İçeriğe atla

Kooperatif

Kooperatif hareket kavramı, insanoğlu var olduğu günden beri süregelen ve onun sosyal bir varlık oluşunun en somut yönünü ortaya koyan bir kavramdır. Toplumun en küçük ve temel birimi olana aileden başlayıp, en soyut, en büyük ve en üst organizasyon boyutunu oluşturan millet halinde teşkilatlanmaya kadar işbirliğinin bir zihniyet, yönelme biçimi, tavır ve davranış olarak mevcudiyetini görürüz. Hatta ülkeler arasında veya ülkeleri temsil eden birimlerin aralarında oluşturduğu ittifaklar, organizasyonlar ve hedefler işbirliğinin tezahürü olduğu kadar; işbirliği olmadan gerçekleştirilemeyecek bir zarureti de ortaya koymaktadır. Güçbirliği düşüncesinin, anlayışının temelinde ise, dayanışma duygusu, birlikte hareket etme arzusu önemli bir yer tutmaktadır.

Kooperatifin herkesçe kabul edilen bir tanımı yoktur ancak kooperatif işbirliğini vurgulayan bir kavramdır. Kooperatifçilik kelimesi latince “cooperatio” kelimesinden türetilmiştir. “Cooperatio” Latincede işbirliği ve bunun fiili olan “cooperari” kelimesi de işbirliği etmek anlamındadır. Kooperatifçilik ya da kooperasyon (co-operation) geniş anlamda büyük bir kitlenin aradığı bir sonuca ulaşmak için ortaklaşa gösterilen bir faaliyette gayret ve olanakları birleştirmek, bir araya toplamak (koordine etmek) ve ahenkleştirmek demektir.

Fertler arası veya gruplar arası yalnız ekonomik anlamda bir işbirliği söz konusu ise, dar anlamdaki kooperasyondan bahsediliyor demektir. Kooperatifçilik bu bağlamda, dar anlamdaki kooperasyon kavramını ifade etmektedir. Benzer, fakat, genel menfaatlerin takibi söz konusu ise, geniş anlamda bir kooperasyondan bahsedebiliriz. Burada fertler arası, gruplar arası veya müesseseler arası benzer ve genel menfaatlerin takibi söz konusu olmaktadır. O halde ekonomik, hukuki, siyasi vb. sosyal hayattaki mevcut işbirliği tiplerinin hepsi geniş anlamdaki kooperasyonun kapsamı içine girmektedir.

1969 yılında çıkarılan 1163 sayılı “Kooperatifler Kanunu”na göre “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve kamu tüzel kişileri tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.”

