Televizyon veya kısaca TV, bir vericiden elektromanyetik dalga hâlinde yayımlanan görüntü ve seslerin, ekranlı ve hoparlörlü elektronik alıcılar sayesinde yeniden görüntü ve sese çevrilmesini sağlayan haberleşme sistemidir. Aynı zamanda kitle iletişim aracı da olan televizyon, yayımlanan görüntü ve sesleri alıcıya ulaştıran elektronik cihazdır.
Kil doğada bol miktarda bulunan bir malzemedir. Fakat saf kil bulmak oldukça zordur. Kilin içerisinde en çok kalker, silis, mika, demir oksit mineralleri bulunur. İllit, kaolinit, montmorillonit ve diğer killer diye 4 ana grup kil vardır. Genellikle 0,002 mm'den daha küçük taneli malzemeye kil adı verilmektedir. Kil sarımtırak, kırmızımtırak, esmer gibi renklerde bulunur. Bu özelliğini bileşiminde bulunan yanıcı maddeler verir. Kilin yapısı itibarıyla su çekme özelliği vardır. Bu nedenle kil daima nemlidir. Kili meydana getiren maddeler sulu alüminyum silikatlerdir. m Al2O3, n SiO2, p H2O genel kimyasal bileşim formülü ile ifade edilen kil, çok saf olduğu zaman hidrate Alümin Silikat (kaolinit) adını alır. Kaolinit'in kimyasal formülü, Al2O3 .2SiO2. 2H2O dur.
Mast hücresi veya mastosit,(mikroskobik görüntü) bazik boyalarla boyanan, histamin ve heparin açısından zengin granüllere sahip bir hücredir. Bağışıklık sisteminde önemli bir rolü vardır, özellikle alerji ve anafilaksideki yeriyle tanınır.
Lupus, teknik adıyla Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) veya Yaygın Lupus Kızarıklığı, Otoimmun, Kelebek Hastalığı kökenli multisistem hastalıklarının en sık görülen tipik örneğidir. Lupus sözcüğü, Latincede “kurt” anlamında olup ciltte çıkan yaraların yıkıcı özelliğini ifade eder. 1872 yılında Kaposi, hastalığın sadece cildi değil vücudun değişik organlarını etkileyen bir hastalık olduğunu fark etmiştir. Otoimmun antikorların büyük bölümü ANA niteliğindedir. Sessizce gelişebilir ya da akut olarak başlar. Ateşli ataklar biçiminde alevlenmeler gösterir. Organizmanın tümünü etkileyebilir, ancak deri, eklemler, böbrekler ve seröz zarlar zarar gören başlıca dokulardır.
Bağışıklık sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, canlı vücudunda geniş bir çeşitlilikte, virüslerden parazitik solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı vücut hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Bağışıklık sistemi, çok benzer özellikteki maddeleri bile birbirinden ayırabilir, örneğin; bir amino asidi farklı olan proteinleri bile birbirinden ayırabilecek özelliğe sahiptir. Bu ayrım, patojenlerin konak canlıdaki savunma sistemine rağmen enfeksiyon yapmaları için yeni yollar bulmalarına, bazı uyumlar sağlamalarına neden olacak kadar karmaşıktır. Bu mücadelede hayatta kalmak için patojenleri tanıyan ve onları etkisizleştiren bazı mekanizmalar gelişmiştir. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptirler. Hatta bakteriler gibi basit tek hücreli canlılarda da onları viral enfeksiyonlara karşı koruyan enzim sistemleri bulunur. Yüksek canlılardaysa çok daha karmaşık bir bağışıklık sistemi vardır. Omurgalılarda bağışıklık sistemi özel işlevlere sahip çok sayıda farklı hücre ve molekül içermektedir.
Nükleik asit hibritleşmesi; birbirine eşlenik iki adet tek sarmal nükleik asit dizisinin çift sarmallı tek bir yapı haline gelmesi işlemidir.
