
II. Dünya Savaşı, 1939'dan 1945'e kadar süren küresel savaştır. Savaşa dönemin büyük güçleri ve dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu katıldı, Müttefikler ve Mihver olmak üzere iki karşıt askerî ittifak kuruldu. 30'dan fazla ülkeden gelen 100 milyondan fazla personelin doğrudan katıldığı bu topyekûn savaşta, savaşın büyük tarafları tüm ekonomik, endüstriyel ve bilimsel kapasitelerini savaş için seferber ettiler. 70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en ölümcül savaştı ve savaş boyunca askerî personelden daha çok sivil kayıp verildi. Milyonlarca insan soykırımdan, planlanmış açlık ölümlerinden, katliamlardan ve hastalıklardan öldü. Tanklar, zırhlı araçlar, savaş uçakları, stratejik bombardımanlar, uçak gemileri, radar ve sonar, nükleer silahların geliştirilmesi ve roketler gibi birçok savaş teknolojisi savaşta önemli rol oynadı.

Versay Barış Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında imzalanan barış antlaşmasıdır. 18 Ocak 1919'da başlayan Paris Barış Konferansı'nda müzakere edilmiş, 7 Mayıs 1919'da son metin Almanlara deklare edilmiş, 23 Haziran'da Alman Parlamentosu'nca kabul edilmiş ve 28 Haziran'da Paris'in Versay banliyösünde imzalanmıştır.

Zbigniew Kazimierz Brzezinski, Polonya kökenli Amerikalı siyaset bilimci, devlet adamıdır. Kendisi aslen bugün Ukrayna'ya bağlı Brzezany kasabası kökenlidir ki soyadı Brzezany'li anlamına gelir.
Hüseyin Bağcı,, Türk akademisyen, Dış Politika Enstitüsü Başkanı. ODTÜ'de uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Jeostrateji, jeopolitiğin bir alt dalı, siyasi ve askeri planlamayı bilgi açısından destekleyen, tutarlı hale gelmesini sağlayan veya etkileyen coğrafik etkenler tarafından ilkesel olarak rehberliği yapılan bir dış politika çeşididir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 82 sayılı kararı 25 Haziran 1950 tarihinde kabul edilmiş ve Güney Kore'ye Kuzey Kore tarafından düzenlenen saldırıyı kınamıştır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 293 sayılı kararıyla kurulan Kore Cumhuriyeti yönetiminin bölgede tek söz sahibi olduğunu anımsatan karar metni, adı geçen saldırının barışı sekteye uğrattığını vurgulamış ve tutsakların ivedilikle salıverilmesini istemiştir.
Güvenlik ikilemi, uluslararası ilişkilerde terminolojisine John H. Herz'in yazdığı Politik Realizm ve Politik İdealizm kitabıyla girmiştir. Ayrıca yine aynı döneme ait Hurbert Butterfield'ın Tarih ve insan ilişkileri adlı kitabında da aynı durumdan farklı bir şekilde söz edilmektedir.

Kuzey İrlanda sorunu, Kuzey İrlanda'da süren ve çeşitli zamanlarda İrlanda Cumhuriyeti, İngiltere ve ana kara Avrupa'ya yayılan etnik milliyetçi çatışmalardır. "The Troubles" dönemi 1960'ların sonunda başladı ve yaygın görüşe göre 1998 Belfast Anlaşması ile sona erdi. Ancak şiddet eylemleri o zamandan beri ara sıra devam etmektedir.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 816 sayılı kararı, BM Güvenlik Konseyi'nin 31 Mart 1993'te kabul ettiği bir karar. 1992'de kabul edilen ve Bosna-Hersek üzerinde askerî uçuşları yasaklayan 781 ve 786 sayılı kararlar, 816 sayılı karar ile genişletilmiştir. Buna göre Konsey, Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın VII. bölümünde verilen yetkiyle önceki kararlarında uygulamaya başladığı uçuş yasağını sabit kanatlı ve döner kanatlı uçakları kapsayacak hâle getirmiş ve gerekli tüm önlemlerin alınacağına hükmetmiştir.

Cihatçılık veya cihatçı hareket, Batı dünyasını tehdit eden ve İslamcı bir çerçevede gerçekleştirilen silahlı faaliyetleri tanımlama amacıyla 21. yüzyılda Batı dillerinde oluşturulan bir ihtira.