Evrensel ilkeleri ve uygulama alanları

Kooperatifçilik fikrinin babası sayılan ve ilk olarak kooperatif terimini kullanan Owen “Bir makine nasıl yağlamakla daha iyi iş görürse, işçide iyi bakıldığı takdirde iyi randıman verir” diye düşünmeye başlamış, kuruluşunda çalışan işçilerin karışık, bozuk hem de pahalı ihtiyaç malzemeleri aldıklarını görünce onlara iyi, sağlam ve ucuz olarak ihtiyaç malzemeleri sağlamayı düşünmüştür. Owen, kendi kuruluşunun işçileri için bir tüketim mağazası-tasarruf sandığı meydana getirmiş, üstelik ortaklarına rağmen iş saatlerini henüz sosyal hakların akla bile gelmediği bir zamanda 16'dan 10'a indirmiş ve 10 yaşından küçük çocukların çalışmasını önlemiş, işçiden alınması adet olan para cezalarının kesilmesine son verilmiştir. Owen, kooperatifçi sosyalist bir ekonomisttir. Sosyal sorunların çözümünü toplumsallaştırmada değil, kooperatifleşmede aramıştır. Anamalcı düzenlerde rekabeti baskı altında tutmak için, kooperatifleri tek araç olarak görmektedir. Anamalcılığa egemen olan salt ekonomik düşüncenin yanı sıra, insancıl ve toplumsal bir düşünceyi de sokma girişiminde bulunmuştur. Onun bu girişimi, kooperatifçilik tarihi bakımından büyük önem taşımaktadır. Owen ile beraber bir başka rehber Dr. William King de o devrin İngilteresi için önemli bir sorun olan işçi sınıfın sefaleti karşısında hareket geçmiş Owenist fikirleri gerçekleştirmeye gayret etmiş, 1828'de işçilerden toplanan haftalık taksitlerle önce tüketim kooperatifleri, sonra üretim kooperatifleri, daha sonra elde edilen karlarla arazi satın alma, büyük organizasyonları kurma düşünceleri üzerinde durmuş, icraata girişmiş ve 250 kadar tüketim mağazası açmış fakat beklenen sonuçları elde edememiştir. Rochdale Haksever Öncüleri ise modern kooperatifçiliği ilk kez başarıyla uygulayan kooperatifçilerdir. Bu kooperatif kurulan ilk kooperatif değildir. 21 Aralık 1844 tarihinde Rochdale kasabasında 28 işçi tarafından kurulan bu kooperatifin amacı karşılıklı yardım ve işbirliği idi. O zamanki İngiliz ticaret mevzuatı kooperatifleri düzenlenmediği için yoksullara yardım derneği olarak tescil edilmişti. Kooperatifin kuruluşu esnasında her bir ortak 1 İngiliz Sterlinini sermaye olarak koymuşlardır. Bu sermaye ile bir dükkan açmışlardır. Bu ortakların her biri haftada bir gün kooperatif satış mağazasında tezgahtarlık yapmaktaydı. Bu 28 isçi kooperatifçilik tarihinde “Rochdaleliler” olarak anılır. Kooperatif faaliyete başladıktan iki yıl sonra 74 ortağa ve 180 Sterlin sermayeye ulaşmıştır. Bu başarı ülkedeki diğer insanlara da örnek teşkil etti ve buna benzer birçok kooperatifin kurulmasına öncülük etti. Rochdalelilerin kurdukları tüketim kooperatifinin programı ise şu şekilde belirlenmiştir:

a. Ortaklarına zorunlu tüketim maddelerini sağlamak,

b. Ortaklarının konut gereksinimlerini sağlamak,

c. Ortak çocuklar için okul açmak,

ç. Ortakların gereksinim duyduğu tüketim maddelerinin üretim olanaklarını araştırmak,

d. Ortaklarının istihdam sorununu çözümlemek için araziler satın alarak yeni işyerleri kurmak ve bunları işletmek.

“Evrensel Kooperatif İlkeleri”nin ilk doğuşu olan Rochdalelilerin kurdukları kooperatifin iyi bir şekilde işleyebilmesi için benimsedikleri bazı ilkeler şunlardır:

a. Dükkanlarında sattıkları eşyanın fiyatı piyasa fiyatı ile aynı olmalı ancak malın kalitesi piyasa standartlarının üzerinde olmalıdır,

b. Her ortağa satın aldığı ölçüde fiyat farkının ödenmesi,

c- Peşin satış prensibinin benimsenmesi,

ç. Ortaklığın demokratik yönetimine ve katılma payına bağlı olmayan eşit hukuki hak ve yetkilere dayanması,

d. Dinsel ve siyasal tarafsızlık,

e. Kooperatif ortaklarının tasarruflarını yatırma olanaklarının sağlanması,

f. Ortaklık paylarına %3,5 faiz ödenmesi,

g. Eğitim ve kültür amaçları için, 1853 den başlayarak, karın %2,5 unun ayrılması

Rochdale li 28 kişinin formüle ettiği ilkeler sadece tüketim kooperatiflerinin değil bütün kooperatiflerin günümüzdeki ilkelerinin temelini oluşturmuştur.

Rochdale ilkelerinin değişik şekilde yorumlanmasını önleme ve bütün dünya kooperatiflerinin kabul edeceği esaslar koyma gereğini duyan Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA)’nin ön ayak olması ile bu ilkeler yeniden düzenlenerek Uluslararası Kooperatifçilik İlkeleri adı altında 7 temel kural halinde tespit edilmiştir. İlkelerin günümüzdeki haline gelmeden önce geçirdiği evrelere bakarsak; ICA, anılan temel ilkeler için önce 1931’de özel bir komisyon kurulmuştur. Bu komitenin hazırladığı taslak çeşitli sahalardan geçmiş ve Birliğin birkaç toplantında görüşülmüş, 1937’de iki muhalif oya karşılık 26 oyla ilkeler onanmıştır. Bu ilkeler aşağıdaki şekilde sıralanmıştır.

