İçeriğe atla

Koşer

        
Buenos Aires'te koşer ürünler satan bir McDonalds.

Koşer veya kaşer (İbranice: כשׁר; Sefarad Yahudilerince kaşer, Aşkenaz Yahudilerince koşer diye telaffuz edilir), Yahudiliğe göre; yenilmesi ve kullanılmasında dinen bir sakınca bulunmayan ürünlerdir. Bunları belirleyen kurallara ise kaşerut ya da kaşrut kuralları adı verilir.

Yahudiliğe göre; yenilmesi serbest veya yasak olan hayvanların listesi Tevrat'ta verilmiştir. Buna göre:

  • Karada yaşayanlardan geviş getiren ve çift tırnaklı olan hayvanların yenmesi serbest, bu özelliği taşımayanlar ise yasaktır; bunlara ek olarak domuz, tavşan ve deve eti yasaktır.
  • Her türlü böcek, sürüngen ve kemirgenin yenilmesi yasaktır.
  • Kuşlardan Tevrat'ta ismi geçen yirmi kuş dışında kalanların yenilmesi yasaktır.
  • Balıklardan pullu ve yüzgeçli olanlar dışında kalanların, kabuklu hayvanların (midye, istiridye) ve ahtapot, kalamar, ıstakoz, karides, kerevit, yengeç, denizkestanesinin yenilmesi yasaktır.
  • Yenilmesi yasak olan hayvanlardan çıkan yumurta, süt gibi her türlü ürünün (bal hariç) yenmesi yasaktır.

Yenilmesi serbest olan hayvanların kesiminin şehita adı verilen özel bir kesim tekniği ile bu işin eğitimini almış ve anatomi bilgisi olan şohet adında yetkili tarafından yapılması gereklidir.

Şehita eğitimini almamış kişi tarafından veya şehita kurallarına uyulmadan yapılmış kesim hayvanın etini trefa (murdar) hale getirir.

Şehita kurallarına göre hayvanın kesilmesi

  • Kesimi yapacak olan şohet gerekli eğitimi almış olmalı ve keseceği hayvanın anatomisini çok iyi tanımalı ve bu konuda Hahamlıkça verilen diplomaya sahip olmalıdır.
  • Kesimi yapılacak hayvan iyice incelenmeli, bir hastalığı, sakatlığı olmamalıdır; örneğin bir organı, bacağı vs. eksik olan hayvan kesilmez. Kesilirse murdar olur. Yine duruşundan, yürüyüşünden genel durumundan hasta olduğu anlaşılan hayvan kesilmez. Şohet hayvanı kesmeden önce tepeden tırnağa muayene etmelidir.
  • Kesimin yapıldığı bıçak hayvanın boğaz çapından daha büyük olmalı, çok keskin olmalı, üzerinde çentik bulunmamalıdır.
  • Hayvanın şah damarı ve nefes borusu tek bir darbede kesilmelidir; bıçak hayvanın etine gömülmemelidir. En ufak bir duraksama, bir tereddüt hayvanın tamamını murdar hale getirir.
  • Her kesimden sonra bıçak kontrol edilmeli, üzerinde bir çentik ya da takılmaya neden olacak çöp vs. olmamalıdır.
  • Hayvan mutlaka Tanrı'nın adı anılarak kesilmelidir.
  • Kesimi yapan şohet hayvanın içini açar öd kesesinin, karaciğerin ve akciğerin durumunu kontrol eder, işkembeyi açar ve inceler.
    • Öd kesesi patlamış hayvan murdardır tümüyle kullanılmaz.
    • Karaciğer ve akciğer zarı incelenir toplu iğnenin başı kadar dahi olsa en ufak bir kist, ur varsa hayvan murdar olur bu hayvanın hiçbir yeri yemek için kullanılamaz, tamamı murdar olur.
    • Hayvanın işkembesinde çivi, iğne vs. metal yabancı madde çıkarsa hayvan tamamen murdar olur kullanılamaz.
  • Hayvanın arka butları ayrılır bunların içindeki siyatik siniri tek parça olarak menaker adı verilen bir uzman tarafından çıkartılır. Menakerlik çok uzun bir eğitim gerektirdiğinden ve her şehirde menaker bulunmadığından çoğu zaman bu butlar Yahudilerce kullanılamaz.
  • Kesim ayrıca veteriner kontrolünde gerçekleştirilir, ancak veterinerin yenilebilir ifadesine karşılık şohet yenilemeyeceğini ifade ederse bu hayvanın eti dinen murdar kabul edilir. Örneğin hayvanın işkembesinden çıkabilecek ufak bir çivi parçası sağlık bakımından bir sorun oluşturmasa da dinen oluşturur.
  • Tüm bu işlemleri gerçekleştikten sonra etin üzerine koşer (כשׁר) damgası vurulur.

