İçeriğe atla

Kolloidal altın

Suda çözünmüş kolloidal altın.

Kolloidal altın, nanoaltın olarak da bilinir, sıvı (genelde su) içinde mikrometre-altı büyüklükte altın tanecikleri süspansiyonudur (yani kolloididir). Sıvının rengi genelde parlak kırmızı (100 nm'den küçük tanecikler için) veya pis sarı renklidir (daha büyük tanecikler için).[1][2]

Eski çağlardan beri varlığı bilinen kolloidal altın sentezi önceleri cam renklendirmede kullanılırdı.[3] Kolloidal altının modern bilimsel incelemesi Michael Faraday'ın 1850'lerdeki çalışması ile başladı.[4][5] Altın nanotaneciklerinin kendilerine has optik, elektronik ve moleküler tanıma özellikleri nedeniyle bunlar aktif bir araştırma konusudur, uygulama alanları elektron mikroskopisi, elektronik, nanoteknoloji, malzeme bilimi gibi alanlardadır.[6][7]

Kolloidal altın nanotaneciklerinin özellikleri ve uygulamaları onların şekillerine bağlıdır. Örneğin çubuk şekilli taneciklerin hem yanlamasına hem de boylamasına ışık soğururlar; şeklin anizotropisi taneciklerin özbirleşmesine (İng. self assembly) etki eder.[8]

Sentez

Genelde altın nanotanecikleri sentezi, sıvı içinde, kloroaurik asit (H[AuCl4])'in indirgenmesi yoluyla yapılır, ama daha ileri ve hassas yöntemler de mevcuttur. H[AuCl4] çözüldükten sonra çözelti hızla karıştırılırken bir indirgen eklenir. Bunun etkisiyle Au3+ iyonları nötür altın atomlarına indirgenir. Bu altın atomlarından gittikçe artan sayıda oluştukça çözelti süperdoyumlu hale gelir ve altın, nanometre-altı boyutlu tanecikler olarak çökelmeye başlar. Oluşan altın atomları mevcut taneciklere yapışır ve çözelti yeterince hızlı karıştırılırsa oluşan tanecikler oldukça üniform büyüklükte olur.

Tanecikler öbekleşmesini (aggeregatıon) engellemek için, nanotanecikler yapışan bir çeşit stabilizör ajan genelde eklenir. Tanecikler çeşitli organik ligandlarla fonksiyonalize edilip (sübstitüsyona uğratılıp) özel işlevleri olan organik-inorganik hibritler yaratılabilir.[4]

Turkevich yöntemi

J. Turkevich ve çalışma arkadaşları tarafından 1951'de keşfedilen[9][10] ve 1970'lerde G. Frens tarafından geliştirilen[11][12] yöntem, en basit olanıdır. Genelde suda süspansiyon halinde olan, nispeten eşdağılımlı (monodisperse), 10–20 nm çapında küresel altın tanecikler oluşturmak için kullanılır. Daha büyük tanecikler de oluşturulabilir ama bunun bedeli monodispersite ve şekilden kayıp vermektir. Az miktarda sıcak kloraurik asit ile az miktarda sodyum sitratın tepkimesi söz konusudur. Kolloidal altın oluşmasının nedeni, sitrat iyonlarının altın taneciklerinin birbirine yapışmasına engel olmasıdır.

Turkevich tepkimesinde küresel altın taneciklerinin oluşması sırasında, geçici ara ürünler olarak yaygın altın nanotellerden oluşan bir ağ oluşur. Solüsyonun yakut kırmızısı bir renk almadan önceki koyu görünüşünün nedeni bu altın nanotellerdir.[13]

Daha büyük tanecikler oluşturmak için daha az sodyum sitrat eklenmelidir (0,05% oranına kadar azaltılabilir, daha azı tüm altını indirgemeye yetmez). Sodyum sitrat miktarındaki azalma taneciklerin stabilizasyonu için mevcut sitrat iyonu miktarını azaltır, böylece küçük tanecikler öbekleşerek daha büyük tanecikler oluşur (ta ki, tüm taneciklerin toplam yüzey alanı mevcut sitratlar tarafından kaplanacak kadar azalır).