1- Serbest giriş,

2- Dini ve politik tarafsızlık,

3- Demokratik yönetim,

4- Risturn dağıtılması,

5- Faiz verilmesi,

6- Peşin satış,

7- Eğitimin desteklenmesidir.

ICA yukarıda sıralanan ilkeleri “temel ve ikincil ilkeler” olarak ayrıma tabi tutmuş, herhangi bir kooperatifin ICA'ya üye olabilmesi için “temel ilkeler” olan ilk üç ilkeyi uygulaması zorunluluğunu getirmiştir. 1945-1963 yılları arasında yapılan kooperatifçilik kongrelerinde ilkelerin yeniden gözden geçirilmesi istenmiş, kooperatiflerin yapısal değişmelere uyum gösteremedikleri ve küçük faaliyet ölçekleri ile mevcut piyasa şartları içinde rekabet edemeyecekleri dile getirilmiştir. Bu gelişme, globalleşme olgusunun kooperatif harekete ilk ciddi saldırısı olarak nitelenebilecek boyutta ve ölçekte olmuş, nitekim 1966 yılında ICA'nın 23. Kongresinde ilkeler yeniden görüşülerek gelişmelere uyum sağlamayı hedefleyen birbirini tamamlayıcı altı ilke belirlenmiştir.

1- Serbest giriş-çıkış,

2- Demokratik yönetim,

3- Risturn verilmesi,

4- Kapitale sınırlı faiz,

5- Kooperatif eğitimi,

6- Kooperatifler arası işbirliği ilkeleridir.

Kooperatifçilik ilkelerinde yapılan ikinci değişiklik sonucunda iki önemli gelişmenin ortaya çıktığı görülmektedir. Bunlar; peşin satış ilkesinin kaldırılması ve kooperatifler arası işbirliği ilkesinin benimsenmesidir. 1988 yılında, ICA'nın Stockholm'de yapılan 29. Kongresinde Başkan Lars Marcus'un hazırlayıp sunduğu “kooperatifçiliğin temel değerleri” konulu bildirisi önemli yankılar uyandırmıştır. 1989 yılında ICA, İsveçli Kooperatifçi Sven Ake Böök'ü kooperatif ilkelerinin yeniden değerlendirilmesi konusunda araştırma yapmak üzere görevlendirmiştir. Böök hazırladığı raporu Ekim 1992 yılındaki ICA'nın Tokyo'daki 30. kongresine sunmuştur. 20-23 Eylül 1995 tarihleri arasında İngiltere'nin Manchester şehrinde yapılan ICA'nın 31. Kongresinde kooperatifçilik ilkeleri tartışılarak yeniden şekillenmiştir. Bu yenilikler kooperatif tanımlamasında da kendisini göstermektedir. Buna göre kooperatif; “ortak ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlar ve istekleri müşterek sahip olunan ve demokratik olarak kontrol edilen teşebbüs vasıtasıyla karşılamak üzere gönüllü olarak bir araya gelen insanların oluşturduğu özerk bir teşkilattır” Bu tanımda kooperatiflerin temel değerleri olarak, kendi kendine yardım, kendi kendine sorumluluk, demokrasi, eşitlik, adalet, dürüstlük ve dayanışma sıralanmaktadır. Bu değerleri uygulamaya yardımcı olmak için de şu an kabul görmüş olan 7 ilke tespit edilmiştir. Bunlar:

1. Gönüllü ve herkese açık ortaklık: Kooperatifler, cinsel, sosyal, ırksal, siyasal ve dinsel ayırımcılık olmaksızın, hizmetlerinden yararlanabilecek ve ortaklığın sorumluluklarını kabule razı olan herkese açık gönüllü kuruluşlardır.

2.Ortaklar tarafından gerçekleştirilen demokratik denetim: Kooperatifler, politika oluşturma ve karar alma süreçlerine katılan ortaklarca denetlenen demokratik kuruluşlardır. Seçilmiş temsilci olarak hizmet edenler, ortaklara karşı sorumludur. Birim kooperatif kuruluşlarında ortaklar eşit oy hakkına sahiptir (her ortağa bir oy hakkı). Diğer düzeydeki kooperatif kuruluşlarında ise oy hakkı demokratik bir yaklaşımla düzenlenir.

