştırma yapan astronom topluluğundan önceki diğer bir varyasyondur.

Modern bir görüşle Kopernik'in modelinin birçok avantajı vardır. Bu teori sayesinde gezegenlerin Güneş'e olan uzaklığı hesaplanabiliyordu. Bu değer verilen Aristocu fikri terk etmek demekti. Çünkü Aristocu fikre göre gezegensel küreler arasında boşluk yoktu. Dahası Kopernik mevsimlerin oluşumuyla ilgili belirgin açıklama da yapmıştır. Ona göre Dünya'nın ekseni yörüngesinin yüzeyine dik değildi. Ek olarak Kopernik'in teorisi gezegenlerin ters yönde dönmesiyle ilgili dikkat çekici kısa bir açıklama vermiştir. Bunun nedeni paralaktik uzaklık olarak bilinen Dünya'nın Güneş etrafında dönmesiyle sonuçlanır. Johannes Kepler'in görüşüne göre bu teori büyük ölçüde doğruydu. gün merkezlilik ters yönde dönme hareketinin neden Dünya'nın diğer gezegenlere yakıngen gerçekleştiğini açıkladı (Jeosentrik modelin gerçekliği ele alınarak yapılmış bir gözlem).

Fakat çağdaşları için Kopernik'in sunduğu fikirler jeosentrik teori yerine kullanmak için kolay değildi ve gezegenlerin konumları hakkında kesin tahminler yapamıyordu. Kopernik bunun farkındaydı ve gözlemlenebilir hiçbir kanıt sunmamıştı. Bunun yerine yapılan tartışmaları ve karşıt yorumları dikkate alarak nasıl daha düzgün ve daha mükemmel bir sistem yapabileceğini düşündü. Kopernik'in modeli genel görüşün aksi gibi görülürdü ve kutsal kitap (İncil) ile çelişirdi. Tycho Brahe'nin Kopernik'e karşı olan polemiği fiziksel, teolojik ve hatta astronomik temeli açılayan gün merkezlilik kozmolojisini reddetmesidir. Tycho, tartışmasız olarak döneminin en başarılı astronomuydu. Kopernik sisteminin mükemmelliğine hayran kalmıştı, fakat hareket eden bir Dünya fikrini fizik, astronomi ve dinin temellerine göre ele almıştı. O zamanın Aristoteles fiziği (Modern Newton fiziğin gelmesine daha bir yüzyıl vardı) Dünya gibi büyük kütleli cisimlerin hareketlerini fizikle açıklamıyordu. Fakat bu oldukça ağır cisimlerin hareketlerini farklı bir maddenin özünden oluştuğunu farz etmiştir. Bu madde Esir (Evreni doldurduğuna, ağırlığı olmadığına, ısı ve ışığı ilettiğine inanılan töz) olarak bilinir.

Tycho, Kopernik sistemi hakkında Ptolemik sistemin gereksiz ve uyumsuzluklarından ustalıkla ve tamamen kurtulmuştu. Fikirlerinin hiçbir noktasında matematiğin temellerine karşı gelmemiştir. Yine de Dünya için hantal, tembel, hareket edemeyen Esir ışıkları kadar hızlı hareket eden ve üçlü dönüş yapan bir sıfatlar kullanmıştır. Aynı şekli de Tycho yıldızlarla aradaki çok büyük mesafeyi ele almış, Kopernik ise Dünya'nın hareketinin neden gözle görülebilen sabit yıldızların görünümünde hiçbir değişikliğe yol açmadığını ele almıştır (Yıllık yıldız paralaksı olarak bilinir). Tycho gözle görülebilen yıldızların boyutunu hesaplamış ve geometri kullanarak hem görülebilen boyutlarını ve gün merkezliliğin gerektirdiği kadar uzaklıkta yıldızlar büyük olmalıydı (Dünya'nın yörüngesi Güneş'in yörüngesinden daha büyüktür). Tycho: ‘'Eğer isterseniz bu şeyleri geometrik olarak ele alın ve bu varsayımın (Dünya'nın hareketi) ne kadar çok saçmalıklarla (Diğerleri hariç) dolu olduğunu siz de göreceksiniz" olarak yazmıştır. Ona göre Kopernik Sistemi'nin özellikleri ile jeosentrik sistemin birleşimi olan Tychonik Sistem ne fiziğin temellerini ne de kutsal kitaba karşı gelmiştir. Bu sebeple çoğu astronom Kopernik'in teorisinin bazı yönlerini diğer astronomlar pahasına kabul etmişlerdir.