Etin tuzlanıp yıkanması

Yahudiliğe göre bir etin yenilebilmesi için sadece şehita kurallarına uygun olarak kesilmesi yetmez. Etin kanından tamamen arındırılması gerekir çünkü Yahudilikte kan yemek günahtır.

Bunun için tuzlama işlemi gerekir. Bir etin kesildikten sonra 72 saat içinde tuzlanarak kanından arındırılması gerekir 72 saatten sonra yapılan tuzlama işlemi işe yaramaz. 72 saat içinde tuzlanmamış etler sadece mangal ve ızgarada kullanılabilir ama haşlama olarak kullanılamaz.

Eti yıkamak

  • Tuzlanacak et önce ılık (sıcak değil sıcak su eti pişirir kanı sabitler) su dolu bir kap içerisinde (Bu kap başka hiçbir iş için kullanılmamalıdır çünkü bu aşamada et hala murdardır) yarım saat bekletilir su etin üzerini tamamen örtmelidir.
  • Arada bir eti ters düz ederek suyun her yerine nüfuz etmesi sağlanır
  • Et suda 24 saatten fazla kalırsa murdar olur çünkü bu süre zarfında suda kalan etin kanı sabitlenir.
  • Yarım saat sonra etler çıkartılır eğer bıçakla parçalara ayrılırsa bu parçaların tekrar suda bekletilmesi gerekir.

Eti tuzlamak

  • Sudan alınan eti fazla suyu silkelendikten sonra (tamamen de kuru olmamalıdır) üzerine çok ince olmayan ama çok kalın taneleri de olmayan orta kalınlıkta tuz serpiştirilerek tuzlanır.
  • Tuz etin her tarafına gelmeli etin tuzsuz bir kısmı kalmamalıdır.
  • Sonra et sadece bu iş için kullanılacak delikli bir süzgüye yerleştirilir, ancak et deliklerin tıkanmasına mani olmamalı süzülen kan deliklerden akabilmelidir.
  • Et buzdolabından yeni çıkmış ve donmuş olmamalı oda ısısında olmalıdır.
  • Bu şekilde et bir saat tuzda bırakılır, kullanılan tuz ikinci kez kullanılmaz murdardır, bu iş için kullanılan delikli kap mutfakta başka iş için kullanılmaz.
  • Tuzda bir saat kalan ve kanı süzülen et ikinci yıkama işlemine alınır.

Etin ikinci kez yıkanması

  • Tuzlamadan alınan et, soğuk suda üç kez yıkanır el ile ovuşturularak tuzlarından ve kanından iyice arındırılır.

Et ancak bu işlemlerden geçtikten sonra yenilebilir hale gelir. Bu işlemlerden geçmiş et buzluğa konularak daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir.

Etli ve Sütlü Yasağı

Yahudiliğe göre etli ile sütlü gıdaların aynı anda yenilmesi, aynı kaplarda pişirilmesi yasaktır.
Hafif sütlü gıdaların yenmesinden sonra ağız çalkalanıp, masa örtüsü ve kap kacak değiştirildikten sonra etli yiyecek yenebilir ama tam tersi mümkün değildir.

Etli bir yiyecek yenildikten sonra:

  • Sefaradlarda altı saat
  • Aşkenazlarda üç saat geçmeden sütlü bir yiyecek veya türevi yenilemez.

