İçeriğe atla

Koç'as

Koç'as (КъокӀас), Adigeler arasında anlatılan, yaklaşık üç yüz yıllık bir geçmişe sahip olan destandır. Şiir ve düz anlatım biçimleri vardır.

Koç'as dramı

Adıge dram yazarı İbrahim Tsey'in (1890-1936), konuyu işleyen dört perdelik dramı "Koç'as" (1929) da ünlü bir yapıttır, piyeste Pşıkhafe, Hatukay beyi olarak işlenir. Piyeste, Hatukay prensesi Guaşe, bir Çerkes düğününde sığır derisini kapma (шъо зэтэх) yarışında, birçok soylu genci devrip deriyi kapıp düğünün en güzel kadını olan prensesin önüne atan Koç'as'a sırılsıklam aşık olur. Koç'as, özgür (fekol'/Фэкъол1) bir avcıdır ve yakın bir yerde kamp kurmuştur. Bir gece Prenses Guaşe, gizlice Koç'as'ın kampını ziyaret eder ve Koç'as'a aşkını ifade eder, onunla kaçmayı önerir. Ama Koç'as'dan karşılık bulamaz. Kızgınlık içinde köyüne döner. Durum köyde duyulur. Bir süre sonra kocası Devey Pşıkhafe, yağmaladığı bir at sürüsüyle geri döner,Guaşe kocasını Koç'as'a karşı kışkırtır. Beyin geldiğini gören Koç'as'ın arkadaşları, ikisi dışında kaçarlar. Çatışmada Koç'as beyi öldürür, beyin adamları da Koç'as'ı öldürürler (Koç'as dramının Türkçe tam bir çevirisi için bkz. "Koç'as", Kafkasya Kültürel Dergisi,sayı 45-46;bir başka değerlendirme için de bk.Abu Şhalaho,Yıldız Kahramanları-3,CircassianCanada,Tarih bölümü).

Koç'as Şarkısı

Konusu

Türkiye'de halk arasındaki bir anlatıya göre, Koç'as üzerine anlatılan öykü şöyle özetlenebilir:

Şapsığ diyarından özgür bir avcı olan Hatkhı oğlu Koç'as (Хьатхы икъо КъокӀас) ile K'ahe (KӀaxэ;eski bir Çerkes topluluğu) beyi (пщы) Devay Pşıkhafe (Дэуай Пщыхафэ ya da kısa adıyla: Deveypş) arkadaştır. Bir gün Pşıkhafe, ganimetlerle birlikte yağmadan döner. Bu arada bir kağnı arabasındaki bir kafes içine konmuş iri kıyım esir bir delikanlı da getirilmiştir. Koç'as beye dönüp, "Bu denli iri ve güçlü-kuvvetli bir insan nasıl olur da böyle bir kafese girer?" diye sorar. Bey de, böbürlenerek ve uluorta, "Koç'as, sen onun düştüğü durumu bir bilseydin, sen de o duruma düşseydin, tıpış tıpış o kafese girerdin" karşılığını verir. Bey'in bu tür konuşması karşısında, Koç'as kızar, "Beni kimse öyle bir kafese sokamaz, buna sen dahil, hiç kimsenin gücü yetmez" der. Tartışma, giderek atışmaya, sonunda da inatlaşma ve boy ölçüşmeye (лӀышъхьэ зэтэх) varır.

Koç'as, Pşıkhafe'ye istediği yerde karşılaşmaya hazır olduğunu söyler.

Çok geçmede Pşıkhafe, 50 silahşoru (оркъ/ "verk") ile birlikte Koç'as'ın av kampına doğru yola koyulur. Akşam üzeri, kamptakiler bir toz bulutunun kampa doğru gelmekte olduğunu görürler. İçlerinden biri bir ağaca çıkıp gelenlere bakar, "Koç'as, diye seslenir, gözün aydın gelenler var, konuk desem fazla, ordu desem az"... Derken birazdan Devay Pşıkhafe, yetişir, Koç'as'ın yanındakilerin çoğu ormana kaçar.

Pşıkhafe, Koç'as'a, "Sana bir şans tanıyorum, hadi atımın terkisine atla, prensese (guaşeye) götüreceğim seni, seni ne yapar, artık o onun bileceği bir şey, oyalama beni,haydi atla terkime/arkama" der. Bu tür bir konuşma özgür bir Adıge'nin kaldırabileceği bir şey değildi.