3. Ortakların ekonomik katılımı: Ortaklar, kooperatiflerinin sermayesine adil bir şekilde katkıda bulunur ve bunu demokratik olarak yönetirler. Bu sermayenin en azından bir kısmı genellikle kooperatifin ortak mülkiyetidir. Çoğunlukla ortaklar, üyeliğin bir koşulu olarak taahhüt edildiği üzere (var ise) sermaye üzerinden kısıtlı miktarda gelir elde ederler. Ortaklar gelir fazlasını, muhtemelen "en azından bir kısmı taksim olunamaz kaynaklar" oluşturma yoluyla kooperatiflerini geliştirme, kooperatifle yapmış oldukları işlemlerle orantılı olarak ortaklarına kâr sağlama ve ortaklarca onaylanan diğer faaliyetlere destek olma gibi amaçların biri ya da tamamı için ayırırlar.

4. Özerklik ve bağımsızlık: Kooperatifler özerk, kendi kendine yeten ve ortaklarınca yönetilen kuruluşlardır. Kooperatifler, hükûmetler dâhil olmak üzere diğer kuruluşlarla bir anlaşmaya girmeleri ya da dış kaynaklar yoluyla sermayelerini artırmaları durumunda, bunu kooperatiflerin özerkliğini sürdürecek ve ortaklarının demokratik yönetimini koruyacak şekilde gerçekleştirirler.

5. Eğitim, öğrenim ve bilgilendirme: Kooperatifler, ortaklarına, seçilmiş temsilcilerine, yöneticilerine ve çalışanlarına kooperatiflerinin gelişimine etkin bir şekilde katkıda bulunabilmeleri için eğitim ve öğretim imkânı sağlar. Kooperatifler genel kamuoyunu özellikle de gençleri ve kamuoyunu oluşturanları işbirliğinin şekli ve yararları konusunda bilgilendirirler.

6. Kooperatifler arasında işbirliği: Kooperatifler, yerel, ulusal, bölgesel ve uluslararası oluşumlarla birlikte çalışarak ortaklarına daha etkin bir şekilde hizmet eder ve kooperatifçilik hareketini güçlendirir.

7. Topluma karşı sorumlu olma: Kooperatifler, ortaklarınca onaylanan politikalar aracılığıyla toplumlarının sürdürülebilir kalkınması için çalışırlar.

Gelir Dağılımı Adaletsizliğine Karşı Kooperatifçilik

Gelir dağılımı adaletsizliği 21'inci yüzyıl dünyasının en önemli sorunlarının başında gelir. Özellikle küreselleşmenin arttığı 1980'lerden sonra sıradan bir ekonomik sorun olmaktan çıkarak politik ve sosyal sorun olarak da değerlendirilmiştir. Bu yüzden, gelir dağılımı adaletsizliği son 30 yıllık dönemde gündemde sıkça tartışılan bir konu olmuştur. İnsanlık tarihinin başlangıcından itibaren var olan kooperatif hareket, 19'uncu yüzyıl sonlarında kurumsallaşmış ve zayıf topluluklarının güçlenmesi gelir dağılımındaki dengeyi yoksul lehine çevirmiştir. 20'nci yüzyıl boyunca kooperatifler birçok ülkede gelir dağılımını düzenleyen önemli bir iktisadi enstrüman olmuştur. Birleşmiş Milletler 2012 yılını "Uluslararası Kooperatifler Yılı (UKY)" olarak ilan etmiş ve kooperatifçiliğin yoksullukla mücadele ve gelir paylaşımının adilane olması noktasında önemli bir işletme modeli olduğu vurgulayarak, farkındalık oluşturmaya çalışmıştır.[1][2]

Toplu konut projelerinde kooperatifçilik

Kooperatif ortakları genelde aynı mesleği yapan, özellikle de düzenli ve sabit gelirli olanların uzun vadede birikimlerinin adım adım ilerlemesi esasına dayalıdır.