Etli yiyeceklerin piştiği kaplar ve sütlü yiyeceklerin piştiği kaplar, tabaklar, kaşık ve çatallar ayrı olmalıdır. Nedeni ise, yavru olan kuzunun etini yerken annesinin sütünü aynı anda tüketmiş gibi olursunuz ve bu durumun gaddarca olduğu düşünülür. Bu yüzden İsrail'deki McDonald's restoranlarında milkshake ve cheeseburger satılmaz.

Et veya süt sayılmayanlar

Et veya süt sayılmayan besinlere parve adı verilir. Bunlar etlilerle de sütlülerle de beraber tüketilebilirler.

Et dışındakiler

Et dışındaki ürünlerin de koşer sayılabilmesi ve kaşer sertifikası alabilmesi için hahamlık tarafından denetlenmiş ve hijyene uymayan ya da Yahudi inançlarına aykırı katkı maddesi ya da işlem basamakları içermemesi gereklidir. Bu sebeple koşer belgesi almak isteyen üretici firmalar bu denetimden geçerler.

Koşer ürünler

Yurt dışında üretilen veya yurt dışına satılan birçok ürünün üzerinde koşer ibaresi bulunur. Bu ibare Yahudi olmayanlar tarafından da aranan bir özelliktir. Çünkü Yahudilerde domuz eti yemek ve kullanmak yasaktır.

Koşer restoranlar

Koşer kurallarına uygun olarak çalışan ve kullandıkları tüm ürünler kaşer olan restoranlara Koşer Restoran adı verilir, bu restoranlar hemen her ülkede sadece Yahudilere değil, domuz eti yemekten çekinen diğer dinlerin mensuplarına da hizmet verirler.

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yahudilik</span> tek tanrılı etnik bir İbrahimî din

Yahudilik, Yahudi milletinin kolektif inancını, kültürünü, hukukî kurallarını ve medeniyetini içeren etnik bir dindir. İlk İbrahimî din olmasının yanı sıra insanlık tarihindeki en eski dinler arasında da yer alan Yahudilik, monoteizm temelli dinlerin ilk örneğidir. Yahudilik, riayetkâr Yahudiler tarafından "Avraham'ın YHVH ile yaptıkları sözleşmenin bir ifadesi" olarak yorumlanır. Geniş metinleri ve uygulamaları, çeşitli teolojik pozisyonları ve örgütlenme biçimlerini kapsayan Yahudilik, bir İbrani felsefi görüşü olmakla birlikte aynı zamanda bir dünya görüşüdür. Torah, Tanah'ın bir parçasıdır ve Midraş ile Talmud gibi ikincil metinlerle birlikte temsil edilen tamamlayıcı bir sözlü geleneğin parçasıdır. Dünya çapındaki toplam 14 ila 15 milyon takipçisi ile Yahudilik, en büyük onuncu dindir.

<span class="mw-page-title-main">Hamursuz Bayramı</span> Mısır’da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göçünü anan Yahudi bayramı

Pesah, Fısıh veya Hamursuz Bayramı, bir Yahudi bayramı ve festivalidir. Mısır'da kölelikten kurtarılan Antik İsraillilerin göç hikâyesini anar. Pesah, Yahudi takvimindeki Nisan ayının 15. günü başlar, bu tarih Kuzey Yarım Küre’de bahara denk gelir ve bayram 7 veya 8 gün kutlanır. Yahudi bayramları arasında en çok kutlanan bayramlardan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Şohet</span>

Şohet, Musevilik'de yenilmesi serbest olan hayvanların kesiminin Şehita adı verilen kurallar dahilinde, özel bir kesim tekniği ile bu işin eğitimini almış ve anatomi bilgisi olan yetkili bir kişi tarafından yapılması gereklidir bu kişiye Şohet adı verilir.

Musevilikte bir et şehita kurallarına uygun olarak bir şohet tarafından kesilmiş olsa bile bu hayvanın arka butları içerisinde siyatik siniri olduğundan yenilmesi yasaktır. Bu siyatik sinirini tek parça halinde çıkartan ve bunun eğitimini alan kişiye menaker adı verilir.