Onun modeli kendinden sonraki bilim adamlarının etkilenmesinde önemli rol oynamıştır. Örneğin Galileo ve Johannes Kepler bu teoriyi benimsemiş, savunmuş ve hatta geliştirmeye çalışmışlardır (Özellikle Kepler olayında). Fakat de Revolutionibus yayımlanmasından sonra astronomların öncülerinden olan Erasmus Reinhold, Kopernik'in fikirleri onun için bir anahtar olmuştur. Gezegenlerin sabit dairesel hareket fikrini yeniden gündeme getirmiştir. 17. yüzyıl boyunca gerçekleştirilen başka keşifler gün merkezliliğin yaygın bir şekilde kabul edilmesini sağlamıştır:

  1. Buluşu yeni gerçekleştirilen teleskobun kullanımı, Galileo Jüpiter'in dört büyük uydusunu (Bu keşif Güneş Sistemi'ndeki gök cisimlerinin Dünya'nın yörüngesi etrafında dönmediğinin kanıtıydı) Venüs'ün evreleri (Ptolemik sistemle açıklanmayan ilk gözlemlenebilen kanıt) ve Güneş'in sabit bir eksende dönmesi Güneş lekelerinin yıl boyunca yapmış olduğu hareketleri izleyerek açıklamıştır.
  2. 1639 yılında Giovanni Zupi, teleskop kullanarak Merkür'ün evrelerini gözlemlemiştir.
  3. 1609 yılında Kepler gün merkezlilik konseptine bağlı kalarak geliştirdiği fikirle gezegenlerin yörüngelerinin daireden çok eliptik bir şekilde olduğunu vurgulamıştır.
  4. 1687 yılında Isaac Newton evrensel yerçekimini ileri sürdü ve Kepler'in eliptik gezegensel yörüngelerini yer çekimsel tepkinin tersinin karesiyle ilişkilendirdi.

1725 yılında James Bradley yıldız sapmalarını keşfetti. Görülebilen yıldızların küçük eliptik yörüngeler etrafındaki yıllık hareketlerini ve bunu da sınırlı ışık hızıyla ve Dünya'nın Güneş'in yörüngesi etrafındaki hareketiyle ilişkilendirmiştir.

1838 yılında Friedrich Bessel, Cygni 61 yıldızının (0,314 yay-saniye) yıllık paralaksını ilk defa doğru olarak hesaplamıştır. Böylece bu yıldızın Dünya'dan 10,3 ışık yılı uzaklıkta olduğunu bulmuştur (Şu an bu rakam yaklaşık olarak 11,4 ışık yılı olarak bilinmektedir.) Bessel, aynı yıl Vega ve Alfa Centauri yıldızlarının paralaksını hesaplayan Friedrich Georg Wilhelm von Struve ve Thomas Henderson'ı kıl payı yenmiştir.

Modern görüş

Kopernik'in sunduğu teori 20. yüzyılın sonlarında devrim niteliğinde ya da korunumlu bir tartışma konusu olmuştur. Thomas Kuhn, Kopernik'in daha önceden sadece Dünya için söylenen astronomik olguları Güneş için uyarladığını savunuyordu. Diğer tarihçiler, Kuhn'un Kopernik'in çalışmalarında neyin devrimsel olduğunu küçümsediğini ve Kopernik'in sade geometriyle oluşturduğu astronomiyle ilgili yeni bir teori ileri sürerken ne kadar zorlandığını vurguladılar. Dahası Kopernik bunu yaparken hiçbir deneysel kanıt da bulunmuyordu.

