İçeriğe atla

Konstantinopolis balyosu

Venedik Konstantinopolis Balyosu
"Bailo de Costantinopoli"
"17. yüzyıla ait bir Baylos gravürü, muhtelemen Giacomo Querini"
Resmî ikametVenedik Sarayı
AtayanVenedik Doçesi
Görev süresi(2-3 yıl)
Açılışı yapan1454 (Daimi Olarak)
İlk sahibiBartolomeo Marcello (1454) (Daimi)
Kaldırılma1797
Son sahibiFrancesco Vendramin (1796)
BağlılıkVenedik Cumhuriyeti

Konstantinopolis Balyosu, (Venedikçe: Bailo de Costantinopoli) ya da Baylos, Venedik Cumhuriyeti'nin Konstantinopolis'teki en üst diplomatik temsilcisidir. Osmanlı İmparatorluğu ve Bizans İmparatorluğu dönemlerinde ilişkin devletlerin iletişimini yürütmüştür.

Etimoloji

Balyos, elçi, aracı, ara bulucu anlamı taşıdığı gibi, aynı zamanda İstanbul'da görev yapan Venedik elçilerine verilen addır. Venedikçe Bailo kelimesi Latince kökenli olup baiulus kelimesinden türemiştir, bu kelimenin Latince anlamı ise hamal anlamına gelir. Türkçede ise baylos, bālyōs ya da bālyoz olarak kullanılır.[1]

Tarihçesi

Bizans dönemi

Yeni Venedik Balyos'nun şehre girişi 17. yüzyıl

Bizans İmparatoru I. Aleksios 1082'de bir ferman ile Venediklilere İstanbul'da bir mahalle vermiş ve imparatorluğun her tarafında ticaret yapma ayrıcalığı tanımıştı. Bizans İmparatorluğu ve Venedik arasında yapılan anlaşma gereği kimi kaynaklara göre 1288, kimi kaynaklara göre 1268'den itibaren İstanbul'da Venedik kolonisinin işlerini yürütmek ve ticari işlerle ilgilenmek üzere balyos unvanlı temsilciler görev yapmaya başladı.[2] Balyosa, Venedik hükûmetinin atadığı, "Consiliarii" denen iki memur ve "Consilium Majus" denen, soylular arasından seçilmiş on iki kişinin oluşturduğu bir konsey eşlik etmiştir.[2]

Osmanlı dönemi

1453 yılında İstanbul'un II. Mehmed komutasındaki Türk ordusu tarafından fethinin ardından Venedikliler ticaret kolonilerinin varlığını sürdürebilmek için Osmanlılar ile müzakere olanağı aradılar. Nihayet Venedik elçisi Bartolomeo Marcello'nun çabalarıyla 18 Nisan 1454 tarihinde bir ticaret anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile satılan mallarda %2 vergi ödenmesi koşuluyla Venedik ve Osmanlı tüccarlarının karşılıklı trafiğinde serbestlik sağlanmış ve Venedik Cumhuriyeti'ne İstanbul'da daimi elçi (balyos) bulundurma hakkı verilmiştir. İlk balyos Bartolomeo Marcello da bu tarihte seçilmiştir.[2] Başlangıçta, bir yıl süreyle İstanbul'da daimi elçi olarak kalmalarına izin verilen balyosların kalış süreleri, 1479'da iki yıl olarak belirlenmiş, 1503'te ise bu süre üç yıla çıkartılmıştır.[2] 1479 yılında Venedik ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan ve Venedikli tüccarlara ticari ayrıcalıklar tanıyan antlaşmaya göre konumları daha da pekişmiş ve Osmanlı topraklarındaki Venedikliler arasındaki davalara da hakimlik yapmaya başlamışlardır.[1] Balyosların hükûmetlerine düzenli bir şekilde sundukları raporlar, Osmanlı ülkesindeki siyasi, ekonomik ve toplumsal yaşama dair diğer Avrupa ülkeleri için de başlıca kaynağı teşkil ederdi. 1797 yılında Venedik Cumhuriyeti'nin Napolyon Bonapart komutasındaki Fransız ordularınca zapt edilip yıkılması Avusturya tarafından ilhakıyla bu müessese de tarihe karışmıştır.