Trefa ya da Taref, Musevilikte bir yiyeceğin dini kurallara göre yenilmesinin haram olması durumu (Mundar). Bu kelime “Kaşer” (koşer) kelimesinin zıt anlamlısı olarak kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Parve</span>

Kaşerut kurallarına göre Musevilikte et ile süt ürünlerinin aynı anda tüketilmesi yasaktır, et yiyen bir kişinin bunun üzerine süt veya süt ürünü içeren bir yiyecek yiyebilmesi için 3-6 saat kadar bir süre geçmesi gerekir. Yahudiliğe göre et veya süt grubundan sayılmayan sebze, meyve, hububat gibi besinlere Parve adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">Türk mutfağı</span> Türk gastronomi geleneğine dahil bütün yiyecek ve içecekler

Türk mutfağı, Türkiye'nin ulusal mutfağıdır. Orta Asya, Selçuklu ve Beylikler ile Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Cumhuriyet Dönemi Türk Mutfağı hem Balkan ve Orta Doğu mutfaklarını etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir. Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Çorba</span> sıvı, tuzlu yiyecek, genellikle sıcak yenir

Kökeni Sanskritçe’den gelen İngilizce çorba (soup) kelimesi, ‘iyi beslenme’ anlamı taşır. Yaklaşık 10 bin yıl öncesinde çorba hazırlandığını ve içildiğini gösteren kayıtlar bulunmaktadır. Çinde 2400 yıllık çorba arkeologlar tarafından Şian antik kentinde bulundu. İnsanlığın çorbayla tanışması, MS 3. yüzyıla rastlıyor. O devrin azizlerinden olan St. Patroklus, arpa ekmeğini suya batırıp üstüne tuz serperek yermiş. Bu daha sonraları, karanlık çağlardan itibaren Avrupa'nın beslenme sistemine girecek çorbanın ilk hali olarak karşımıza çıkıyor. Avrupa'da alta ekmek koyup, üstüne su veya etsuyu dökerek yapılan çorba çeşidi bugün Fransızlar'ın ünlü soğan çorbası olarak hala yerini koruyor

<span class="mw-page-title-main">Anusim</span>

Anusim Halaha'da Yahudilerin zorla din değiştirdiğini veya istekleri dışında Yahudilikten çıkarılmalarını belirten yasal kategoridir. Bu terimin birebir tercümesi "zorlananlar"dır.

613 Mitsvot Musa'nın beş kitabı olan Tevrat'ta anlatılan, yapılması gereken kanuni, ahlaki ve ruhani uygulamalardır. Tevrat'taki bu kanun ilkeleri için bazen "bağlantılar" veya "emirler" (mitsvot) denip hepsine birden "Musa'nın kanunları", ya da kısaca "Kanun" denir. Mitsvot, İbranicede mitsva'nın çoğul halidir.

<span class="mw-page-title-main">Yahudiliğin evliliğe bakış açısı</span>

Yahudilikte evlilik, Tanrı'nın müdahil olduğu bir Yahudi erkek ve bir Yahudi kadın arasında yapılan birleşme anlaşmasının belgelenmesidir. Evliliğin tek koşulu çocuk yapmak olmamasına rağmen bu emrin yerine getirilmesi beklenir. Esas merkezi odak kadın ile erkeğin ilişkisidir. Ruhani anlamda evlilik, kadın ile erkeğin ruhlarının bir bütün olmasıdır. Bu sebeple evlenmemiş adam "tam" sayılmaz çünkü ruhu henüz tamamlanmamıştır ve yarımdır.

<span class="mw-page-title-main">Çerkes mutfağı</span>

Çerkes mutfağı, Çerkeslere özgü yemek pişirme tarzıdır. Çerkes yemekleri (шхынхэр) daha çok et ve süt ürünleri ağırlıklıdır. Çerkesler ekmeği az kullanırlar. Çerkesleri/Adığeleri tanıtan yemekler şıpsı-p’aste ile şelame-halıjo’dur. Adiğelerin geleneksel yemekleri et, tahıl ve süt yemeklerinden oluşur. Çerkeslerde yemeğe başlamadan, sofra büyüğünün bir konuşma (dua) yapması adettir.

