İçeriğe atla

Kolonya

Kontrol Edilmiş
İlk kolonya şişeleri, üzerinde üretici Giovanni Maria Farina’nın imzasını taşırdı.
Farina kolonya markasının amblemi kırmızı lale idi.
Orijinal 4711 şişesi, 1885

Kolonya, etil alkol, su ve limon, çiçek veya tütün esansı gibi hoş koku veren maddelerin karışımından oluşan bir tür parfüm. Batıda Eau de Cologne ismi ile de biliniyordu.

Tüm zamanların en yaygın kullanılan tuvalet malzemesi olarak da bilinen[1] kolonya, ilk kez 1709 yılında İtalyan Giovanni Paolo Feminis tarafından Köln’de üretilmiştir.

İlk olarak 1709'da Johann Maria Farina (Giovanni Maria Farina) tarafından karıştırılmış, ayrıca türüne bağlı olarak tipik konsantrasyonda %2-5 uçucu yağ'lar veya bitki özleri ve alkol ve su karışımı olmak üzere o zamandan beri daha çok kokulu formülasyonlar için genel bir terim haline gelmiştir.[2]

Seyreltik etanol (%70-90) esaslı kolonya, limon, portakal, mandalina, klementine, bergamot, misket limonu, greyfurt, kan portakalı, turunç ve portakal çiçeği gibi narenciye yağlarının karışımıdır. Ayrıca lavanta, biberiye, kekik, Keklik otu, petitgrain (portakal yaprağı), yasemin, zeytin, iğde ve tütün yağlarını da içerir.

Cilde sürüldükten sonra içerisinde bulunan alkolün hızla buharlaşması ve bu sırada buharlaşan alkol moleküllerinin çevrelerinden ısı çekmesi nedeniyle kullanan kişiye serinlik verir ve genelde ferahlamak için kullanılır. Bunun dışında keskin kokusu sebebi ile ayıltıcı özelliği vardır.

Tarihçe

Bir efsaneye göre Macar Suyu olarak bilinen ve ilk defa bir keşiş tarafından Macaristan Kraliçesi Elizabeth için üretilmiş olan koku, kolonyanın atasıdır. Floransa'daki Santa Maria Manastırı rahibelerinin aqua reginae adıyla 14. yüzyıldan itibaren üretmekte oldukları bu koku, bir teoriye göre 17. yüzyılda bir gezgin olarak Floransa'da bulunan İtalyan parfümcü Giovanni Paolo Feminis’in ilgisini çekmiş ve baş rahibeden formülünü öğrenmiştir.[1] Köln’de yaşayan Feminis Floransa’dan döndüğünde bu kokunun içine bergamot, limon ve portakal esansı katarak bugün kolonya denilen kokuyu geliştirdi; önce Eau Admirable" (Hayranlık verici su), daha sonra da "Eau de Cologne" (Köln suyu, Almanca “Kölnisch Wasser”) olarak pazarlamaya başladı.

Artan talep üzerine Feminis'nin yardıma çağırdığı Giovanni Maria Farina adlı bir başka İtalyan parfümcü 1709'da Köln'de kurduğu fabrikada üretime devam etti.[1] Köln Tıp Fakültesi'nin bu kokuyu tıbbi ürün olarak onaylamasının ardından kolonya Avrupa'da yaygınlaştı.

Kolonya ilk geliştirildiği yıllarda tıbbi amaçla kullanılıyordu. O günlerdeki formülüyle biberiye, portakal çiçeği, bergamot ile limondan oluşan ve ferahlatıcı özelliği yüzünden rağbet gören karışım, sindirim sistemi rahatsızlıklarında şeker üzerine damlatılarak alınıyor ya da şaraba karıştırılarak içiliyordu. Antiseptik özelliğinden ötürü ağız çalkalamada, yara temizliğinde kullanılıyor, kas ve eklem ağrıları için harika bir friksiyon solüsyonu oluyordu.

Uzun yıllar tedavi edici özelliğinden yararlanılan bu sıvı, tuvalet amacıyla kullanılmaya başlandıktan sonra bir devrim yüzyılı olan 18. yüzyılda adeta bir çığır açtı. Sınıf savaşının en keskin biçimde yaşandığı yıllarda yükselen burjuvazi karşısında, ağır ve pahalı parfümlerle özdeşleşen aristokrasi yenik düşünce, ağır kokuların da itibarı azalmıştı. Kolonya gibi hafif ve ferahlatıcı kokular sadeliğin, saflığın simgesi haline geldi ve burjuvazinin gözdesi oldu.