Temmuz Krizi, 1914 yazında Avrupa'nın büyük güçleri arasında I. Dünya Savaşı'nın nihai nedeni olan, birbiriyle ilişkili bir dizi diplomatik ve askeri tırmanıştı. Kriz, 28 Haziran 1914'te Bosnalı Sırp Gavrilo Princip'in Avusturya-Macaristan tahtının varisi olan Arşidük Franz Ferdinand suikast sonucu ölümüyle başladı. Karmaşık bir ittifaklar ağı, birçok liderin savaşın kendi çıkarları doğrultusunda olduğuna veya genel bir savaşın olmayacağına dair yanlış hesaplamalarıyla birleştiğinde, Ağustos 1914'ün başlarında hemen hemen her büyük Avrupa ülkesi arasında genel bir düşmanlık patlak vermesine neden oldu; Mayıs 1915'e kadar neredeyse her büyük Avrupa ülkesi dahil oldu.

Jamaika-Türkiye ilişkileri, Jamaika ile Türkiye arasındaki dış ilişkilerdir. İki ülke arasında büyükelçilik yoktur ancak Türkiye'nin Havana Büyükelçiliği Jamaika'ya akreditedir.

Türkiye-Uganda ilişkileri, Türkiye ile Uganda arasındaki dış ilişkilerdir. Türkiye'nin Kampala'da, Uganda'nın ise Ankara'da büyükelçiliği vardır.

Laos-Türkiye ilişkileri Laos ile Türkiye arasındaki dış ilişkilerdir. Diplomatik ilişkiler ilk olarak 1947'de kuruldu, ardından 1958'de büyükelçilik rütbesine yükseldi. 27 Aralık 2017 tarihinde Türkiye Laos'un başkenti Vientiane'de yerleşik bir büyükelçilik kurdu.

Yasal düzeyde diplomatik ilişkiler 1958 yılında kuruldu ve daha sonra 1960'ta büyükelçi rütbesine yükseldi. Türkiye, 1962'de Nijerya'nın başkenti Lagos'ta bir büyükelçilik açtı. Türkiye Büyükelçiliği, Nijerya'nın Abuja'yı yeni başkent ilan etmesinden sonra 2001 yılında Abuja'ya taşındı.

Golan Tepeleri, Batı Asya'nın Levant bölgesinde yer alan ve 1967'deki Altı Gün Savaşı'nda İsrail tarafından Suriye'den ele geçirilen kayalık bir platodur. İsrail ve ABD dışındaki uluslararası toplum, Golan Tepeleri'nin İsrail tarafından askeri işgal altında tutulan Suriye toprağı olduğunu kabul etmektedir. Savaşın ardından Suriye, Hartum Kararı'nın bir parçası olarak İsrail ile herhangi bir müzakereyi reddetti.
Uluslararası ilişkiler teorisinde anarşi kavramı, dünyanın herhangi bir üst otoriteden veya egemenden yoksun olduğu fikrine dayanır. Anarşik bir devlette anlaşmazlıkları çözebilecek, hukuku uygulayabilecek veya uluslararası politika sistemini düzenleyebilecek hiyerarşik olarak üstün, zor kullanma tekeline sahip bir güç yoktur. Uluslararası ilişkilerde de anarşi, teorinin başlangıç noktası olarak kabul edilir.
Uluslararası ilişkilerde konstrüktivizm ya da inşacılık, uluslararası ilişkilerin önemli yönlerinin düşünsel faktörler tarafından şekillendirildiğini ileri süren bir sosyal teoridir. En önemli düşünsel faktörler kolektif olarak sahip olunanlardır, kolektif olarak sahip olunan bu inançlar aktörlerin çıkarlarını ve kimliklerini inşa eder.

Dengeleme kavramı, realist düşünce ekolünün en etkili teorisi olan ve çok devletli bir sistemde hegemonya oluşumunun ulaşılamaz olduğunu çünkü hegemonyanın diğer devletler tarafından bir tehdit olarak algılandığını ve bunun da potansiyel bir hegemona karşı dengeleme yapmalarına neden olduğunu varsayan güç dengesi teorisinden türemiştir.

Klasik realizm, realist düşünce okulundan bir uluslararası ilişkiler teorisidir. Realizm şu varsayımlarda bulunur: devletler uluslararası ilişkiler sisteminin ana aktörleridir, uluslararası bir uluslararası otorite yoktur, devletler kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder ve devletler kendilerini korumak için güce ulaşmaya çalışır. Klasik realizm, devlet davranışını ve devletlerarası çatışmanın nedenlerini açıklamada insan doğasını ve iç politikayı özel bir vurgu yapmasından dolayı diğer realizm türlerinden ayrılır. Klasik realist teori, insan doğasına dair kötümser bir bakış açısını benimser ve insanların doğası gereği iyiliksever olmadığını ve bunun yerine çıkarcı olduklarını, korku ya da saldırganlıkla hareket ettiklerini savunur. Ayrıca, bu insan doğasının uluslararası anarşi nedeniyle devletler tarafından uluslararası politikaya yansıtıldığını vurgular.