Koç'as da, "Pşıkhafe,at terkisinde götürebileceğin kişilerden biri değilim ben, bunu iyi bil, bilmiyorsan, prensesine (Guaşe'ye) sor, o bunu iyi bilir" karşılığını verir. Bu sözler karşısında çılgına dönen bey, "Vurun şu köpeği" diye kolunu kaldırır. Böylece Koç'as'ın beklediği fırsat eline geçmiş olur ve bunu hemen değerlendirir, zırh kuşandığı için vurması olanaksız gibi olan beyi, şimdi kol yeninden gönderdiği tek bir kurşun ile, yandan, tam kalbinden vurur, bey bir saman çuvalı gibi atından yuvarlanır ve korkunç bir çığlık çıkarır. Adamları beyin başına toplanırlar, ama Bey, "Bırakın beni, bana bunu yapan şu kancık köpeği (habzı'yı) gebertin!" der ve ölür. Beyin adamları da, sert bir çarpışma sonunda, Koç'as'ı öldürürler.

Beyin ölüsü,köyüne götürülür ve büyük bir törenle bakırdan yapılma bir yığma mezara (гъоплъэ бэн) defnedilir, Koç'as ise sıradan bir ölü gibi toprak mezara gömülür. Bir süre sonra, Pşıkhafe'nin, güzelliği dillere destan karısı (Гуащэ/Guaşe) bir düş görür; düşünde Koç'as prensese görünür. Koç'as, "Guaşe"der, "Ben yiğitlikte Devay Pşıkhafe'den daha aşağı biri miydim?Ona bakır mezar yaptırdınız, beni ise toprak bir mezara gömdünüz" der.

Bunun üzerine prenses, Koç'as için de bir bakır mezar yaptırır ve adına ölü yemeği (хьадэӀус) dağıtır.

Destandan (Abadzeh lehçesinden) değişik bir derleme şarkı çevirisi:

HATKHI KOÇ'AS (ХЬAТХЭ КЪОКӀАС)

Hatkhıların küçük Koç'as'ı, Eyvah, (-tehlikeli bir yerde-) avlanıyor./Av kampını da ne yazık ki, Ajıpsı (Ажъыпсы) Irmağı kenarına kuruyor./Av kampına, Genç arkadaşları da geliyorlar./Koç'as'ın kampında, Semiz geyik eti eksik olmaz./Ama (-kendi alanında-) geyik avlandığını, Beylerin en zalimi de haber alır./Haber alır almaz, Bir grup atlıyla yola koyuluyor./Bey'in gelmekte olduğunu, Koç'as'ın iki tazısı anında fark ediyor./Yerinin öğrenildiğini Koç'as da anlıyor, Durumu ıslıkla arkadaşlarına bildiriyor./Eyvah, bu ıslık Hatkhıların Koç'as'ının, Çağırıyor olmalı bizi diyorlar./Ağaca tırmandığında,Koç'as, Atlıların gelmekte olduğunu görüyor./"Konuk desem fazla, ordu desem az bunlar" diyor./Er olanlar, silahlarını kuşansınlar./Eğer kalmayacaksanız, Karanlık ormana dalın./"Kalamayız burada, Gidelim Koç'as" diyorlar/"Siz gidin, babam sorarsa eğer, At sürüsü getirip dönecek dersiniz".İnanmazsa size, Leş kargalarının toplaştığı yere gitmesini söylersiniz"./Birazdan, ne yazık ki, Başlarında Bey, atlılar yetişiyorlar./Hatkhıların Koç'as'ı, yine de, Efendice karşıladı onları./"Bize zorluk çıkarma,Koç'as, Hemen atla terkime!" dedi bey./"Doğduğumdan beri, At terkisine binmeyi hiç sevmem./Sevmediğimi de,Bütün bir Şapsığ diyarı bilir./Acıktıysanız eğer, Buyurun bu küçük çardağıma./Yolu soruyorsanız eğer, Aşağıya giden bu yolu izleyebilirsiniz"./"Lafı uzatma, Koç'as,Atla hemen atımın terkisine."/"Daha ileriye geçecek olursan eğer, Yeri selamlatırım sana"./"Senin kör kurşunun, Çürük barutun işlemez bana"./"Benim kör kurşunum, Yedi Çarşamba (-deyim; sağlam anlamında-) yüreğiyle dökülmüştür./Çürük barutuma Denizdeki (Karadeniz) koca gemiler bile selam verirler./Tüfeğime gelince, İlkbahar gök gürültüleri gibi gürülder"./Ardından, K'akhelerin (КӀахэ-Çerkes) zalim beyi, Gümbürdeyerek atından yuvarlanır./Beykol sürüsü (-bey kulu, beyin adamları-), vah vah diyerek, Deri kamçılarıyla dövünüyorlar (Kube Csaban [КӀубэ Шэбан],Adighe Folklor-II,NewYork,1963,No.45).