Görevleri

Diplomatik görevleri

Balyos, odern bir büyükelçi gibi bulunduğu ülke hakkında bilgi toplamak,rapor yazmak, yanındaki memurları koardine etmek gibi görevleri yerine getirmekteydi.Bilgi toplarken Konstantinopolis'teki geniş venedik ağını kullanan balyoslar ayrıca bir casus ağı kurarak da bilgi toplayabiliyordu.Bu ağların içinde balyosa yakın kişiler,tüccarlar hatta Osmanlı'da önemli görevler yürütmüş kişilerde olabiliyordu.[3] Venedik elçi raporları özellikle Osmanlı klasik döneminde birçok batı ülkesi için Osmanlı hakkında kaynak teşkil etmiş Osmanlı'ya ilişkin poltikalarını belirlemelerinde kritik rol oynamıştır.Bir Venedikli eğer Osmanlı topraklarında seyahat etmek isterse balyostan izin almak zorundaydı.Elçilik süresi biten ve Venedik'e dönen balyosun son önemli diplomatik görevi ise Venedik Senatosu huzurunda görevi sırasında yazdığı raporlardan oluşan sefaretnamesini okumasıydı.

Savaş sonrasında ticaretin ve Osmanlı İmparatorluğu kapitülasyonları'nın yeniden başlaması için Venedik'e verilen imtiyazlar, 2 Ekim 1540.

Ticari ve siyasi görevleri

Balyos aynı zamanda Galata bölgesinde yaşayan Venedik'lilerin temsilcisi durumunda idi, bu temsiliciliği Ceneviz Podestra'sına denk olsa da Podestra kadar uzun süreler şehirde bulunmadığından siyasi etkisinden daha çok Venedik ticari failiyetlerini koruma amacı gütmekdeydi.Bu amacına yönelik olarak da sık sık Osmanlı yetkilileri ile Venedik ticaretine katkı vericek imtiyazlar için pazarlık yapmaktaydı.

Dini görevleri

Balyos'un dini görevelerinin başında kendi isteği ile Müslüman olmamış Hristiyan köleleri azad etmek gelirdi ancak Balyos Padişah'la olan dengeleri bozmamak adına bu görevini sınırlı olarak yapabilmekteydi.Sadece bu iş için ayrılmış bir btüçe vardı bu bütçe balyos'lar ya da Venedik'ten gelen Kilise bağışları üzerinden finanse ediliyordu.Bu sebeple birçok köle azad edilme umuduyla Balyos'a başvuruyordu.

Yaşamları

Venedik'in önemli ailelerinden seçilen Balyos'lar genellikle bekar olarak gelip bekar olarak şehirden ayrılırlardı. Evlenmemelerinin perde arkası tam olarak bilinmemekle beraber bunun Venedik iç polikasında evlilik yoluyla prestij elde etme şansından olmamak adına Venedik'e dönmelerini bekledikleri düşünülmektedir. Ayrıca Balyos olmak bu asil ailelerin mensupları için çok talep gören bir görev değildi. Bunun başlıca sebebi olarak Venedik'ten Konstantinopolis'e uzun gemi yolcuğu gösterilir çünkü bu yolculuk çeşitli hayati riskler barındırıyordu. Gönderilen bazı elçilerin yolculuğa bağlı ölümlerinden sonra Venedik senatosu gönderilen balyoslara bir doktorun eşlik etmesi kararını almıştır. Görevleri sırasında da riskler devam ediyordu, ticari olarak yoğun olan galata bölgesi salgınlara çok açık bir bölgeydi. Sağlık açısından sakıncalarına ek olarak balyosların çeşitli sebeplerden hapsedilmesi işten bile değildi fakat genelde bu ev hapsi oldukça sembolik ve rahattı, hatta balyos gerekliyse özellikle de dini bir sebeple evden çıkabiliyordu. Balyoslar ekonomik sıkıntı çektiklerinde ki bu sıkça olurdu, tüccarlardan borç alma yoluna giderlerdi. Ancak zamanla bu tüccarlar balyosun borçlarını vaktinde ödememesini öne sürerek borç vermeyi reddetme yoluna gitmişlerdir. Balyoslardan en çok talep gören hediye ise bir dönem özellikle yılan zehrine şifalı olduğuna inanılan Tin-i Mahtum idi. Bu, Limni adasındaki killi topraktan elde edilir ve hediye olarak sıkça dağıtılırdı.