Mesleki iş birliği ortaklığı kooperatifçilik

Özellikle belli organize sanayii tabir edilen meslek gruplarının tek bir çatı altında birleşme esasına dayanmaktadır. Ortak amaç olası ihtiyaçların şirket kârı güdülmeksizin işçilerin temel emeklerinin bedellerinin verilmesi üzerine bir fiyatlandırma politikası şeklindedir. Öte yandan iç yan sanayinin oluşturulması bir ekonomik iş büyütme modeli olduğu için bunu birçok çevre Sosyalizm başlangıcı olarak değerlendirmekte ve eleştirmektedir. Mesleki kooperatifçilik sadece tarım açısından şirketleşme ve markalaşıp, isim olarak maliyeti açısından tarım ve gıda sektörlerinde uygulanabilinen bir model olarak kalmıştır.

Dünya Kooperatif Günü

21 Aralık Kooperatif günü olarak kutlanması yanlış bir uygulamadır. Tüm dünyanın 1995 yılından beri her yılın Temmuz ayının ilk Cumartesi günü kutladığı Uluslararası Kooperatifler Günü (UKG) Türkiye'de bazı kooperatif örgütler tarafından ısrarlı biçimde 21 Aralık günü kutlanmaya devam ediyor. 21 Aralık bilindiği gibi 1844 yılında İngiltere'nin Rochdale kasabasında 28 dokuma işçisi tarafından kurulan ilk kooperatifin kuruluş tarihi. Bu tarih Türkiye dışında başka hiçbir ülkede, İngiltere dahil, uluslararası kooperatifler günü olarak kutlanmıyor.

1895 yılında kurulan ICA ise, 1923 yılından itibaren her yılın Temmuz ayının ilk Cumartesi gününü Uluslararası Kooperatifler Günü olarak kutlamaya başlamış ve bu gelenek halen devam ediyor. ICA bir adım daha atarak konuyu Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna taşımış. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu da 16 Aralık 1992 yılında bir karar alarak, ICA'nın 100. kuruluş yılına tekabül eden 1995 yılından itibaren her yılın Temmuz ayının ilk Cumartesi gününün Uluslararası Kooperatifler Günü olarak kutlanmasını kararlaştırmış. BM'in bu kararı tüm üye devletlere bildirmiş ve ICA'nın 1927 yılından beri kutladığı Temmuz ayının ilk Cumartesi günü, BM ve üye devletler tarafından da Uluslararası Kooperatifler Günü olarak kutlanmaya başlanmış.

Türkiye'deki bazı kooperatif kuruluşların ve kooperatifçilikle ilgilenen kamu ve sivil toplum kuruluşlarının ilgili uzmanlarının TÜRKİYE KOOP web sitesini hiç izlemedikleri ve BM'in ve ICA'nın konuya ilişkin duyurularını dikkate almayarak kendi kuruluşlarının üst yöneticilerini bu konuda yanıltmaya devam etmektedirler.[3]

Kaynakça

  1. ^ "Ulusal Tez Merkezi | Anasayfa". tez.yok.gov.tr. 9 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2022. 
  2. ^ "International Year of Cooperatives - 2012". www.un.org (İngilizce). 10 Kasım 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2022. 
  3. ^ "Dünya Kooperatifler Günü 21 Aralık değil". www.turkey.coop. 14 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Ekim 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

<span class="mw-page-title-main">Komünist parti</span> işçi sınıfının önderliğinde üretim araçlarının mülkiyetinin kolektifleştirilmesini hedefleyen siyasi parti

Komünist parti, işçi sınıfının önderliğinde üretim araçlarının mülkiyetinin kolektifleştirilmesini hedefleyen ve tüm dünyada herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar ilkesi doğrultusunda sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya kurmayı amaçlayan yasal veya yasa dışı olarak örgütlenen, silahlı kanadı da bulunabilen siyasi parti.

Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.

<span class="mw-page-title-main">Karadeniz Ekonomik İşbirliği</span> uluslararası bir kuruluş

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİÖ), 25 Haziran 1992 tarihinde İstanbul'da düzenlenen zirvede imzalanan anlaşma ile kurulan ve Karadeniz havzasındaki ülkelerin ekonomik iş birliğini amaçlayan uluslararası kuruluştur.

<span class="mw-page-title-main">Demokrat Parti (Amerika Birleşik Devletleri)</span> Amerikada iki büyük siyasi partiden biri

Demokratik Parti, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iki büyük partiden biri. Diğeri Cumhuriyetçi Partidir. Demokratlar, ABD'de "modern liberalizm" olarak bilinen sosyal liberal ideolojinin temsilcisidir; bu ideoloji sivil özgürlük ve sosyal eşitlik kavramlarını karma bir liberal ekonomi desteğiyle harmanlar.