PAL, analog televizyonlar için bir renk kodlama sistemidir. Sistem, üç ana renk kodlama sisteminden biri olup en yaygın kullanılanıdır. PAL analog bir format olup televizyon yayın sistemlerinde kullanılır. Birçok farklı versiyonu bulunan PAL'ın ortak özelliği 625 yatay hat, 25 fps görüntü/saniye, 50i olmasıdır.
Güvercin, Güvercingiller (Columbidae) familyasına ait bir kuş türü.
Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.
Kompleman sistem, Komplement sistemi veya tamamlayıcı sistem, bir canlıdan patojenlerin temizlenmesine yardım eden biyokimyasal bir kaskaddır. Bağışıklık sisteminin bir canlının yaşamı süresindeki gidişlerle değişmeyen ve uyum sağlamayan doğuştan gelen bağışıklık sistemine ait geniş kısımlarıdır. Bununla beraber edinilmiş bağışıklık sistemiyle birlikte işleme konulup, eyleme geçirilebilir.
Paint, Microsoft Windows'un ilk çıkışından itibaren hemen hemen her sürümünde bulunan basit bir çizge (grafik) çizim yazılımıdır. Genellikle MS Paint veya Microsoft Paint adıyla anılır. Bu yazılım, Windows bitmap, JPEG, GIF, PNG ve TIFF dosya türlerini açabilir ve bu türlerde dosyayı kaydedebilir. Renkli kipi ve siyah-beyaz kipi vardır ama gri ton kipi yoktur.
Tamamlama, bir şeyin eksiğini tamamlayarak onu bir bütün haline getirmektir. Ayrıca, aşağıdaki anlamlarda da kullanılır.
- Tamamlayıcı (mantık), bir önermenin olumsuzu.
- Tamamlayıcı DNA: Bir RNA iplikçiğindeki dizinin tamamlayıcı dizisinden oluşmuş DNA molekülü.
- Tamamlayıcı gıda: başka bir gıdada eksik olan besleyici maddeleri sağlayan gıda.
- Tamamlayıcı mal, ekonomide, başka bir malla beraber tüketilen bir maldır.
- Tamamlayıcı renkler: birbiriyle karıştırılınca gri, beyaz veya siyah veren renk çiftleri
- Tamamlayıcı sistem kanda bulunan, bağışıklık ile ilgili bir grup protein. Kompleman veya komplement sistemi.
- Tamamlayıcı tıp, alternatif tıp.
- Tamamlayıcılık (fizik), bir fiziksel varlık özerinde yapılan bir ölçmenin onun ya tanecik ya da dalga özelliğini, ama hiçbir zaman her ikisini birden göstermeyeceği prensibi.
- Tamamlayıcılık, nükleik asitlerin birbiriyle baz çifti oluşturma özelliği, daha genel olarak, birbirine bağlanan moleküllerin şekillerinin birbirini tamamlama özelliği.
- Tamamlayıcılık insanların kendi görüşlerini tamamlayıcı görüşlere sahip kişilerle beraber olma eğilimleri olduğuna dair fikir.
Tümleme, bir şeyin eksiğini tamamlayarak onu bir bütün haline getirmek için kullanılır. Bu işlemi yapan şey için tümleç, tümleyen, tümleyici, onun sıfat hali için de tümleyici, tümler sözcükleri kullanılır.
İkmal, eksik bir şeyi tam hâle getirme, bütünleme demek olup aşağıdaki anlamlara sahiptir:
- İkmal (edebiyat) cümlenin, dizenin anlamını sonra gelen cümle veya dize ile tamamlanması.
- İkmal sınavı, okullarda başarısız olan öğrenciler için yapılan ek sınav, bütünleme sınavı.
- İkmal, eksik malzemelerin tamamlanması, temini. Bkz. lojistik.
Bütünleme, eksik bir şeyi tam hale getirme demek olup aşağıdaki anlamlara sahiptir:
- Bütünleme sınavı, okullarda başarısız olan öğrenciler için yapılan ek sınav, bütünleme, ikmâl imtihanı.