Önemli balyoslar

1568-1573 yılları arasında balyosluk yapan Marcantonio Barbaro'nun portresi

Balyoslar diplomaside önemli rol oynadıkları gibi iki ülkenin iç siyasetinde de etkili olmuşlardır. Venedik'in önemli ailelerine mensup olan balyoslar görevlerini tamamladıktan sonra doçe seçilen Carlo Ruzzini ve Paolo Renier gibi balyoslar vardır.

1771-1775 yılları arasında Balyos'luk sonrasında ise Doçe'lik yapan Paolo Renier

Balyosun Korfu ziyareti

Giacomo Casanova ‘nın hatılarında Korfu ziyareti sırasında Dönemin Balyosu Francesco Venier‘in Europa adlı 72 topluk dev bir kalyonla Konstantinopolis’e giderken korfu adasına uğramasından bahsedilir. Korfu Provveditore’sinden daha yüksek rütbeye sahip olduğu için of the kaldığı süre boyunca kendi bayrağı yükseltilmiş ve Provveditore bayrağı aşağı çekilmiştir.[4]

Balyos Hanı

Balyos'un ikamet ettiği elçilik, 17. yüzyıl Osmanlı minyatürü

İstanbul'da Venediklere tahsis edilen bölgede balyos ve maiyeti için birer ev tahsis edilmiş; balyos bu bölgede kendi yurttaşları arasında ikamet etmiştir. 1499-1503 Osmanlı-Venedik Savaşı'dan önce, Balyos Han'ın Galata'nın merkezine alınmıştır. Kıbrıs savaşından sonra ise bu bina kalıcı olarak balyos hanı olarak kullanılmaya başlamıştır. Beyoğlu'nda Venedik Sarayı olarak bilinen ve günümüzde İtalyan Konsolosluğu olarak kullanılan yapı, yüzyıllar boyunca balyosların ikametgahı olarak kullanılmıştır. Balyosların bu bölgeyi tercih etmesinin arkasında bölgenin merkeze uzaklığının bir sonucu olarak kuralların gevşek olması ve bazı yasaklanan ticari faaliyetlerin daha kolay yapılmasına olanak sağlaması olduğu düşünülür. Venedik'in ilhakından sonra bir dönem Avusturya Elçiliği olarak da kullanılmıştır.

Bibliyografya

  • The Bailo in Constantinople: Crisis and Career in Venice's Early Modern Diplomatic Corps
  • Goffman, Daniel. "Negoziare con lo stato del Rinascimento: l'impero ottomano e la nuova diplomazia" in The Early Modern Ottomans: Remapping the Empire. Ed. Virginia Aksan e Daniel Goffman. Cambridge University Press, 2007.
  • Arbel, B. Nazioni commerciali - Ebrei e veneziani nel Mediterraneo orientale dell'inizio moderno. New York: EJ Brill, Leida, Paesi Bassi, 1995.
  • From Adrianople to Constantinople: Venetian–Ottoman diplomatic missions, 1360-1453
  • Faroqhi, S (1986). La presenza veneziana nell'impero ottomano (1600-1630). The Journal of European Economic History, 15 (2), pag. 345-384.
  • Goffman, Daniel. "Negoziare con lo stato del Rinascimento: l'impero ottomano e la nuova diplomazia" in The Early Modern Ottomans: Remapping the Empire. Ed. Virginia Aksan e Daniel Goffman. Cambridge University Press, 2007.
  • Nicol, Donald M. (1988). Bisanzio e Venezia: uno studio nelle relazioni diplomatiche e culturali. Cambridge: Cambridge University Press. ISBN Nicol, Donald M. Nicol, Donald M.
  • Wirth, P. "Zum Verzeichnis Der Venezianischen Baili Von Konstantinopel." Byzantinische Zeitschrift, 54 : 2 (1961): 324-28
  • Guliyev, A. "Venice’s Knowledge of the Qizilbash – The Importance of the Role of the Venetian Baili in Intelligence-Gathering on the Safavids." Acta Orientalia Academiae Scientiarum Hungaricae 75.1 (2022) 79-97 https://doi.org/10.1556/062.2022.00116