Brust yöntemi

Bu yöntem Brust ve Schiffrin tarrafından 1990'larda keşfedilmiştir.[14] ve toluen gibi suyla karışmayan organik sıvılar içinde altın naotanecikleri üretmekte kullanılabilir. Kloroaurik asit solüsyonu, tolüen içinde tetraoktilammonyum bromür (TOAB) çözeltisi ve sodyum borohidrür(NaBH) ile reaksiyonu yapılır. TOAB hem faz transfer katalizörü hem de stabilizör ajandır, NaBH ise indirgeyici ajandır. Altın nanotanecikler 5–6 nm.[15] boyunda olur.

TOAB altın taneciklere sıkıca bağlanmaz, dolayısıyla çözelti iki hafta boyunca yavaş yavaş çökelir. Buna engel olmak için bir tiyol (özellikle alkantiyoller) gibi daha kuvvetli bir bağlayıcı ajan eklenebilir. Bunlar altın ile kovalent bağlanarak kalıcı bir solüsyon oluşturur. Alkantiyol tarafından korunmuş nanoaltın tanecikleri çökeltilip sonra tekrar çözündürülebilir. Saflaştırılmış nanotaneciklerde faz transfer ajanından bir miktar kalmış olabilir, bunun sonucu taneciklerin çözünürlük gibi bazı fiziksel özellikler etkilenebilir. Bu ajanın mümkün olduğu kadar çok bir kısmının giderilmesi için nanotaneciklerin Soxhlet ekstraksiyonu ile daha da saflaştırılması gerekebilir.

Perrault yöntemi

Perralut ve Chan tarafından 2009'da keşfedilen bu yöntem[16] tohum olarak altın nanotanecik içeren sulu çözeltide HAuCl4'indirgemek için hidrokuinon kullanır. Bu süreç, fotoğraf filmi banyosunda kullanılana benzerdir, film içindeki gümüş tanecikler, üzerlerine indirgenmiş gümüş eklenmesi ile büyür. Benzer şekilde, altın tanecikler hidrokuinon ile etkiyerek iyonik altının kendi yüzeyleri üzerinde indirgenmesini katalizler. Sitrat gibi bir stabilizör taneciklerin kontrollü büyümesini sağlar. Tipik olarak nanotanecik tohumlar sitrat yöntemi ile üretilir. Hidrokuinon yöntemi Frens yöntemini tamamlar,[11][12] çünkü üretilebilen monodispers küresel taneciklerin çeşitliliğini genişletir. Frens yöntemi 12-20 nm tanecikleri için idealdir, hidrokuinon yöntemi ise 30-250 nm tanecikleri üretebilir.

Sonoliz

Altın taneciklerinin deneysel üretiminin bir diğer yöntemi sonolizdir. Ultrasona dayalı bu tür bir işlemde, HAuCl4'nin glukoz ile reaksiyonu olur.[] Hidroksil radikalleri ve suyun içindeki kavitelerin çöktüğü olduğu arayüz bölgesinde meydana gelen şeker piroliz radikalleri indirgeyici ajan olarak etkir. Reaksiyonun ürünü nanoşeritlerdir, bunlar 30 -50 nm genişlikte ve birkaç mikrometre uzunluktadır. Bu şeritler çok esnektir ve 90°'den büyük açılarla eğrilebilirler. Glukoz yerine bir glikoz oligomeri olan siklodekstrin kullanılınca sadece küresel altın tanecikleri meydana gelir; dolayısıyla şerit oluşmasında glukozun rolü olduğu anlamı çıkar.