- Bütünleyici parça, hukukta, bir taşınmazın tamamlayıcı unsurları, kullanılmasında yararlı olan ve vergi hukukunda onunla birlikte göz önünde bulundurulan ayrılmaz parçaları. Mütemmim cüz, tamamlayıcı.
Video sinyal (VF) veya Türkçesiyle Görüntü sinyali herhangi bir görüntünün iletilmek veya saklanmak için elektromanyetik enerjiye çevrilmiş halidir. Bu sinyale yaygın olarak video (VF) denilmektedir. Farklı amaçlar için görüntü sinyali üretilebilirse de burada televizyondaki görüntü sinyali üzerinde durulacaktır. Verilen sayısal değerler Türkiye'de kullanılan B/G sistemine ilişkindir. (Bu sistem Dünya’nın büyük bölümünde kullanılır. Fakat ABD, Japonya, Rusya ve Fransa gibi ülkelerde farklı sistemler kullanılır.)
Moleküler biyolojide anlam, DNA ve RNA gibi nükleik asit moleküllerinde bulunan bilginin yönünün (polaritesinin) başka nükleik asitlerle karşılaştırılmasında kullanılan bir kavramdır. Hangi bağlamda kullanıldığına bağlı olarak "anlam" terimi farklı manalara gelebilir. Bir manasıyla "anlam", bir nükleik asidin protein kodlama özelliğidir. Bir diğer manasıyla "anlam", tek iplikli RNA virüslerinde, viriondan çıkan genomik RNA'nın doğrudan protein kodlayabilme özelliğidir. "Antianlamlı" nükleik asitlerden söz edilince, anlamlı bir mRNA'nın ifadesini engelleyen, komplemanter dizili bir nükleik asit kastedilir.
Amblem ya da belirtke, bir fikri veya bir kurumu temsil eden görsel simgedir.
576i, bir standart çözünürlüklü video modu. Aslen elektrik dağıtımı için şebeke frekansının 50 Hz olduğu, dünyanın birçok ülkesinde televizyon yayını için kullanılır. Renk kodlama sistemi ile yakın ilişkisi yüzünden 60 Hz temelli NTSC karşılığı 480i ile karşılaştırıldığında sıklıkla PAL veya PAL/SECAM olarak ifade edilir. Dijital uygulamalarda genellikle "576i" olarak ifade edilir; analog bağlamlarda sıklıkla "'625 lines'" olarak adlandırılır ve çerçeve oranı genellikle analog iletimde 4:3, dijital iletimde ise 16:9'dur.
Renk uzayı belirli bir renk organizasyondur. Fiziksel aygıt profili ile birlikte, analog ve dijital temsiller renk tekrarlanabilir temsilleri sağlar. Belirli renkler NCS Sistemi, Adobe RGB veya sRGB olduğu gibi, fiziksel renk örnekleri bir dizi atanan ve bu Pantone koleksiyonu ile olduğu gibi adlar ya da numaralar atanmış karşılık gelen ya da matematiksel olarak yapılandırılmış olan bir renk uzayı, keyfi olabilir. Bir renk modeli yolu renkleri açıklayan soyut matematiksel model sayıların küpe olarak temsil edilebilir; Ancak, mutlak bir renk alanına hiçbir ilişkili eşleme fonksiyonu ile bir renk modeli renk yorumlama herhangi küresel anlaşılan sisteme hiçbir bağlantısı ile daha az ya da çok keyfi bir renk sistemidir. Bir renk modeli ve referans renk uzayı arasında belirli bir eşleme fonksiyonu ekleme referans renk alanı içinde bir gam olarak bilinen kesin bir "ayak izi", kurar ve belirli bir renk modeli için bu bir renk uzayı tanımlar. Örneğin, Adobe RGB ve sRGB RGB renk modeline dayalı iki farklı mutlak renk uzayları, her ikisi de. bir renk uzayı tanımlarken, her zamanki referans standardı, özellikle ortalama insan görebilirsiniz tüm renkleri kapsayacak şekilde tasarlanmıştır CIELAB veya CIEXYZ renk uzayları vardır.