Kaynakça

  1. ^ a b Venetians in the Levant in the Age of Selīm I, 2013 sf.99-112
  2. ^ a b c d Özulu, Tuğba. "Venedik Sarayı Ve Yakın Çevresi: Tomtom Kaptan Sokağı Ve Postacılar Sokağı Yapıları". İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2011. 27 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2016. 
  3. ^ Dursteler 2001, p. 3.
  4. ^ The Memoirs of Jacques Casanova

Konuyla ilgili yayınlar

İlgili Araştırma Makaleleri

Afife Nurbanu Valide Sultan, Osmanlı Padişahı II. Selim'in yasal eşi olarak Haseki Sultan, Sultan III. Murad'ın annesi ve Osmanlı İmparatorluğu'nun Valide Sultan'ıdır. Haseki Hürrem Sultan'ın gelinidir. Kadınlar Saltanatı döneminin en önemli isimlerinden biriydi. Çelişkili teoriler onu Venedikli, Yahudi veya Yunan kökenli olarak tanımlıyor. Doğum adı Cecilia Venier-Baffo, Rachel veya Kalē Kartanou olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Venedik Cumhuriyeti</span> 7. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında İtalya Yarımadasında bugünkü Venedik kenti civarında hüküm sürmüş olan bir kent-devleti ve deniz cumhuriyeti

Venedik Cumhuriyeti, 7. yüzyıl ile 18. yüzyıl arasında İtalya Yarımadası'nda bugünkü Venedik kenti civarında hüküm sürmüş olan bir kent-devleti ve deniz cumhuriyetiydi. Genellikle "En sükunetli" anlamına gelen Serenissima sözcüğüyle anılırdı. MS 697'den MS 1797'ye kadar hüküm sürdü. Müreffeh Venedik şehrinin lagün toplulukları üzerinde yoğunlaşan cumhuriyet, Orta Çağ'da bir ticaret gücü haline geldi ve Rönesans'ta bu konumunu güçlendirdi.

Osmanlı-Venedik Antlaşması (1479), Osmanlı Devleti ile Venedik Cumhuriyeti arasında 25 Ocak 1479 tarihinde imzalanmış bir barış ve ticaret antlaşmasıdır.

Balyos, elçi, aracı, arabulucu anlamı taşıdığı gibi, aynı zamanda İstanbul'da görev yapan Venedik ve bazı diğer Frenk elçilerine verilen isimdir. Daha çok Venedik elçisi için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sapienza Deniz Muharebesi (1499)</span> Osmanlı donanması ile Venedik donanması arasında gerçekleşen deniz savaşı

Sapienza Deniz Muharebesi, Zonchio Deniz Muharebesi, Birinci İnebahtı Deniz Muharebesi ya da Burak Reis Adası Deniz Savaşı olarak da bilinmektedir. Bu deniz savaşı 1499 yılında dört ayrı günde Sultan II. Bayezid saltanat yıllarında Kaptan-ı Derya Küçük Davut Paşa komutasındaki Osmanlı donanması ile Kaptan-General Antonio Grimani komutasındaki Venedik arasında yapılan bir deniz savaşıdır. Osmanlı donanmasının büyük bir taktik ve stratejik zaferi ile sona eren bir deniz savaşıdır. Tarihte ilk defa gemilerde top kullanılan ilk savaştır.