Demokratik sosyalizm, sosyalist piyasa ekonomisi içinde ekonomik demokrasi, işyeri demokrasisi ve işçilerin öz yönetimine veya alternatif bir merkeziyetçi planlı sosyalist ekonomi biçimine özel bir vurgu yaparak, siyasi demokrasiyi ve bir tür sosyal sermayeli ekonomiyi destekleyen solcu bir siyaset felsefesidir. Demokratik sosyalistler, kapitalizmin doğası gereği özgürlük, eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmadığını ve bu ideallerin ancak sosyalist bir toplumun gerçekleştirilmesiyle elde edilebileceğini savunuyorlar. Çoğu demokratik sosyalist, sosyalizme kademeli bir geçiş arayışında olsa da, demokratik sosyalizm, sosyalizmi kurmanın aracı olarak devrimci veya reformist siyaseti destekleyebilir. Demokratik sosyalizm, 20. yüzyılda Sovyetler Birliği'nde ve diğer ülkelerde tek parti devletine doğru gerilemeye karşı çıkan sosyalistler tarafından popülerleştirildi.

<span class="mw-page-title-main">Kibbutz</span> İsrail Devletinde kolektif tarım işletmesi

Kibbutz İsrail'de geleneksel olarak tarıma dayalı tüm mülkiyetin ortak olduğu komün tarzı yaşayan topluluklara verilen isimdir. İsrail devletinin kuruluşunda önemli etkileri olmuştur. Zamanla çiftçiliğin yanı sıra imalat sanayisi ve yüksek teknolojili işletmeler de ekonomik aktiviteye dahil olmuştur. Sosyalizmi ve siyonizmi ütopik bir şekilde bir araya getiren kibbutzim İsrail'e mahsus bir deney olarak gelmiş geçmiş en büyük ortaklaşa toplum hareketlerinden biridir. Kibbutz topluluklarının üyelerine kibbutznik denir.

<span class="mw-page-title-main">Avrupa Birliği müktesebatı</span> Avrupa Birliği hukukunun temeli

Avrupa Birliği Müktesebatı, temel Avrupa Birliği anlaşmalarında ve diğer yardımcı hukuk kaynaklarında yer alan kural ve kurumlar bütününü ifade etmektedir.

Tarım Satış Kooperatifleri Yasası, 1 Haziran 2000 tarihinde 4572 sayı sırası ile görüşülen, 24081 sayılı Resmî Gazete'de 16 Haziran 2000'de yayınlanarak kabul edilen kanun.

<span class="mw-page-title-main">Kâzım Nuri Çörüş</span>

Kazım Nuri Çörüş, 1912 Nisan-Ağustos Osmanlı Meclis-i Mebusanı'nda bir dönem mebusluk yapmış, sonrasında 1915'te iş arkadaşları ile birlikte Tariş'in kurucuları arasında yer almış ve Türkiye'de kooperatifçiliğin öncüleri arasında bulunan Aydınlı iş ve siyaset adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Antikapitalizm</span>

Antikapitalizm ya da kapitalizm karşıtlığı, bugüne kadar genel veya özel bir isim almamışsa da, genellikle sosyalist ya da anarşist politik görüşlü insanların istediği düzen biçiminin bir parçasıdır.

Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT) kavramı devletten devlete değişmekle birlikte, genel olarak kamusal kaynakları kullanmak yoluyla ekonomik alanda faaliyet gösteren Devlet Kuruluşlarını ifade eder. Uluslararası literatürde "devlet şirketi" olarak geçen bu kavram, sahibi olan hükûmet adına ticari faaliyetlerini üstlenen bir tüzel kişiliği ifade eder. Şirketlerin hukuki durumu hükûmetin bir parçası olma veya devletin düzenli bir hissedarı olduğu şirketler arasında değişmektedir. Devlete ait şirketler, genellikle demiryolları ve telekomünikasyon, stratejik mal ve hizmetler, doğal kaynaklar ve enerji, politik olarak hassas iş, yayın, alkol ve tütün ürünleri ve sağlık ürünleri gibi doğal tekeller ve altyapı alanında yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Sivil toplum kuruluşu</span>