<span class="mw-page-title-main">Irak mutfağı</span> Vikimedya liste maddesi

Irak mutfağı, Irak'ın ulusal mutfağıdır. Arap kültürünün mirasçısı olan Irak mutfağı Orta Doğu mutfaklarından etkilenmiştir. Ayrıca Irak mutfağı yörelere göre de farklılıklar gösterir. Güney Irak mutfağı, Kuzey Irak mutfağı gibi birçok yöreler kendilerine ait zengin bir yemek haznesine sahiptirler. Irak mutfağı ya da Mezopotamya mutfağı uzun bir geçmişe sahiptir yaklaşık 10.000 yıl öncesine dayanmaktadır. Günümüzde, ırak mutfağı İran, Kürt ve Arap mutfaklarından etkilenmiştir. Kürt ve Arap mutfağı oldukça tutulmakta olup Irak'ın her yerinde şavurma lokantalarından ırak otellerinin lüks lokantalarına kadar her yerde bulunabilinmektedir. Hızlı yiyecekler, Arap, Kürt ve Batı mutfakları da oldukça popüler olup geniş miktarda bulunabilmektedir. ırak mutfağı Kürtler ve Araplarla binlerce yıllık etkileşimle günümüze gelmiş gayet zengin ve farklı bir mutfaktır. Mutfağın temel malzemeleri kuzu eti, yöresel baharatlardır, pirinç ve bulgurdur. Bu nedenle ırak mutfağı ağır yemeklerden oluşur. Mutfağın temel bileşenleri Kebaplar, Lahmacunlar, Etli yemekler ve hamurlu tatlılar olup dünyanın her yerinde tanınmakta ve tercih edilmektedir.

Avoda Zara , kastedilen mânâsı "putperestlik" ya da "bidatlar") Talmud'un dördüncü kitabı olan Nezikin’in kitapçıklarından birisidir. Bâzı kaynaklarda Aboda Zara olarak da geçmektedir. Avoda Zara'da genellikle Yahudi-olmayanlar arasında yaşayan Yahudilerin meseleleri düzenlenmektedir. Bunların başında, Yahudilerin, Yahudi-olmayanlar ile olan ilişkileri gelmektedir. Kitapçıkta, Yahudilerin putperestlikten ve diğer kültürler içinde asimile olmaktan uzak durmalarını sağlamaya dâir düzenlemeler yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Temiz olmayan hayvan</span>

Temiz olmayan hayvan, bazı dinlerde etinin yenmesi ve temas edilmesi tabu sayılan hayvandır. Bu dinlere göre bu hayvanlarla temas eden kişiler kendilerini temizlemek için bazı temizlenme ritüellerini uygulamak zorundadırlar.

Romanya mutfağı, geleneksel olarak en çok Türk mutfağından, daha sonra da Avusturya, Alman, Yunan ve Macar mutfaklarından etkilenmiştir. Köfteler, çorbalar, dolmalar, tatlılar, salatalar dört yüzden yıldan fazla egemenliği altında kaldıkları Osmanlı İmparatorluğu'nun yemeklerine çok benzer. Alkollü içkilerden en çok şarap içilir. Romanya şarabı, dünyada en çok üretilen ilk on arasındadır. Bira da tercih edilen alkollü içkilerdendir.

<span class="mw-page-title-main">Menudo (çorba)</span> Geleneksel bir Meksika çorbası

Menudo, kırmızı biberli et suyunda inek midesinden (işkembe) yapılan geleneksel bir Meksika çorbasıdır. Filipinler'de domuz eti ve domuz ciğeri ile yapılan bir güveç ile aynı adı paylaşmaktadır.