<span class="mw-page-title-main">Dördüncü Haçlı Seferi</span> Bizans başkenti Konstantinopolisin ele geçirilip yağmalanmasıyla sonuçlanan Haçlı seferi (1204)

Dördüncü Haçlı Seferi, 1202-1204 yılları arasında gerçekleşen ve Papa III. Innocentius tarafından çağrılan bir Latin Hristiyan Haçlı seferiydi. Seferin amacı, öncelikle Mısır'a hakim olan güçlü Eyyûbî Sultanlığı'nı yenerek Müslümanların kontrolündeki Kudüs şehrini yeniden ele geçirmekti. Ancak, bir dizi ekonomik ve siyasi olay; Haçlı ordusunun başlangıçta planlandığı gibi Mısır'ı fethetmek yerine, 1202'de Zara'yı kuşatması ve 1204'te Konstantinopolis'i yağmalamasıyla sonuçlandı. Bu durum, Frankokrasi ya da Yunancada "Frankların yönetimi" olarak bilinen bir döneme yol açtı. Bu dönem, Bizanslılar tarafından Partitio terrarum imperii Romaniae olarak adlandırılır ve Bizans İmparatorluğu'nun Haçlı ve Venedikli müttefikleri tarafından bölünmesini ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">VI. İoannis</span> Bizans İmparatoru

VI. İoannis Kantakuzenos veya Cantacuzene, 1347–1354 arasında Bizans imparatoruydu.

<span class="mw-page-title-main">Denizci cumhuriyetler</span>

Denizci cumhuriyetler İtalya'da Orta Çağ'da ortaya çıkan ve gelişen şehir devletlerini tanımlar. Bunlardan en bilinenleri Pisa, Ceneviz ve Venedik'tir. Bu devletler birbirleriyle hem askeri hem de ekonomik anlamda rekabet halinde olmuşlardır. 10 ila 13. yüzyıllar arasında Akdeniz bölgesinde egemenlikleri altındaki ticaret yollarını korumak ve genişletmek için güçlü donanmalar kurmuşlardır. Bu açıdan Haçlı Seferleri'ne lojistik olarak büyük destek vermişlerdir. Cumhuriyetler güçlü imparatorluklar arasında hayatta kalabilmek için çok çeşitli ittifaklarda bulunmuşlardır.

Türkiye Levantenleri terimi, özellikle Tanzimat sonrası ticaretle uğraşmak maksadıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun kıyı şehirlerine başta Fransızlar ve İtalyanlar olmak üzere yerleşen Avrupalıların soyundan gelip, günümüzde Türkiye'de yaşayan Levantenleri ifade eder. Türkiye'deki tahmini nüfusları bin civarındadır. Kültürel olarak en yoğun hissedildikleri yer olan İzmir dışında başta İstanbul ve Mersin olmak üzere kıyı şehirlerinde bulunurlar.

<span class="mw-page-title-main">Ahidnâme</span>

Ahdname, Ahtiname ya da Ahidnâme Osmanlı İmparatorluğu'na ait bir çeşit anayasal bildirgedir çoğunlukla kapitülasyon olarak adlandırılır. Erken modern dönem boyunca, Osmanlı İmparatorluğu bu belgeyi Ahidname-i Hümayun ya da emperyal teminat olarak adlandırmıştır ve Ahdname İmparatorluk ile çeşitli Avrupalı devletler arasında resmi antlaşma işlevi görmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Pietro Loredan (doçe)</span> Siyasi Kişi

Pietro Loredan, 26 Kasım 1567–3 Mayıs 1570 döneminde Venedik Cumhuriyeti'ne "Doçe" unvanı ile devlet başkanlığı yapan 84'üncü dükadır. Doçe Francesco Venier'nun ölümünden sonra yapılan seçimden sonra 26 Kasım 1567'da tahta çıktı. 3 yıl 2 ay 2 gün süren Venedik Cumhuriyeti "Doçe"lik saltanatından sonra 3 Mayıs 1570'te 87 yaşında Venedik'te öldü.

<span class="mw-page-title-main">Carlo Ruzzini</span>

Carlo Ruzzini. Devlet adamı ve diplomat. 4 Haziran 1732 – 5 Ocak 1735 döneminde Venedik Cumhuriyeti'ne "Doçe" unvanı ile devlet başkanlığı yapan 113'üncü dük. Doçe Sebastiano Mocinego'nun ölümünden sonra yapılan seçimden sonra 4 Haziran 1732'da tahta çıktı. 2 yıl 7 ay 3 gün süren Venedik Cumhuriyeti "Doçe"'lik saltanatından sonra 5 Ocak 1735'te 81 yaşında Venedik'te öldü.