Tarih

Eski çağlarda Hayat İksiri olarak adlandırılan, altından yapılmış bir iksirin varlığı hakkında çok yazılmıştır. Kolloidal altın Antik Roma döneminde cam boyamak için kullanılırdı, altının konsantrasyonuna bağlı olarak parlak sarı, kırmızı veya leylak rengi elde edilirdi. Hindu Kimyasında da altın, çeşitli iksirler yapmak için kullanılmıştır. 16. yüzyılda simyacı Paracelsus Aurum Potabile (Latince: içilebilir altın) yapmıştır. 17. yüzyılda cam boyama işlemi Andreus Cassius ve Johann Kunchell tarafından geliştirilmiştir. 1842'de John Herschel kolloidal altın kullanılarak resimlerin kağıt üzerine kaydedildiği Chrysotype (Yunanca altın sözcüğünden türetme) adlı bir fotoğrafçılık işlemi icat etmiştir. Paracelsus'un çalışması Michael Faraday'a ilham kaynağı olmuş ve 1857'de ilk saf kolloidal altın örneğini hazırlayıp ona "etkinleştirilmiş altın" adını vermiştir. Faraday, altın klorür solüsyonunu indirgemek için fosfor kullanmıştır.

Uzun bir süre Cassius'un yakut-renkli altınının bileşimi belli değildi. Hazırlanışı nedeniyle bazı kimyacılar onun bir altın-kalay bileşiği olduğundan şüphelenmişti.[17][18] Bileşiğin renginin altın taneciklerin küçük boyundan kaynaklandığını ilk anlayan Faraday olmuştur.[19] 1898'te Richard Adolf Zsigmondy ilk derişik solüsyonda kolloidal altın hazırladı.[20] Ultrasantrifugasyonu icat eden Sevdberg ve küresel tanecikler tarafından ışık saçılımı ve soğrulmasının teorisi geliştiren Mie de kolloidal altın'ın sentez ve özelliklerine ilgi göstermiştir.[8]

Elektron mikroskopisi

Kolloidal altın ve onun çeşitli türevleri biyolojik elektron mikroskopisinde en çok kullanılan kontrast ajanlarından olmuştur.[21][22][23][24][25] Kolloidal altın tanecikleri antikor, lektin, süperantijen, glikan, nükleik asit gibi çeşitli geleneksel biyolojik problara bağlanabilir.[26] Farklı boyda tanecikler elektron mikrograflarında kolaylıkla ayırdedilebilir, böylece simültane çoklu işaretleme deneyleri yapılabilir.[27]

Sağlık ve tıbbi uygulamaları

Sıçanlarda romatoid artrit'in tedavisinde kolloidal altın başarılı şekilde kullanılmıştır.[28] İlgili bir çalışmada[29]

In vitro bir deneyde, kolloidal altın ve mikrodalga ışınım birlikte kullanılarak Alzheimer hastalığı ile ilişkili plak ve beta-amiloid fibrillerin imha edilebildiği gösterilmiştir.[30] Altın taneciklerin ışınımla ısıtıldığı benzer uygulamalar hakkında araştırmalar sürmektedir.[31]

İlaç taşıması

Altın nanotanciklerinin Paclitaxel gibi ilaçlar için taşıyıcı olmaları araştırılmaktadır.[32] Hidrofobik ilaçların verilmesi moleküler enkapsülasyon (kapsülleme) gerektirmektedir ve nano-büyüklükte taneciklerin retiküloendotelial sistemden kaçınmakta özellikle verimli oldukları bulunmuştur.

Tümör tespiti

Kanser araştırmasında kolloidal altın tümörleri hedeflemekte ve SERS (Surface Enhanced Raman Spectroscopy) ile onların in vivo tespitinde kullanılabilir. Altın nanotanecikler Raman habercileriyle (reporter) çevrilidir, bunların ışık emisyonu kuantum noktalardan 200 kat parlaktır. Nanotanecikler tiyol-modifiye polietilen glikol (PEG) örtü ile kapsüllendikeri zaman Raman habercilerin stabilize oldukları bulunmuştur. Bu sayede in vivo dolaşım ve uyum sağlanır. Tümör hücrelerini spesifik olarak hedeflemek için PEGlenmiş altın tanecikler bir antikor (veya scFv gibi bir antikor parçası ile) ile konjüge edilir. Antikor, Epidermal büyüme faktörü reseptörü gibi belli kanser tiplerinin hücrelerinde yüksek oranda ifade edilen bir proteine spesifiktir. SERS kullanılarak bu PEGlenmiş altın tanecikleri tümörün yerine tespit etmekte kullanılabilir.[33]

