İçeriğe atla

Kolektif bilinçdışı

Kolektif bilinçdışı, psikanalist Carl Jung tarafından kullanılan analitik psikoloji konusudur. Jung'a göre kolektif bilinçdışı, insan veya hayvan hafızasında kayıtlı ve yaşadığı kültüre dayalı her türlü imgeler, semboller, dil ve diğer tecrübeleri kapsar ve psişenin bu tecrübeleri kendi kendine nasıl organize ettiğini inceler. Jung kolektif bilinçdışını, kişiye özel tüm deneyimleri kapsayan kişisel bilinçdışından ayrı tutar. Kolektif bilinçdışı, tüm bir türün kişisel deneyimlerini bir araya getirip organize eder.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Carl Gustav Jung</span> İsviçreli psikiyatr, analitik psikolojinin kurucusu (1875–1961)

Carl Gustav Jung, İsviçreli psikiyatr. Analitik psikolojinin kurucusudur. Derinlik psikolojisinin Sigmund Freud ve Alfred Adler ile beraber üç büyük kurucusundan birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Psikanaliz</span> Freudun çalışmaları üzerine kurulmuş bir psikolojik kuramlar ve yöntemler ailesi

Psikanaliz, kısmen bilinçdışı zihinle ilgilenen ve birlikte zihinsel bozukluklar için bir tedavi yöntemi oluşturan bir dizi teori ve terapötik tekniktir. Bu disiplin 1890'ların başında, çalışmaları kısmen Josef Breuer ve diğerlerinin klinik çalışmalarından kaynaklanan Sigmund Freud tarafından kurulmuştur. Freud, 1939'daki ölümüne kadar psikanaliz teorisini ve pratiğini geliştirmiş ve rafine etmiştir. Bir ansiklopedi maddesinde, psikanalizin temel taşlarını "bilinçdışı zihinsel süreçler olduğu varsayımı, bastırma ve direnç teorisinin kabulü, cinselliğin ve Oedipus kompleksinin öneminin takdir edilmesi" olarak tanımlamıştır. Freud'un meslektaşları Alfred Adler ve Carl Gustav Jung, psikanalizin bireysel psikoloji (Adler) ve analitik psikoloji (Jung) olarak adlandırdıkları dallarını geliştirdiler, ancak Freud'un kendisi bunlara yönelik bir dizi eleştiri yazdı ve bunların psikanaliz biçimleri olduğunu kesinlikle reddetti. Psikanaliz daha sonra Erich Fromm, Karen Horney ve Harry Stack Sullivan gibi neo-Freudyen düşünürler tarafından farklı yönlerde geliştirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Rüya</span> diğer adıyla düş, uykunun genel bir özelliği olup, uykunun REM evresi ile yakından ilgili, görsel ve işitsel algı ve duyulardır

Rüya ya da düş, uykunun genel ve karakteristik özelliklerinden biri olup, uykunun hızlı göz hareketi (REM) adlı evreleriyle yakından ilişkili bulunan, görsel ve işitsel algı ve duygulardır. Rüyaların biyolojik içeriği, işleyişi ve maksatları tümüyle anlaşılmış değildir. Rüyalara “duyusuz algı”nın bir türü veya nesnesiz algı olarak da bakılabilir. Çeşitli inanışlara ve tahminlere de neden olan rüyalar, her zaman için ilginç ve yoruma açık bir konu oluşturmuşlardır. Farklı psikoloji ekollerinin, parapsikologların ve deneysel spiritüalistlerin rüyaları farklı biçimlerde açıklama çabaları olmuştur. Rüyaların işleyişinin açıklanması bilimsel topluluğun genel kabulüne göre varsayımlar düzeyinden öteye pek gidememiş olup, rüyalar hâlen esrarını korumakta olan bir inceleme alanını oluşturmaktadır. Rüyaların bilimsel incelenmesi oneiroloji adını alır.

<span class="mw-page-title-main">Sembol</span> bir fikri, süreci veya fiziksel bir varlığı temsil eden bir şey

Sembol veya simge, kavramın uzlaşımsal olarak betimlendiği gösterge türü. Bir düşüncenin, nesnenin, niteliğin, niceliğin vb. ruhbilimsel ve düşünbilimsel açıdan betimlenmesi simgesel anlam taşıyan yapay bir belirtidir. Tüm simgeler doğaları itibarıyla kavramsal olup, sözel, görsel ya da sayısal olabilirler.

<span class="mw-page-title-main">Politbüro</span> SSCB tarihinde komünist partinin, politikaları belirleyen en üst karar organı

Politbüro, Politik Büronun kısaltılmış biçimi. SSCB tarihinde komünist partinin, politikaları belirleyen en üst karar organıydı. Rusya'da 1917 Sovyet Devrimi'nden sonra devlet yönetimi üzerinde uyguladığı sıkı denetim 1991'de SSCB'nin dağılmasıyla sona ermiş, ardından varlığı fiilen sona ermiştir.

Jung Aslında Ne Dedi, Edward Armstrong Bennet tarafından Carl Gustav Jung'un ortaya attığı kavramları, düşünceleri ve incelemeleri kaleme alınan eserdir.

