Kral, belirli bir ulus ya da bölge üzerinde egemen olan hükümdar. İmparatordan sonraki en yüksek seküler hükümdarlık makamıdır. Dünyanın pek çok bölgesinde karşılaşılan krallık çoğunlukla ebeveynlerden çocuklara geçer. Bununla birlikte Orta Çağ Almanya'sındaki gibi seçimle başa gelen krallar da mevcuttur. Krallık mutlak veya anayasal olabilir. Krallıklar genellikle monarşi şeklindedir ancak antik Sparta'daki gibi iki kralın ortaklaşa yönettiği diarşi şeklinde olduğu da görülür.
Yazı, belirli işaretler kullanılarak kişiler arasında görsel tabanlı iletişim kurulmasını sağlayan bir araçtır. Yazı sistemi, dilbilgisi ve anlambilimde olduğu gibi konuşma ile aynı yapılara dayanan, ancak her kültüre özgü yazım sistemine bağlı ek kısıtlamalara ve kurallara sahip bir teknoloji biçimidir. Yazma faaliyetinin sonucu çıkan ürün metin, bu metnin yorumlayıcısı veya gözlemleyicisi ise okur veya okuyucu olarak adlandırılır.
Anoksi bir organizmanın dokularının tümüyle oksijensiz kalması. Genel prensip olarak "parsiyel oksijen basıncı" 0.2 barın altına indiğinde anoksiden sözedilir. Dokularda yeterince oksijen bulunmamasına ise hipoksi denir.
Şer ya da kötü, birçok din ve kültürde tanımlanan, kötü davranış, düşünce, bencillik ve fenalıklar. Şer sözcüğü sıklıkla "hayır" sözcüğü ile karşılaştırmalı ve zıt anlamlı olarak kullanılır. Bazı dinlerde şer, evrende hüküm süren kötü bir güç olarak tanımlanır ve şeytan, ahriman gibi varlıklarda vücut bulur.
Kinetozis, kinetosis veya taşıt tutması, gözlerden iletilen harici verilerle iç kulaktaki denge merkezinde üretilen dahili verilerin uyuşmaması sonucu oluşan rahatsızlık. Rahatsızlığın nedenine bağlı olarak hareket hastalığı, deniz tutması, uçak tutması gibi isimlerle anılır. Örneğin, gemi veya uçak seyahati esnasında iç kulak taşıtın salınımını algılarken, gözler sabit bir görüntü alır. Bu durum stres hormonlarını harekete geçirir ve mide kaslarındaki kasılmaları artırır. Bunun sonucu olarak baş dönmesi, benizin solması, soğuk terleme, mide bulantısı ve hatta kusma gerçekleşebilir.
Tüysüz Çin köpeği veya sorguçlu Çin köpeği ; kökeni tarih öncesi dönemlere dayanan; vücudu tüysüz, kafası, ayakları (çorapları) ve kuyruğu tüylü bir süs köpeği ırkı. Tüylü olanları "ponpon" olarak adlandırılır. Genellikle tüylü (ponpon) olarak doğarlar. Afrika'da ortaya çıktığı, Çinli tüccarlar tarafından dünyaya yayıldığı düşünülmektedir. Tüysüzlüğe neden olan gen baskın ve ölümcüldür. İki baskın gene sahip olan enikler ölü doğarlar. İki çekinik gene sahip olanlar tüylü (ponpon) olarak doğarlar. Ponponlar farklı bir tür değildir.
Aerobasi ya da hava akrobasisi, bir hava taşıtını sıra dışı durumlara sokarak; loop, roll, viril gibi normal uçuşta kullanılmayan manevralarla yapılan hassas uçuş. Aerobasi manevraları; gösteri, muharebe, sportif ya da eğitim amaçlı gerçekleştirilir. Aerobasi, çoğunlukla uçak veya planör gibi sabit kanatlı hava taşıtları tarafından gerçekleştirilmekle birlikte bazı helikopter modelleri de kısıtlı aerobasi kabiliyetine sahiptir.
Uçma; bir canlının veya hava aracının yeryüzüne temas etmeden, atmosferde ya da uzayda mesafe katetmesi. Uçan bir varlığın havadaki veya uzaydaki yolculuğuna uçuş denir. Uçucu canlılar genellikle kanat çırparak veya kanat titreşimleri ile uçarken; hava araçları herhangi bir güç kaynağı ile, uçucu yüzeylerde oluşan basınç farklarıyla, havanın ısıtılması ile veya havadan hafif gazlardan yararlanarak uçarlar.