Fototermal ajanlar

Altın nanoçubuklar in vivo uygulamalarda fototermal ajan olarak kullanımı araştırılmaktadır. Altın nanoçubuklar çubuk şekilli nanotaneciklerdir, biçimlerinin ışığın oranı yüzey plazmon resonansı (Surface Plasmone Resonance, SPR) bandını ayarlar. SPR'deki toplam ışık sönümü soğurma ve saçılımdan meydana gelir. Küçük eksen çaplı nanoçubuklar (~10 nm) için soğurma baskındır, daha uzun eksen çaplı (>35 nm) çubuklar saçılım baskındır. Dolayısıyla, in-vivo uygulamalarda küçük çaplı altın çubuklar yakın kızıl ötesi ışık için fototermal dönüştürücü olarak kullanılırlar, yüksek soğurma ara kesitleri nedeniyle.[] Yakın kızılötesi ışık, insan derisi ve dokuları içinden kolaylıkla geçtiği için, bu nanoçubuklar kanser ve diğer hedefler için aşındırma (ablation) bileşikleri olarak kullanılabilirler. Polimerlerle kaplandıkları zaman altın nanoçubuklarının dolaşım sisteminde 15 saatlik bir yarı ömürle kalabildikleri bulunmuştur.[]

Kaynakça

  1. ^ Bernhard Wessling, Conductive Polymer / Solvent Systems: Solutions or Dispersions?, 1996 (on-line here) 8 Ağustos 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ University of Edinburgh School of Physics: Colloids (mentions Elixir of Life) 18 Şubat 2006 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Murphy CJ, Gole AM, Stone JW; ve diğerleri. (2008). "Gold nanoparticles in biology: beyond toxicity to cellular imaging". Accounts of Chemical Research. Cilt 41. ss. 1721-30. doi:10.1021/ar800035u. PMID 18712884. 
  4. ^ a b V. R. Reddy, "Gold Nanoparticles: Synthesis and Applications" 2006, 1791, and references therein
  5. ^ Michael Faraday, Philosophical Transactions of the Royal Society, London, 1857
  6. ^ Paul Mulvaney, University of Melbourne, The beauty and elegance of Nanocrystals, Use since Roman times 28 Ekim 2004 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  7. ^ C. N. Ramachandra Rao, Giridhar U. Kulkarni, P. John Thomasa, Peter P. Edwards, Metal nanoparticles and their assemblies, Chem. Soc. Rev., 2000, 29, 27-35. (on-line here; mentions Cassius and Kunchel 16 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.)
  8. ^ a b Sharma, Vivek; Park, Kyoungweon; Srinivasarao, Mohan (2009). "Colloidal dispersion of gold nanorods: Historical background, optical properties, seed-mediated synthesis, shape separation and self-assembly". Material Science and Engineering Reports. 65 (1-3). ss. 1-38. doi:10.1016/j.mser.2009.02.002. 
  9. ^ J. Turkevich, P. C. Stevenson, J. Hillier, "A study of the nucleation and growth processes in the synthesis of colloidal gold", Discuss. Faraday. Soc. 1951, 11, 55-75.
  10. ^ J. Kimling, M. Maier, B. Okenve, V. Kotaidis, H. Ballot, A. Plech, "Turkevich Method for Gold Nanoparticle Synthesis Revisited", J. Phys. Chem. B 2006, 110, 15700-15707.
  11. ^ a b G. Frens, "Particle size and sol stability in metal colloids", Colloid & Polymer Science 1972, 250, 736-741.
  12. ^ a b G. Frens, "Controlled nucleation for the regulation of the particle size in monodisperse gold suspensions", Nature (London), Phys. Sci. 1973, 241, 20-22.
  13. ^ BK Pong et al. J. Phys. Chem. C, 111 (17), 6281 -6287, 2007. New Insights on the Nanoparticle Growth Mechanism in the Citrate Reduction of Gold(III) Salt: Formation of the Au Nanowire Intermediate and Its Nonlinear Optical Properties
