İçeriğe atla

Kopenhag Kriterleri

22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin merkezi Doğu Avrupa ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmıştır.

1995'te düzenlenen Madrid Zirvesi'nde aşağıdaki kriterlere; mevzuatın uygun idari ve adli yapılar aracılığı ile etkin biçimde uygulanması kriteri eklenmiştir.

Siyasi kriterler

Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıklara saygı gösterilmesini ve korunmasını garanti eden kurumların varlığı gerekmektedir.

AB'ye girmeye aday ülkeler;

  1. İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin var olması,
  2. Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü,
  3. İnsan haklarına saygı,
  4. Azınlıkların korunması

gibi dört ana kriter açısından değerlendirmeye alınacaktır.

Genel olarak; ülkenin çok partili bir demokratik sistemle yönetiliyor olması, hukukun üstünlüğüne saygı, idam cezasının olmaması, azınlıklara ilişkin herhangi bir ayrımcılığın bulunmaması, ırk ayrımcılığının olmaması, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın yasaklanmış olması, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Sözleşmesi'nin tüm maddeleri ile çekincesiz kabul edilmiş olması, Avrupa Konseyi Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin kabul edilmiş olması gibi koşulların gerçekleşmiş olması istenmektedir. Ancak, bu koşulların varlığı tek başına yeterli olmamakta, aynı zamanda kesintisiz uygulanıyor olması gerekmektedir.

Ekonomik kriterler

İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığının yanı sıra, birlik içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısına karşı koyma kapasitesine sahip olunması gerekmektedir.

Kopenhag Zirvesi sonuçlarına göre, ekonomi alanında işlevsel bir piyasa ekonomisinin varlığı kadar, AB içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısı ile baş edebilme kapasitesi de aranmaktadır.

Etkin bir piyasa ekonomisi için;

  1. Arz - talep dengesinin piyasa güçlerinin bağımsız bir şekilde karşılıklı etkileşimi ile kurulmuş olması,
  2. Ticaret kadar fiyatların da liberal olması, piyasaya giriş (yeni firma açılması) ve çıkış (iflaslar) için engellerin bulunmaması,
  3. Fikri ve sınai mülkiyet haklarını içeren düzenlemeleri kapsayan yasal bir sistemin olması ve bu yasalar ile düzenlemelerin icra edilebilmesi,
  4. Fiyat istikrarını içeren bir ekonomik istikrara ulaşılmış olması ve sürdürülebilir dış dengenin varlığı,
  5. Ekonomik politikaların gerekleri hakkında geniş bir fikir birliğinin olması,
  6. Mali sektörün, tasarrufları üretim yatırımlarına yönlendirebilecek kadar iyi gelişmiş olması

gerekmektedir.

AB içinde rekabet edebilme kapasitesinin sağlanması için;

  1. Öngörülebilir ve istikrarlı bir ortamda karar alabilen ekonomik kurumların makro ekonomik istikrarının olması ve bununla beraber işlevsel bir piyasa ekonomisinin varlığı,
  2. Altyapı, eğitim ve araştırmayı içeren yeterli miktarda fiziki ve beşeri sermayenin olması,
  3. Firmaların teknolojiye uyum sağlama kapasitesinin bulunması

gerekmektedir.

Bu çerçevede rekabet edebilme derecesinin göstergeleri olarak, birliğe girişten önce birlik ile o ülke arasında belirli bir ticaret ortaklığının olması ve ülke ekonomisinde küçük firmaların oranı sayılmaktadır.

Topluluk müktesebatına uyum kriterleri

AB'nin siyasi birlik ile ekonomik ve parasal birlik hedeflerini kabul etmek üzere, üyelik yükümlülüklerini üstlenme kabiliyetine sahip olunması gerekmektedir.

Birliğin ortak dış politika ve güvenlik politikasına etkin bir katılım için aday ülkelerin buna hazır olması gerekmektedir. Ekonomik ve parasal birlik konusunda ise, merkez bankasının bağımsızlığı, ekonomik politikaların koordinasyonu, İstikrar ve Büyüme Paktı'na katılım, merkez bankasının kamu sektörü açıklarını finanse etmesinin yasaklanması gibi konularda üye ülkelerin aldıkları kararlara katılmak gerekmektedir.

AB'nin aldığı kararlara ve uyguladığı yasalara uyum sağlamak,

  1. Gümrük Birliği, malların serbest dolaşımı, sermayenin serbest dolaşımı gibi ortaklık anlaşmalarında belirtilen şartlara uyum sağlanması,
  2. Tek pazara geçişi gerektiren topluluk müktesebatına uyum sağlanması,
  3. Topluluğun tarım, iletişim ve bilgi teknolojileri, çevre, ulaşım, enerji, taşımacılık, tüketici hakları, adalet ve içişleri, işgücü ve sosyal haklar, eğitim ve gençlik, vergilendirme, istatistik, bölgesel politikalar, genel dış ve güvenlik politikası gibi alanlardaki her türlü düzenlemesine uyum sağlanması

olarak açıklanabilir.