Antik zamanlardan günümüze kadar hayvanlar dinlerde aktif rol almışlardır. Çeşitli dinlerde ve mitolojilerde tanrı seviyesinde görülmüş, bazen tanrıları temsilen kullanılmış bazen de tanrıların elçileri olarak görülmüştür. Lakin İslam ve diğer semavi dinler hayvanları din içinde çok kullanmaz. İslam yayıldığı coğrafya gereği Ortadoğu'ya özel bazı varlıkları dini hikâyelerde anmıştır. Bunlardan en çok bilineni Muhammed ve Ebubekir'in müşriklerden kaçmak için sığındığı Sevr Dağı çevresinde bulunan bir mağaraya saklanmaları ve mağaranın girişinin bir örümcek tarafından ağ ile gizlenmesi hikâyesidir. Başka bir hikâye ise Nuh ile ilgili olan hikâyedir. İnanışa göre Nuh tufan sırasında gemisine her ırktan iki cinsiyete ait canlılar almış ve tufandan sonra bu canlılar üreyerek soyunu devam etmiştir. İslam neredeyse tüm İbrahimî dinler gibi insanları hayvanların sahibi olarak kabul eder. Kur'an'da ise hayvan kelimesi bazen hakaret olarak kullanılır. Lakin Allah Kur'an'da hayvanlara merhameti de emretmiştir. Muhammed'in kedisi Müezza bu konu üzerinde fikir vermek için kullanılabilir. Kaynaklara göre bir gün kedi Muhammed'in kıyafeti üstünde uykuya dalmış, Muhammed ise onu uyandırmamak için kıyafetindeki kumaşı kesmiştir. Bu yüzden kedi beslemek İslam inancına göre sünnettir. Muhammed'in kedi sevgisine atıfta bulunan bir başka hikâye ise Uhud Savaşı sırasında gerçekleşir. Muhammed ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca durdurmuştur. Ayrıca kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikmiş, orduyu o kedinin etrafından dolaştırmıştır. Savaş sonunda ise nöbetçiden kediyi geri istemiş ve ismini Müezza koyup sahiplenmiştir. İddialara göre Müezza siyah ve beyaz renklerinde bir Habeş kedisidir. Müezza isminin geçtiği son hikâye ise kedilerin temizliği ile ilgilidir. Muhammed, kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi içti" deyince, Muhammed "Onlar en temiz ağıza sahiptirler." demiş ve abdest almıştır. Ayrıca Muhammed'in Umeyr adını verdiği kuşu ölen Zeyd adlı bir çocuğa taziye ziyaretine gittiği de söylenir. Deve ayrıca coğrafya gereği İslam kaynaklarında geçer, Muhammed ile ilgili hikâyelerin bazılarında deve geçer. Bunlardan biri Muhammed'in torunlarının deve isteğidir. Muhammed parası olmadığı için deve alamamış ama çocukları sırtına almıştır. Bu konuyla ilgili son hikâye ise Abdullah bin Ömer'in deve istediği hikâyedir. Bir gün Abdullah, babası ve Muhammed'in bulunduğu bir kafilede deveye biniyordu. Abdullah hafif olduğu için hızlı gidiyor ve sık sık kafilenin başına geçiyordu, babası ise bu duruma oldukça kızıyordu. Bunun üzerine Muhammed deveyi satın almak istedi, Abdullah'ın babası ise ücretsiz olarak vermek istedi, Muhammed ısrarcı oldu ve deveyi satın aldı. Deveyi aldıktan sonra ise deveyi çocuğa verdi. Ayrıca istediği kadar hızlı gidebileceğini söyledi.

Koşer içki, Orthodox Union (OU) göre, koşer uygun veya kabul edilebilir anlamına gelir ve tüketilebilir maddeler bağlamında kullanımı Eski Ahit'e ve İncil'den önceki ve Yahudi hukuku (halaha), teolojisi ve kültürü için birincil kural kitabı olan Talmud'a kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Mevuşal</span>

Mevuşal, İbranice'de "pişmiş" anlamına gelir ve kaynatılmış şarap anlamında kullanılır. Koşer şarap pişirildikten sonra, Yahudi olmayanlar tarafından elleçlenebilir ve yine de koşer statüsünü koruyabilir. Bu nedenle, koşer bir ortamda Yahudi olmayanlar tarafından veya onlara servis edilen tüm şarapların mevuşal olarak etiketlenmesi zorunludur.