Persona, Türkçe karşılığıyla maske, Jung tarafından ortaya atılan, bireyin günlük yaşamdaki ihtiyaçlarıyla ilişkili olan tavrı tanımlar.

Kişilik psikolojisi, bireylerin kendilerine özgü davranış, düşünce ve duygu biçimleriyle ilgilenir.

Federal Konsey, İsviçre'nin yürütme erkinin başında bulunan yedi kişilik organdır ve kolektif bir devlet başkanı ve hükûmet olarak görev yapmaktadır.

Eşzamanlılık, ilk olarak analitik psikolog Carl G. Jung tarafından "anlamlı bir şekilde ilişkili görünen ancak nedensel bir bağlantıdan yoksun durumları tanımlamak için" ortaya atılan bir kavramdır. Çağdaş araştırmalarda, eşzamanlılık deneyimleri, kişinin zihnindeki olaylar ile dış dünya arasındaki tesadüflerin nedensel olarak birbiriyle ilgisiz olabileceği, ancak başka bilinmeyen bir bağlantısı olabileceğine dair kişinin öznel deneyimine atıfta bulunur. Jung, bunun insan zihninin sağlıklı, hatta gerekli bir işlevi olduğunu ve psikozda zararlı hale gelebileceğini savunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Marie-Louise von Franz</span> İsviçreli analitik psikolog ve araştırmacı

Marie-Louise von Franz İsviçreli analitik psikolog ve araştırmacı. Özellikle simya üzerine olan el yazmaları ve peri masallarının psikolojik çözümlemeleri ve yorumlanması üzerine çalışmalarıyla tanınır.

Carl Jung arketiplerin kolektif bilinçaltından gelen evrensel ve kadim model ve imgeler olduğunu ve içgüdünün psişik karşılığı olduğunu ortaya koymuştur. Bunlar imge olarak bilinç düzeyine çıktığında ya da dış dünya ile olan etkileşim sırasında davranışlarla gerçeğe dönüşen, atalarımızdan kalıtımla gelen potansiyellerdir. Otonom ve saklı olan arketipler bilinç düzeyine çıktıklarında bireylere ve içinde yaşadıkları kültürlere özgü olarak ifadeye dönüşürler. Jung psikolojisi'nde arketipler, kolektif bilinçaltının oldukça gelişmiş ögeleridir. Arketiplerin varlığı ancak masallardan, sanattan, mitlerden, dinden ya da rüyalardan dolaylı olarak çıkarsanır.

Anima ve animus Carl Jung analitik psikoloji ekolünde kolektif bilinçdışı teorisinin bir parçasıdır. Jung animusu bir kadının bilinç dışı erkek tarafı ve animayı da bir erkeğin bilinç dışı kadın tarafı olarak tanımlamıştır ve her ikisi de kişisel psişenin ötesine geçer. Jung'un teorisi anima ve animusun iki ana insan biçimli arketip olduğunu belirtir ve bunları hayvan biçimli ve daha aşağıda olan gölge arketiplerinin karşısına koyar. Bunların öz arketipini tanımlayan soyut sembol kümeleri olduğuna inanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Serbest çağrışım</span>

Serbest çağrışım, danışanın, terapi amacını, uygunluğunu ve bağlantısını düşünmeden, aklına gelen düşünceleri, imgeleri ve düşünümleri, paylaşarak terapiste veri sağlayan ve terapi için taban oluşturan, temelde bilinçdışı çağrışımlarla yürüyen bir psikanalitik yöntemdir. Serbest çağrışım yöntemi Sigmund Freud tarafından hamisi ve meslektaşı Josef Breuer'in hipnoz tekniğinden esinlenilerek oluşturulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Carl Gustav Carus</span>

Carl Gustav Carus Alman tıpçı ve ressamdır. Çok yönlü bir insan olarak Alman romantizminin önemli figürlerindendi. Ressam olarak Caspar David Friedrich ile birlikte çalıştı ve genellikle peyzaj resimleri çizdi. "Erdlebenbildkunst" adını verdiği bir peyzaj resmi teorisi geliştirdi. Bu teori doğadaki yeryüzü şekillerinin içsel işleyişinin resimde gösterimini savunuyordu.

Kolektif bilinç veya kolektif şuur, Durkheim'e göre, bir toplumdaki insanların sahip oldukları ortak duygu ve kabulleri ifade eden terim. Ona göre kolektif bilinç, toplumun fertlerinin tek bir ruh ve duygu etrafında birleşmelerini sağlıyor, böylece toplumların devamında önemli bir rol oynuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Annie Ernaux</span> Fransız yazar (d. 1940)

Annie Ernaux doğum adıyla Annie Duchesne, Fransız yazar ve edebiyat profesörüdür.

Nigredo ya da siyahlık, simyada çürüme veya ayrışma anlamına gelmektedir. Birçok simyacı, felsefe taşına giden yolda ilk adım olarak, tüm simyasal bileşenlerin tek tip bir siyah madde elde etmek için kapsamlı bir şekilde temizlenmesi ve pişirilmesi gerektiğine inanmaktaydı.

Psikoloji ve Simya, C. G. Jung'un Toplu Eserleri'nin 12.cildidir, Carl Jung'un simya, Hıristiyan dogması ve psikolojik sembolizm arasındaki analojileri incelemesidir.