Sivil toplum kuruluşları ya da sivil toplum örgütleri, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, politik, sosyal, kültürel, hukukî ve [çevre]sel amaçları doğrultusunda lobi çalışmaları, ikna ve eylemlerle çalışan, üyelerini ve çalışanlarını gönüllülük usulüyle alan, kâr amacı gütmeyen ve gelirlerini bağışlayan veya üyelik ödemeleri ile sağlayan kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri oda, sendika, vakıf ve dernek adı altında faaliyet gösterir. Vakıf ve dernekler topluma yararlı bir hizmet geliştirmek için kurulmuş yasal topluluklardır ve herkese yardım etmek için kurulmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü</span> 1997de kurulan demokrasi ve ekonomik kalkınma örgütü

GUAM Demokrasi ve Ekonomik Kalkınma Örgütü; Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan ve Moldova gibi ülkelerin bulunduğu örgüttür. 10 Ekim 1997 yılında kurulmuştur. 1999-2005 yıllarında Özbekistan da örgüte katılmıştır. Örgütün adı, üye ülkelerin İngilizce isimlerinin baş harflerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuştur. Özbekistan'ın üye olduğu dönemde örgüt GUUAM adını taşıyordu. Örgüte üye ülkeler Gürcistan, Azerbaycan, Ukrayna, Moldovadır, örgüte sonradan Özbekistan'da katılmıştır. Türkiye ve Letonya ise gözlemci ülkeler arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Marksizm-Leninizm</span> İdeoloji

Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Rochdale</span>

Rochdale, Birleşik Krallık'ın İngiltere ülkesinin Kuzey Batı İngiltere bölgesinde Greater Manchester Metropoliten Törensel Kontluğu'nun içinde "Rochdale Metropoliten Bölgesi"nin merkez şehridir.

Sosyal bilimlerde, siyasi ideoloji, belirli bir toplumsal hareketin, kurumun, sınıfın veya büyük bir grubun etik ideallerini, prensiplerini, doktrinlerini, mitlerini veya sembollerini açıklayan ve toplumun nasıl çalışması gerektiğini ve belirli bir toplumsal düzen için bazı siyasi ve kültürel bir plan sunan bir dizi fikirler bütünüdür. Siyasi ideoloji, gücün nasıl dağıtılması gerektiği ve hangi amaçlar için kullanılması gerektiği konularıyla ilgilenir. Bazı siyasi partiler belirli bir ideolojiyi sıkı bir şekilde takip ederken diğerleri genel olarak ilgili ideolojiler grubundan ilham alabilir, ancak belirli bir ideolojiyi açıkça benimsemezler. Bir ideolojinin popülaritesi, bazen çıkarları doğrultusunda hareket eden ahlaki girişimcilerin etkisiyle de ilgilidir. Siyasi ideolojilerin iki boyutu vardır: (1) hedefler: toplumun nasıl organize edilmesi gerektiği; ve (2) yöntemler: bu hedefe ulaşmanın en uygun yolu.

<span class="mw-page-title-main">Demokratik merkeziyetçilik</span> sosyalist partilerin uyguladığı liderlik yöntemi

Demokratik merkeziyetçilik, siyasi bir partide çeşitli kararların alınması amacıyla yapılan tartışmalar sırasında, her konunun herhangi kısıtlama olmaksızın tartışılabileceğini fakat çoğunlukça hemfikir olunan bir kararın alınmasından sonra bu kararın uygulanmasında birlik sağlanması gerektiğini savunan Marksist-Leninist ilkeyi ifade eden terimdir. Bu ilke, dünyadaki pek çok komünist partinin parti genel çizgisi olarak kabul görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">BM Küresel İlkeler Sözleşmesi</span>

Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, tüm dünyada sürdürülebilir, ortak bir küresel kalkınma kültürünü yaymak üzere; şirketleri sürdürülebilir ve sosyal sorumluluklarına uygun uygulamalar geliştirmeye teşvik eden, bağlayıcılığı olmayan bir Birleşmiş Milletler (BM) sözleşmesi ve bu sözleşmenin imzacılarını kapsayan bir oluşumdur.

Ortak mülkiyet, bir kuruluşun, işletmenin veya topluluğun varlıklarını, tek tek üyelerin veya üye gruplarının adlarını ortak mülkiyet olarak değil, bölünmez bir şekilde tutmayı ifade eder.