Arthur Koestler, "The Sleepwalkers: A History of Man's Changing Vision of the Universe" (Yürüyen Adımlar: Evrenin vizyonunu Değiştiren Adamın Tarihi) adlı kitabında Kopernik'i farklı bir ışık altına koyarak çoğu yazarın bununla ilgili ne düşündüğünü göstermek istemiştir. Bu kişiler, yaptığı çalışmalardan dolayı kendisinin alay konusu olmaması için yayımlamaması nedeniyle Kopernik'i bir korkak yerine koymuşlardır.

Kaynakça

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Galileo Galilei</span> İtalyan fizikçi ve astronom (1564–1642)

Galileo Galilei, İtalyan astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçiydi.

<span class="mw-page-title-main">Yörünge</span> bir gökcisminin bir diğerinin kütleçekimi etkisi altında izlediği yola yörünge adı verilir

Gök mekaniğinde yörünge veya yörünge hareketi, bir gezegenin yıldız etrafındaki veya bir doğal uydunun gezegen etrafındaki veya bir gezegen, doğal uydu, asteroit veya lagrange noktası gibi uzaydaki bir nesne veya konum etrafındaki yapay uydunun izlediği kavisli bir yoldur. Yörünge, düzenli olarak tekrar eden bir yolu tanımlamakla birlikte, tekrar etmeyen bir yolu da ifade edebilir. Gezegenler ve uydular Kepler'in gezegensel hareket yasalarında tanımlandığı gibi, kütle merkezi elips biçiminde izledikleri yolun odak noktasında olacak şekilde yaklaşık olarak eliptik yörüngeleri takip ederler.

<span class="mw-page-title-main">Evren</span> uzay, zaman ve herşeyin bütünü

Evren, Kâinat veya Kozmos, gezegenler, yıldızlar, gökadalar ve diğer tüm madde ile enerji yapıları dahil olmak üzere uzay ve zamanın tamamı ve muhtevasıdır. Bununla birlikte gözlemlenebilir evren, temel parçacıklardan başlayarak gökadalar ve gökada kümeleri gibi büyük ölçekli yapılara kadar tüm madde ve enerjinin mevcut düzeniyle sınırlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yermerkezlilik</span>

Yermerkezlilik, geosantrizm veya geosentrizm, Yeri (Dünyayı) evrenin merkezi kabul eden görüştür. Kopernik sistemi öncesinde geçerli olan Batlamyus'un sistemi yermerkezci bir sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">Kozmoloji</span> Evreni konu alan bilim dalı

Kozmoloji, bir bütün olarak evreni konu alan bilim dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Nicolaus Copernicus</span> Polonyalı matematikçi ve astronom (1473–1543)

Nikolas Kopernik, Kraliyet Prusyası'na bağlı Ermland Derebeyliği'nde Katolik piskopos danışmanı, boş zamanlarında matematik, astronomi ve harita bilimi ile meşgul olan bilim insanı.

<span class="mw-page-title-main">Johannes Kepler</span> Alman gökbilimci, matematikçi ve astronom

Johannes Kepler ; Alman gök bilimci, matematikçi ve astronomdur. 17. yüzyılın bilimsel devriminde, "Astronoma Nova", "Harmonik Mundi" ve "Kopernik Astronomi Özeti" adlı çalışmalarına bağlı olarak şahsen ortaya çıkardığı Kepler'in gezegensel hareket yasaları ile tanınır. Bu çalışmaları Isaac Newton’un evrensel yer çekimi kuvveti teorisine dayanak sağlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Günmerkezlilik</span>

Günmerkezlilik veya Güneş Merkezli(lik), gökbilimde, Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş'in çevresinde döndüğü bir astronomik modeldir. Geçmişte, Yer'in merkezde olduğu (geosantrizm) astronomik modele karşı olarak ortaya çıkmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tycho Brahe</span>

Tycho Brahe, asıl adıyla Tyge Ottesen Brahe, Danimarkalı aristokrat ve gökbilimci. Çıplak gözle gözlem yapmasına rağmen doğruluk oranı yüksek olan, kapsamlı astronomi gözlemleriyle tanınır. Astroloji ve simya ile de ilgilenmiştir. Teleskobun icadından önceki son büyük astronomdur.