O,"Geyikleri gök gürüldemesi gibi bağırtan,Ejderhaları çığlık çığlığa bırakan-Koç'as" idi (Hatkhıların Koç'as'ı şarkısından/"Хьатх я Къок1асэ иорэд",A.M.Гадагатль,Героический эпос НАРТЫ и его генезис[Yiğitlik Destanı Nartlar ve Kökeni],Краснодар,1967,s.147).

Hatkhı oğlu Ç'as

Kabartaylar arasında söylenen, ad ve anlam benzerliği olan ve Kоç'as ile karıştırılan başka bir Çerkes kahramanı üzerine bir anlatı daha vardır: Hatkhı oğlu Ç'as (Хьатхы икъуэ КӀас). Hatkhı oğlu Koç'as, K'ahe (KӀaxэ) topluluğu beyini (pşı) ile çatışır ve onu öldürür, Hatkhı Ç'as ise Kalmuklarla çatışır ve annesini tutsaklıktan kurtarır. Anlatı özetle şöyledir:

Adıgelerin bir arada yaşadıklar bir dönemde, sınır boyunda,yani tehlikeli bir yerde varlıklı bir köy bulunuyordu. Bir gün iki köy Kalmukların baskınına uğrar. O zamanlar tutsak alınanlar hizmet ya da köle olarak satılmak için götürülürlerdi. Tutsaklardan genç bir kadın yolda doğum yapar. Kalmuklar doğan bebekleri öldürüp atmakta, sadece annesini götürmektedirler. Kadın yalvarır, bebek öldürülmez,bir çaputa sarılıp bir çalı dibine bırakılır.Bebek, Kalmukları izleyen Adıge atlıları tarafından bulunur. Çocuk, çocuğu olmayan atlı grubunun başkanına verilir ve onun ailesi tarafından büyütülür.

Çocuk usta bir silahşor olur. Bir gün kapıştığı bir bey (пщы/pşı) oğlundan, kendisinin bir besleme olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Hatkhı oğlu Ç'as, analığını sıkıştırır ve asıl annesinin Kalmuklar tarafından tutsak alındığını ve olayı ondan öğrenir. Kış üzeri iki arkadaşıyla birlikte Kalmuk diyarına doğru yola çıkar. Tipi nedeniyle iki arkadaşı soğuktan ölür. Ama kendi yakınlardaki bir Müslüman köyüne ulaşmayı başarır, sabah namazını kılıp camiden çıkan köylülere Müslüman olduğunu söyler ve onların yardımıyla iki arkadaşını toprağa verir.

Ardından bir başına yola koyulur, Kalmuk beyinin beldesine varır. Yaşlı, kimsesiz, çok yoksul ve çok yaşlı bir Kalmuk kadınına konuk olur, ona maddi yardımda bulunur. İyi kalpli ve yardımsever biri olan bu kadının yardımıyla gerçek annesini bulur ve atına alır. Kalmuk atlıları peşine düşerler. Ç'as annesini bir köşeye saklar, Adıge geleneği gereği, bir haberci dışında, kendisini izleyenlerin hepsini bir bir öldürür, sonunda annesi ile birlikte köyüne döner (bk.Адыгэ хъыбархэр [Adıge Sözlü Anlatıları],Çerkessk,1986,s.68-74,bu halk anlatısı 30.03.1968'de Azamet Habeçir'den yazar Mihail Mıjey tarafından derlenmiştir).

Kaynakça

Notlar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çerkesler</span> Kafkas halkı

Çerkesler ya da Adigeler, Kuzey Kafkasya'da, tarihi Çerkesya'nın yerli halkı olan etnik grup. Rus İmparatorluğu tarafından işlenen Çerkes Soykırımı'nın sonucunda Çerkeslerin çoğu öldürülmüş, kalanlar ise Osmanlı topraklarına sürülmüştür. Çerkesler Çerkesçe konuşur ve neredeyse tamamı Sünni Müslümandır. Çerkesya eski zamanlardan beri istilalara maruz kalmıştır; izole edilmiş arazisi, bitmeyen savaşlarla birlikte Çerkes ulusal kimliğini büyük ölçüde etkilemiştir. Çerkes bayrağı Çerkeslerin millî bayrağıdır ve yeşil zemin üzerinde dokuzu yay, üçü yatay şekilde on iki altunî yıldız ve üç çapraz oktan oluşur.