Hindustani, Hindistan'da Hintçe, Pakistan'da Urduca adlı iki standart yazım formu bulunan ve Güney Asya'nın geçer dili olan bir Hint-Aryan dili. 13. yüzyılda Delhi ve Meerut kentlerinde İslam hâkimiyetinden kaynaklanan dil çeşitliliğin bir sonucu olarak ortaya çıktı. 19. yüzyılda Birleşik Krallık, Hindistan'ın dilini standartlaştırabilmek ve bölgede bulunan Fars kültürünün egemenliğini azaltmak için Hindustani kullanımını resmîleştirdi ve teşvik etmeye çalıştı. Bu dil günümüzde Hindistan'ın en yaygın dili olmakla birlikte, avam dili olduğu için kullanıcı adedini tespit etmek oldukça zordur.
Sepet, genellikle saz, kamış veya buna benzer ince dallardan örülerek yapılan; yiyecek, eşya ve bazen de canlı taşımakta kullanılan bir tür kap. Zamanla sepet kavramının anlamı genişlemiş, benzer işlerde kullanıldığı halde; ucuzluk, pratiklik ya da dayanıklılık gibi gerekçelerle farklı malzemelerden üretilen araç-gereçler için de sepet ismi kullanılmaya devam edilmiştir. Buna örnek olarak plastik çamaşır sepeti ya da alüminyumdan yapılmış balon sepeti örnek verilebilir.
Yürüme, canlılarda ayakların belirli bir sırada ve düzenli aralıklarla yerden kaldırılarak yeniden yere konması suretiyle gerçekleştirilen ilerleme hareketidir. Yürümenin gerçekleşmesi için en az bir ayak yerde olmalıdır. Çeşitli araçlar da canlılara benzetilmiş yürüme fonksiyonuna sahip olabilir.
Pound, bir ağırlık ölçüsü birimi. Dünyada yaygın olarak kullanılan avoirdupois sistemde 0,45359237 kilograma, 16 onsa veya 7000 grain'e eşittir. Troy ve apothecaries sistemlerinde 0,3732417216 kg, 12 ons veya 5760 graine' eşittir. "lb" kısaltması, modern pound'un atası olan Roma ağırlık birimi libradan gelir. Aşağıdaki tabloda bazı diğer pound türleri de gösterilmiştir:
Filantropizm veya insanseverlik, başkalarının tıbbî, ekonomik ve sosyal standartlarını yükseltmek ve mutluluklarını artırmak için organize faaliyetler düzenlemek. Daha kapsamlı olan hayırseverlik kavramının bir alt kategorisidir ve İslamî vakıflar, kilise yardım grupları, Antik Yunanistan'daki Platon Akademisi gibi oluşumlar filantropik faaliyetlere örnek olarak gösterilebilir.
Görerek iz süren tazılar, kokudan ziyade görme duyuları ile iz süren bir tazı grubu. Bu gruba örnek olarak yarış tazısı, İrlanda kurt köpeği, Afgan tazısı ve Saluki verilebilir.
El falı, eldeki çizgilere ve yükseltilere bakarak bir kimsenin karakterini ve geleceğini okuma.
Pus, görüş mesafesini çok azaltmayan bir tür hafif sistir. Atmosferdeki çok küçük su damlacıklarından kaynaklanır. Sis ile pus arasındaki tek fark görüş mesafesidir. Görüş mesafesi 1 km'den az ise sis, eşit veya fazla ise pus kabul edilir. Meteorolojide Fransızca kökenli BR (brume) kısaltması ile gösterilir.
İngiliz pandomimi veya kısaca panto, başta Birleşik Krallık olmak üzere pek çok ülkede Noel sezonunda gösterime giren müzikal-komedi türünde oyun. Genellikle çocuklu ailelere yönelik hazırlanır. Birleşik Krallık, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, Zimbabve, Jamaika, Güney Afrika, Hindistan, İrlanda, Cebelitarık, Malta gibi pek çok ülke ve bölgede sahneye konur.
Noel ilâhileri, Noel ve Advent dönemlerinde çoğunlukla kiliselerde, şehir merkezlerinde veya kapı kapı dolaşarak, grupça seslendirilen dinî şarkılar. Bazı Noel koroları halktan bağış toplarlar. Kapı kapı dolaşarak ilâhileri söyleyen çocuklara şekerleme veya para verilir.
Piktler, günümüz İskoçya'sının doğu ve kuzeydoğusunda yaşamış antik bir halk. Halkın adı muhtemelen Latince picti (boyalı) sözcüğünden gelmiştir. Bunun nedeni muhtemelen vücutlarındaki boya ve dövmelerdir.
Karayipler, Caribler veya Karayip yerlileri, İspanyol fetihlerinden önce Küçük Antiller ve komşu Güney Amerika kıyılarında yaşayan Amerikan yerlisi halk. İsimleri Karayip Denizi'ne verilmiştir. Günümüzde Karayipçe tabiri ile sadece Antillerde konuşulan dil değil, Güney Amerika'daki çeşitli akraba yerli diller de kastedilir.