<span class="mw-page-title-main">Domenico Selvo</span> Venedik Doçesi

Domenico Selvo, 1071 ile 1084 yılları arasında 31. Venedik doçesi olarak hizmet etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Stato da Màr</span> Venedik Cumhuriyetinin deniz ve denizaşırı bölgeleri

Stato da Màr ya da Domini da Mar, Venedik Cumhuriyeti'nin İstirya, Dalmaçya, Arnavutluk, Negroponte, Mora, Nakşa Dükalığı'nın Ege adaları, Girit ve Kıbrıs deniz aşırı topraklarına verilen addır. Venedik Cumhuriyeti'nin sahip olduğu üç alt bölümden biriydi, diğer ikisi Dogado, yani Venedik ve kuzey İtalya'da Domini di Terraferma idi.

Gelibolu Antlaşması, Ocak 1403'te veya Şubat başında akdetilmiştir, Balkanlar'daki Osmanlı topraklarının hükümdarı Süleyman Çelebi ile başlıca Hristiyan bölgesel güçleri Bizans İmparatorluğu, Ceneviz Cumhuriyeti, Venedik Cumhuriyeti, Hospitalier Şövalyeleri ve Nakşa Dükalığı arasında bir barış antlaşmasıdır. Ankara Muharebesi sonrasında akdetilen bu antlaşma ile Süleyman, kardeşleriyle veraset mücadelesinde kendi konumunu güçlendirmeye çalışırken, Hristiyan devletlere büyük tavizler getirdi, özellikle kaybettiği toprakları geri alan Bizanslılar Osmanlı hükümdarı üzerinde nominal bir üstünlük elde etti. Hükümleri Süleyman'ın yanı sıra Osmanlı veraset mücadelesinin galibi olan I. Mehmed tarafından onurlandırıldı, ancak Mehmed'in 1421'deki ölümünden sonra çöktü.

<span class="mw-page-title-main">Boğazlar Savaşı</span>

Boğazlar Savaşı, 1350 ile 1355 arası Ceneviz-Venedik savaşlarının üçüncü evresidir. Savaşın patlak vermesinin üç nedeni vardır: Karadeniz'de Ceneviz hegemonyası; Sakız Adası ile Fokaia'nın Ceneviz tarafından ele geçirilmesi ve Bizans İmparatorluğu'nun Karadeniz boğazını kaybetmesine neden olan ve Venediklilerin Asya limanlarına ulaşmasını zorlaştıran Latin savaşı.

Konstantinopolis Balyosu, ya da Baylos, Venedik Cumhuriyeti'nin Konstantinopolis'deki en üst diplomatik temsilcisidir. Osmanlı İmparatorluğu döneminden itibaren sürekli bir görev haline getirilmiştir Venedik Cumhuriyeti adına ticari faaliyetler de yürütmüşlerdir.

Selymbria Antlaşması, 3 Eylül 1411'de Venedik Cumhuriyeti ile Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa kısmının (Rumeli) hükümdarı olan Osmanlı prensi Musa Çelebi arasında Selymbria'da imzalanan bir anlaşmadır. Antlaşma, Venedik ve Osmanlı hükümdarları arasındaki önceki anlaşmaları büyük ölçüde tekrarladı aynı zamanda Yunanistan ve Arnavutluk'ta Cumhuriyetin mallarını tanıdı.

<span class="mw-page-title-main">Hanya Kuşatması (1645)</span>

Hanya Kuşatması, 1645-1669 Osmanlı-Venedik Savaşı'nda evre.

Mora'nın Osmanlılar tarafından yeniden fethi, Yedinci Osmanlı-Venedik Savaşı sırasında Haziran-Eylül 1715'te gerçekleşti. Kapudan Paşa (Amiral) Canım Hoca Mehmed Paşa komutasındaki filonun yardımıyla Sadrazam Silahdar Damat Ali Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu, Yunanistan'ın güneyinde ele geçirilen Peloponez yarımadasını yeniden fethetti.