<i>Kuyucaklı Yusuf</i> 1937de yayımlanan bir Sabahattin Ali romanı

Kuyucaklı Yusuf, o zamana kadar bir öykü yazarı olarak tanınan Sabahattin Ali'nin 1937 yılında kaleme aldığı ve yayımladığı ilk romanıdır. Romanın baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden birisi olarak kabul edilir. Roman, Millî Eğitim Bakanlığı’nın ortaöğretim öğrencilerine tavsiye ettiği "100 Temel Eser" listesinde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Adige Cumhuriyeti</span> Rusyaya bağlı özerk cumhuriyet

Adige Cumhuriyeti (AC), Kuzey Kafkasya'da Rusya Federasyonu üyesi bir cumhuriyet. Kafkas Dağlarının kuzeyinde, Krasnodar Kray sınırları içinde yer alır. Cumhuriyetin yazıçeviri olarak adı Respublika Adıgeya olup Adigeya olarak da bilinir. Adige Cumhuriyeti adını, günümüzde nüfusun daha azı durumunda olan Batı Çerkeslerinden alır. Başkenti Maykop'tur. Yüzölçümü 7.600 km², nüfusu 440327 (2010). Nüfus yoğunluğu 58.8'dir. Adige Devlet Üniversitesi cumhuriyetin üniversitesidir.

<span class="mw-page-title-main">Çerkesya</span> Kuzeybatı Kafkasyada Adige kabilelerinin birleşmesi ile kurulmuş eski bir devlet

Çerkesya, günümüzde Rusya sınırlarında kalan Kuzeybatı Kafkasya'da var olmuş tarihî ülke ve bölge. Rus-Çerkes Savaşı sonucunda Çerkesya yıkılmış ve Çerkes nüfusunun %75-90'ı topluca katledilmiş, kalan Çerkeslerin büyük kısmı da Osmanlı topraklarına sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Türk mitolojisi</span> altay türklerin oluşturduğu mitlerden oluşan mitoloji

Türk mitolojisi, tarihi Türk halklarının inanmış oldukları mitolojik bütüne verilen isimdir. Eski efsaneler, Türk halklarının eski ortak inancı Tengricilikten ögeler taşımaktan çok sosyal ve kültürel temalarla doludur. Bunların bazıları sonradan İslâmî ögeler ile değiştirilmiştir. Dünyanın en eski edebi belgelerinden biri olarak geçen Dede Korkut destanlarının orijinal yapıtları, Vatikan ve Dresden kütüphanelerinde bulunmaktadır. Ege ve Anadolu Uygarlığı mitolojisi ile benzerlikler bulundurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Batı Çerkesleri</span>

Batı Çerkesleri ya da Batı Adığeleri, Kuzey Çerkesleri veya Adigeyler, Adigeler, Çerkeslerin bir kolu olan ve Rusya'ya bağlı Adigey Cumhuriyeti ile Krasnodar Krayı ile Çerkes Sürgünü'nde Çarlık Rusyası döneminde Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürülüp tehcir ettirilen ve bugün Türkiye, Ürdün, Suriye ve İsrail gibi ülkelerde yaşayan Kuzey Kafkas halkı. Adigeler, Adigey Cumhuriyetinin 447.109 (2002) olan toplam nüfusunun % 24.2'sini oluşturur.

"Restless", The WB kanalında yayınlanan, Joss Whedon tarafından oluşturulan bir fantastik dizi olan Buffy the Vampire Slayer televizyon dizisinin dördüncü sezonunun yirmi ikinci ve son bölümü. Bölüm, Scooby Gang'in, yarı iblis yarı makine düşmanları Adam'ı yenmelerinden sonra Apocalypse Now adlı filmi izlerken uyuyakalmalarını ve bir önceki bölüm "Primeval"da istemeden uyandırdıkları ilk avcının ruhunun onları, Buffy'nin avcılığını ve yaşama tarzını beğenmediği için rüyalarında öldürmeye çalışmasını konu almaktadır. Her rüyada Scooby Gang üyeleri kendi korkularıyla ve belki de gelecekleriyle yüzleşirler. Dört Scooby Gang üyesi de inanılmaz birer canlı-rüya tecrübesi yaşarlar.

<span class="mw-page-title-main">Cemel, Şarkışla</span>

Cemel, Sivas ilinin Şarkışla ilçesine bağlı bir beldedir.

<span class="mw-page-title-main">Muhterem Nur</span> Türk oyuncu ve şarkıcı

Muhterem Nur, gerçek adıyla Aysel Muhterem Kısa, Türk sinema oyuncusu ve şarkıcı.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah Yüce</span> Türk şarkıcı ve besteci

Abdullah Yüce, Türk müziği sanatçısı, şair, oyuncu.