<i>Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine</i> Kopernik tarafından yazılan kitap

Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine Mikolaj Kopernik'un başyapıtı. İlk kez 1543 yılında Nürnberg'de basılmış olan eserin içeriği Batlamyus'un geosantrik yani Dünya merkezli modeline karşıt Güneş-merkezli yeni bir model sunmaktaydı. Copernicus bu eserinden önce Güneş-merkezli modelini Commentariolus isimli risalesinde açıklamış ve arkadaşlarına tanıtmıştır. Eserin Copernicus'un kendi elinden yazılmış el yazması bugüne kadar ulaşabilmiştir. Bu el yazmasının incelenmesi sonucu eserin geçirdiği gelişime ve oluşum sürecine dair daha fazla bilgi edinilmiştir. Papa III. Paulus'a ithaf edilen eser, altı bölümden oluşmaktadır:

<span class="mw-page-title-main">Kepler'in gezegensel hareket yasaları</span>

Kepler'in gezegensel hareket yasaları, Güneş Sisteminde bulunan gezegenlerin hareketlerini açıklayan üç matematiksel yasadır. Alman matematikçi ve astronom Johannes Kepler (1572-1630) tarafından keşfedilmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Sisamlı Aristarkus</span> Yunan astronom ve matematikçi (MÖ 310 - yak. 230)

Aristarkus, Yunan gökbilimci ve matematikçi. Sisam adasında doğdu. Evrenin merkezine dünyayı değil de güneşi koyan günmerkezlilik inanışının bilinen ilk savunucularındandı. Pisagor'dan ve Filolaos'dan etkilendi. Her ikisi de güneşi merkeze koymalarına rağmen, gezegenlerin diziliş sırası açısından Filolaos'dan farklı görüşlerde oldu. Onun astronomik fikirleri 1800 yıl boyunca geçerliliğini sürdüren Aristo ve Batlamyus'un yermerkezli teorileri karşısında rağbet görmedi, ta ki Kopernik, Kepler ve Newton'un buluşlarına kadar. Ay'daki Aristarkus Krateri'ne onun adı verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Antik Yunan astronomisi</span>

Yunan astronomisi klasik antik dönemde Yunan dilinde yazılmıştır ve antik Yunan, Helenistik, Greko-Romen ve geç dönem antik çağlarını kapsar. Yunanca, Helenistik dönemden Büyük İskender'in fethini takip eden süreçte bilimin dili haline geldiği için antik Yunan astronomisi coğrafi sınırları aşmıştır. Bu yüzden Helenistik astronomi olarak da adlandırılır. Helenistik ve Roma dönemleri boyunca Yunan olan veya olmayan birçok astronom, çalışmalarını Yunan geleneklerini kullanarak Ptolemaios krallığındaki İskenderiye kütüphanesini de içeren büyük bir enstitüde yürütüyordu.

<span class="mw-page-title-main">Göksel küreler</span>

Göksel küreler, Eflâtun, Eudoxus, Aristo, Batlamyus, Kopernik ve diğerleri tarafından geliştirilen kozmolojik modellerin temel unsurlarıydı. Bu kozmolojik modellerde, sabit yıldızların ve gezegenlerin görünen hareketleri, sanki kürelere yerleştirilmiş mücevherler gibi, eterik, şeffaf bir beşinci elementten (esîr) yapılmış dönen kürelere gömülü olarak düşünülmüştür. Sabit yıldızların birbirlerine göre konumlarını değiştirmediğine inanıldığından, bunların tek yıldızlı bir kürenin yüzeyinde olması gerektiği ileri sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Ortak merkezli küreler kuramı</span>

Ortak merkezli küreler kuramı, Eudoxus, Callippus ve Aristoteles tarafından geliştirilen eş merkezli kürelerin kozmolojik modeli olup bu modelde tümü Dünya merkezli olan göksel küreler kullanılmıştır. Bu yönüyle Batlamyus ve diğer matematiksel gök bilimciler tarafından Kopernik dönemine kadar kullanılan çok merkezli episiklik ve eksantrik modellerden farklıydı.