İlgili Araştırma Makaleleri

Maastricht Kriterleri ya da Avrupa Yakınsama Kriterleri, AB’ye üye ülkelerin Ekonomik ve Parasal Birliğe katılabilmeleri için gerekli şartları, Kopenhag Kriterleri ise AB’ye tam üyelik koşullarının esaslarını belirlemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği'nin genişlemesi</span> Avrupa Birliğine zaman içinde olan değişimleri ele alan madde.

Avrupa Birliği'nin genişlemesi, Avrupa Birliği'nin yeni üye devletleri kabul etme sürecidir. Bu süreç ilke defa altı ülkenin Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu adı altında 1952'de başladı. Genişleme sürecinde AB, 2007'de Bulgaristan ve Romanya'nın da katılımı ile 27 ülkeye çıktı. 1 Temmuz 2013'te Hırvatistan birliğin 28. üyesi olmuştur. 2020'de Birleşik Krallık'ın birlikten ayrılmasıyla üye sayısı tekrar 27'ye düşmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Konseyi</span> devletler arası kuruluş

Avrupa Konseyi, Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla 1949'da kurulmuş hükûmetlerarası bir kuruluştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi'ne bağlıdır. Avrupa Konseyi'ne Rusya, Belarus, Kosova, Kazakistan ve gözlemci Vatikan hariç tüm Avrupa ülkeleri üyedir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği</span> 27 Avrupa ülkesinin politik ve ekonomik birliği

Avrupa Birliği (AB), yirmi yedi üye ülkeden oluşan ve toprakları büyük ölçüde Avrupa kıtasında bulunan siyasi ve ekonomik bir örgütlenmedir. 1993 yılında, Avrupa Birliği Antlaşması olarak da bilinen Maastricht Antlaşması'nın yürürlüğe girmesi sonucu, var olan Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yeni görev ve sorumluluk alanları yüklenmesiyle kurulmuştur. 445 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa Birliği, dünya ülkelerinin GSYİH'ye (nominal) göre sıralanışında nominal gayrisafi yurt içi hasılasının %30'luk bölümünü oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Sırbistan</span> Güneydoğu Avrupa ve kısmen Orta Avrupada yer alan ülke

Sırbistan, resmî adıyla Sırbistan Cumhuriyeti (

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği müktesebatı</span> Avrupa Birliği hukukunun temeli

Avrupa Birliği Müktesebatı, temel Avrupa Birliği anlaşmalarında ve diğer yardımcı hukuk kaynaklarında yer alan kural ve kurumlar bütününü ifade etmektedir.

Merkez bankası, bir ülkenin ya da ülkeler grubunun para politikasından sorumlu kurumdur. Merkez bankasının temel amacı para biriminin ve para arzının istikrarının sürdürülmesidir. Fakat merkez bankalarının bunun dışında bankacılık sektörünün son kredi mercii olmak, faiz haddinin kontrolü gibi görevleri de vardır. Bunun yanında merkez bankasının, bankalar ve diğer finansal kurumları, tedbirsizlik ve dolandırıcılığa karşı denetlemek gibi yetkileri de olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Maastricht Antlaşması</span>

Maastricht Antlaşması, 7 Şubat 1992'de imzalanan ve AET’nin AB olması yolundaki son adım olan ekonomik ve parasal birliği de gerçekleştirme istikametine girdiği antlaşmadır.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Merkez Bankası</span> euro bölgesi içindeki 19 ülkenin para politikasını yöneten merkez bankası

Avrupa Merkez Bankası, Euro bölgesi içinde bulunan 20 ülkenin para politikasını yönetmekle yükümlü olan dünyanın en önemli merkez bankalarından biridir. 1 Haziran 1998 tarihinde Almanya, Frankfurt genel merkez olmak üzere kurulmuştur. Banka'nın temel görevi, avronun alım gücünü korumak ve avro bölgesinde fiyat istikrarını sağlamaktır. 1 Kasım 2019 tarihinden itibaren başkanlığını Fransız politikacı Christine Lagarde yapmaktadır.

Rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisini destekleyen ve sürdürmeyi amaçlayan, şirketlerin rekabete aykırı davranışlarını düzenleyen bir hukuk dalıdır. Rekabet hukukunun amacı mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır. Rekabet hukuku, Amerika Birleşik Devletleri'nde tarihsel nedenlerden dolayı "antitröst hukuku" olarak; Çin ve Rusya'da "anti-tekel hukuku" olarak bilinir. Modern anlamdaki ilk rekabet hukuku kanunu 1890 yılında Sherman Antitröst Yasası adıyla yürürlüğe girmiştir. Piyasalarda rekabetin düzenlenmesi ve korunması gerekliliği, zaman içinde diğer ülkeler tarafından da fark edilmiştir. Günümüzde, liberal ekonomik sistemi benimsemiş birçok gelişmiş ülkede rekabet yasaları ve otoriteleri mevcuttur.