Köln'de 1799'da üretilmeye başlanan 4711 adlı kolonya markası, üretimi günümüzde de devam eden en eski kolonya markasıdır.[3]

Kolonya hakkında

  • Kolonya sürdükten sonra ferahlık hissedilmesinin sebebi, içindeki etil alkolün uçucu olması ve buharlaşırken vücut ısısını da beraberinde götürmesidir.
  • İçine etil alkolden daha ucuz olduğu için metil alkol suyu koyulan kolonyalar, içildiği takdirde görme yetisinin kaybedilmesine (körlüğe) neden olur. Aşırı tüketimi de öldürmektedir.
  • Türk ananesinin şeker (lokum) ile birlikte en önemli ikram ürünlerindendir. II. Abdülhamid devrinin ilk yıllarında kolonyanın Osmanlı topraklarına ithal edilmeye başlaması, 1882'de ise yerli üretime geçilmesinden sonra ülkede konuk ağırlama ritüelinin ilk adımı olan gül suyu ikramının yerini kolonya ikramı almıştır.[1]
  • COVID-19'dan dolayı kolonya kullanımında ve ihracatında rekor seviyede artış olmuştur.[4]

Kaynakça

  1. ^ a b c d Yentürk, Aybala ve Nejat. "Bir Damla Ferahlık Kolonya". www.turkishairlines.com/. Skylife Dergisi, Nisan 2001. 25 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2016. 
  2. ^ "Finding Queen Victoria's perfume". Royal Central (İngilizce). 12 Mayıs 2019. 20 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Eylül 2019. 
  3. ^ "Histoie". Resmi 4711 sitesi. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2016. 
  4. ^ "Dezenfektan ve kolonya ihracatında tarihi rekor". NTV. 18 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Şubat 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Köln</span> Almanyanın dördüncü, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin en büyük şehri

Köln, eski adıyla Kolonya, Almanya'nın dördüncü, Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin en büyük şehri, ayrıca 4 385 082 nüfuslu Köln İdari Merkezi'nin yani Regierungsbezirk Köln 'ün merkezidir.

Kloroform veya triklorometan, CHCl
3
formülüne sahip bir organik bileşiktir. Oda sıcaklığında kolay buharlaşan, hoş kokulu, renksiz, yanıcı olmayan ağır bir sıvıdır. Çözücü olarak sıkça kullanılır. PTFE (Teflon) ve bazı soğutucuların üretiminde kullanılmak için bol miktarlarda üretilir.

<span class="mw-page-title-main">Parfüm</span>

Parfüm, genellikle sıvı halde olan, insan vücuduna, hayvanlara, yiyeceklere, nesnelere ve yaşam alanlarına hoş bir koku vermek için kullanılan hoş kokulu uçucu yağlar veya aroma bileşikleri (kokular), sabitleyiciler ve çözücülerin karışımıdır. Parfümler, hoş bir koku yayan maddeler olarak tanımlanabilir. Aromatik kimyasalların ve esansiyel yağların yapay karışımlarından oluşurlar. 1939 Nobel Kimya Ödülü sahibi Lavoslav Ružička, 1945'te "bilimsel kimyanın ilk günlerinden günümüze kadar parfümlerin, yöntemler, sistematik sınıflandırma ve teori açısından organik kimyanın gelişimine önemli katkılarda bulunduğunu" belirtmiştir.

Majistral ilaç, eczanelerde hazır bulunmayan fakat doktor tarafından reçeteye yazılmış formüle göre eczanelerde eczacılar tarafından hazırlanan ilaçlara verilen isimdir. Günümüzde pek çok ilacın müstahzar formları eczanelerde bulunduklarından giderek yapımı azalmıştır. Majistral ilaçların haricen kullanılanları kırmızı, dahilen kullanılanları beyaz etiketle etiketlenir. Etikette: içerik, kullanım şekli, son kullanma tarihi gibi bilgilere yer verilmelidir.

Bu, gıda katkı maddelerinin listesidir.

<span class="mw-page-title-main">Johann Maria Farina</span>

Johann Maria Farina, İtalyan parfümcü.

İtalya, batı medeniyetinin doğum yerlerinden biri ve kültürel bir süper güç olarak kabul edilir. İtalya, Roma İmparatorluğu, Roma Katolik Kilisesi, Romanesk sanat, Rönesans, Bilimsel devrim, Barok, Neoklasizm, Risorgimento, Faşizm ve Avrupa entegrasyonu gibi uluslararası etkiye sahip fenomenlerin başlangıç noktası olmuştur. Tarihi boyunca, ulus muazzam sayıda önemli insan doğurmuştur. İtalya, ivmesini Klasik Yunan ve Roma dünyasının yeniden değerlendirilmesinden alan Rönesans'ın sanatsal ve entelektüel gelişmelerinde ön saflarda yer aldı. İtalya'daki sanatçılar ve bilim adamları, antik çağın maddi kalıntılarıyla çevrili olduklarından, böyle bir canlanmada önderlik etmek için özellikle iyi bir konumdaydılar. Hem sanatta hem de mimaride daha önceki Romanesk ve Gotik formların yerini, 16. yüzyılın Barok tarzlarına doğru bir gelişmeyle yükselen Rönesans aldı.

<span class="mw-page-title-main">Koku çıkarma</span>

Koku çıkarma, damıtma, eleme gibi yöntemler kullanılarak hammaddelerden aromatik bileşiklerin ayırma işlemidir. Özütlerin sonuçları, özü çıkarılan üründeki mum miktarına bağlı olarak ya uçucu yağlar, konsantre ve kokulu uçucu yağlar ,yarı katı kütleler ya da bitkisel yağ'lardır. Bir dereceye kadar tüm bu teknikler hammaddelerin aromasından farklı aromalı öz üretme eğilimindedir. Özüt çıkarma işleminde ısı, kimyasal çözücüler veya oksijene maruz kalma, bazı aromatik bileşiklerin koku karakterini değiştirerek veya onları kokusuz hale getirerek yapay hale getirebilir ve özü alınan her aromatik bileşenin oranı farklı olabilir.