<span class="mw-page-title-main">Venüs'ün evreleri</span> Venüsün Evreleri

Venüs'ün evreleri, Ay evrelerine benzer şekilde, gezegenin yüzeyinde görülen aydınlatma varyasyonlarıdır. İlk kaydedilen gözlemlerin Galileo Galilei tarafından 1610'da teleskopik gözlemler olduğu düşünülmektedir. Venüs'ün aşırı uçtaki hilal evresi o zamandan beri çıplak gözle gözlemlenmiş olsa da, bunun tarif edildiğine veya bilindiğine dair tartışmasız tarihsel teleskop öncesi kayıt yoktur.

<i>Astronomia nova</i> Kepler tarafından yazılan kitap

Astronomia nova Astronom Johannes Kepler'in Mars'ın hareketleriyle ilgili on yıl süren araştırmalarının sonuçlarını içeren ve 1609'da yayınlanan kitabıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kopernik Devrimi</span>

Kopernik Devrimi, Dünya'yı kozmosun ve evrenin merkezinde durağan olarak tanımlayan Batlamyus gök modelinden, Güneş'in Güneş Sisteminin merkezinde olduğu Güneş merkezli modele doğru yapılan bir paradigma değişimini ifade eder. Bu devrim iki aşamadan meydana gelmektedir. Bunlardan ilki doğası gereği son derece matematikseldir ve Dünya'nın Güneş'in etrafında dönüşünün gözlemlenmesidir. İkinci aşama ise 1610 yılında Galileo'nun bir broşürünün yayınlanmasıyla başlar. Nicolaus Copernicus'un "De devrimibus orbium coelestium"unun yayınlanmasıyla başlayan "devrime" katkılar, bundan yaklaşık bir asır sonra Isaac Newton'un çalışmalarına kadar devam etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya'nın yörüngesi</span> Dünyanın Güneş etrafındaki hareketi

Dünya, Kuzey Yarımküre'den bakıldığında saat yönünün tersine doğru ortalama 149,60 milyon km mesafede Güneş'in çevresinde dönmektedir. Bir tam yörünge 365.256 gün sürer ve bu süre zarfında Dünya 940 milyon km yol kat etmiş olur. Diğer Güneş Sistemi cisimlerinin etkisi göz ardı edildiğinde, Dünya'nın yörüngesi, Dünya'nın dönüşü olarak da bilinir. Dünya'nın dışmerkezliği 0,0167'dir. Bu nedenle Dünya-Güneş ağırlık merkezi odaklı, çift merkezli bir elipstir. Yörünge merkezi, yörüngenin büyüklüğüne göre Güneş'in merkezine nispeten yakın olduğundan, bu değer sıfıra yakındır.

<span class="mw-page-title-main">Tycho Brahe sistemi</span>

Tycho Brahe sistemi, astronom Tycho Brahe tarafından 1588'de yayımlanan bir evren modelidir. Bu model, Kopernik sisteminin matematiksel avantajlarını, Batlamyus sisteminin felsefi ve "fiziksel" avantajlarıyla birleştirir. Tycho Brahe'nin modeli, muhtemelen Valentin Naboth ve Silezyalı matematikçi ve astronom Paul Wittich'ten esinlenmiştir. Benzer bir kozmolojik model, Hindu astronomi eseri Tantrasamgraha'da Kerala astronomi ve matematik okulundan Nilakantha Somayaji tarafından Tycho Brahe'den bağımsız olarak ortaya konulmuştur.