Nuri Akıncı Yönetmen, senarist, yapımcı.

<span class="mw-page-title-main">Hayati Hamzaoğlu</span> Türk sinema oyuncusu (1933–2000)

Hayati Hamzaoğlu Türk sinema oyuncusudur.

<span class="mw-page-title-main">Nart destanları</span> Kuzey Kafkasya halklarının sözlü geleneklere dayalı kahramanlık destanı

Nart destanları, Kuzey Kafkasya halklarının sözlü geleneği içerisinde anlatılan ve büyük ölçüde derlenmiş olan yiğitlik destanı.

<span class="mw-page-title-main">At (folklor)</span> halkbilimi ögesi

Türk halkları kültüründe at, çok önemlidir nitekim, birçok halkbilimciye göre Bozkır Medeniyeti at üzerine kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Senih Orkan</span> Türk oyuncu

Senih Orkan, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu.

<span class="mw-page-title-main">Bjeduğlar</span> Çerkes boyu

Bjeduğlar, Rusya'ya bağlı Adıge Cumhuriyeti'nde yaşayan Batı Çerkeslerinden bir Çerkes boyu. Kafkasya'da nüfusları fazla iken, diasporada az sayıda bulunurlar. Adige bayrağında yer alan ve 12 Çerkes kabilesini temsil eden yıldızlardan biri de Bjeduğları ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">Arjuna</span>

Arjuna, Hint mitolojisinde dünya üzerindeki en büyük savaşçı, epik Hindu destanı Mahabharata'nın beş kahramanından ve Dvapara çağının en önemli figürlerinden biridir. Kelime anlamı 'parlak', 'ışıltı', 'beyaz' veya 'gümüş' olan Arjuna korkusuz bir okçu idi ve çoğu zaman Yenilemez Vişnu şeklinde kendisinden söz edilirdi.

<span class="mw-page-title-main">Hatukaylar</span> Çerkes boyu

Hatukaylar, tarihsel olarak Çerkesya'nın Hatukay vilayetinde yaşayan Çerkes boyu. Savaşçı kimlikli bir boy olarak biliniyorlardı. Günümüzde sayıları az olup çoğunlukla Türkiye'de yaşarlar. Çerkes bayrağında yer alan ve 12 Çerkes boyunu temsil eden yıldızlardan biri de Hatukayları ifade eder. Rus-Çerkes Savaşı döneminde Kafkasya'daki varlıkları Çerkes soykırımı sırasında yok edildi. Günümüzde Kafkasya'da kalmadıkları için Çerkes diyalektolojisinde adları geçmez. Şapsığlar, Hakuçlar, Abzehler gibi Batı Çerkeslerinde soylu sınıfı bulunmaz iken, Bjeduğ ve Çemguylarda olduğu gibi Hatukaylarda da bu sınıf görülür.

Ölmez Otu, Yaşar Kemal'in Dağın Öte Yüzü üçlemesinin üçüncü romanıdır. 1968 yılında Ant Yayınları tarafından yayımlandı. Toplam kırk yedi bölümden oluşmaktadır. Üçlemesinin son eseri olan Ölmez Otu'nda serinin diğer romanlarından farklı olarak, Memidik'in Muhtar Sefer'den almak istediği intikam sonunda onu öldürmesi ve köylülerin Taşbaşoğlu mitini yok etmeleri anlatılır.

<i>İnce Memed</i> Yaşar Kemalin 1955 ile 1987 arasında yazdığı ve dört ciltten oluşan roman serisi

İnce Memed, Yaşar Kemal'in 1955 ile 1987 arasında yazdığı ve dört ciltten oluşan roman serisidir. Serinin konusu Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Çukurova'da geçmektedir. Seri, Anadolu halkının geri kalmışlığı, köy hayatının sefaleti ve ağaların tüm yöreye tamamen hakim olması üzerine bu duruma karşı bir isyan öyküsüdür. Yaşar Kemal, 1947'de serinin birinci romanını yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54'te bitirdi. Seri son romanının yayımlanmasıyla otuz dokuz yılda tamamlanmıştır. İnce Memed serisi Yaşar Kemal tarafından "Anadolu'nun destanı" olması istenmiştir. Hürriyet Pazar tarafından oluşturulan yüz kişilik jüri tarafından belirlenen "Türk Edebiyatının Gelmiş Geçmiş En İyi 100 Romanı" listesinde bir numara seçilmiştir.