  14. ^ M. Brust; M. Walker; D. Bethell; D. J. Schiffrin; R. Whyman (1994). "Synthesis of Thiol-derivatised Gold Nanoparticles in a Two-phase Liquid-Liquid System". Chem. Commun. ss. 801-802. doi:10.1039/C39940000801. 
  15. ^ Manna, A.; Chen, P.; Akiyama, H.; Wei, T.; Tamada, K.; Knoll, W. (2003). "Optimized Photoisomerization on Gold Nanoparticles Capped by Unsymmetrical Azobenzene Disulfides". Chem. Mater. 15 (1). ss. 20-28. doi:10.1021/cm0207696. 26 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2010. 
  16. ^ S.D. Perrault; W.C.W. Chan (2009). "Synthesis and Surface Modification of Highly Monodispersed, Spherical Gold Nanoparticles of 50-200 nm". J. Am. Chem. Soc. Cilt 131. ss. 17042-17043. doi:10.1021/ja907069u. 
  17. ^ Gay-Lussac (1832). "Ueber den Cassius'schen Goldpurpur". Annalen der Physik. 101 (8). ss. 629-630. doi:10.1002/andp.18321010809. 
  18. ^ Berzelius, J. J. (1831). "Ueber den Cassius' schen Goldpurpur". Annalen der Physik. 98 (6). ss. 306-308. doi:10.1002/andp.18310980613. 
  19. ^ Faraday, M. (1857). "Experimental Relations of Gold (and Other Metals) to Light,". Philos. Trans. R. Soc. London. Cilt 147. s. 145. doi:10.1098/rstl.1857.0011. 
  20. ^ Zsigmondy, Richard (11 Aralık 1926). "Properties of colloids" (PDF). Nobel Foundation. 26 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Ocak 2009. 
  21. ^ "Colloidal gold, a useful marker for transmission and scanning electron microscopy" by M Horisberger and J Rosset
    Journal of Histochemistry and Cytochemistry Volume 25, Issue 4, pp. 295-305, 04/01/1977
    [1] 1 Aralık 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  22. ^ Electron Microscopy, 2nd Edition, by John J. Bozzola, Jones & Bartlett Publishers; 2 Sub edition (October 1998) ISBN 0763701920
  23. ^ Practical Electron Microscopy: A Beginner's Illustrated Guide, by Elaine Evelyn Hunter. Cambridge University Press; 2nd edition (September 24, 1993) ISBN 0521385393
  24. ^ Electron Microscopy: Methods and Protocols (Methods in Molecular Biology), by John Kuo (Editor). Humana Press; 2nd edition (February 27, 2007) ISBN 1588295737
  25. ^ "Staphylococcal protein a bound to colloidal gold: A useful reagent to label antigen-antibody sites in electron microscopy", by Egidio L Romanoa and Mirtha Romanoa. Immunochemistry Volume 14, Issues 9-10, September-October 1977, Pages 711-715, doi:10.1016/0019-2791(77)90146-X
  26. ^ Simultaneous visualization of chromosome bands and hybridization signal using colloidal-gold labeling in electron microscopy [2] 24 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  27. ^ "Double labeling with colloidal gold particles of different sizes". 30 Mart 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2010. 
  28. ^ Amelioration of collagen-induced arthritis in rats by nanogold.
  29. ^ Two years follow-up study of the pain-relieving effect of gold bead implantation in dogs with hip-joint arthritis.
  30. ^ "Gold is newest weapon in battle against Alzheimer's". 23 Ocak 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2010. 
  31. ^ Therapeutic possibilities of plasmonically heated gold nanoparticles.
  32. ^ Paclitaxel-Functionalized Gold Nanoparticles Jacob D. Gibson, Bishnu P. Khanal, and Eugene R. Zubarev J. Am. Chem. Soc. 2007, 129, 11653-11661 DOI:10.1021/ja075181k
  33. ^ Qian, Ximei. "In vivo tumor targeting and spectroscopic detection with surface-enhanced Raman nanoparticle tags." Nature Biotechnology. 2008. Vol 26 No 1.