<span class="mw-page-title-main">Amsterdam Antlaşması</span>

Amsterdam Antlaşması, 2 Ekim 1997 tarihinde Avrupa Birliği üyesi ülkelerce imzalanmış ve 1992 yılında imzalanan Maastricht Antlaşması'nın koşullarında köklü değişikler yapmıştır. Antlaşma 1 Mayıs 1999 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de insan hakları</span> Türkiyede yaşam hakkı, işkence, ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, örgütlenme özgürlüğü ve benzeri konular

Türkiye'de insan hakları, çeşitli uluslararası hukuk anlaşmaları ile koruma altına alınmıştır. 1982 Anayasasının 90. maddesine göre uluslararası hukuk kurallarının iç hukuka karşı üstünlüğü kabul edilmiştir. Fakat yaşam hakkı, işkence, ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, örgütlenme özgürlüğü gibi konularda sorunlar ve tartışmalar sürmektedir. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yıllardır Rusya ile birlikte en çok sayıda davası görülen ülke konumundadır.

Ekonomik liberalizm, piyasa ekonomisinin bireyci hatlara dayanmasını ve üretim araçlarının özel mülkiyette olmasını destekler. Ekonomik liberaller, serbest ticareti ve açık rekabeti engellediği için piyasaya yapılan hükümet müdahalesine ve korumacılığa karşı çıkma eğilimindedir, ancak mülkiyet haklarını korumak ve piyasa başarısızlıklarını çözmek için yapılan hükûmet müdahalesini destekler. Ekonomik liberalizm, Büyük Buhran ve Keynesyenizm'in yükselişine kadar genel olarak klasik liberalizmin ekonomik modelini ifade etmek için kullanılmıştır.

Uluslararası ticareti serbestleştirme çabalarını bir bölümünü oluşturan uluslararası birleşme ya da diğer ifadesiyle uluslararası ekonomik entegrasyonların tanımı entegrasyon kavramı çerçevesinde yapılabilir. Ekonomik birleşme, birleşmeye giden ekonomilerde mal ve hizmet akımlarına serbesti sağlayıp, ticarete engel olan kısıtlamaları kaldırarak, bir ortak pazar yaratmak şeklinde tanımlamaktadır. Bugün için dünyadaki bölgesel ekonomik entegrasyonlara verilebilecek en önemli örnek; temelleri 1957 yılında atılan Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'dir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği'nin gelecekteki genişlemesi</span>

Avrupa Birliği'nin gelecekteki genişlemesi, demokratik olan, serbest piyasaya sahip olan ve Avrupa Birliği hukukuna uygun seviyeye gelebilecek olan her Avrupa ülkesine açıktır. Geçmişteki genişleme Avrupa Birliği'ne üye ülke sayısını kurulduğundan beridir altıdan yirmi yediye çıkarmıştır.. Giriş kriterleri 1993'te kabul edilen Kopenhag Kriterleri ve Maastricht Anlaşması'nın 49. maddesinde belirtilir. Bir ülkenin Avrupalı olup olmadığı Avrupa Birliği kurumları tarafından yapılan siyasi değerlendirmeyle ortaya çıkar.

<span class="mw-page-title-main">GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü</span> 1997de kurulan demokrasi ve ekonomik kalkınma örgütü

GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü; Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova gibi ülkelerin bulunduğu örgüttür. 10 Ekim 1997 yılında kurulmuştur. 1999-2005 yıllarında Özbekistan da örgüte katılmıştır. Örgütün adı, üye ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Özbekistan'ın üye olduğu dönemde örgüt GUUAM adını taşıyordu. Örgüte üye ülkeler Gürcistan, Azerbaycan, Ukrayna, Moldovadır, örgüte sonradan Özbekistan'da katılmıştır. Türkiye ve Letonya ise gözlemci ülkeler arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları</span> 2030 için Birleşmiş Milletlerin 17 küresel hedefi

Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA), Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Komşuluk Politikası</span> Avrupa Birliğinin dış ilişkiler politikası

Avrupa Komşuluk Politikası - ENP, Avrupa Birliği'nin (AB) dış politika programı olarak Avrupa Komisyonu tarafından 12 Mayıs 2004'te strateji belgesinde takdim edilmiştir. Bu programın stratejik hedefi Avrupa'nın sınırlarında olan ülkelerle dostluk ilişkileri kurmak ve bu ülkelerde istikrarın oluşturulmasına destek vermektir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı</span>

Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı, iki Avrupa siyasi partisi, Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı Partisi ve Avrupa Demokrat Partisi arasındaki ulusötesi bir ittifaktır. ALDE'nin Avrupa Parlamentosu, AB Bölgeler Komitesi, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi ve NATO Parlamenter Asamblesi'nde siyasi grupları bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri</span> Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkiler

Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri, Avrupa Birliği kurulduktan bir yıl sonra, 1959'da Türkiye'nin başvurusu ile başlamıştır. Bu başvuru, Demokrat Parti lideri Adnan Menderes tarafından yapılmıştır.