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Elektron</span> Temel elektrik yüküne sahip atomaltı parçacık

Elektron, eksi bir temel elektrik yüküne sahip bir atomaltı parçacıktır. Lepton parçacık ailesinin ilk nesline aittir ve bileşenleri ya da bilinen bir alt yapıları olmadığından genellikle temel parçacıklar olarak düşünülürler. Kütleleri, protonların yaklaşık olarak 1/1836'sı kadardır. Kuantum mekaniği özellikleri arasında, indirgenmiş Planck sabiti (ħ) biriminde ifade edilen, yarım tam sayı değerinde içsel bir açısal momentum (spin) vardır. Fermiyon olmasından ötürü, Pauli dışarlama ilkesi gereğince iki elektron aynı kuantum durumunda bulunamaz. Temel parçacıkların tamamı gibi hem parçacık hem dalga özelliklerini gösterir ve bu sayede diğer parçacıklarla çarpışabilir ya da kırınabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Alkaloid</span>

Alkaloidler, yapılarında en az bir azot atomu içeren, doğal olarak meydana gelen ve bazik özellikteki bir organik kimyasal bileşikler sınıfıdır. Ancak bu sınıf içerisinde nötr ve hatta zayıf asidik özellikler gösteren bileşikler de yer almaktadır. Benzer yapıdaki bazı sentetik bileşikler de alkaloid olarak adlandırılabilir. Karbon, hidrojen ve azota ek olarak alkaloidler oksijen ve kükürt de ihtiva edebilirler. Daha nadir olmakla birlikte yapısında fosfor, klor ve brom taşıyanlarına da rastlanabilir.

Sterol O-asiltransferaz (SOAT) veya asil-KoA kolesteril asil transferaz, EC 2.3.1.26 asil transferaz sınıfı bir enzimdir. İnsanda iki tip ACAT enzimi vardır, ACAT1 ve ACAT2 enzimleri SOAT1 ve SOAT2 adlı genler tarafından kodlanır. Bu enzimler kolesterol metabolizmasında ve safra tuzu biyosentezinde önemli rol oynarlar. ACAT1 enziminin geni için ACAT1 kullanılmamalıdır çünkü ACAT1 kısaltması ketotiyolaz aktivitesine sahip asetil-Koenzim A asetiltransferaz 1 enziminin genine aittir.

<span class="mw-page-title-main">Elias James Corey</span> Amerikalı kimyager

Elias James "E.J." Corey (12 Temmuz 1928) Amerikalı organik kimyacı. 1990 yılında "organik sentez üzerine geliştirdiği teori ve metodolojilerden dolayı Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. Yaşayan en büyük kimyagerlerden biridir. Çok sayıda sentetik reaktifler, metodolojiler geliştirmiş ve organik sentez biliminin gelişmesine katkıda bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ei-ichi Negishi</span> Japon kimyager (1935 – 2021)

Ei-ichi Negishi - ö. 6 Haziran 2021,Indianapolis, Indiana) Japon kimyager. 2010 yılında Japon kimyacı Suzuki Akira ve Amerikalı kimyager Richard F. Heck ile birlikte Nobel Kimya Ödülü'ne layık görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Arne Tiselius</span>

Arne Wilhelm Kaurin Tiselius, İsveçli biyokimyager ve 1948 Nobel Kimya Ödülü sahibi bilim insanı.

<span class="mw-page-title-main">Ksenon diflorür</span>

Ksenon diflorür, kimyasal formülü XeF2 olan güçlü bir florürleyici maddedir. En stabil ksenon bileşiklerinden biridir. Kovalent inorganik florürlerin birçoğu gibi neme duyarlıdır. Işık veya su buharı ile temas ettiğinde ayrışır. Ksenon diflorür, yoğun beyaz kristalli bir katıdır. Mide bulandırıcı kokuya ve düşük buhar basıncına sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Enantiyoselektif sentez</span>

Enantiyoselektif sentez ya da asimetrik sentez, bir kimyasal sentez şeklidir. IUPAC, bir veya daha fazla yeni kiralite elementinin bir substrat molekülünde oluşturulduğu ve stereoizomerik ürünleri eşit olmayan miktarlarda üreten kimyasal reaksiyon olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Femtokimya</span> kimya alt dalı

Femtokimya, yeni moleküller (ürünler) oluşturmak üzere kendilerini yeniden düzenleyen moleküller (reaktantlar) içindeki atomların hareketini incelemek için çok kısa zaman aralıklarında kimyasal reaksiyonları inceleyen fiziksel kimya alanıdır. 1999'da Ahmed Zevail, bu alandaki öncü çalışmaları nedeniyle, bir moleküldeki atomların, lazer ışığıyla yanıp sönen kimyasal bir reaksiyon sırasında nasıl hareket ettiğini görmenin mümkün olduğunu gösteren öncü çalışmaları nedeniyle Kimyada Nobel Ödülü'nü aldı.

Siklopentin, halkada beş karbon atomu içeren bir sikloalkindir. Alkinin her atomunda 180°'lik ideal bağ açısı, bağların bir halka oluşturması için gereken yapısal gereksinimden dolayı, oldukça gergin bir yapı oluşturur ve üçlü bağ oldukça reaktifdir. Üçlü bağ, hem [2 + 2] hem de [4 + 2] sikloekleme reaksiyonlarına kolayca maruz kalır. Alken partnerinde stereokimya kaybıyla [2 + 2] ilaveye tabi tutulan benzinden farklı olarak, siklopentin eşin geometrisinin tutulmasıyla alkenlerle tepkimeye girer, yüksek reaktif yapılar için bile orbital simetrinin uygunluğunun bir örneğidir. Yapı aynı zamanda, sikloekleme tepkimesini etkileyen lityum katyonlarıyla bir kompleks de oluşturabilir. Yeni bir metalasikl oluşturmak için bakır türleriyle yeterince güçlü etkileşime girebilir.

<span class="mw-page-title-main">Jacques Dubochet</span> İsviçre kimyager, biyofiziksel

Jacques Dubochet, İsviçreli emekli biyofizikçi. Heidelberg, Almanya'daki Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuvarı'nda araştırmacı olarak çalışmıştır ve şu anda İsviçre'nin Lozan Üniversitesi'nde biyofizik dalında onursal profesörlük yapmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Kriyojenik elektron mikroskopisi</span>

Kriyojenik elektron mikroskobu (kriyo-EM), kriyojenik sıcaklıklara soğutulmuş ve vitröz bir su ortamına gömülü numunelere uygulanan bir elektron mikroskobu (EM) tekniği. Bir ızgaraya bir sulu numune çözeltisi uygulanmakta ve sıvı etan içinde dalma ile dondurulmaktadır. Tekniğin gelişimi 1970'lerde başlarken, dedektör teknolojisindeki ve yazılım algoritmalarındaki son gelişmeler, yakın atomik çözünürlükte biyomoleküler yapıların belirlenmesine olanak sağlamıştır. Bu, kristalizasyona ihtiyaç duymadan makromoleküler yapı tayini için X ışını kristalografisi veya NMR spektroskopisi seçeneğine alternatif olarak yaklaşıma büyük dikkat çekmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Molibden(V) klorür</span> kimyasal bileşik

Molibden (V) klorür, [MoCl5]2 formülüne sahip olan bir bileşiktir. Bu koyu uçucu katı, diğer molibden bileşiklerini hazırlamak için araştırmada kullanılır. Neme duyarlıdır ve klorlu çözücülerde çözünür. Genelde molibden pentaklorür denir ve aslında Mo2Cl10 formüllü bir dimerdir.

<span class="mw-page-title-main">Kloroplatinik asit</span> inorganik bileşik

Kloroplatinik asit (hekzakloroplatinik asit olarak da bilinir), [H3O]2[PtCl6](H2O)x (0≤x≤6) formülüne sahip bir inorganik bileşiktir. Kırmızı bir katı, genellikle sulu bir çözelti olarak önemli bir platin kaynağıdır. Genellikle kısaca H2PtCl6 olarak yazılsa da, hekzakloroplatinat anyonunun (PtCl62-) hidronyum (H3O+) tuzudur. Hekzakloroplatinik asit oldukça higroskopiktir.

Tvistan (IUPAC adı: trisiklo [4.4.0.0 3,8] dekan), bir bir organik bileşiktir ve C10H16 formülü ile gösterilir. Bir sikloalkandır ve en basit diamondoid olan adamantanın izomeridir ve aynı adamantan gibi çok uçucu değildir. Tvistan, halkalarının "büküm teknesi" olarak bilinen sikloheksan konformasyonuna kalıcı olarak zorlanması sebebiyle (twist: bükmek) adlandırıldı. Bileşik ilk olarak 1962'de Whitlock tarafından rapor edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Matriks-destekli lazer desorpsiyon/iyonizasyonu</span>

Kütle spektrometrisinde, matris destekli lazer desorpsiyon/iyonizasyonu (MALDI), minimum parçalanma ile büyük moleküllerden iyonlar oluşturmak için bir lazer enerjisi emici matris kullanan bir iyonizasyon tekniğidir. Daha geleneksel iyonizasyon yöntemleriyle iyonize edildiğinde kırılgan olma ve parçalanma eğiliminde olan biyomoleküllerin ve büyük organik moleküllerin analizinde uygulanmıştır. Gaz fazında büyük moleküllerin iyonlarını elde etmenin nispeten yumuşak bir yolu olması bakımından elektrosprey iyonizasyonuna (ESI) benzer, ancak MALDI tipik olarak çok daha az sayıda çok-yüklü iyon üretir.

ISO / TS 80004' te nanomateryal, "nano ölçekte herhangi bir dış boyuta sahip olan veya nano ölçekte iç yapıya veya yüzey yapısına sahip malzeme" olarak tanımlanmaktadır. Nano ölçekte "yaklaşık 1 nm (nanometre) ila 100 nm arasındaki uzunluk aralığı" olarak bilinmektedir. Bu, hem ayrı ayrı malzeme parçaları olan nano nesneleri hem de nano ölçekte dahili veya yüzey yapısına sahip nano yapılı malzemeleri içermektedir. Bir nanomateryal bu iki kategorinin de üyesi olabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gümüş nanopartikül</span>

Gümüş nanoparçacıklar, boyutları 1 nm ile 100 nm arasında olan gümüş nanoparçacıklarıdır. Sıklıkla 'gümüş' olarak tanımlansa da bazıları, yüzeylerinin büyük gümüş atomlarına oranı nedeniyle büyük oranda gümüş oksitten oluşur. Eldeki uygulamaya bağlı olarak çok sayıda nanoparçacık şekli oluşturulabilir. Yaygın olarak kullanılan gümüş nanoparçacıklar küreseldir, ancak elmas, sekizgen ve ince tabakalar da yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Ramnoz</span>

Ramnoz, doğal olarak oluşan bir deoksi şekerdir. Metilpentoz veya 6-deoksiheksoz olarak sınıflandırılabilir Ramnoz ağırlıklı olarak doğada L -formunda L -ramnoz olarak bulunur. Bu olağandışı bir durumdur çünkü doğal olarak oluşan şekerlerin çoğu D -formundadır. İstisnaları, metil pentozlar, L - fukoz, L -ramnoz ve pentoz ve L - arabinozdur. Bununla birlikte, doğal olarak oluşan D-ramnoz örnekleri, Pseudomonas aeruginosa ve Helicobacter pylori gibi bazı bakteri türlerinde bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Baldwin kuralları</span>

Baldwin'in organik kimyadaki kuralları, alisiklik bileşiklerde halka kapanma reaksiyonlarının göreceli olumlu yönlerini özetleyen bir dizi kılavuzdur. İlk olarak 1976'da Jack Baldwin tarafından önerildi.